Şaka bir yana siber saldırı ihtimali çok yüksek. Birinci şüpheli son günler sürtüşme yaşadığımız iran. akılları sıra gözdağı veriyorlar yemen mevzusundan sonra
Binlerce salat ve selam kainatın efendisi olan o "kutlu nebi"nin üzerine olsun.
Efendimiz hakkında birçok farklı kaynaktan birçok farklı kitap okudum fakat diyebilirim ki son okuduğum kitap olan "insan ve topluma ulaşma yönüylepeygamber Efendimiz" isimli kitap beni en çok memnun eden ve takdirimi kazanan eser diyebilirim.
Bu eserin ismini burada anarak o'nun daha da iyi anlaşılması adına, onu seven herkesin bu kitaba ulaşmasına aracı olmak istedim.
Peygamber Efendimiz in hayatını ve yaşayışını anlatan bu kitap, o'nu tarihsel olarak değil,insani, ahlaki, metodolojik yönleriyle ele almış, o'nun hayatını insanlık için bir hayat felsefesi, bir yaşam biçimi ve ictimai hayatta bir rehber olması açısından bizlerin istifadesine sunmuş harika bir kaynak bana göre.
Efendimizi anlamak ve onu daha da yakından tanımak isteyenler için şiddetle tavsiye ederim.
aslında çöküş değil fetret devri olarak nitelendirilmesi gerekir bu dönemin. şu sıkıntıları, tayyip ve tayfasını, hainleri ve iç meseleleri hallettiğimiz takdirde yükselme dönemine geçeceğimiz aşikar.
yapılan açıklamalara göre sultanahmet te kendini patlatan şahıs bu değil. emniyet bu ismi doğrulamadı. istanbul da iki canlı bombadan biri kendini patlatmış diğeri kayıp. kayıp olan şahıs muhtemelen bu sürtük. ayrıca ankara da da 2 ayrı canlı bombanın eylem hazırlığında olduğu yazılıyor ne derece doğru bilmiyorum. birçok farklı hesaptan bu yönde bilgi paylaşımı var. üstelik ailesi de teyit etmemiş cesedi.
iktidarın istediği gibi oylamada akp li vekillerin desteğiyle bakanlar yüce divana gönderilmeyecek. fakat bu durumda milletin gözünde iyice itibar kaybedecekler. yolsuzluğun varolduğunu kendileri de kabul etmiş olacak ve yargılanmadan da korktukları açığa çıkacak.
tayyip o bakanları yüce divana gönderemez. bakanların hepsi aba altından sopa gösterdi. biz yanarsak sen de yanarsın diyerek açıkça meydan okudular. kısacası yemez. bu oylamadan birşey çıkmayacak boşa ümitlenmeyin.
yine milli irade lafının arkasına sığınıp, milli iradeyle ve milletle alay etmeye devam edecekler.
ama bu devran böyle gitmez emin olun. elbet bir musa çıkar ve bunlar da hukuk ve millet karşısında hesap verir.
aman boşanmasın çocuğunun psikolojisi falan etkilenir sonra. tüm ülkece tek temennimiz bu. o çocuk daha büyüyecek cari açığın kapanmasında babasına yardım edecek.
bir yaratıcı olduğuna inanmayan ve kainatta var olan düzenin tesadüf eseri oluştuğunu iddia eden insan bana aşağıdaki olayın izahını bilimsel olarak yapsın.
aksi halde kangurunun kesesindeki 4 memeden hepsinin ayrı birer beyni, düşünme, idrak etme, olayları ve gelişmeleri yorumlama, karar verme ve eyleme geçirebilme yetenekleri olduğunu kabul etmek gerekir ki, bu da ne derece akıl karı orası size kalmış.
kanguru yavrusu, henüz 1 santimetreyken ve hiçbir organı gelişimini tamamlanmadan annesinin içinden çıkar ve 3 dakikalık bir yolculuk sonucunda annesinin cebine ulaşır.
Anne kangurunun kesesinin içinde dört ayrı meme bulunur. Bu memelerden birinde, bu yavru için kıvamı ve ısısıyla özel hazırlanmış bir süt vardır. Diğer üç memede ise yeni doğmuş bir bebek kanguru için değil, yaşı daha büyük bir yavru için hazırlanan süt vardır. Bu yavru, birkaç hafta sonra ilk emdiği memeyi bırakacak ve yaşına göre olan memeyi emmeye başlayacaktır. Biraz daha büyüyünce ise bir ötekine geçecektir.
şurası önemli;
"şimdi düşünelim: 1 cm boyundaki minicik kanguru yavrusu, bu dört memeden hangisini seçeceğini nereden bilir? Anne kangurunun dört memesine bu kadar farklı özellikteki sütler nasıl yerleşmiştir? Ayrıca yeni doğan yavrunun emdiği süt diğer memelerdeki sütlere göre daha sıcaktır. içerdiği besinler de daha farklıdır. Bu sütleri anne kanguru mu hazırlayıp, ısıtmıştır? Her yavruya en uygun besinleri kendisi mi yerleştirmiştir?"
Tabi ki bunların hiçbirini anne kanguru yapamaz. Anne kangurunun, kesesindeki sütlerin özelliklerinden haberi bile yoktur. Ne memelerindeki sütün sıcaklığını hesaplayabilir, ne sütlere farklı özellikler vermeyi, ne de içinde ne tür besinler olduğunu..
kaldı ki kangurular içgüdüleriyle hareket eden, insanlar gibi algılama, düşünme, idrak etme ve eyleme geçirme gibi kabiliyetleri olmayan canlılardır. bütün bunlara rağmen kendi kontrolünde bile olmayan bu olaya nasıl müdahil olup ta sürece yön verebilirler.
Bu arada, birinci yavru daha cebin içindeyken, yeni bir kardeş tırmana tırmana keseye gelir. iki kardeş aynı cepte ve birbirine hiç zarar vermeden uzun bir süre yaşarlar. Her yavru, içinde kendi yaşına uygun sütün bulunduğu memeyi emer. Bu bebek kangurular emecekleri memenin hangisi olduğunu nereden bilirler?
sadece bir kangurunun vücudunda bu kadar harikulade bir olay gerçekleşirken, kainatta, çevremizde, doğada daha birçok akılalmaz olay varken, olayları bir kelimenin kökenine indirgeyip büyük resmi görmeyi reddederek, basit bir araştırmayla çürütülecek iddialarla tüm bu gerçekliklere gözleri kapamak ne derece akıl alır iş orası da ayrı konu.
allah da aslında ay kökenli bir tanrıçaydı. çünkü mezapotamya ve anadolu'nun ay tanrıçası kıbele(kıble)'den devşirmedir. daha sonraları ataerkil dinlerin etkisiyle melezleştirilerek cinsiyeti yok edildi. özellikle islamın gelişiyle tamamen erkek hüviyetine büründürüldü ve cinsiyeti de inkar edilmeye başlandı.
allah kelimesinin manasının tanrıça olduğunu anlattık. pekiyi ama onun bir de simgesi olması gerekmiyor mu? evet gerekiyor. yukarıda ne demiştik? "ilk tanrılar ay ve güneş idi" demiştik değil mi? allah bir tanrıça olduğuna göre, onun simgesi ne olabilirdi? elbette ki çoğu tanrıça figürlerinde olduğu gibi, onun da simgesi ay olacaktı. çünkü ilkel insanlardan başlamak üzere binlerce yıl güneş ve ay'ı canlı sandılar, ve ay'ın dişi, güneş'in ise erkek olduğunu, yıldızların ise onların çocukları olduğunu düşündüler. işte bu yüzden allah'ın simgesi ay'dır....
dağılalım gençler bunca yıl boşa inanmışız. adam iki dakkada müslümanlığı çökertti.
her neyse çok yırtınmışsın ama olmamış kardeşim. sadece müslümanlık ve bölgedeki antik ve güncel diller üzerinden giderek allah ı ve islam ı sadece kelime kökeninde araştırmışsın. oysaki olay bir iki harf oyunu ile izah edilebilecek bir durum değil. tamamen inanç, iman, gerçeklik ve somut soyut deliller meselesi.
ne yani şimdi bir iki tane mesnetsiz iddia ve örnekle müslümanlığı ve allah inancını çökerttiğini mi sanıyorsun acaba?
bir de hacerül esvedi vajinaya benzetmişsin ki iyice sıvayıp tüy dikmişsin.
Bu tarz bir organizasyon yapılacaksa salonlarda elit kesim için yapılsın. Halk bunlara alışkın değil. Hayatında opera, senfoni nedir bilmeyen adam ne anlasın bundan. Şuan kırşehir deyim gidenlerin neredeyse yarısı geri döndü. Sanat sanat için tamam da bugün bu ortamda hiç sırası değil be abi.