ilk, orta ve liseyi küçük bir şehirde,
yüksek okulu Ankarada okumalı insan
Einstein i, georges politzer i ankarada öğrenmeli
Öğrenci yurdunun kapıları kapanırken anlamalı Nazım hikmet i
Dost dost diye nicesine sarılırken insanlar
Sakarya nın esmer yüzünü görmeliydi aşık veysel
Daha ağır çalınmalı misket, halaylar susmalı
Konsoloslukların güvenliği sağlanmalı
Eskortlara yol açmalı meclis kavşağında
Perişan olmalı kredi yurtların harç kuyruğunda
Akşamda haraca bağlamalı beytepe öğrenci yurdunu
Sonra utanmalı arkadaş olmalı zengin çocuklarıyla
Cuma geceleri öğrenci sokağında bir meyhaneye gitmeli
Otobüs bileti garantiye alınıp, kalan paranın bir bölü
Dördüyle bira içmeli, sonrada iki adım ötede bir
Çorbacıya dalmalı, az çorba söyleyip iki ekmek yemeli
işciler, memurlar, öğrenciler ankarada yürümeli
Alış veriş yapmalı daha sonra, sinamaya gitmeli ve
Ankarada aşık olmamalı insan, okul bitince de çekip
Gitmeli, bir daha da dönmemeli... *
- yine mi çaylak oldun lan sen?
+ yine mi kaşınıyon kız sen?
- hehee, oğlum sende var bi gariplik, ben niye çaylak olmuyom?
+ mod lara mesaj at, çaylak olmak istiyorum diye.. kırmazlar seni.
- ahaah sipariş üzerine mi oldun bu sefer? yapıyolar mı öyle?
+ he yapiyolar, dene bi istersen.
- tamam kime mesaj atiyim?
+ meooooooooooo *
- tamam, tamam sustum... sen halinden memnunsun anlaşılan. ee hayat nasıl gidiyo?
...
...
...
MSN'de yarattığı dört farklı karakterle, aynı kişiyi dört kere kendine aşık eden ama bir kere bile bu kişiye kavuşamayan, aynı kişiyle dört kere bir kerecik bile görüşemeden ayrılan benden baskası var mıdır acaba? Türümün tek örneği olamam değil mi?
gibi (bkz: sözüm ona uyanıklığını) ifa eden, ama aslında salaklığına diyecek (bkz: kendi) lafı bile olmayan insancıkların demek istedikleri..
adam * inandığı değerler uğruna bedenini ölüme yatırdı bok attınız, taleplerinin bir kısmı kabul edildi, eyleminden vazgeçti "vay dönek vay" diye yine bok attınız. veya (bkz: çokta tın)dediniz...
o küçücük beyinlerinizi böyle ince konularla yormayın, bu tür başlıklar gördüğünüz zaman çokta tın deyin ama içine girmeyin. rezil olmak kötü bir şey, bir şey bilmeden rezil olmak daha kötü bir şey.. ama, ama bir şey bilmemek ama herşeyi bildiği sanmak, hele hele herkesin bi bok bilmediğinizi bilmesi çok çok çok daha kötü bir şey.. *
Hiç bu kadar sessiz görmemiştim seni, galiba sonunda dediğime geldin, öyle değil mi? Hani susmak en büyük cevaptır bazen dediğimde çıkışırdın bana, haksızlığa susulur mu diye.. işte bundan bahsediyordum ben.. haklısın, haksızlığa susulmaz ama bir tek kelimeyi bile hak etmeyen kuş beyinlilere ne anlatabilirsin ki? Onların o küçük dünyası konuşmaktan ibaret, sadece buralara birşeyler yazarak vatansever olurlar, delikanlı olurlar, milliyetçi olurlar hatta faşist olur övünürler... yetmez, saldırırlar.. it sürüsü gibilerdir.. birbirlerini hiç tanımazlar ama ortak noktaları olunca kardeş kesilirler, aralarından su sızmaz.. bu da yetmez, gelir kardeşlerin birbirini desteklemesine bok atarlar... yetmez ama bunlar da yetmez, aslında küçücük olan kocaman dünyaların da herşeyi bildiklerini sanırlar..
Kardeşim;
siyaset yazma dedim sana... işte buna katılmıştın sende, yazmayacaktın... sakın sana yazdın, sözünü tutmadın diye kızdığımı sanma, gördüm; yazmak zorundaydın. Çünkü senin yaşadığın şeyleri, onların ömürlerinde hiç göremeyecekleri, anlayamayacakları şeyleri sana anlatmaya çalıştılar, sana hemde sana.. keşke onlara da gülüp geçseydin demiyor değilim ama yazdın diye de kızmıyorum...
Biliyormusun hani şu pkk liler varya, senin asla siyasetlerini kabul etmediğin, asla sempatizanları olmadığın pkk liler, işte onların siyaseti bile benim gözümde o it sürüsünün siyasetinden daha değerli... dur, kızma..; onları destekliyor değilim, sadece onlar bile inandıkları şeyleri yaşıyor, ama senin de dediğin gibi ucuz vatanseverler sadece konuşuyor.. işte sadece bu paragraftan bile onlarla muhatap dahi olmaman gerektiğini anlamalıydın. çünkü onlar asla senin gibi olamazlar, asla sevdiklerine adam gibi seviyorum diyemezler, asla harbi olamazlar...
işleri güçleri birilerini ayar vermektir.. anlayacağın asla kendileri gibi olamazlar. sana yakıştırdıkları klavye delikanlısı lafı varya ona da gül sadece. çünkü yaptıkları şeylerle bu kelimenin ne anlama geldiğini öğrettiler hepimize. biz bu güne kadar bir tek delikanlı tanımı bildik, gerekirse ona da örnek veririz.
Son olarak, bizi bilen bilir, bilmeyenler öğrenir. keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner..
Çaylaklığın süresince sana mutluluklar dilerim, biraz kafa dinlemiş olursun hem. sıkma canını herkes hak ettiğini alır bir gün.. Hem kardeşlerin yokluğunu belli ettirmeyeceklerdir, dosta, düşmana...
Öğrendim ki biriyle * tartıştığı için bizim hıyara *hıyar demiş. Kendisine hıyar dendiğine çok seviven bizim hıyar da "eğer adresini verirse kendisine çok özel bir hıyar göndereceğim" demiş..
Aaa ne ayıp ama, lütfen daha sakin olalım tartışmayalım, gelin beraber (bkz: hıyar tuzlayıp yiyelim zirvesi)yapalım dediğim uuser..
elini ayağını nereye koyacağını bilemeyen kısaca nasıl dursam, nasıl poz versem diye düşünen her poz verenin muhakkak yapmış olduğu bir hatadır. sonunda sürekli kendini tekrar eden sıradan verilmiş bir poz olur.
zaten bunu erkekler adına cevaplandırmak için önce onların anında değişebilen güzellik kavramlarına akıl erdirmek gerekir ki bu da onlar kadar değişken olamayacağımız için mümkün değildir. yani bulundukları zamanın şartlarına göre işlerine gelen kızdır.
lisenin başlarında onlarcasını bitirmeye uğraştığımız, sorularını çözünce gerçekten işe yarayan, sağlam temeller oluşturan özellikle matematik ve geometride çığır açmış kitaplarıyla üniversiteye hazırlanan birçok öğrencinin kabus yayınevi.
oyunda amaç; yasak kelimeleri kullanmadan bir kelime anlatılmasıdır. ama oyunun amaca ulaşmaktan öte eğlenmek için oynandığı bu diyaloglardan anlaşılıyor...
Kelime: demeç
- ben şimdi masada oturdum veriyorum
- nası yaaa ??
- ya işte masada oturdum fotoğraf çekip yazı yazan
tiplere veriyorum.
- neee???
- ya alla alla masada oturdum böyle herkese veriyorum!
- pas be pas! of.. demeçti...
Kelime: helikopter
- Savaşta yaralıları kurtarır!
- Doktor!
- Değil...
- Sıhhiye!
- Değil, yukardan gelen bir şey...
- Ee... Allah?
Kelime: travma
- Hani düşüp kafanı kaldırım taşına vurursun da bi şey
geçirirsin?
- Film şeridi?
Grup: Çüşşşşşşşş!
Kelime: diz
- pantolonu nereye giyeriz?
- bacağa?
- hah. bacaklarımızın ortasında ne vardır?
- oha!
Kelime: duvak
- kadinla erkek birlesmeden önce, erkegin kaldirdigi
sey
- oha!
kelime: telepati
-hani ben sana bir seyi anlatmaya çalisiyorum ama
sozle degil beyin
dalgalariyla falan...
-ihihih neydiiii.. teletabi..!
-tamam tele'si kalsin kedilerin eline ne denir?
-buldum telepence
-offf beee bi kere de bil be...
kelime: misir
kiz:keops nerde??
cocuk:etiler!!
kiz:allah cezani versin emre....
son kelime eger bilinirse oyun ve hesap girecektir.
sure son 10 saniye
kelime: lambada.
ekip1 bakan kisi: aha sçtınızz
ekip2 anlatan kisi: sen öyle san. söyle bakalim
alaaddinin cini nerede
yasar.
ekip2anlayankisi: lambada
ekip1toptan: haskktirr...
farklı renkleri de mevcuttur (örn; pembe) o da muhtemelen yapıştırıcının kullanım yerine göre kimyasında yapılan bazı değişiklikleri göstermek için üretilmiştir.