kendisi 9 mart 1971 sol askeri darbe girişiminin ön saflarında yer alırken grişimin başarısızlıkla sonuçlanıp 12 mart 1971'de amerikancı darbe yapılması sonucunda darbe mağduru olan, şu anki cumhuriyet gazetesi başyazarı ve imtiyaz sahibi ilhan selçuk'un çok partili sistem için yapmış olduğu tanımlamadır.
beğenmediği hükümetin her uygulamasında kendi istediğinin doğal olarak gerçekleşmemesinden yorulan muhalif ifadesidir. millette bu tür muhalefetin istediğini elde edemediği her durumu gerilim olarak nitelemesinden yorulmuştur. iddiama delil isteyenler icin (bkz: seçim sonuçları)
uludağ sözlük moderasyonunun kimseyi hedef almadığını düşündüğü için kullanılmasında sakınca görmediği ifade. moderasyon onayıyla uludağ sözlük standartlarına göre küfür değildir. gönül rahatlığıyla kullanılabilir, sadece arkasından x yazar adı vermeyin ama o yazarı veya yazarları körün göreceği, sağırın duyacağı netlikte tanımlayın yeter.
turban takanlar akilli degil türü bilimsel keşiflerle ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine ulaşmasına katkıda bulunan laikçilere ürettikleri aforizmalar * nedeniyle verilmesi önerilen laikçilik nobelidir.
her hafta düzenli olarak müzik dinleyip eğlenmeyi özgürlük için eylem adı altında pazarlayanları eleştirmenin ardından, eleştiren kişinin saçma cevaplar ve bol bol eksi yağmuru atında gülümsemesine neden olan eylemlerdir.
2 mart 2008 de miting alanında 20 bin kişi olduğunu söyleyen gazetecinin ve gazetenin kim olduğunun merak edildiği duruma neden olan eylemlerdir. 1000 kişilik kalabalığı 20000 kişiye çıkaracak makatın sahibini bilmek guinness rekorlar kitabı için de faydalı olacaktır.
eylemlerin katılımcılarının bir bölümü sözlükte fantezi yaparlar. tanımadığı insanlar hakkında gelişmişlik düzeyi ölçümünde bulunurlar. bu da alışılagelmiş bir durumdur.
edit: miting yapmanın demokratik bir hak olması şehrin merkezlerinden birini küçük bir eğlence için her hafta kilitleme hakkını kimseye vermemeli.
yargıçlar yönetimi anlamına gelen terimdir. halk yönetimi anlamına gelen demokrasiye karşı yargıçların oligarşik bir yönetim oluşturmasını tanımlayan eleştirel bir anlam taşır.
halkın iradesi ne olursa olsun yüksek yargı organlarının başında bulunan kişilerin siyasi görüşlerinin dışında kanun yapılamaması veya bu şekilde yapılan kanunların geçerliliğinin kaldırılması yoluyla etkisini gösterir. bu durumu önlemek amacıyla bazı gelişmiş ülkelerde anayasa mahkemesi bile yoktur. yargıçların halkın iradesinin tecellisi olan meclis tarafından yapılan kanunları denetlemesi engellenmiştir.
yargının siyasallaşması sonucu oluşur. yüksek yargı makamlarına hakim olan siyasi ideolojinin farklı görüşlerden yargıçların hukuki yeterlikleri olsa bile o makamlara gelmesini engellemesi yoluyla varlığını sürdürür.
ülkemiz için en ciddi ve en yakın tehdittir. henüz gerçekleşmemişse bile gerçekleşme riski yüksektir. ayak sesleri net olarak duyulabilmektedir. yargı üzerinde koparılan fırtına o ayak seslerinin kesilmemesi, aksine giderek yakınlaşması içindir. bazı mevcut ve eski yükek yargı mensuplarının başörtüsü yasağı konusu başta olmak üzere özellikle temel hak ve özgürlüklerle ilgili alanlardaki açıklamaları da bunu doğrulamaktadır.
laikçi bir üniversite rektörünün ifadesidir. din ve vicdan özgürlüğüne karşı değiliz başörtüsüne karşıyız türünden bir hezeyandır. söyleyeni komik duruma düşürmektedir. laikçi aforizmaların zirve noktalarından biridir.
halkı küçümseyen, cahil gören ve aptal olarak nitelendirenlerin,
halkın kendi adına en doğru kararı veremeyeceğini düşünenlerin,
halkın tercihlerini öğrenmek üzere referanduma gitmekten köşe bucak kaçanların,
halkın inançlarını hiçe sayanların,
egemenlik kayıtsız şartsız kendilerinindir zannedenlerin
seçim zamanı geldiğinde halkın karşısına çıkıp oy dilenmesi durumudur.
istanbul'da bedava dağıtılmakta olan tabloid yerel gazete gaste'ye rakip olarak hürriyet grubunun çıkardığı gazete. beklenildiği üzere posta gazetesinin sokak versiyonu gibi olmuştur. içinde haberden çok hatun resmi vardır. sayfa dizaynı itibariyle de tam anlamıyla boyalı basındır. gaste'in ağırbaşlı imajının yanından bile geçememektedir.
hitlist vurulacaklar listesi anlamına gelen ingilizce bir kelimedir. eksi oy hitlisti tutmak, görüşlerini beğenmediği veya herhangi bir entrysine taktığı bir yazarın yazmış olduğu tüm entrylere rumuzunu görür görmez okumadan eksi oy basanların yaptığı bir faaliyettir.
bu ezik bünyelerin sözlükte seri eksi oy veren ibne olarak nitelenen mahlukların ta kendisi veya çok yakın akrabası olması muhtemeldr.
tercihe bağlı gerçekleştirilecek girilmiş olan tüm entrylerine seri eksi oy işlemi ardından hedef yazar hitliste alınarak gireceği tüm entryler görüldüğü anda okunmadan eksilenerek eylem devam ettirilir. karma takıntısı olan yazarlar için sorun oluştursa da eksi oyun böyle ezik bünyeler elinde oyuncak olduğunu düşünerek takmamak lazımdır.
karma değerinizin toplam entry sayınıza bölünmesiyle bulunur. yazarlar arasındaki nesil farkı, sözlüğe katkıda bulunma vb. faktörlerin kontrolüyle karmaların karşılaştırılması için kullanılabilecek bir yöntemdir. istatistiksel olarak sorgulanabilir olsa bile sözlükte önerebileceğim en makul karma karşılaştırma yöntemidir.
an itibariyle benim oranım -0.23 tür. Yani yaklaşık her 4 enrtry de bir eksi karma puanım oluyor. Kalkıp da laikci aforizmalar gibi başlıklar açıp sözlükte seri eksi oy meraklısı laikçileri kızdıran biri olarak fazla yüksek bile sayılabilir. Demek ki artı oyların toplamı da fena değil. Neyse canım, bu başlığı da karmayı taktığımdan değil entry sayısı daha az olan 5. Nesil adına bir argüman geliştirmek için açtım. gerçek performanlar anlaşılsın diye yani.
sözlükteki seriye bağlanmış oylar nereden geliyor sorusuna cevap teşkil eden gerçekliktir. sözlüğü referandum sandığı sanan bünyeler tarafından gerçekleştirilir. bu bünyelerin çoğunun aynı görüşlerde entryler girmesi de manidardır.
karşıt görüşlerdeki yazarlara organize eksi oy vermeyi marifet sayanlara yepki ifadesidir. kendi görüşünü müdafa edemeyecek acizlikte olan ezik bünyelerin kendini tatmin yöntemi ile inceden dalga geçme şeklidir.
enetrylerine kızdığı yazarın rumuzuyla aynı başlıkta o yazar hakkında saçma sapan yazılarla göndermeler yapan, hakaret eden bünyedir. bu eylemi yapanın hafifliğini gösterir. ince ayar vermeyi beceremeyenlerin öküzlüğüdür aynı zamanda.
karşıt ideolojik görüşteki düşünce özürlü kişiler tarafından fişlenmiş ve yine aynı sorunlu bünyeler tarafından girdiği her entry okunmadan eksilenen yazardır. karmaları eksi sonsuza doğru yollanmaktadır.
Taraf gazetesinde sivilay abla köşesinde yazılan siyasi hicivlerde geçen kopartan ifade. Laikçilerin pompaladığı içi boş korkularla dalga geçmektedir.
--spoiler--
Soru: Ben bir üniversite öğrencisiyim. Türbanlılar üniversiteye girerse üzerimde baskı kuracaklar ve beni de kapatacaklar diye çok korkuyorum. Acaba şimdiden ne gibi tedbirler almalıyım? (Çiyse)
Cevap: Sevgili Çiyse, Çantanda mutlaka biber gazı bulundurmalısın. Sana yaklaşıp beynini yıkamaya çalışan bir türbanlıyla karşılaştığında yüzüne sıkabilirsin. Tabi bu işi telepatik yollardan da yaptıkları oluyormuş. Tıpkı şofbenden zehirlenenler gibi hiç hissetmiyormuşsun. Bu konuda en tesirli şey bir zikir matik almak, otobüste, tramvayda, ders aralarında olmak üzere günde 4444 kez "Çiyse laiktir laik kalacak" çekmek.
--spoiler--
9 Şubat 2008 tarihli zaman gazetesinde yayınlanmıştır. halkın ezici çoğunluğunun özgürlük yanlısı olduğunun göstergesidir. lakin düşünmek yerine menfaati elinden giden ulusalcı önderlerinin ezberlettiği sloganları tekrarlayan sözlük bünyeleri * bu gerçeği göremeyeceklerdir. takmış oldukları at gozlugu buna engeldir. fakat her nedense entry yazarına eksi oy verecek yeri gayet iyi görmektedirler. ayrıca bu üyeler tuncay özkan şovlardan zevk alabilen ender bünyelerdir.
solcuların kendi kendilerine hazırlayıp yine kendilerinin okuduğu web siteleri ve forumlar dışında medya patronlarına yalakalık yapmadan fikirlerini sözlüklerde ifade edebilmesi durumudur. insanların inançlarıyla uğraşmak, hakaret vb. faaliyetlere girişmedikleri sürece zararsız bir eylemdir. engin ardıç'a havale edilirler. solcu olmaya çalışanlarla solcu olduğunu düşünen gizli faşistleri birbirinden ayırmak gerekir. düşünenler ile kaşınanlar bir tutulmamalıdır.
bu entry yazarına eksi oy rekoru kırdırabilecek bir yazıdır.
eksi oyların toplanması yerine çarpılmasıyla karma manyaklarını rahatlatacak öneridir. -1 ile -1 çarpılarak +1 elde edilecektir. karmasının +1828282 olup conconlu cimcime kategorisine ulaşmasını dileyen, bunun için suya sabuna dokunmayan, kendisi değil başkalarının beğendiği gibi olmayı amaçlayan bünyeler için ideal bir durumdur.
karma değerini takmadan özgürce yazmak eylemidir. karma, amacı güzel olsa bile, mevcut sözlük ortamında karşıt görüştekilerin tüm mesajlarına sırayla okumadan eksi oy vermeleri gibi ebleh davranışlardan etkilendiği için fazla takmamak lazımdır.
Tamer Korkmaz'ın 4 Şubat 2008'de Yeni Şafak gazetesinde yazdığı köşe yazısıdır. Başörtüsü düşmanlarının tahlilini yaptığı güzel bir yazıdır.
--------------------
Faşizmin dört atlısı
BiRiNCi ATLI:
'Laikçi' kadın dernekleri, öncülüğünü yaptıkları Anıtkabir yürüyüşü ile 'türban yasağı faşizmi'nin en büyük destekçisi olduklarını cümle âleme gösterdiler...
27 Mayıs darbesinin hemen öncesinde "Zinde Güçler"in sloganı "555-K" idi: "Beşinci ayın beşinde saat beşte Kızılay'da buluşalım" diyerek "yangın yerinde" rol almışlardı...
Kimi kadın dernekleri, eli kanlı 27 Mayıs askeri müdahalesinin özlemi ile yanıp tutuşuyorlar...
Miting miting, yürüyüş yürüyüş çağırdıkları darbe bir türlü gelmiyor; bundan sonra da gelmeyecek!
"Anıtkabir Eylemi"nde keşke Emekli Org. Şener Eruygur da laikçi bir gösteri yapsaydı...
Sarıkız ve Ayışığı kod adlı darbe girişimlerinin neden başarısız olduğunu anlatabilseydi, o kalabalığa!
Anıtkabir'de bolca laiklik sloganlarının yanı sıra "Satılmış AKP, işbirlikçi MHP" diye attıran yürüyüşçüler "Ne ABD, ne AB, Bağımsız Türkiye" diye de bağırmışlar!
Bakınız, bu yürüyüşleri organize edenlerin ağa babaları için en hayati sorun Ankara'nın Washington'dan kopmuş olmasıdır. Geçen nisandaki yürüyüşleri de aynı temel nedenle bağlantılı olarak örgütlemişlerdi, ancak "Sam Amca'yı Ankara'da yeniden egemen kılmak" için vakit artık çok geçti!
* * *
iKiNCi ATLI:
Üniversitelerarası Kurul, türbana karşı ODTÜ'nün ev sahipliğinde konuşlanarak "sert bir bildiri" yayınladı.
Darbe Özlemcisi Rektörler, bu bildiri ile "28 Şubat Faşizmi"nin ruhunu çağırdılar!
"Yine gelecek" sanıyorlar ama nafile...
28 Şubat'a şurada pek bir şey kalmadı: Bu defa olsa olsa "türbana özgürlük" gelebilir!
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan "Yabancı ODTÜ"de ÜAK'çılara esir düşmüş gibiydi: Alkışlarla protesto edildi; konuşması ise hiç alkışlanmadı...
"Eski Statüko"ya ait "YÖK Komutanlığı"nın ruhu CHP Meclis Grubu kürsüsünden tanıdığımız ODTÜ Rektörü Ural Akbulut ile ÜAK Başkanı/Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Akaydın'a geçmişti!
Akaydın, bazı kadın öğretim üyelerinin türbanı protesto etmek için derslere girmeyeceklerinden bahsediyordu...
Şayet, böyle bir eylemi yaparlarsa ayrımcılığı zirveye çıkarmış olurlar...
Sözü edilen kadın öğretim üyeleri, emekli olup ya da istifa edip "Haydi Kızlar Okula" kampanyalarında gönüllü olarak çalışmalılar!
* * *
ÜÇÜNCÜ ATLI:
istanbul Üniversitesi Rektörü Mesut Parlak'ın türban yasağının kalkması durumunda bulduğu çok parlak bir formül var! Ki böyle bir formül, daha şimdiden "faşizm tarihi"ndeki mümtaz yerini sağlama almış durumda...
"Derslere girmemek" şöyle dursun; tersine türbanlı öğrencilere sınavlarda azap çektirmekten söz ediyor, "yabancı" rektörümüz: "Türbanlılara hak ettikleri notu vermeyeceğiz" diyor!
Demek ki, bundan böyle bir "laik not" olacak, bir de "anti-laik" not...
Şöyle bir düşünün, bir rektör çıkıyor ve "Kıyafete göre not" ile tehdit ediyor, öğrencileri...
Türkçesi şu: "Mussolini pabucu yarım, çık dışarı oynayalım!"
* * *
DÖRDÜNCÜ ATLI:
Hürriyet'in kaptan köşkünde oturan E.Ö. adlı "sivil amiral" ise bugünlerde aynen Deniz Baykal gibi elinde benzin bidonu ile dolaşıyor...
E.Ö. "AKP ve MHP milletvekilleri türban konusunda bir nevi davadan döneni vurun psikozuna girdiler..." iddiasında: Dahası, "Oldu olacak, silah üzerine yemin etseydiniz" feveranıyla ortalığı ajite ediyor...
AKP ve MHP yılların kanayan toplumsal yarasını iyileştirmek için çabalıyor, oysa: Dolayısıyla, her iki parti için "davadan döneni vurun psikozuna girdiler" demek en hafif deyimle iftiradır...
"Silah Üzerine Yemin"e gelince...
"28 Şubat'çılığıyla övünen E.Ö. silah üzerine yemin ettirenlerin kimler olduğunu çok çabuk unutmuşa benziyor: "BÇG Fişlemecisi" emekli albay Fikri Karadağ'ın o tüyler ürperten görüntülerini banttan bir daha izlesin, hele!
üniversitelere girmeleri ve yüksek öğrenim almaları engellenen başörtülü kızların başörtüsü yasağıyla uğraşanların esas görevleri olan bilimsel gelişmeleri takip ve uygulama ile ne kadar alakasız olduğunu vurgulamak için kullandıkları ifadedir. ülkemizi gelişmiş ülkelerin halkları nezdinde komik duruma düşüren bu yasak yıllardır uygulanmasına rağmen, üniversitelerinin adı dünya literatürlerinde yer almayan rektörlerin hala ısrarla başörtüsü karşıtlığı yapmaları ve bilimsel gelişmişlik düzeyleriyle ilgili tek kelime etmemeleri bu soruyu hala geçerli kılmaktadır.
yetkililerin kadıköy'de güzel bir haftasonunda arkadaşlarıyla takılmak isteyen gençliği bu düşüncesine pişman ettirmesini de sağlayan kararıdır. tüm yollar kapatılır, trafik meydandan 2 km uzaktan geri çevrilir ve kadıköy'e gelmek isteyen onbinlerce insanı yürümeye mecbur bırakarak mağdur edebilen bu faaliyet sadece birkaç yüz kişi meydanda çalıp oynasın miting yapsın diye geçekleştirilir. bu etkinliklere şehrin en kalabalık yerlerinden birinde haftasonu miting mi yaptırılır diye tepki verilmesi normaldir, alışılagelmiştir.
özgürlük kavramını anlayamamış olmakla birlikte sürekli özgürlükten dem vuran ama kendileri gibi olmayanları özgürce ortadan kaldırmayı amaçlayan bireylerdir. kendilerini demokratik olarak niteleyen başörtüsü düşmanları bu sınıfa giren gruplardan sadece biridir.
222a eylemi adnda din ve vicdan özgürlüğünü protesto için antkabire yüürüyen topluluğun 1-2 saat anıtkabirde türk bayrağı sallayıp saat 4 gibi anıtkabirden geri dönüşe başlaması eylemidir. muhtemelen malum medya tarafından kalabalıklar 100 metrekarelik alana sığmadı şeklinde göklere çıkarılacak eylem sonlandırm şekli.