x-men the animated series çizgi filmine devam niteliğinde yeni çizgi film serisi. şu ana kadar 8 bölüm yayınlanmış olup x men fanlarından olumlu eleştiriler almıştır.
oyunculuk ve şarkıcılıkta tutturamayınca şaibeli yollarla büyük bir gelir elde etmiş, adalet peşine düşüncede mağdura yatarak ağlamaya başlamış gereksiz ünlü bir ablamızdır.
aldığı kiloların yarısından fazlasını sosyal medyada yediği linçlerden almıştır. millet bunu linç etmekten bıktı kendisi linç yemekten bıkmadı. onu bile hapur hupur götürüyor.
vay vay anam vay burada gönüllü yazan yazarların sırtından yöneticiler ne paralar götürüyormuş da haberimiz yokmuş dedirten sözlük. eski bir yazar bütün kirli çamaşırlarını ortaya dökmüştür. okuyunuz ve herkese okutunuz lütfen.
31 yaşında hayatın acı ve gerçek yüzüyle tanışmış zengin bebesi. kendisi şu anda metris cezaevi'nde hayatta herşeyin içmek sıçmak ve eğlenmek olmadığını idrak etmekle meşgul.
senaryosu klişelikten ölecek olan dizi. tek fark kafasından darbe alan kişi kör olmak yerine hafızasını kaybediyor. zaten iki erkek ve peşinden koşulan acıların kadını klişesine hiç girmiyorum bile.
3. nölümde ortaya çıkan mars savaşçısının bünyelerdeki testesteron salgısını arttırdığı anime. sağolsun dönüşüm sahnesiyle de sarsılarak boşaldık zaten^^
daha çok kızların seyrettiğini bilen yurdum gençlerinin, sailor moon adına kurulmuş türkçe forumlara hayranmış gibi üye olup kız düşürmeye çalıştığı anime. ne de olsa türk insanı hiçbir fırsatı kaçırmaz.
cgi ile yapılmış dönüşüm sahnelerinin ilk başta oldukça rahatsız edici geldiği anime. ancak seyrettikçe insanın gözü alışıyor. ayrıca ilk animedeki abartılı surat ifadeleri, fıskiye şeklinde göz yaşları ve suratın ortasında beliren koca su damlaları bu çizgi filmde yok. usagi'nin davranışları daha hanım hanımcık konu ise daha hızlı ilerliyor. seyrederken sürekli ilk animeyle kıyaslanmadığı sürece eğlenceli bir çizgi film olmuş. ancak ilkinin havasını bekleyen hayal kırıklığına uğrar.
kenan imirzalıoğlu'nun sadece bu dizide tükettiği çay miktarı, oynadığı bütün dizilerde dövdüğü adam sayısından fazla olan dizi. dizinin kendisi desen vıcık vıcık aşk sahnelerinden ibaret. geriye kalan zamanda da (dizi bu arada 2 saat falan sürüyor) hikaye bin bir çeşit entrika etrafında dönüyor. bir kötü adam ölse de hemen yerine bir yenisi geliyor. sırf reyting getirsin diye akla sığmayacak abartılı bir sevda hikayesi anlatılması ilk başta etkileyici gelse de bir süre sonra insanın içini bayıyor. bu zamanda böyle bir sevda yaşayan yetişkin bir insan mı kaldı yahu. koskoca kadın hakimlik kariyerini, itibarını, ailesini ve hayatını bitirmek uğruna yine de aşkından bir türlü vazgeçemiyor. aşkı desen ailecek hapishane müdavimi olmuş zaten. babaları hapse girip çıka çıka artık folloş oldu. küçük kardeşi desen koğuş ağası bile oldu. ayrıca bir adet türkan şoray benzeri 1.45 boylarında kız var. o nasıl bir itici oyunculuk ve ses tonudur yarabbim. işin kötüsü onca kadın karakter öldü bu hala yaşıyor. bu arada bergüzar korel'in kenan la olan aşk sahneleri halit ergenç için fazla sorun oluşturmuyor sanırım. belli ki bölüm başı için oldukça iyi para teklif edilmiş. maşallah zamk gibi yapışmış bir vaziyette birbirlerinin tükürüklerini ve terlerini içmedikleri kaldı.
gamerların anavatanı gibi olmuş site. artık walkthrough yapmayan kullanıcı kalmadı gibi birşey. şahsım da kendi çapında çeşitli paylaşımlarda bulunuyor tabii ki. commodore 64 ve indie oyunlar dışında birşeyler olmasa da ilgilenenler sub yapabilir.
seri katil olmayıp cinayet azmettiricisi olan kişi. nitekim kendisi eline silah alıp kimseyi öldürmemiştir. cinayetlerini beyinlerini yıkadığı hippi çocuklara işletmiştir. en ünlü kurbanı polanski'nin karısı aktrist sharon tate'dir.
fast and furious serisi ile tanıdığım ve fazlasıyla yakışıklı olması sebebiyle itici bir bulduğum bir adamdı. ayrıca çok da iyi bir oyuncu olduğunu düşünmezdim. ancak gün gelip de feci şekilde ölerek içimi burkacağını da kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. hayat böyle bir gerçek işte
edit: aklıma gelmişken bir de henry cavill'e çok gıcık olurum. lan yoksa???
susan isimli hayata küsmüş ve en sonunda intihara kalkışmış bir kadının hikayesini anlatan psikolojik korku temalı macera oyunu. özellikle hikayenin işlenişi ve karakterleriyle öne çıkıyor.
söz verdikleri tarihte sözlüğü açmayarak pek muhterem yöneticilerinin aradan geçen zamanda kafa yapılarının hiç değişmediği eski yazarlarına gösteren sitedir. yine aynı karşındakini adam yerine koymama ve "ben herşeyi bilirim" tavrı devam ediyor besbelli.
o dönem çocuk ve bebek ölüm oranı çok yüksek olduğu için bebek resimlerinin daha çoğunlukta olduğu görülebilecek resim anlayışı. yetişkin ölü kişilere ise sanki canlıymış gibi poz verdirilirdi.
silkroad online ve knight online gibi benzer oyunlara göre daha ilgi çekici bulduğum oyun. oynanış olarak diğerlerinden hiçbir farkı yoktur ancak renkli grafikleri, göz alıcı skill animasyonları, farklı karakterleri ve değişik atmosferiyle oynaması oldukça zevkli bir oyundur. asıl zevki 140+ lvl olduktan sonra çıkmaya başlar. savaş, event ve dungeon gibi oyun içi atraksiyonları güzel ve zevklidir. ancak bu oyunda para kazanmak zordur. droplar oldukça kötü olup iyi itemler çok pahalıdır. ancak cepten yatırım yaparak adam gibi bir karaktere sahip olunabilir.
kurulduğu zaman içersinde internet kullanan milyonlarca insana hitap eden bir internet sitesinden, daha çok birbirleriyle kanka olmuş bir grup kişinin kendi aralarında birşeyler yazıp eğlendiği, kendi gibi olmayan kişileri dışladıkları bir siteye dönüşmüş oluşum. fikrimce private sözlük en çok bundan kaybetmekte. anonimliğini kaybedip birkaç kişinin elinde özelleşmiş ve tek sesli bir yere dönüşmüştür. başından beri çok övünülen aile ortamı bildiğin kanka ortamı olmuştur.