twitter hesapları askıya alınmış organizasyondur. tüm spor haberlerini bu organizasyondan takip ediyordum, yazık olmuş. umarım tekrardan açılma ihtimali vardır.
Her tarafından kalitesizlik akan, esasında güzel ancak birilerince günden güne kötüleştirilen ülkemizde takdir ettiğimiz ender şeylerden biri spora dair dijital platformlarımızdır. Sokrates dergi olsun, demarke sports olsun alanında epey iyi organizasyonlarımız var.
Ama işin kötü yanı aynı zamanda da bir istikrarsızlık söz konusu. örneğin demarke twitter hesabı kapatılmış geçen günlerde. tribün dergi de kapatılmıştı. güzel olan şeyler elimizden alınıp duruyor ve spora dair paylaşım yapan platformlardan kopuyoruz.
spor içeriği üreten siteler araştırırken denk geldim buraya. sanıyorum amatör bir oluşum ama düzenli ve kaliteli bir iş çıkartmışlar. ekipleri de siteden görebildiğim kadarıyla 30-40 kişi var gibi. takdir ettim emeği geçenler kimse. benim gibi sportif içerik arayışında olanlar için iyi bir seçenek. (http://www.plasedergi.com )
bir de fatih terim'e sağlam geçirmişler hem de büsbütün doğru noktalar üzerinden. terim'e gık bile diyemeyen aşırı tarafsız türk medyası göz önüne alınırsa takdire şayan ve korkusuzca bir iş. bu çizgide devam etmeliler.
Talisca’yı beğenen futbol izleyicilerine hiçbir lafım olmaz ve saygı duyarım çünkü kabul etmek gerekir ki oyuncunun muhteşem bir skor üretme becerisi var ancak gerek saha içi jest-mimik-hareketlerinden, gerek takım oyununa yatkın olmayışından ve gerek geç form tutan bir oyuncu olmasından şahsen takımımda görmek isteyeceğim bir oyuncu hiçbir zaman olmamıştır.
Galatasaray aynı bölgede taylan antalyalı gibi bir yeni yıldıza sahipken gidip talisca’ya tonla para vermemeli.
Dünyada zorla dayatılan her şey elbet bir gün tükenir. Kaynağı tehdit, en büyük iman motivasyonu cehennem adı verilmiş korku dünyası olan bir inanışın da sonsuza dek sürmeyeceği aşikardır. Artık yokuş aşağı vitesi boşalmış kamyoncasına kopuyor insanlar dinlerden. Çoğu imam hatipli ateist. Teknoloji de bunda etken.
Son 25 yılda istanbul’un başında babamın olabileceğine dair şüphelerimi arttıran bir haber ve başlık olmuştur. Zira bu aymazlık altında, utanmadan sıkılmadan hala konuşabilenlerin olduğu ortamda istanbul’u geçmişte babamın yönetmiş olma ihtimali düşünmeye değer bir ihtimaldir.
Karşılığında, “konuşmasına gerek yok yaptıkları ortada” diyerek cevap verilebilir zira mahir ünal ve kendisinin geldiği zihniyetin istanbul’a otuz yılda veremediklerini imamoğlu altı ayda vermiştir. Şehre huzur vermiştir, mutluluk vermiştir, özgürlük vermiştir.
Tabi hayattaki önceliği para ve rant olan, ihale avcılığı ile uğraşan tiplerin bundan anlaması da beklenemez.
Öte taraftakilerin göstermelik dahi olsa yapamadığı ve yapamayacağı şeyi yapmıştır. Market alışverişi yapacak diye gelişinden günler önce markete müşteri alımını kesip, milimlik deliklere kadar güvenlik taraması yaptıktan sonra, içeriye suni müşteri yerleştirip kamera karşısında şov yapanların şüphesiz algılayamayacağı bir olay.
Tutarlı insanı, görüşü ne olursa olsun dinlemeyi severim. Ancak görüşü uyduğu halde tutarlı bulmadığım insandan da nefret ederim. Yılmaz özdil benim için ikinci versiyona daha yakın birisi. Yıllarca iktidar karşıtlığı yapıp, bu akp neden hala yüzde altmış oy alıyor deyip, gidip akp’nin ülke içindeki en büyük ve güçlü rakibi cumhuriyet halk partisi’ni satarak vatan partisi reklamı yapmıştır senelerce.
En istikrarlı ve ivmeli dönemlerinde chp’yi yerden yere vurmuş, kötü giden dönemlerdeyse memnuniyetle susmuştur.
Eleştirileri, kendine hükümet karşıtı demesine rağmen genellikle muhalefetedir.
Yıllarca ahlak edebiyatı yapıp, fenerbahçe’nin şike sürecinde şike yapan, hak yiyen bir başkanla el ele kol kola yürümüştür.
Kişilik olarak da sinirli, huysuz, negatif, cingöz, sinsi biridir.