her ay belden aşağısı ağrıdan dolayı devre dışı olur ve yürümek eyleminin yerini sürünmek alır. kiminin sadece karnı, kiminin sadece beli, kiminin ise hem karnı hem beli ağrır ki bu kanımca en fenasıdır.
en kötüsü de ağrı kesiciye bağışıklık kazanmaya başlandığında ortaya çıkar. ikişer üçer yutulan ilaç fayda etmemeye başlayınca iğnelerden medet umulur. iğne, antipatik bir yöntem olmasına rağmen ağrı kesiciden çok daha hızlı etki ettiği için tercih sebebimdir.
uzun uzun birinin dedikodusunu yaptığınız bir mesajı yanlışlıkla o kişiye göndermek dalgınlıkların şahıdır.
ya da aileden gizli iş çevrilirken telefonla konuşup rapor verildikten sonra kapattığını zannedip tam gaz muhabbete devam edip bütün foyanın naklen telefondaki aile bireyine gitmesi de olabilir.
özgüveninin kaynağının nerden geldiğini henüz çözemediğimiz erkektir. bir de bu durum yüzüne vurulunca, yüze vuran karşı cinse nasıl kulp bulacağını şaşırır.
ilk sevgilimi kaybetmeme neden olan nacizane durum.
gereksiz ve sürekli kıskançlık, en ufak şeyden kavga çıkarabilme yeteneği, durmaksızın trip atabilmek gibi yetenekleri olan bayanlar kolayca erkeği bıktırabilirler. tavsiye edilmez.
eninde sonunda yalnız kalmaya mahkum zavallı insanlardır. sevgililerinden önce hayatlarında kimlerin olduğunu unutuverirler. onların dramı ilişki bittikten sonra başlar zaten. bir de bakmışlar yanlarında kimsecikler kalmamış.
birkaç ay önce hiç popüler olmayan fakat şuanda herkesin telefonunda yüklü olan süper uygulama.
çok ucuz fiyatlara mesajlaşmayı sağlıyor. aynı zamanda kolaylıkla fotoğraf, video veya ses kaydı yollanabiliyor.
grup konuşmalar açılabilmesi ise en sevdiğim özellik.
arkadaşlarımın yeni gittiği ve aşırı uzun olmasından dolayı fenalık geçirmek üzere oldukları film. açlıktan bayılmamak için filmden önce bol miktarda mısır ve suyu depo etmeniz tavsiye edilir.
lisenin ilk zamanlarında herkes metalcidir. okul koridorlarında bol miktarda gözleri simsiyah kaleme bulanmış, yüzlerce bileklik takan ergenle karşılaşabilirsiniz. hayata bir isyan şeklinde özetlenebilecek metal sevdası yaşın ilerlemesine ve kişiliğin oturmasına bağlı olarak son bulur. hatta bazı metalci kızların metalci kimliğinden ortam kızına dönüşümü şaşırtır.
çok amaçlıdır. birçok fonksiyonu olmasına rağmen hiçbirini tam ve doğru düzgün olarak yapamamaktadır. ne şarkıcılığında, ne oyunculuğunda hayır vardır. jüri sıfatıyla ne yaptığı da henüz çözülememiştir.
bir zamanlar çok tutan "kadın isterse" adlı dizide başrol oynamıştır fakat dizinin tutma sebebi konunun insanlara samimi gelmesidir. orada da felaket bir oyunculuk sergilemiştir.
mesajlaşmada kullanılan, genelde söyleyecek bişey bulunamadığında yazılan öbek.
karşı taraftan cevap olarak hmm geldiğinde ise sinir krizlerine sebebiyet verir zira bu hmm'la birlikte mesajlaşma eylemi son bulmuştur.
14 şubat laneti diye bişey var bide. tam bu 14 şubatta yalnız değilim derken şubat ayı gelir gelmez 8-10 şubat dolaylarında ilişki biter. ve bu durum başınıza birden çok kez geldiyse siz de 14 şubat laneti altındasınız demektir. true story.
diyemeyen değil, demeyen erkek makbuldür. baş başayken herşey kabul, bu tür hitaplar çok hoşa gider fakat bir arkadaş ortamı içinde aşkım, canım gibi vıcık vıcık tabirler sadece dalga konusu olur.
gelmiş geçmiş en iyi film olduğunu düşündüğüm, imdb'de de 1. sırada yer alan film. spoiler vermek istemediğimden fazla detaya girmeyeceğim ama filmin sonunu ağzınız açık izleyecek, şaşırmaktan öte inanamayacaksınız. tekrar tekrar izlenilesi bir film.
erkeğin önünden binlerce kez geçmek, onun duyabileceği bir mesafeden telefonla konuşur gibi yapmak, yanından geçerken hafifçe çarpıp şirin bir gülümsemeyle özür dilemek, dik dik bakarak erkeğin de ona bakmasını sağladıktan sonra hızla başını çevirmek.
eğer aşık kişi bir erkekse, kıza gidip ben sana 10 yıldır platonik aşığım derse ve tipinde ciddi anlamda bir falso yoksa kızın romantik damarı kabaracak (bu devirde 10 yıldır aynı kişiyi platonik olarak sevecek erkek kaldı mı düşüncesinden yola çıkarak) ve evet diyecektir. işte böyle açılır.
şu hayatta en severek izlediğim dizidir kendisi. 7. sezonda olunmasına karşın ted yani dizinin baş karakteri, sadede bir türlü gelememiştir. romantik, hayalperest, tezcanlı, her karşısına çıkanı doğru kişi sanan ted'in yıllar yıllar sonra iki çocuğunu karşısına alıp anneleriyle tanışma hikayesini konu alan dizidir.
dünyanın en sakat, en hassas durumlarından biridir. aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık derler ya; o misaldir. arkadaş desen değildir, bilirsin ki yoğun bir elektrik var sözkonusu. eh, sevgili desen o da değilsin. ortada ne herhangi bir sıfat, ne itiraf, ne başka bişey vardır. bir arkadaşımın "ısınma turları" olarak tabir ettiği bu durum, eğer taraflar doğru hamleleri yapar, doğru şekilde davranırlarsa sevgililiğe dönüşür ve ilişkinin ilerleyen dönemlerinde bu hassas durumdaki zaman dilimi hoş bir tebessümle anılır.
insana her şeyle baş edebileceğini gösterir, mutlu zamanlarımızın kıymetini bilmemizi sağlar, gelecekteki olası aşk acılarına karşı direncimiz inanılmaz yüksek olacağı için hiçkimse veya hiçbirşey tarafından üzülmeyiz, ayrılık olgusundan korkmamaya başlarız çünkü ayrıldığımızda çekeceğimiz acının nasıl bir şey olduğunu ve er yada geç geçeceğini biliriz, aşk acısından kimsenin ölmediğini görürüz ve en en önemlisi bizi öldürmeyen herşeyin güçlendirdiğini farkederiz. acımız dinip ayağa kalktığımızda çok güçlüyüzdür artık.