Erkeklerin piç ettiği kızlardır. Erkek kovalamayı sever içgüdüsel olarak. Kadının onu aramasını bilinçüstünde "vay kıza bak ne kadarda bağımsız" diye düşünürken bilinçaltında "yollu lan bu!" diye tanımlar.
Yalnızca zihinsel evrimini tamamlamış ve cinsiyetler arasındaki farklılıkların, sadece fiziksel özelliklerden ibaret olduğunu anlayan erkekler böyle kızların değerini bilebilirler.
sözleri şairane bir şarkısı vardır: "Hero".
"No one has got it all... I'm the hero of this story, don't need to be saved... it's alright its alright..." sözlerini barındıran vurucu bir şarkıdır. Özgürleştirici.
Şimdi, varlığı nedenlendiremeyen ve vicdani anlamda bir dindardan daha fazla yükü olan bu insan (çünkü kadere inanmayan insanın daha fazla sorumluluğu vardır) seçtiği iki yolda da çok mutsuz olacaktır. Ya vicdanı göz ardı ederek insani yönünü kaybetmiş bir sosyopat olacaktır ya da vicdanı (etik/ahlak) yaptığı herşeyin önüne alarak hayatında verdiği her karardan her yaşadığı sıkıntıdan kendini sorumlu tutarak omuzlarında dünyayı taşıyacaktır. Sonuç olarak; (bkz: ignorance is bliss)
patatesle çok iyi gezilir ki bir keresinde hiç unutmam te Alpha-Centauri-B taraflarına gittiydik taze patatesle. O zamanlar woodstock falan da yoktu sıkılırdık evde. Şaka tabi, bazen plüton bir patates kadar uzağındadır.
Dram gerilim ve absürd türlerinin birleşimi bir Türk filmi. Film baştan sona metaforlarla ve kelime oyunlarıyla oluşturulmuş bir yapı ismi de dahil olmak üzere. Biraz sanat filmi tadında, ancak filmin içine girince kendinizi hasta olduğunuz zaman, ateşiniz olduğunda ya da tramvatik bir olayın ardından yattığınız uykuda görülen kabusun içinde hissediyorsunuz.
Gerilimli ses efektleri sizi filmin içine çekiyor. Ancak ses efektleri bazı yerlerde abartıldığından replikleri duymakta zorluk yaşadım ben.
Bir de başroldeki iki kadın da oyunculuk açısından inanılmazdı. Dram ve felsefe sevenler izleyebilir.
--spoiler--
Işık ve ateş metaforları klasikti ama hoştu. Sanırım oradaki kutu, "pandora"nın kutusunu temsil ediyordu. Açılmaması için ısrar edildi ancak açıldığında hiçbirşey eskisi gibi olmadı. Daha farketmediğim bir sürü metafor olabilir ama ben bu kadarını yakaladım.
--spoiler--
Bu zihniyete göre hem patlak hem kız olamaz doğru mudur? bu kişiyi bir kadın olarak görüyorsanız eğer analar annaneler neden namaz kılmaktadır bunlar da günah mıdır? Patlak olduğu halde imam nikahı olmayan erkekler neden namaz kılmaktaysa ondan kılmaktadır. Islama göre durum budur mümin kardeş. islamda tövbe etmek de vardır, günahı olanlar Allah'dan af diler. Allah ile kul arasına girmek büyük günahtır.
Böyle insanlar var elbette ama milyonda bir vardır mesela bu kişi aşırı utangaç biri olabilir ya da bir tarikat üyesinin çocuğudur. Ancak sana denk gelecek olan %99 yalan söyleyecektir bu konuda.
sözlük kızı deniz kızı gibi bir canlı türüdür sözlükte yaşarlar...Bir de sözlük kadınları vardır onlar da sözlük kızları diye başlık açanlara "sen hiç resmi formlarda cinsiyet seçeneği olarak "kız" kelimesini gördün mü?" diye sorarlar.
Adil bir form için; oğlan, kız, kadın ve erkek seçenekleri olmalıdır ki cinsel vaziyetler anlaşılsın icabında. Ha bir de trans, eşcinsel, biseksüel ve aseksüel de yazmak lazım. Neyse birşey demiyorum.
Saygı saygıyı doğurur, siz ramazanda bunları insanların gözüne sokmayın, onlarda siz oruç değilsiniz diye sizi hor gördükleri için kendilerini haklı görmesinler. Kaldı kı cinsel yönelimi kabul ettirmek oruç tutmayan kafir olmanın da ötesinde bir kabul edilemezliktir. Arkadaşlar biz daha oraya gelemedik, onlar bir mini etek görünce tecavüzü hakettiğinizi düşünen insanlar, ramazan ramazan bu yaptığınız suça teşviktir. Hala insanımızı tanımamışsınız. Burası Hollanda ya da Amerika değil.
evrenin sonunda, sonun başlangıcı vardır. Yani hiçlik vardır. Hiçlik bir varlıksa o da evrenin bir parçasıdır. Varolan hiçbirşey (mesela insan beyni) yokluğun gerçekliğini tam olarak kavrayamaz yalnızca eksikliğini hisseder.
Evrenin sonu hiçliktir. Ve hiçlik üzerine kesin bir yorum yapılamaz. Çünkü hala varız.
Varlık ve yokluk bilinen ve bilinemeyen evrenin parçalarıdır.
Burada bahsedilen canlı haliyle budundan bir parça almak gibi birşey mi? Yoksa kesin parçalayın dolaba atın tarzında birşey mi? Yamyamlık yapan kabilelere gönderilen dine bak, adamlar yamyamlıktan vazgeçmiyor genlerinde var. Bunu hayvan bile yapmaz. Yamyamlık da ilkel kabilelere özgü bir davranıştır. Bunun gibi bu tarz fetva veren bütün insanlık dışı canilerin en kısa zamanda etkisiz hale gelmeleri dileğiyle.
kullanımı her ne kadar dilimize uygun olsa da "bunun ile" yerine "bununla" kullanılsaydı daha doğru olacaktı sanki.
Konuya gelirsek, kadınların dünyada istatiksel olarak eşcinsellerden daha fazla ezildiğini dikkate alırsak, onların da "Kadınım ve bununla gurur duyuyorum" demesini beklememiz gerekir. Kadına açık veya örtünmüş olup olmamasını aldırmaksızın her hareketine ahlaksız gözüyle bakan toplumsal yapıyı dikkate alacak olursak her kadın kendiyle gurur duymalıydı. Kadın olmakta gurur duyulacak ne var ki? Katlanılan zorluklar mı? Daha büyük talihsizlikler yaşayan insanlar erkek kadın eşcinsel farketmez, onlarında ben buyum ve bununla gurur duyuyorum mu demesi gerekir? Anlamsız bir gurur bu, anlıyorum "gay pride" ama kökeni olmayan anlamsız bir gurur. Kusura bakma kardeşim.
Bazen yeterince acının sizi duygusuz bir insan yapacağını hissedersiniz. Acının doruğa ulaştığı anda dersiniz ki "Evet bugün, hayatımın geri kalanını duygusuz geçireceğim ilk gün olacak".
Sonra umursamaz olamadığınızı farkedersiniz. Bunu farketmeniz bir saati bile almayacaktır. Bu sizi bütün zararlı hislere karşı savunmasız yapacaktır; aşk, sevgi, merhamet, nefret, kıskançlık, acımasızlık vs.
Tek bir tuşla mekanik olmak istersiniz. Olamazsınız. Sisyphos gibi her defasında bir umutla taşırsınız duyguları sırtınızda, onun o kayayı sırtında taşıdığı gibi, sonunda onlardan kurtulacağınızı düşünerek. Ama kurtulamazsınız. Kaya sizi yuvarlayacak ve onu her defasında yine taşımak zorunda kalacaksınız. Çünkü "iyi" insanlar umursarlar, kötü olmayı göze alsanız bile umursamaz olamazsınız. Bu durum etik değerlerden ödün vermeyen insanların en büyük problemidir.
Bu "lanet" tek bir zayıf nokta ile yaşar bedenimizde : Delilik. Duygusuzlaşan insan klinik anlamda delirmeden bu işi başaramaz. Bütün değer yargılarını yıkmak zorundadır. Bunu delirmeden yapamazsınız. Bu bir geçiş fazıdır.
Öte yandan da çocukluktan itibaren oturmuş "duygusuzluk" kişiliğine sahip sosyopat insanlar vardır ve bu başlıkta bahsedilen "insanı duygusuzlaştıran şeyler" onları etkilemez.
Kısaca, duygusuzlaşan insan, bütün insani değerlerini kaybetmeyi göze almış kişidir. Duygusuzlaşma süreci bir kere başladığında asla durmayan bir zincirleme kaza gibi olaylar gelişir. işlerin düzeltilemeyeceği noktaya geldiğini farkettiğinizde aslında tamamen ona teslim olmak zorunda kalacaksınız. istemeseniz de o sizin tek dostunuz olacak. Tabi bir gün, bu duygusuz mekanik krallığınızdaki küçük bir çatlaktan içeri gelen duygu sızıntısı, size tükürdüğünüzü yalatıp, kurduğunuz krallığın bütün sütunlarını yıkarak sizi en dipten başlatır hayata, zavallı bir halde, duygu dilenerek yaşarsınız.
Bu nedenle insanı duygusuzlaştıran şeyler onu zayıflatan şeylerdir. Kırılgan kemikleriniz olur. Belki sadece onlarla yaşamayı ve kontrol etmeyi öğrenmeli insan.