2013 Kutlu doğum haftası için Diyanet işleri Başkanlığının seçtiği Hz. Peygamber ve insan onuru konulu konseptin sloganı.
Bu konuda bir kamu spotu hazırlamışlar.
Dilde farklı kalpte bir cümlesi ile eşitliğe yapılan vurgu dikkat çekici.
Ölecek olan figürasyon yahut bölüm oyuncuları için kullanılan tabir. Tehlikenin ne kadar büyük, düşmanın ne kadar güçlü olduğunu izeyiciye anlatmak için ölen oyuncular çin kullanılır.
Uzay Yolu dizisinde çatışma sahnelerinde kırmızı yelek giymiş olanlar mutlaka ölür yahut ağır yaralar alırlardı.
Bu sayede ana karakterler zarar görmemiş ama tehlikenin boyutu seyirciye anlatılmış olurdu.
1968 ylından sonra bu tabir film dünyasında kullanılmaya başlandı.
Yıllar içinde siyasi söylemlerde ölüme gönderilen, piyon, kurban gibi manalarda kullanılmaya başlanmıştır.
Böyle dediler...
Güdümlü TC medyasına inanan bir grup protestonun dışında beklendiği gibi sert eylemler olmadı. Faşizan Türk grupları bdp ilçe merkezlerini basarak kendi ülke bayraklarını astılar. TC medyası bu durumu hafifleterek demokratik tepkiymiş gösteriyor ve kamunun olaylar karşısında 'oh olsun' diyerek sakinleşmesi için aşı yapıyorlar.
Protestolar sosyal medya olarak bilinen birkaç web sitesinde edilen küfürler ve bayrak resimleri paylaşımı olarak devam ediyor. Bu durum Kürdistan aydınları ve Avrupalı gazeteciler tarafından şu şekilde yorumlandı: Kürt Gerillalarının savaş mücadelesini haklı bulan TC vatandaşları asıl suçlunun emperyalistlerin uşağı olan AKP ve yandaşlarının olduğunu biliyorlar. Çeşitli analizlerin verdiği rakamlara göre eylemlerin ardından yazılan küfür ve hakaretlerin çoğunu TC vatandaşları kendi başbakanlarına yapmışlar. Eylemlerin sonunda kendi başbakanlarına küfür eden Tc vatandaşlarının haklı tepkisi gösteriyorki bu eylemlerde suçlu olan Kürdistan gerillaları değildir. Gerillalar halklarının savunması için savaşmaktadır. Resmi düzeyde çeşitli temaslarda bulunmak için Fransada olan HGP yürütme kurulu üyeleriise daha önemli bir noktaya dikkat çekerek 'mutlu musunuz %50' diye tc vtandaşlarının son seçimlerde verdiği oyları gözden geçirmelerini istedi.
Bir grup sosyalist Türk aydının verdiği devrim mücadelesini de yorumlayan HGP yürütme kurulu üyeleri; Mücadelemiz etnik köken haklarını savunmanın ötesine geçmiş Anadolu’da ki bir sosyalist devrim işbirliğine dönüşmeye başlamıştır dedi. Sendikalara, türk aydınlarına ve soyalasit zeminde buluşturmaya çalıştığımız halkın ortak devrimi mücadelemize destek olan türk soyalistlerine teşekkür ettiler. http://www.firatnews.com/
Milliyet gazetesinden yetişme gazeteci.
Medya Tavanın kurucularından biri ve Editörü.
Adını soyadını duyunca takma zannedilir.
En çokta çevirmenlikle ilgili espirilere kızar.
Ölümüne çalışmak nası bir şey? Al sana Çevrim. Süper ötesi çalışkan bir adam.
Buradaki kasıt, islam bir akıl ürünüdür demek değildir.
Akıl ürünlerinin tamamı şüphedir. Zaman içinde doğruluğunu ve geçerliliğini yitirebilir.
Hiç bir akıl ürününü kesin ve kıyamete kadar değişmez doğru olarak kabul edemeyiz. Bu akılsızlık olur.
islam akıl dinidir demek islamın akıllı insanlar için olduğu ve akıla yer verdiği anlamındadır. islamdaki her şeyi akılla anlayabileceğimiz, açıklayabileceğimiz anlamına gelmez çünkü bu mümkün değildir.
Akıl kıyas gibi en aciz seviyedeki mantık merhalesiyle çalışır zira. bildiklerimizle kıyas edeceğimizden analizlerimiz ve tespitlerimizin hepsi bildiklerimizin çizdiği bir çemberle sınırlıdır.
Bu sınır çemberinin öğrenme gibi bir esneme payı olsa da neticede sınır sınırdır.
Bir hastalık, çocukluk, yaşlılık yahut bir hal sebebiyle aklını yitirmiş ya da aklı gelişmemiş insanlar için islami hükümlerin tamamı geçersizdir.
Suçlu, günahkar ve sorumlu kabul edilmezler. islam akıl dinidir derken aklı olanlaradır manasındadır.
islamdaki her şeyi ben aklımla açıklarım, her şey illaki benim aklıma yatkın olmalıdır gibi bir inanış yanlıştır. Bu yaygın yanlış insanı imanından eder.
Hadisi şerif.Yaklaşık olarak Arapçası:hüsnü's-suâli nısfu'l-ilm
Soru ilmin yarısıdır olarak yaygındır. Sahih hadisler dendir.
Dedikoduların, kasıtlı münafıkların ve cahil müslümanların çizdiği resmin aksine,
islam, soru soran, öğrenen, ilerleyen özgür insan modelini önermektedir.
Hemde barış.
inege genefke ve meşhur rahip desmond tutu ile birlikte 150 kişi roj tv yi nobele aday göstermişler.
Kişisel Görüş.
Kazanma ihtimali çok. Dilerim ki kazansın.
Ekonomisini silah ticaretiyle ayakta tutan ve silah dışında hiç bir üretimi olmayan bir ülke tabi ki terör örgütünü ödüllendirecek.
Artık buna müşteri yönetimimi dersin, pazarlama faaliyetimi dersin ne dersen de.
Dinamiti bulan alfred nobel pezevenginin ve torunlarının, adetleri hep böyledir.
Versinler versinler de, nobeli bir sikmiş gibi gözümüze sokup duranların götüne girsin.
Şekilci, ezberci üstüne üstlük hedonist kişilik davranışı.
Vaat ettiği ile beyan ettiği birbirini tutmayan bu tip insanlar sadece özendikleri tırnak içinde 'çağdaş' bir takıma dahil olmak için bilmeden muhalif olurlar.
sosyal ve beşeri bilimler çevirisi üzerine bir toplantı yapılıyor. büvak tan , çydd,den ödülleri olan, siyasi sebeplerle hasbelkader profesör olmuş dinozorlardan biri kürsüde.
deniliyor ki sosyal ve beşeri bilimler çevirisi ile edebiyat çevirilerini uzmanlık olarak ayırmamız lazım. bu konudaki altyapı çalışmalarına nereden başlamalıyız? yılların mühendislik hocası olarak, sizce bu uzmanlık çalışmasının kriterleri neler olmalıdır?
hoca cevaplıyor.
kim yapacak efendim bunu. bu dinci tayfa mı? içkiyi yasaklayanlar mı, sanata ucube diyenler mi? kim yapacak?
siz yapacaksınız hocam, diyor panelin yöneticisi?
hoca üç saniye sustu...
çeviri çeviridir bunun sosyali edebiyatı mı olurmuş. gereksiz detaylarla bürokrasiyi arttırmaktan başka bir şey yapmazsınız.
teknik bilimler çevirilerinde çok gerideyiz hocam. dünyayı bilimsel olarak takip etmekte hızlı davranamıyoruz ve çoğu şeyleri yanlış çeviriyoruz. bu anlamda sormuştuk biz diyor yönetici. toplamaya çalışıyor.
kim söyledi bunu. hükumet mi söyledi? hükumet söylediyse oyalamayın beni.
Hay senin ideolojinin de, hükumetinin de, hocalığının da, seni hoca yapanın da, hatta 10 sene evvel yakana devlet nişanı takanın da Allah belasını versin.
Kronik muhalif pezevenk.
Biz ne diyoruz, sen ne diyorsun?
Evet kılarlar. Hem de islam da ki namazın hemen aynısını.
Abdestte alırlar mı? Evet. Hem de islam da ki abdestin hemen hemen aynısını.
Akla ilk gelen bir kaç soru?
1: Kıbleleri neresi?
2: Biz niye hiç görmedik?
3: Nasıl kılıyorlar?
Sırayla cevaplamaya çalışalım.
1: Kıbleleri neresi?
ilk kıbleleri beytül makdisi dir. islam gelmeden önce kıldıkları namazda burayı kıble kullanırlarmış. Davud (A.S.) ın oğlu Süleyman (A.S.) tarafından inşa edilmiştir.
Yeni bir peygamberin geleceğini bilen ve bekleyen israil oğulları, daha önceleri olduğu gibi gelecek son peygamberinde onların kabilesinden çıkacağını kabul etmişler. Yüzyıllar süren bu inanışla çeşitli hazırlıklar yapmışlar. Ancak Son peygamber hiç beklenmedik şekilde Arapların içinde kureyş kabilesinden çıkınca inanmak istemişler. Daha sonra kıble olarak kabe nin işaret edilmesiyle iyice panikleyen israil oğulları bu durumun para ve siyasi iktidar konusunda sorun çıkaracağını düşünmüşler. Kıblenin kabe olması Kudüs ü fakirleştirecek ve önemli bir ticari kayıp olacaktır çünkü.
Bu yıllarda uzun bir süre daha kendi kıblelerine doğru ve Süleyman AS bu yana bir hayli tahrif olmuş namazlarını kılmaya devam etmişler. O dönemin Musevileri arasında kabeyi kıble kabul ederek namaz kılan ayrılıkçı Museviler başlamış. Bu Kudüs için durumu iyice kötüleştirince, Musevilerin iç savaşları ve siyasi göçleri hızlanmış.
Museviler için namaz bir dini gerekliliktir. Ancak bir çok Musevi namaz kılmaz. Aynı bizde ki gibi. Bizim içinde namaz bir şart ama bir çoğumuz kılmıyoruz, hatta aramızda anlı bir kere bile secdeye gitmemiş insanlar var.
Namaz kılan museviler için günümüzdeki kıble Kudüs yönüdür.
2: Biz niye hiç görmedik?
Evet ben hiç görmedim. Ama ben zaten hiç ibadet eden Musevi görmedim ki. Çünkü Museviler orta çağ döneminden beri Hristiyanların aşırı baskısı ve toplu katliamları yüzünden kendilerini gizleme eğilimindedir. Bu karakteristik özellik Museviler için bin yıldan fazla devam edince artık toplumsal kültür mirası haline dönüşmüştür. Genellikle ibadetleri dışarıya kapalı sinagoglarında yaparlar.
Örneğin bir cami yahut kiliseye girmek serbesttir. Ama sinagoga girmeyi deneyiniz oldu mu hiç? Giremezsiniz. Almazlar. Kapalılık ve gizlilik neredeyse dini bir kuraldır ve saygı duymak zorundayız.
Hâsılı kelam Musevilerin dindar olanları evlerinde ve sinagoglarda namaz kılarlar.
3: Nasıl kılıyorlar?
Önce el, yüz, burun, ayak yakararak abdest alıyorlar. Bazı sinagoglarda sadece Rabbiler bu ibadeti yaparken çoğunda, cemaatte eşlik ediyor.
Musevilerin mazını izlemek için video: http://www.dailymotion.co.../xgdd5u_musevi-namaz_news
modern istatistiğin kurucularından kabul edilir.
Pearson prensipleri vardır. kazıktır. anlamlı farklar üzerine büyük mü büyük kocamaaan çalışmaları vardır. yazmaya kalkarsak sözlük dağıtır kendini.
neticede baba istatistikçilerdendir.
1. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak.
2. Zeka testi. Millet vekillerinin doktorlar tarafından resmen onaylanmış zeka testi raporları olmalı. Yeterli zekaya sahip olmayanların vekil adayı olması mümkün değildir.
3. En az bir lisans eğitimini başarıyla tamamlamış olmalı.
4. Ölçülebilir bir genel kültür testinden geçer not almalı.
5. En az üç yabancı ülkeyi görmüş ve fikir edinecek kadar zaman geçirmiş olmalı.
6. En az bir yabancı dili iyi seviyede konuşmalı.
7. Daha önce kanunen suç işlememiş ve hapiste yatmamış olmak.
8. Dünya tarihi, inkılap tarihi ve ekonomi tarihi konularında genel açıdan bilgi sahibi olmak ilgili üniversitelerin yapacağı sınavdan geçer not almak.
9. KPSS den 1. derece memur için gerekli notu almış olmak.
bir tür yassı solucan.
Bilimsel olarak ispatlanmış, asla eşini aldatmayan hayatını tamamını tek eşli olarak tek canlı türü.
adında paradosk olmasının sebebi ayrı bir tartışma konsu.
diğer solucanlar gibi zani değiller yani. aferin. solucan molucan eşine sadık, evine bağlı.
işin sırrı, larva aşamasından hemen sonra ilk birleşmede eşler birbirinin içine girip bedenleri bütünleşiyor ve ölene dek bir birbirlerinden ayrılmıyorlarmış. birinin ölümü diğerininde ölümüne sebep oluyormuş.
aşka bak be.
bu tasavvuf ehli solucan hakkında daha detaylı bilgi almak için : http://en.wikipedia.org/wiki/diplozoon_paradoxum
sözlüğü niye bıraktın sorusuna verilen bir cevap.
blog açtım, orada kendi adımla yazıyorum diye devam ediyor.
sözlükleri içten içe çürüten gerçek.
nick name ile yazmak, kişiler yerine sadece fikirlerin ortada olmasını sağlayan bir sistemdir diyerek savunma yapılabilir.
katre i matem adlı romanın içindeki romanın adı.türkçesi 'bir cinayet, altmış soru'. iskender pala nın yazdığı ikinci kitabı katre-i matem adlı roman da geçiyor.
katre-i matem romanındaki anlatıcı bir açık arttırmada dergi satın alıyor.
derginin içinde yek cinayet şast u şeş sual hikayesini görüyor ve çok etkileniyor, bizede anlatıyor.
tek kelime, avrupa olarak özetlenebilir.,
avrupalı faşisttir. hemde, dibine kadar, her hücresine kadar faşistin dik alasıdır.
polisi, askeri, marketteki kasiyeri, yazarı, müzisyeni, ressamı, felsefecisi, dilencisi, devlet adamı, sivil toplum gönüllüsü, hippisi bile ağır faşisttir.
eşikle beşik arasında bir medeniyet patronluğu yaparlar dünyaya. kölelerine nobel verirler, paye verirler.
avrupa medeniyetini yaymalıyız. işığı ilk gördüklerinde gözlerini kaçırabilirler, zorla da olsa ışığa bakmalarını, ve alışmalarını sağlamalıyız. calvino
medeniyetin kapsamı genişleyebilir. medeniyetin ne ifade ettiğini avrupa tarif ettiği sürece, dışarıdan gelecek yani unsurları kabul etmek zorundayız. saramago
göçün zararları olduğu kadar faydası da vardır çünkü doğu ilkelliğini deneyimletebilmek avrupa medeniyetinin kritik bir ihtiyacıdır. faulkner
Türkiyenin en büyük filosuna sahip nakliye şirketi.
Sahibi kim olduğunu kimse bilmiyor. Çeşitli iddialar var. Halicin altındaki tonlarca altını bulan kişiler olduğuna dair rivayetler var.
Şirketin belirli bir genel merkezi yok. Sadece kamyonların üzerine yazdıkları maşallah markasından anlaşılıyorlar.
sahibinden özel izinle, mektubu aynen yapıştırıyorum.
sayın ahmet hoca,
benim adım aras. 39 yaşındayım. çocukluğumdan itibaren aile içinde bir dini bilgi edinmedim. annem ve babam ateisttiler ve beni bilimin ışığı olarak adlandırdıkları bir sistemle büyütmeye çalıştılar. bu sistemin birçok faydasını gördüm. analitik düşünebilen, modern öğrenme yöntemleriyle okullarında başarılı olan ve meraklarının peşine giderek bütün dünyaya soru soran bir genç oldum. i̇yi bir lise ve sonrasında saygın üniversitelerde lisans ve lisansüstü eğitimler aldım. akademik eğitim olarak teknik üniversitelerden mezun olmama rağmen felsefe ve sanat tarihi konularıyla, hobi seviyesinin üzerinde sayılabilecek bir disiplinle ilgilendim. türkiye şartlarında büyük sayılabilecek uluslararası bir şirkette arge müdürü olarak payesi ve parası tatmin edici bir iş yapıyorum. evliyim, 1 oğlum var, 3 yabancı dili iyi seviyede biliyorum. cv özeti gibi olan bu girişin amacı cevap vermeden önce beni tanımazı sağlam içindi.
sizin adınızı ilk defa youtube sitesinde bir komik bir video klip izlerken görmüştüm.
aylar sonra haber türk kanalında katıldığınız programı izleyince sizin gerçekten bir hoca olduğunuzu o gün anladım. kıyafetiniz ve konuşma biçiminiz benim için fazlasıyla itici. hatta ben sizi ve sizin gibi insanları korkunç bulurum. çünkü benim kafamdaki modern dünya için, sonlandırıcı olmasa bile geciktirici olduğunuza inanıyorum. bana göre, dünyadaki din adamları ve fanatik dindarlar aydınlık çağın geçmesi gereken engebelerdir. benim algı çerçevem içinde; ladin, papa, i̇mamlar, hahamlar ve papazlar aynı hedefin insanlarıdır.
katıldığınız ilk programdan sonra, son katıldığınız programı daha dikkatli izledim. sizi dikkatle dinledim. sizi dinlerken daha hiç düşünmediğim ve hep bastırdığım bir şey aklımı kurcalamaya ve beni rahatsız etmeye başladı. çünkü siz bana tövbe edebileceğim umudunu verdiniz. ancak babamın bana söylediği bir şey vardı.
sen isyan edebilecek kadar güçlü bir erkeksin. tanrı varsa bile senin bu isyancılığı yüzünden seni asla affetmeyecek. çünkü sen soru soracak kadar zeki, insanların tanrılarına itiraz edebilecek kadar güçlü, bilimin gerçeğinden başka her şeyi yıkabilecek kadar özel birisin. bunu unutma. bir fanteziden af dilemeye kakışıp kendini küçük düşürme.
ben çocukluğumdan itibaren i̇slam diniyle dalga geçtim. peygambere hakaret ettim. i̇nanları küçümsedim. yurt dışında bulunduğum yıllarda kilise ile fazla uğraşmadım ama oradaki müslümanları fazlasıyla aşağıladım. sırf i̇slami olduğu için bir sürü, şirket, fikir ve kişiler hakkındaki bütün dedikoduları doğru kabul ettim.
şimdi;
eğer sizin söylediğiniz allah varsa ve anlattığınız i̇slamiyet doğru ise ben tövbe edilebilir miyim? bunların affedilmesi mümkün mü? yoksa babamın dedikleri doğru mu?
portakallı ördek görünümde, az paradoks bol çelişkiyle süslenmiş, kaos ateşinde işçi etiyle pişirilmiş yanında feminizmle servis edilen türk hıyarından yapılan rus yemeği. ayrıca çin de pişirileni var ama pek rağbet görmüyor. içinde köpek eti de var çünkü.
atatürk düşmanlığıdır.
kemalizmin emperyalistler tarafından işçilere karşı kurulan organizasyon olarak kabul ederler.
atatürk' e faşist derler.
milli bağımsızlığa inanmamaktır.
kalıplara sıkıştırılmış, merkez parti ne veriyorsa onu yiyen, herkesin gri tulumlarla mutlu mesut işe gittiği bir ülke hayal etmektir.
diğer komünist ülkelerdeki yoldaşlarına silah üreten fabrikalarda marşlar eşliğinde mermi dolduran sevgi pıtırcığı olmaktır.
komünist ülkelerin toplu katliamlarını, işkencelerini, vahşi deneylerini, nükleer silahlarını görmezden gelmektir.
her hangi bir konuda şikayetleri olan ve buna dikkat çekmek isteyen insanların yaptıkları eylemden şikayetçi olan insanların eylem yapma hakkıdır.
böyle bir hak var mıdır? örneğin sendikaları protesto edebilir miyiz? etmeye kalksak sendikalar bu eylemi nasıl karşılar?
düşünelim kadıköy'ü kapatmışlar. bir örgüt toplanmış üyeleri ve sempatizanlarıyla yürüyüş yapıyorlar. yani bir yere gitmek istiyorlar.
aynı zamnda orada olan diğer vatandaşlarda bu yürüyüşü yapanlardan şikayetçiler. onlarda yolu kapatmışlar. onlarda yüryüş yapıyor. onlarında dövzleri ve pankartları var mesela. ne olur o zaman?
mesela camları kıran eylemciler, otobüslere molotof kokteyli atanlar, vatandaşların arabalarını yakanlar, yolları trafiğe kapatanlar, barikat kuranlar ve duvarlara yazı yazanların hepsi demokratik haklarını kullanan idealist devrimciler dimi? tamam...
peki bende bu devrimcileri bulsam ve onun arabasını yaksam mesela,
ya da ne biliyim evinin salonuna yazı yazsam,
bende demokratik haklarını kullanan idealist devrimci olur muyum?
olmam dimi?
marksist temellere dayandırsam,
maocu yorum getirsem,
che resimli tişört giysem,
hegel diyalektiğinden çıkarımlar yaparak ispatlar getirsem,
yine mi olmuyorum? alla alla .
peki doktorlar deseler ki, biz iş yavaşlatan devlet demir yolu çalışanlarını protesto ediyoruz. onlara ve alilerine karşı iş yavaşlatıyoruz. var mı mesela doktorların böyle bir hakkı?
efendim batıya kızan türk'lerin arasında yayılan osmanlı'yı özleme haliymiş.
özeellikle ortodoks türkler arasında hızla yayılıyormuş, zamanında ülkeden kovulan hanedan üyeleri şimdilerde el üstünde tutuluyor cenezelerinde binlerce insan geliyormuş. hayatta kalanların elleri öpülülor toplum içinde hiç olmadığı kadar ihtimam görüyorlarmış.
bu durumada ottomania diyorlarmış.
daha iyi anlamak için (bkz: batımania)
örümcek beslenen ve özel vakumlu sistemlerle ağlarının toplandığı yüksek güvenlikli betonarme tesisler.
taban alanı 2000 metrekare, katlarının yüksekliği 50 santm civarında olan yüksek katlı beton tesisiler içinden örümcekler otomatik sistemlerle beslenir ve zamanı geldikçe yine otomatik sistemlerle ağları vakumla toplanır.
bu ağlar ilaç, savunma ve kozmetik gibi bir kaç sektörde ham madde olarak kullanılır.
örnek
kurşun geçirmez kumaş,
uzay istasyonlarında kablo bağları,
yapay kirpik
yanık tedavilerinde yapay lif
mikro işlemcilerde iletkten olmayan nano kapsüller
ABD, örümcek ağı konsunda, üretim, tüketim ve satıştaki küresel pazar payı olarak lider konumdadır.
ABD yi israil ve Rusya takip etmektedir.
iTÜ örümcek ağı konusunda ODTÜ ile ortak proje hazırlamaya başlamış, 2011 de Türkiye nin ilk örümcek ağı rafine tesisi kurulması planlanmaktadır.
Uzmanlar örümcek ağını üretmekten daha çok rafine etmenin zor olduğunu söylemekteler.
zazaların ırk, kültür ve dil olarak kürtlerden ayrı olduğunu kabul etmeyen ve ezerek kürtlerin içinde eritmeye çalışan faşist bir yaklaşımdır.
kürtlerin içindeki bu faşist kesim, barbarca katliamlarla, acımasız baskılarla zazaları ezmeye çalışmaktadır.
faşizan pkk ve faşist üyeleri her koldan zazalara saldırmaktadır. ayrıca pkk nın pasif destekçisi olan bir kesim faşist kürtler zazalara karşı mahalle baskısı uygulamaktadır.
sözlük yönetimnden gelen bayram kutlama mesajı.
tam metin şu şekilde: tüm yazarlarımız şeker ve ramazan bayramı kutlu mübarek olsun. sevdiklerinizle beraber güzel bir bayram geçirmenizi canı gönülden dileriz.
yarı sanal bir oluşum da bile insan idareci pozisyonunda yetkili olunca politik olmak, suya sabuna dokunmadan herkesi kapsamak zorunda hissediyor kendini.
niye?
ulan şimdi ramazan desek jöntürkler kızacak onun adı şeker diye. şeker desek muhafazakar kuvaiciler kızacak.
en iyisi hem şeker, hem ramazan, hem mübarek, hem kutlu olsun diyelim bütün ahaliyi kapsayalım.
sen bir sözlükte bu kadar telaş yapıyorsan mecliste ki ne adar telaş yapıyordur gerisini sen düşün artık.
şeylerin(şey kelimesini eşyanın çoğulu) özlerinde varoluşlarının temeli ve dolayısıyla amacı vardır.
kadınlığın özünde dişilik vardır ve kadın amacını, sosyal pozisyonunu, haklarını vs. özdeki dişiliğinden alır.
demirin kendi özü vardır ve onun üzerine tasarım yaparak onu başka bir şey yapamazssınız. tüfek namlusu, çatal, yahut kalem ucu özlerindeki demir temelinden hareketle varolurlar.
özcülük felsefesi en çok göçmen hukuku ve çoğulcu demokrasilerde en çok oy alan kimse onun sözü geçer konularında tartışlır.
buharada kaleme alınmış bir reddiye. ( 1000 / 1050 )
yazarının kim olduğu bilinmiyor.
ömer hayyamın yazdığını söyleyenler var. tarihçilere göre ömer hayyam ile 'la illa' reddiyesininin arasında kronolojik ve coğrafik uyuşmazlıklar var.
--spoiler--
felsefe yaparak felsefe çürütülmez, ancak filozof çürütülür.
--spoiler--
--spoiler--
hakikatın izaha ihtiyacı yoktur. izah aklı kıyasın ötesine geçemeyen avamın gönlünü ferah tutmak için dağıtılan soğuk şerbet gibidir.
--spoiler--
--spoiler--
ölüm insanın bedenini kontrol etme kabiliyetinin elinden alınmasıdır.
doğmak gelişin töreni, ölmek gidişin törenidir.
--spoiler--
--spoiler--
ana rahminin karannlığı ile, mezarın karanlığı ışığın yoksunluğundan değildir. gözümüzün gerçek ışığa alışık olmadığındandır.
--spoiler--
hatalı bir davranıştır.
sözlükler özellikle wiki oluşumu başvuru kaynağı olmazlar.
umuma açık denetimsiz ve elemesiz birer ortam olan bu web sayfalarında yazılanların ne kadar yanlış olduğunu ortaya bir araştırmaya göre
tarihi bilgilerin tarih verileri: %54 hatalı
tanımlamalar % 64 hatalı
kişi profilleri : %47 hatalı, %81 eksik
Bilimsel terimler: %79 hatalı
Edebi bilgiler : %71 hatalı
Genel Ortalama internet üğzerinde yayınlanan bilgilerin %70 i hatalı
The University of Cambridge / Research Database / Jully 2009 /