kapitalizmin sonucudur. şu an koca koca kelli felli zenginlerin, sosyetenin peşinde olduğu şey bir bahçe domatesi, bir hakiki tereyağı. o derece vahim durum. yatlar katlar alabiliyorsun ama allahın bir temiz domatesini yiyemiyorsun. sürdürülebilir değil.
kapitalizmin sonucudur. şu an koca koca kelli felli zenginlerin, sosyetenin peşinde olduğu şey bir bahçe domatesi, bir hakiki tereyağı. o derece vahim durum. yatlar katlar alabiliyorsun ama allahın bir temiz domatesini yiyemiyorsun. sürdürülebilir değil.
yaptığı işi eleştirecek kadar yakından tanımıyorum. işlerinin takipçisi değilim yani, zorla değil, beğenen izler, beğenmeyen izlemez bu konuda netiz.
yalnız tam olarak nerede olduğunu hatırlamasam da birkaç videoda denk geldim ve sadece o birkaç videodan yola çıkarak diyebilirim ki gördüğüm en itici, şişik, egolu adam.
bir de mesela bilim insanı egosunu anlarım, ne bileyim çok iyi bir yazar egosunu anlarım, bazılarına yakışır da yani. ama sana ne oluyor usta.
bir de kendisine samimi bir tavsiyem espri yapmasın. ciddiyim.
yine de başarılar dilerim tabi, umarım iyi işler yapar.
nerede öpüştüğünüze göre değişir. ev gibi mahrem ve müsait bir yer ise dudaklar öpüşürken eller ileri safhalara geçirecek ısınma dokunuşlarını yapabilir. bel, göğüs ve kalçalara mesela.
eğer public bir ortam iseniz zaten öpüşmeden ileri geçilmeyeceği için eller tetikte olmalı. zira her an "seks mi lan burası amına goduuuum" diye dayak yiyebilirsiniz. tetikte olun ki karşılık verebilin.
farkı bilmem de ortak noktası sanırım iki durumda da beynin devre dışı kalması durumudur, sadece birinde diğerinden daha fazla devre dışı kalıyor. aşık olduğunuzu düşünüp beyniniz yerine duygularınızla hareket ettiğiniz için hatalar sarmalının içine düşüyorsunuz. onun için tüm bu yıkık, bitik şarkılar... müslümler, azerler falan. neşeli, mutlu 1 aşk şarkısı varsa pişman, yıkık 1000 aşk şarkısı vardır. neden? çünkü aşık olduğunuzu sanıp mantığınızı devre dışı bıraktığınızdan sonunda hep siki tutarsınız.
işin esprisi de oradadır. zira adı üstünde inançtır. inanır veya inanmazsın.
matematik veya fizik değil bu. 2x2'nin 4 olduğuna inananlar-inanmayanlar gibi bir ayrım var mı mesela? yok. veya 2x2'nin 4 olduğuna inananlar cennete gidecek gibi bir vaat? yok. çünkü net. din dediğimiz şey de bu şekilde net ve kanıtlanabilir bir olgu olsaydı bi anlamı olmazdı zaten.
sanırım yine bir erkekli kızlı birbirini gömme muhabbeti daha.
ben çirkin bir erkek olarak söylüyorum ki türkiye'de oldukça fazla güzel kız var. tipi benim gibi küreğe benzeyen ve dolayısıyla sap gezen hemcinslerime sözüm odur ki saplığınızın faturasını "yeaa türk kızları da çok bilmem ne yeaa" şeklindeki argümanlarla kızlara yüklemeyin.
yine çirkin bir erkek olarak söylüyorum ki türkiye'de epey yakışıklı erkek kardeşlerimiz de var. dolayısıyla kızlarımız da "yeaa türk erkekleri de şöyle böyle yeaaa" şeklinde argümanlarla kafa sikmesin lütfen.
özetle ilişkilerde kıstas güzellik - yakışıklılık ise 80 milyonluk ülkede güzel kız - yakışıklı erkek bulamadığım için sapım argümanı zırvadır.
ben mesela çirkinim. çirkin kızlara yanlamıyorum çünkü güzellik önemli benim için. fakat çirkin olduğum için de haddimi bilerek güzel kızlara da yanlamıyorum. ama kendi saplığımı - çirkinliğimi genel olarak türk kızlarına bok atarak da örtmüyorum...
dolayısıyla yaş oldu 27; 27 yıldır kendi kendime mutlu mesut geçiniyorum.
arada bir olmadık yerde aşk şarkılarıyla gaza geliyor, mutlu çiftleri görünce hüzünleniyor, "keşke benim de böyle bir ilişkim olsa, inşallah ayrılırsınız puuuuu" şeklinde bir müddet çemkiriyor, sonra yine normal moduma dönüyorum. bu sarmalın içinde 27 seneyi geçirdim. dünya rekoru bende olmalı bence. yetkililer varsa bu beyanımı başvuru niteliğinde sayabilirler efendim.
son olarak maalesef sadece bakıp bakıp iç geçirmekle kalsam da "bazı kızlar gerçekten çok güzel" diyor, herkese iyi geceler diliyorum...
mutlu çiftler; umarım kavga eder ve en kısa zamanda ayrılırsınız, çekemiyorum anacım.
daha da kötü yanı ise olur olmaz yer ve zamanlarda olmasıdır.
şahsımı yeminli gibi hep en kötü zamanlarda yakalar. sivas'ın eksi bilmem kaç soğuğunda, bayram sabahı ( namaz öncesi ) soğuk suyla duş aldığımı bilirim. doğal gaz yok malum ( köy ) . normalde duş alırken sobada vs su ısıtıp alıyorlar. sabahın köründe de ben birazcık boşaldım da su ısıtıp gusül alcam da diyemedim.
girdim herkes uyurken 2 dakikada buz gibi suda dona dona hallettim.
fıkrasını duymasam da bedelli yapıyoruz diye telefonuma 87 tane bedelli askerler temsili ehueehueh videosu atmanın ne gereği var ulan? komik mi çoçozlar?
güçlü, çünkü haklı. yıllarca eziklenen, güçsüzlüğü yüzünden eli kolu bağlı; adaletsizliğe, haksızlığa, zulme göz yummak zorunda kalan milyonlar da bugünkü güç ve cesaret sayesinde liderinin arkasında çok şükür.
bizim zavallı "aydın" öğrenciler de yazık garibim avrupa değerlerinin zehri altında.
demokrasi, insan hakları diye reklam yapan bas bas bağıran amerika'nın, avrupa'nın sahadaki zulümlerine, haksızlıklarına, ikiyüzlülüklerine, gaddarlıklarına baksalar aslında bu gibi değerlerin çoğu zaman stratejik amaçlar doğrultusunda türkiye gibi ülkelerde kullanılan kullanışlı bir müdahale aracı olduklarını anlayacaklar.
rte öncesi sessiz, sakin, güçsüz, uysal türkiye'de kimse insan hakları, demokrasi diye bağırmıyordu. hiçbir avrupalı "akademisyen" türkiye'deki insan hakları ve demokrasi ihlallerine dikkat çekmek için makale üstüne makale yazmıyor, hiçbir amerikalı "gazeteci" türkiye'deki demokrasi sorunlarını öyle cansiperane şekilde savunmuyordu.
ne zaman başımızı biraz kaldırdık, biraz "hayır" dedik, biraz güçlendik, söz hakkımız oldu, cesaretlendik işte o zaman bütün dünya barışseverleri, tüm iyi niyetli kelebekler, avrupalı, amerikalı gazeteciler, akademisyenler birden türkiye'deki demokrasi sorunları yüzünden gece uyuyamaz hale geldi. öyle de düşünceli, öyle de iyi niyetli insancıllar. <3
