henüz yaşanmamış bir yılı kutlamanın saçmalığından ileri gelebilir. aslında kutlamalar eski yıl iyi geçtiyse yapılmalıdır. kimin eski yılı iyi geçtiyse onlar kutlasın mesela.
ülkücülerin ırkçı olmasına şaşıran insanların var olduğunu görmenin mümkün olduğu tek sözlük sanırım burası. yani herhangi bir ülkücüye gidip, "ırkçısın yeaaaa!" desen, "evet bacım bi problem mi var?" diyecektir. adamların düşüncesinden ne kadar bihabersiniz de şaşırıyorsunuz anlayamıyorum ki.
Kaldı ki bu ülkede en liberal hümaniste bile "ulan ırkçı olacam bu gidişle ha!" dedirtmiş olaylar olmuşken, ülkücülerin dellenmiş olması bence çok beklenebilir bir durum.
akpnin sıcak denizlere inme politikasıdır. sahilleri eline almayı planlayan akp, bak canım istedi bir tek atayım diyen insanın saatin 11 olduğunu farkedince mecburen bir bara vs. oturması gerekeceğinin, işletmecilerin bu yasadan memnun olacağının farkında elbet.bir bira alayım da şurda denize bakıp içeyim demek yok artık o işletmeye seve seve oturulacak.
yazan mal da yazdiran nedir diye sorarlar adama. bu sözlük başı boş değil ki moderasyon var bu sözlükte değil mi ama? haftanın en beğenilenlerinde her zaman en popüler başlıklar " x olan yler" "yaran facebook iletileri" "sözlük yazarlarının itirafları" iken çok da sorgulanmaması gereken maldır. arz talep meselesi.
laik ve ahlaklı adamdır. sayısı da laik ve ahlaksızdan, liberal ve ahlaklıdan, liberal ve ahlaksızdan, hem inançsız hem ahlaksızdan, inançsız ama ahlaklı'dan vs. az değildir.
kadınların doğasında eziklik duygusu mevcut değildir. aksine, kadın estetik olan, güzelliğin bahşedildiği, ince olan cinsiyettir. kadın kendini doğru şekilde hissettiği sürece, bu hissiyatı baltalanmadığı sürece dünyanın geri kalanından daha güzeldir, daha kendine güvenlidir zaten.
fakat süreç, hayatın devam ettiği coğrafyadaki karakteristiklere bağlı olarak olarak şekillenir ve dünyanın geri kalanıyla eşit olarak doğan herhangi bir kız çocuğu, eziklikler veya tam ters olarak egolarla yoğrulabilir. Bu, kadın olmanın değil, bulunulan çevrenin kültürel etkisidir.
kadınların erkeklerden farklı hakları olması gerektiği tartışıldığı sürece hakikaten hak ettiği haklara kesinlikle sahip olamayacaktır kadınlar. cinsiyet ayırdımı olmaksızın değerlendirilmeli ve bu konuya insan hakları çerçevesinde bakabilecek nesiller yetiştirilmelidir. zira mevcut nesillerin "insan" kavramı maalesef vasatın altında.
aslında su içerek atlatılması daha kolay olan krizdir, zira daha sık olarak bayanlarda gördüğümüz bu krizi tatlı yiyerek atlatamazsınız. tatlı yemek sadece süreyi uzatacaktır. tatlı krizine girmiş kadınlara bir bakın, hiç biri tatlı yiyince "oh geçti." deyip kenara çekilmez. profiterolün üstüne şekerpare, ondan sonra kadayıf, "bi de kazandibi yemez miyiz beee?" ile devam eder, üstüne kahvenin yanında kek yer. sora eve gidip nutella yer falan. ama bitmez yani.
yeni evlendiklerinden itibaren amcamı okutmuşlar annemle babam. amcam gazi'de mimarlık okuyormuş. biraz da maliyetliymiş elbet o zaman üniversitede okumak. maaşın tam yarısını amcama gönderdikten sonra diğer kalan yarısının içinden kiraydı elektrikti falan temel ihtiyaçları çıkarınca her bir gün için bir paket makarna parası kalırmış onlara. haftada 1 de yarım kilo biber ve yoğurt alırlarmış ödül olarak, biber kavurması yaparlarmış lüks olarak. bunu ne zaman düşünsem gözlerim yanıyor.
annem bana hamileyken babamın işyerinden bilmemkaç ayda bir verilen sümerbank fişlerini biriktiriyormuş bana zıbın falan bir şeyler almak için. bir tane de düğünde hediye gelen çeki varmış. bir gün babamı aramış amcam ve kabanının olmadığını, çok üşüdüğünü söylemiş. ankara tabii. ceketi varmış sadece bir tane, baharlık gibi. babam eve gelmiş ve anneme anlatmış durumu, demiş ki benim kardeşime mont almam lazım. annem de hemen toplamış çekleri getirmiş bunlarla al diye. babam hemen ertesi gün gidip amcama mont alıp göndermiş. bir sonraki sümerbank fişi annem bana 8 aylık hamileyken gelecekmiş ve annemin aklına gelen tek çözüm benim 7 aylık doğmamam için dua etmek olmuş. benim hatırladığım bir şey olmasa da annemin hatırladıkça çenesinin titrediği bir anıdır.
bir de ben 3,5 - 4 yaşlarındayken bakkala gidiyormuşuz annemle beraber, annem evden çıkmadan önce bana demiş ki "bakkaldayken bir şey istemek yok, çünkü sadece bilmemne (artık ekmek mi peynir mi neyse) alacak paramız var.". ben de tamam demişim. ama tabi çocuksun lan, nası tamam? bakkala gidince tutturmuşum eti puf da eti puf diye. bakkal amca da (mahalle bakkalı tabi, tanıyor) "al, çocuğu ağlatma, sonra verirsin."demiş. neyse annem orada bir şey dememiş bana, almış eti pufu. ben çok mutluyum tabii ki, bakkaldan çıkınca istemişim ganimeti. * annem o eti pufu almış, mıncık mıncık mıncıklayıp çöpe atmış. ben tabii ki şok, basmışım yaygarayı, eti pufum da eti pufum diye. sen misin yabancıların yanında para yokken bir şey isteyen, sen misin emrivaki yapan. bir daha da paramız var mı diye sormadan hiç bir şey istememişim. burada iç burkan kısım kesinlikle benim durumum değil, çocuk unutur bir şey olmaz (ki unutmuşum gördüğünüz üzere, annemin ağzından anlatıyorum) çocuğu istediği bitmeyeceği için, üzülmesi de ağlaması da unutması da bitmez. ama bir annenin çocuğunun gözüne baka baka o pufu çöpe atması, bir daha istemesin diye atmak zorunda kalması. bence iç burkulmasının ötesinde bir durum.
dini bayram sebebiyle değil resmi tatil sebebiyle tatil yaptıkları gerçeğini algılamak için vasatın üstünde bir zekanın yeterli olması gereken durumdur.
ttnet'e olan sinirini herhangi bir umuma açık yerden ziyade sözlükte boşaltmış olmasının dünya barışına katkısı olduğunu düşünmekteyim. ttnet çalışanları için 2. bahar başlamıştır bugünden itibaren, hayatlarının değerini bilsinlerdir bir nevi.
mermer sarımsak tokmağıyla dövülesi insandır. fakat tabii ki kendisi de bizler gibi nefes alsa yarayan insanlara karşı aynı duyguları besliyordur kuvvetle muhtemel. yine de dövülse iyi.
imkansız olmayan fakat an itibariyle imkanların elvermediği durumdur. türk insanının elinde olmaksızın geninde varolan milli egosuna oynamayı başaracak bir genel başkanı olsaydı eğer, mhp her zaman kafaya oynayabilirdi doktrininin egoist yapısı sayesinde. şu ülkede en fanatik ve kemik yapıya sahip oy tabanına sahipken oy kaybetmesi, tamamıyla bireylerin başarısızlıklarından kaynaklanıyor. zira mhp fanatiklerinin imkanlar elverdiğinde egolarının ve dolayısıyla etki altına alabilirliklerinin ne kadar kuvvetli olduğu hepimizin bir şekilde malumudur.
