şimdilik 12 bölümü yayınlanmış olan bir anime filmdir. anime de sword art online oyununu oynamak için geliştirilen kask şeklinde ki konsolu almak şart. oyun ilk açıldığında oyuna 10.000 kişiye yakın oyuncu bağlanır. fakat farketmedikleri bir şey vardır. oyunda çıkış menüsü bulunmamaktadır. oyunun yaratıcısı oyuna gm olarak girer ve kuralları anlatır. oyunu bitirmeden artık gerçek dünyaya dönmek yoktu ve oyunda ölmek gerçek dünyada da ölmek demekti. böyle fantastik bi anime işte. **
karakter sınırlamasız hali için:
doğuştan sağır ve dilsizlerin kendi iç sesleri nece konuşur ?
fikir yürütmeye beceremediğim hadise. lisan ağızdan çıkan ise karşındaki ile anlaşmayı sağlayan araç ise böyle bir şeye gerek yok diyorum işin içinden çıkamıyorum.
--spoiler--
merhabalar, bu yazımda sizlere neden metal müzik dinlediğimizi, metal müziğin kişi ve bireylere ne gibi katkılar sağladığını, metal müziğin ne olduğu ve ne olmadığını, ve metal müziğe karşı önyargıların kırılması için hangi adımlar atmamız gerektiğini anlatmaya çalışacağım. bilindiği üzere oldukça zor ve yıpratıcı bir gezegende yaşıyoruz. bu gezegende iş, aile, okul ve sıradan yaşam derken oldukça yıpranıyoruz ve birtakım arayışlara giriyoruz. bu arayışlar içinde kendimizi bulabileceğimiz, dünyadan soyutlaşabileceğimiz, sıradan yaşamın ötesine gidebileceğimiz, insanlara farklı gözlerle bakabileceğimiz ve ruhumuzu derinleştirebileceğimiz şeyler arayabiliyoruz. i̇şte bu noktadan sonra birtakım kapılar bizlere açılmaya başlayabiliyor ve bize kapısını açan şey ise kendimizi bulduktan sonra metal müzik oluyor. peki neden metal müzik? okuldan, işten geldiniz ve yorucu bir günün ardından ruhumuzu dinlendirecek veya bizi harekete geçirecek, kafamızı dağıtmamıza öncülük yapacak şeyler istiyoruz. i̇şte metal müzik bize bu olanağı sağlıyor. bizi dış dünyadan soyutluyor; ruhumuzu zincirlere vurmak isteyen adi insanlara karşı bizi güçlü kılıyor, bize iyiyi-doğruyu ve gerçeği öğretiyor, ruhumuzu arındırmamıza yardımcı oluyor, bize onurumuzu kazandırıyor, bize diğer basit insanlar gibi olmamamız gerektiğini söylüyor ve uzun-ince, zorlu yolumuzda rehberlik ediyor hayat bir savaştır be her ne kadar savaş olsa da onunla savaşmamamız gerektiğini iyi bilmeliyiz. i̇şte metal müzik bize bunu da anlatmaya çalışıyor.. sen yaşam savaşı verebilirsin ama yaşama karşı savaş verebilecek güce sahip değilsin, bu gücü sana ben de veremem ama sana ancak haksızlıklara, sisteme ve sistemin köpeklerine, adaletsizliklere, dönen kirli oyunlara ve yapılan yanlışlara karşı savaşma gücü verebilirim. diyor. i̇şte bu nokta çok önemli arkadaşlar. biz yaşamla savaşmayacağız çünkü yaşam bizden daha güçlü ve daha kudretlidir ve bu kudret zaten soluduğumuz havada, içtiğimiz suda ve dinlediğimiz müzikte mevcuttur. biz bunu yukarıda saydığım şeylere karşı kullanmalıyız. hayatımızda önümüze çıkan engelleri yıkmak için kullanmalıyız. metal müzik bize onurlu bir yaşam savaşı veriyor bunu hiçe sayamayız metal müzik nedir, ne değildir? metal müzik asansörle yukarı çıkarken kişinin parmaklarıyla hayali solo atmasıdır. metal müzik gece uyumaya çalışırken dinlemiş olduğu fazla müzikten dolayı kulağında ki bateri tınıltısıdır. metal müzik onurlu ve kendinden emin insanların vermiş olduğu yaşam savaşıdır. metal müzik sisteme ve sistemin köpeklerine karşı başkaldırmadır, isyandır. metal müzik kundakta ki hayalleriyle yanan 5 aylık bebenin intikamını alacak korkusuzluğun adıdır. metal müzik siyonistlere karşı verilecek en büyük cevaptır. metal müzik metal kardeşinin dini inancını sorgulamamaktır. metal müzik candır, atardamardır. metal müzik ruhumuzun kurtuluşudur. metal müzik bizi iyiliğe, doğruya ve güzel şeylere bağlayan bir araçtır. metal müzik ruhumuzda yanan gençlik ateşidir. metal müzik ben buyum diyebilmektir. metal müzik elini yumruk yapıp yeah diye sevinebilmektir. metal müzik başını yastığa koyduğunda kendini dinleyebilmektir. metal müzik onun ve tüm güzel şeyler uğruna akan gözyaşıdır. metal müzik pogoda yere düşen kardeşine elini uzatarak onu kaldırmak ve sonrada omzunu sıvazlamaktır. metal müzik kafayı koparırcasına headbang yapmaktır. ve metal müzik güneştir, aydır, gecedir, kandır, candır. ama metal müzik kırmızı rujlu,süslü ucube genç kızların müziği değildir. hava atmak ve ortama girmek amacıyla dinlenen bir müzik değildir. hadi kanka şu konserde 2 hatun düşürelim.. mantığıyla dinlenen bir müzik değildir. metal müzik üstüne grup ti-şörtü giyip o grubun elemanlarının adını bilmemek değildir. ve metal müzik şekilcilik değildir. peki neden biz? kimilerine komik gelebilir bu söyleyeceğim ama biz seçilen insanlarız arkadaşlar. hayatı en zordan yaşayan, karanlık dünyasını sadece kendisinin aydınlatacağı bir ruha sahibiz. melankoliyi, acıyı, sevinci, hüznü, korkuyu ve tüm erdemli yaşam olgularını tadıyoruz ve tadacağız. i̇nsanlar arabalar ister, yeni sevgililer ister, yeni telefonlar ister, yeni fani şeyler ister ama biz bunları istememeliyiz. bizim isteyeceğimiz şey su olmalı, güç olmalı, damarımızda akan kanın kudretinin yücelmesi olmalı, yaşama sevinci olmalı, kötü insanlara karşı duyduğumuz nefret olmalı, bir kez daha yaşamayı hak eden iyi insanlara karşı duyduğumuz saf sevgi olmalı yani anlayacağınız biz farklı olmalıyız, kendi kendimize yetebilmeliyiz ve böyle de olmak zorundayız çünkü metal ruhu bunu gerektirir. i̇nsanların bize bakış açısı neden farklı ve neden yadırganıyoruz? yadırganıyoruz çünkü biz farklı giyinmeyi severiz, çünkü biz farklı şekilde sevinmeyi severiz, çünkü biz farklı şekilde eğlenmeyi severiz, çünkü biz rahat davranmayı ve rahat olmayı severiz, çünkü biz farklılığı severiz. farklı olmak yaşam tarzımızdır ve farklı olmak bizim diğer adımızdır. i̇nsanların bize bakış açısı farklı çünkü onlar daha önce farklı giyinenleri görmemişlerdir belki, belki onlar farklı şekilde giyinen insan görmemişlerdir, onlar rahat davranan ve rahat olmayı seven insanlar görmemiştir belki de, belki de farklılığı yaşam tarzı olarak benimseyen insanlarda görmemiştir belki de kafaları kalındır, kıttır ve farklı düşünemiyorlardır; öyle öküzün trene baktığı misali bakarlar bize : ) toplumun önyargılarını kırmak için neler yapmalıyız? evet çok önemli bir konuya el atmak üzereyim. toplumun önyargılarını kırmak için neler yapmalıyız? öncelikle insanları olduğu gibi kabul etmeliyiz. onların nerden geldiklerini, kim olduklarını, ne tür koşullar içinde yaşadıklarını ve ne tür önyargılara sahip olduklarını iyi bilmeliyiz. i̇şte metalciler kaba insanlar, barbarlar ve terbiyesizler diye kendimize laf yedirtmek ve önyargıları pişirmemek istiyorsak onlara saygısızlık yapmamalıyız. onlarla diyalog kurmaya çalışmalıyız. rock-metal müzik dinleyen insanlar hakkında ne düşündüklerini, rock-metal müzik dinleyen insanlara karşı bildikleri doğruları, neden bizim gibi insanları sevip-sevmediklerini öğrenmeliyiz. zaten cevaplar bilindik olacaktır. önyargıları dinsiz , satanist gibi şeyler olacaktır. ve asıl olay bundan sonra başlıyor anlatın onlara ! gerçekleri anlatın onlara. bizimde dini inanca sahip olabileceğimizi söyleyin onlara, her siyah giyenin, gözüne her sürme çekenin ve makyaj yapanın satanist olmadığını söyleyin onlara, aramızda inanmayanlarında inananlara saygı duyabileceğini söyleyin onlara, neden bu müziği seçtiğimizi ve bu müziğin bizlere neler kattığını anlatın onlara. amaçlarımızı ve hedeflerimizi anlatarak boş insanlar olmadığımızı anlatın onlara. vatanımıza, milletimize, ülkemize, bayrağımıza, şehitlerimize ve atamıza ne kadar bağlı olabileceğimizi anlatın onlara. dini sömürge olarak kullanıp bizleri dinsiz, vatan haini olarak nitelendiren sahtekarları anlatın onlara. anlatın yüce kardeşlerim. anlatın ki doğruları bilsinler. anlatın ki bir insan daha kazanalım toplumumuza. anlatın ki artık neden yobaz bir toplumda yaşıyoruz? demeyelim. anlatın ki vay be siz metalciler böyle misiniz gerçekten diyebilsinler. anlatın ki bu yazıyı yazarken tüyleri diken diken olan ve bu yazıyı okuyacak kardeşlerimin bunları bu günden itibaren yapacakları için umutlana benim çabalarım boşa çıkmasın. anlatın ki güzelleşsin ülkemiz. bir insan deyip geçmeyin ha sakın. sakın bu yanılgıya düşmeyin. nerden bileceksiniz o insan gidip arkadaşlarına anlatacak bir sohbet sırasında bir kafede. nerden bileceksiniz ailesine anlatacak bu konuşulanları ve nerden bileceksiniz belki de eve gittiğinde merak eder ve araştırır bu müziği belki de bir metal parça açar dinler : ) ve bir metal dinleyicisinin tohumları atılır. nerden bilebilirsiniz ki her şey konuşmaktan geçiyor. her şey seviyeli olmaktan, efendi olmaktan, insanları kırmamaktan geçiyor. her şey insanlara bir şeyler anlatmaktan geçiyor arkadaşlar. hadi durmayın, sizde anlatın metal müzi̇k onurlu ve özgür ruhlu insanlarin yaşam savaşidir. METAL MÜZiK ONURLU VE ÖZGÜR RUHLU iNSANLARIN YAŞAM SAVAŞIDIR. kardeşliğimizi yüceltin! sağlam kalın!
--spoiler--
lüleburgaz'ın hemen çıkışında, kepirtepe'de bulunan yüksek okul.
okul üzerinde ki ilk izlenim genelde artık farmville ye burada devam edilmesinin gerektiğinden yanadır.
resmi bir dil olmadığından dolayı doğru bir söylemdir.
not: ırkçı olmamaya çalışırım aslen.
kürtçe: uyduruk bir dil.
kuşça: her hecenin başına ya da uygun bir yerine sessiz harf konularak konuşulan bir başka uydurma dil. ****
edit: burada kürtleri sevmiyorum diye bir söylem söz konusu değildir. sen bunu anlayamayarak tespiti yapan yazara suç attığında kendini akladığını mı sanıyorsun? güldürme beni!? bir gerçek var bana kuş beyinli diyen arkadaş. o da şudur; zaten insanların beyinlerinin tamamını kullanamadıkları bilinir. dediğin gibiyse tahminen sahip olduğum beynin tamamını kulanıyorumdur. o halde keşke gagasından bir perçem alaydın ya o beynin.
bir kamelot parçasıdır.
--spoiler--
little by little
i've come to this point
on my own i've been searching my way
i lost you so early
the days went so fast
you don't know how i prayed every day
a song to remember
a song to forget
you'll never know how i tried
to make you proud
and to honor your name but
you never told me goodbye
now that you are gone
casting shadows from the past
you and all the memories will last
don't you cry
or suffer over me
i will be waiting for you
don't you cry
angels never fade away
i'll be watching over you
see you through
now i'm a man and
i'm feeling you still
could it be you were there all along
a time to surrender
a time to forgive
with solace i give you this song
now that you are gone
casting shadows from the past
in my dreams i hear your voice at last
don't you cry
or suffer over me
i will be waiting for you
don't you cry
angels never fade away
i'll be watching over you
i can see you tonight
in the pale winter light
father and son again
the bond of blood will never end
don't you cry
or suffer over me
i will be waiting for you
don't you cry
angels never fade away
i'll be watching over you
amerikalı bir profesörün yaptığı deneydir. şöyle ki:
çok pahalı, aynı renk ve aynı model iki arabadan birini siyahların olduğu bir yere koyar. ötekini ise çok zengin beyazların olduğu bir yere koyar.
siyahların orada bulunan araba o gece yağmalanır ve camları kırılır siyahlar tarafından.
beyazların orada bulunan arabaya ise haftalarca bir şey olmaz. dokunan bile olmaz. sonra bir gece bu profesör ve öğrencileri o arabanın arka kelebek camını kırarlar ve kaçarlar. ertesi sabah geldiklerinde zengin beyazların yaşadığı yerde bulunan arabanın da yağmalanıp, camlarının kırıldığını görür.
ben 4 tane yazdım. ama hak vermelisiniz bence. kastedilen bütün türk ırkıdır. türk ırkının en büyüğü olamaz. böyle asil bi ırkın en büyüğü değil en büyükleri olabilir.
edit: eksi oylayanları çok merak ediyorum. bende mi hata var anlasam.
annelerin birşey anlamayan bebeklerine isteklerini yaptırmak için girdiği tuhaf diyaloglardır. teyzem ve 2 yaşında ki kuzenimin diyaloğu şöyledir:
kuzenim= k
teyzem= t
k: anne kakam geldi.
t: koş koş koş tuvalete.
k: anne yapamıyorum.
t: ıkın ve kakanı yap ceren.
ev halkı: !?!?!?!
yalancılıkta tavan yapmış ve yalan söylemeden duramayandır.
başıma gelmiş bir olaydır aynı zaman da.
güvenmek ve sevmek için sadece doğrulara ihtiyacı olan sevdiğim bir kız vardı. ama birgün otobüste konuşurken eski arkadaşımın ben yalan söyleyemem diyerek kızın kalbini fethedene kadardı. yalan söyleyemem derken yalancılıkta tavan yapmıştır. bir de üstüne yalan söyleyince kızarıyorum demez mi çığrımdan çıkmıştım. sonuç olarak kız ona aşıktı artık. gene ben sap gibi kalmıştım.