memomorfoz
366 (megastar)
yedinci nesil yazar 4 takipçi 37.25 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    asıl cinsiyetçiliği lgbt lilerin yapması

    1.
  1. trans-seksüel,hetoro-seksüel, homo-seksüel, object-seksüel,mono-seksüel, sterio-seksüel... kimsenin nasıl orgazm olmaktan hoşandığı zerre kadar umrumda olmamakla birlikte, her türlü seçime saygılı ve son derece anlayışlı, az buçuk da bilinçli bir Türkiye vatandaşıyım.

    heteroseksüellik dışında tercihleri olan insanların sadece ülkemizde değil, dünyanın doğusunda kalan kısımın tamamında,dahası batı da bile zaman zaman ne gibi zorluklar yaşadıklarını tahmin etmek zor olmadığı gibi çok defalar şahit de oluyoruz. bu bireylere sadece islamın değil, tüm dinlerin yobazları tarafından tahammül edilemediği bir gerçek. bu yaklaşımların değişebilmesini can-ı gönülden diliyor ancak aynı bu bireylerin zaman zaman ırkçılık boyunda cinsiyetçilik yaptıklarını da göz ardı edemiyorum.

    neden mi?

    bu ülkede gezi direnişi oldu, lgbt liler rengarenk bayrakları, cinsiyetçiliğe karşı pankartlarını kapıp geldiler, herkes eşitlik, özgürlük,insan hakları, polis şiddeti, ifade özgürlüğü...vs derken yani cinsel tercihi ne olursa olsun, herkes için sokağa dökülürken lgbt li bireyler olayı tamamen kendilerine ve cinsel tercihlerine indirgeyerek çıktılar meydanlara. yahu siz insan değil misiniz? ifade özgürlüğünü, eşitliği, insan haklarını, anayasal haklarımızı savunmak aynı zamanda cinsel tercihini özgürce yaşayabilmeyi içermiyor mu?

    ha eline siyasi parti bayrağı alıp gitmişsin geziye, ha lgbt bayrakları ve cinsiyet temalı pankart ve dövizlerle. yani arkadaşım sen düşmüşsün kendi derdine.

    al işte iç güvenlik paketi, o, bu memleketin gidişatı ne hale gelmiş, bırak homoseksüeli , heteroseksüel, dinine bağlı,vatansever adamın bile garantisi kalmamış, türlü sebepler ile kimin vatan haini, piyon, paralel, terörist ilan edildiği, edileceği belirsiz, bırak cinsel tercihini yaşamayı, anayasal bir çok haklarını kullanamaz hale gelmiş vatandaş, bırak sevişme özgürlüğünü, konuşma özgürlüğünün derdine düşmüş vatandaş, e artık cinsiyetlerinizi bir kenara bıraksanız da, ,insanlığınız, demokrasi..vs adına endişelenseniz. heteroseksüeller çok mu rahat sevişebiliyorlar şu an? ya da çok mu özgürler, akıllarından geçen herşeyi özgürce ifade edebiliyorlar mı? bir tek lgbt li bireyler mi tehlike altındalar? keşke öyle bir noktada olsak, o kadar gelişmiş olsak ve tek derdimiz cinsel özgürlüklerimiz olsa. bakın mesela hollanda ve almanya da homoseksüel evliliklere izin verileli kaç sene oldu? onlar bile ne kadar uzun zamanda gelebildi bu noktaya, halbu ki özgürlükler ve demokrasi adına bizden en az 50 yıl öndeler. keşke biz de artık o konulara gelebilecek kadar sorunlarımızı aşmış, sistemi oturtmuş bir ülke olabilsek ama şu anda bu ülkede cinsel tercihlerimizi özgürce yaşayabilmekten çok daha ciddi sorunlarımız olduğunu görmez misiniz?

    maden faciası yaşıyoruz, insanlar sokaklara dökülüyor, hoop aradan lgbt liler fırlıyor rengarenk bayraklarıyla, genç bir kız vahşice katlediliyor insanlar tepki gösteriyor. bir gurup erkek, çok tepki almalarına rağmen, erkekliklerini cinsel tercihlerini..vs bir kenara bırakıp etek giyip eylem yapıyorlar ama lgbt liler yine cinsel tercihlerini de yanlarına alarak, cinsel tercihlerini afişe ederek sokağa dökülüyorlar. yahu bir insanın toplu taşıma aracında şöför tarafından katledilmesini insan olarak kınayamaz mısın?

    bu yazıyı yazmama sebep olan, yani bardağı taşıran konu;
    dün akşam ana muhalefet lideri önemli bir canlı yayın programına konuk oluyor, önemli dediğim, kendisine karşı olan bir tv kanalında, tamamı kendisine karşı olan kişilere canlı yayında cevaplar saydırıyor. orada hepimizi, kadın, erkek, hetero, homo, genç, yaşlı bu ülkede yaşayan tüm vatandaşları ilgilendiren çok önemli konular konuşuluyor.

    lakin lgbt lilerden hiç bahsetmediği için birtakım lgbt li bireylerin eleştirilerine maruz kalıyor. neymiş bir kere ''lgbt'' dememiş. yahu yuh be kardeşim. ağzını açıp konuşamayacağın günler geliyor, sen hala kıçını açıp domalamadığına yanıyorsun. afedersiniz ama beni bile çileden çıkardınız artık. bu gibi şeyler artık bana çok bencilce geliyor. lgbt li bireyler cinselliklerini özgürce yaşayamamak dışında başka hiç bir derdi olmayan insanlar gibi görünüyorlar gözüme. ben onları ayırmıyor, dışlamıyor,kendimden farklı bir canlı muamelesi yapmıyorum, insan insandır, ben ''özgürlük'' diye haykırırken içine lgbt yi de katıyorum, başörtüsü ile okumak isteyeni de ama görüyorum ki her türlü kitlesel harekette, eylemde..vs lgbt liler kendilerini diğer insanlardan ayırıp, kendi problemlerine odaklanıyorlar. ''özgürlük'' kelimesi onlarda sadece cinsel çağrışımlar yapıyor olmalı. artık gerçekten yeter diyorum..

    bırakın artık şu cinsel kimliklerinizi de herkes için ''özgürlük'' isteyin. ''özgürlük'' isteyen herkes sadece heteroseksüllere özgürlük istemiyor. kendinizi ayırıp sonra da ayrımcılığa karşı olamazsınız.

    not: sonlara doğru biraz kırıcı oldu ama gerçekten tüm iyi niyetimle yazdığımdan şüphe duyulmasın..
    7 ...
  2. siyonizm karşıtı yahudiler

    1.
  3. http://www.islamidavet.co...i-yirtarak-gosteri-yapti/

    başlığı google a girerseniz sayısız haberle karşılaşacağınız gerçektir. gerçek yahudilerdir, allah korkusu olan yahudilerdir.

    müslümanlar arasında vahabi zihniyetini, vahabi pisliğini, terörünü, islamın imajını yerle bir eden vahabi anlayışını protesto eden müslümanlar olmamasını sorgulatan durumdur aynı zamanda.

    birçok müslüman gibi , ''filistin'e özgürlük'' diyebilen yahudileri gördükçe, sırf alevi diye suriyedeki katliamlara göz yumabilen müslümanların imanını sorgulatan durumdur.

    not: tekrar ediyorum google la yazınca sayısız haber örneğine rastlanabilir. kabeyi bile ticarethaneye çeviren vahabi godaşları seviciler rahatsız olsa da gerçek budur. asıl ajanların vahabiler olduğunu bilmeyen cahillerce okunmaması tavsiye edilir.
    1 ...
  4. partizanlık çözüm değil

    1.
  5. yargının önünün açılması, hırsızların yargılanması, hırsızlıklarını örtmek adına ülkeyi iç ve dış savaşa sokmaya meraklı it oğlu itlerin defolup gitmesi, 29 yaşındaki iranlı bir piçin, tc bakanlarını, kısaca devletin en üst kademelerini kendisine kul köle etmemesi adına partizanlığı bir kenara koyup, fark yaratacak, sonuçları değiştirebilecek bir seçim yapmalıyız.

    mhp, chp diye birşey yok artık, ya vatan, ya vatan var!

    adalet isteyen, demokrasi isteyen, ifade özgürlüğü isteyen herkes bu isteklerine göre oy versin. fanatizmin hiç sırası değil.

    not: iş bu entry, başörtülü olan herkesin akp li olduğunu, başörtülülere saldıran herkesin de chp li olduğunu, başörtülü kadınların chp li olamayacağını düşünen, onlarca senedir hiçbir başörtülüye saldırılmamasını hesaba katamadan, ne hikmetse yeni moda olan bu uygulamayı ciddiye alan embesiller için yazılmamıştır.
    0 ...
  6. müslüman sünni trabzonlu türk olmak

    1.
  7. günümüz türkiye sinin en şanslı bileşeni olmaktır,
    benimdir efendim

    ethem adında antakyalı bir alevi, berkin adında hataylı alevi bir kürt, ali ismail adında herhangi bir alevi olmaktan daha az dikkat çekicidir
    es kaza trafikte, sokakta inzibatlara falan denk gelindiğinde hafiften bi de şive çaktı mı güvenilir vatandaş izlenimini anında verebilendir
    es kaza öldüğünde, başbakan, cumhurbaşkanı dahil ülkenin en ileri gelen adamları hakkında taziyeler yayınlar, mitinglere bile konu olabilir, hatta direkt şehit mertebesine yükseltilebilir.

    her ne kadar günümüz türkiyesinde yaşamak başlı başına bir şanssızlık olsa da, en azından bu bileşenden olmak daha güvenli (bkz: yaşasın beyaz türkler)
    1 ...
  8. esrarengiz şekilde yangın çıkaran aile

    1.
  9. dün gece tesadüfen haberlerde denk geldiğim ilginç haber.

    ailenin küçük kızına dikkat (bkz: tövbe estafurullah o nedir yaa) kız okula gidiyor askıdaki montu yanıyor, sıra altında kitapları falan yanıyor.

    3dakikalık haber paranormal activity filminden daha vurucu. mutlaka izlenmeli.

    http://www.imc-tv.com/hab...e-care-bekliyor-6074.html

    1 ...
  10. uzun entry giren yazarlar yerli dizi izler

    ?.
  11. uzun entry giren yazarlar ile ilgili naçizane kişisel tespitimdir.

    şöyle ki;

    uzun uzun yazan yazarların yerli yapımları, kısaca yazan yazarların ise yabancı (dizi-film-müzik) yapımları takip ettiği kanaatindeyim.

    şöyle ki bir ''muhteşem yüzyıl'' ın özetine bakın, bir de ''game of thrones '' dizisinin. birinin özeti neredeyse 1 saat sürerken, diğerinde bölümleri bile 40dk

    türk filmlerinde çok basit sahneler ve gündelik diyaloglar bile uzun uzun çekilirken, yabancı filmlerde çok önemli meseleleri bile uzun uzun konuşmazlar. hatta bazen hiç konuşmazlar. ekran başında kitleniriz ''lan söylesene, anlatsana lan'' deriz ama o karakter her şeyi kendine saklar.

    örneğin ''lost'' dizisinde. her karakterin başına türlü olaylar geldi ve çoğu zaman gidip arkadaşlarına anlatmadılar. herkes bir cool amk.
    bizim dizi olsa john lock siyah dumanla burun buruna gelince ''havar komşular havaar'' şeklinde bağırarak arkadaşlarının yanına koşup anlatırdı olayı panik içinde. izleyici de hem izlemiş, hem de dinlemiş olurdu yerli dizilerimizde olduğu gibi ama bunlar tropikal adada kutup ayısı görür yine de paylaşmazlar kimseyle.

    tüm bunlara dayanarak dikkat ettiğimde çevremdeki insanları da belli gruplara ayırabiliyorum.

    örneğin çevremde kafa siken, çok konuşan, her şeyini herkese anlatan ve detaylı detaylı anlatan kızları düşünüyorum alayı ''muhteşem yüzyıl'' izliyor. dizi saatlerinde ulaşılmaz olacak kadar kendilerini o diziye kaptırmış kendi hayatları da bolca entrikalı insanlar.

    yazarları da bu tespitime katıyorum, kimi yazarların tek cümle ile çok daha etkili bir şekilde verdiği mesajı bazı yazarlar kompozisyon şeklinde anlatmaya çalışıyor. sonuç olarak aynı şeyi savunsalar bile kısa ve öz yazan daha etkilidir.
    esen yazarları yabancı dizilerdeki cool adamlara, uzatan yazarları da yerli dizilerdeki yan rollere benzetiyorum.

    not: son yıllarda daha çok yabancı yapımları takip etsem de yılda en az 2 yerli dizi ve bir çok yerli film izleyen bir bünye olarak, iş bu entrynin uzunluğundan da anlaşılacağı gibi halen daha bu yaşıma kadar izlediğim yerli yapımların etkisinden çıkamamışım. iş bu entryde ben o cool adam değilim.

    not2: bu tespiti tek cümle ile anlatabilecek olan cool yazarları görmek dileğiyle
    1 ...
  12. rte karşıtlığı vs rte fanatizmi

    1.
  13. yıllarca birbirleri ile sürtüşerek piyasada kalmayı başarabilen bazı medyatik isimleri düşünün. bu sürtüşmeler sayesinde bazen iki isim, bazen de biri çok daha fazla kazanır. durduk yere bu insanlardan birini savunan diğerine bok atan insanlar türer ortalıkta.

    ana muhalefet partileri liderleri ile akp lideri rte arasında geçen sürtüşmeler de bir çeşit fanatizm ortamı yaratıyor.

    ya ölümüne karalıyorlar bu ismi (hiç bir doğru iş yapmamış gibi) ya da ölümüne savunuluyor (hiç hata yapmamış gibi)

    bu olaylar karşılıklı olarak birbirini tetikliyor ve sövenlerin daha çok sövmesine, övenlerin de inadına daha çok övmesine sebep oluyor. böylece her geçen gün populerliği artıyor. belki sevmeyenler daha çok kızıp,öfkeleniyor ama sevenleri de daha çok bağlanıyorlar.

    örneğin kemal kılıçdaroğluna verdiği ayarlar sayesinde sevenlerinin gözünde daha da kahramanlaşıyor. bu olay artık fanatizm boyutlarına çoktan ulaştı. resmen rock yıldızı gibi fanları olan bir başbakan yaratıldı. düşünsenize bir politikacının fanı olması normal mi? belki de türkiye gibi fanatizm hastası bir ülke için normal ama politika sıkıcı bir şeydir, normalde böyle olmaması gerekir.

    lakin bu şekilde devam ederse fanları çoğalmasa da azalmasını da bekleyemez kimse. fanlar uzun süre sadık kalabilen canlılardır. bu yüzden koyun da denir kendilerine.

    muhalefet partileri liderlerini komple değiştirmeli ve gerçekten politik olabilen adamları başa getirip, recep tayyip erdoğan ile ılımlı bir politika sergilemeliler. gereken şeylerin hesabını sorup, gereken yerde de alkışlamayı bilen samimi görünen bir muhalefet gelmedikçe gereksiz yere fanatizmi tırmandıran at gözlüğü takmış bu muhalefetle rte fanatizmi daha da büyüyecektir.

    ne zaman ki recep tayyip erdoğan ile bu kadar zıt imajda olmayan bir muhalefet gelir işte o zaman fanatizmin beli kırılır ve daha sağlıklı düşünen seçmenler oluşabilir.
    0 ...
  14. gururumuz taharet musluğu

    1.
  15. bir çok önemli konuda geri kaldığımız avrupa,amerika ve uzakdoğu ülkelerinden üstün olduğumuz, en çok övündüğümüz şeydir taharet musluğumuz. o da olmasa, bilimde, teknolojide, sanayide,sporda,sanatta her bokta geri kaldığımız gibi bokta bile geri kalacaktık. neyse ki bokumuzu temizlemeyi öğrenmişiz de gurula başlıklar açıp avrupalının, amerikalının götü boklu gezdiğini düşünerek rahat bir nefes alıyoruz bir nebze olsun.

    avrupa da 3 yıl yaşamış bir insan olarak en azından kuzey avrupa ülkelerinde yaşayan insanların %90 nında şayet evsiz değilse her sabah duş almak gibi bir adet olduğunu söyleyebilirim. hem de bir çoğu bunu soğuk suyla yapıyor, bir çeşit adet. bu sayede ben kazak üzeri mont giyerken, onlar tshirt ile dolaşabiliyorlardı.

    evet kıçlarını sadece siliyorlar ama her sabah duş alıyorlar. metrolar, otobüsler apışarası ve ter kokmuyor, saçlar yağ içinde, saç sakal birbirine girmiş, dişer nikotin&çay ekseninde grileşmiş insanlar yok. pırıl pırıl, hepimizden sağlıklı ve düzgün görünen insanlar.

    ayrıca bizler kıçımızda kalan bokla rahat edebiliyor muyuz ki yabancıların bu durumdan rahatsız olmadıklarını düşünebiliyoruz? taharet musluğu olmadan da kıçlarını yeteri kadar temizlemeyi öğrenmişlerdir mutlaka. onlar da komforlarını ve sağlıklarını düşünen insanlar. aynı bizler gibi.

    peki taharet musluğunu iş yerinde kullanan var mı? ya da okulda? kullanan varsa vay haline, her türlü hepatit vardır o şahısta. akşam eve gelene kadar herkes tuvalet kağıdına gebedir. aslında evde bile sakıncalıdır 4-5 kişilik bir ailede tuvalete her giren bir miktar dışkı bulaştırsa o musluk ne hale gelir. sifonu çekince bile 2metrelik alana mikrop saçılıyormuş, taharet musluğunda ne mikroplar geziyordur, düşüncesi bile berbat.

    1-2 sene önce başbakan ın katıldığı bir düğünün yemeklerinde insan bokunda bulunan bir vürüs bulunmuştu. 5 yıldızlı otelin düğün yemeğinde. davetliler başbakan falan. sizce buna ne sebep oldu? yemekleri hazırlarken tuvalete girip muhtemelen taharet alıp elini yeterince iyi temizleyemeyen bir aşçı.

    taharet musluğuna bu kadar takılmayın, her sabah duş alsanız, sıçtıktan sonra da iyice silerseniz sorun olmaz. bazen osurduğunuz zaman bile minik zerrecikler çıkış yapabilir. kıçınız her zaman bokludur aslında.
    3 ...
  16. yabancı olmayan yabancı kelimeler

    1.
  17. türkçe zengin bir dildir , günde ortalama 200 kelime kullananlar için belki lakin ki öyle değildir.
    içerisindeki yabancı kökenli kelimeleri çıkardığınız zaman kafadan %15 ini yitiren, çoğunlukla birbirinden türeme kelimelerden oluşan bir dilimiz var.

    ingilizceden örnek verecek olursak ayakkabı= shoe yani footbox değil. bizde ise ayak ve kap birleşimi bir kelime. buz dolabı keza öyle adamlarda buz ve dolap kelimeleri ayrı, buz dolabı ayrı bir kelime. ''ice cabinet'' değil ''refrigerator'' diyorlar. fotoğraf makinası, çamaşır makinası, bulaşık makinası,elektirik süpürgesi gibi bir çok nesnenin tek kelimelik bir isim yerine açıklamalı tanımları olması dilimizi fakirleştirdiği düşüncesindeyim.

    hatta bu tanımlar bile yabancı kökenli kelimelerden oluşabiliyor. ''fotoğraf'' ve ''makina'' isimleri ne kadar türkçe ise aslında fotoğraf makinası da o kadar türkçe. böyle türeteceğimize orjinalini dilimize uyarlamak daha mantıklı geliyor bana.

    düşünsenize es kaza fransızlardan ''pantolon'' kelimesini almasaydık muhtemelen ''bacakkabı'' diyecektik pantolon yerine. rusça dan gelen ''şapka'' yerine ''başkabı'', arapça dan giren ''şemsiye'' yerine ''yağmur kesen'' falan diyecektik muhtemelen.

    geçen yıl almanca sözlüğe bir çok yabancı kelime eklendi, hatırladıklarımdan bir tanesi tüklerden ''lan'' kelimesi, diğeri japonlardan ''suşi'' kelimesi çünkü bu kelimeler çok sık kullanılmasına rağmen almanca olarak bir karşılığı yok ve bu yüzden mecburen dillerine katıyorlar. daha bir çok dilden kelimeler alıyorlar çünkü 80 ayrı millet yaşıyor ülkelerinde. böyle böyle dilleri zenginleşiyor.

    bizler de mecburen zaman zaman türkçede karşılığı olmayan kelimeleri kullanmak durumunda kalıyoruz. örneğin ''suşi'' diyoruz. ''japon sarması'' diyecek değiliz veya türkçede karşılığı olmasına rağmen, tam olarak hakkını veremediğinden ''cool'' kelimesini çok kullanıyoruz. snowboard yapıyorsanız ''snowboard yapıyorum'' dersiniz başka çareniz yoktur. ''rap'' kelimesinin açılımı ''rhythmic american poetry'' yani ''ritmik amerikan şiiri'' ama tüm dünyada fransızı, almanı, türkü buna ''rap'' der. türkçe karşılığı ''ritmik türk şiiri'' yani ''rtş'' gibi bir şey. ''kaya müziği'' değil ''rock müzik'' diyoruz mesela. mecburuz, değiştiremeyiz.

    şayet dilimizin %15 i yabancı kelimeler, geri kalan ise yukarıda örneklediğim gibi 150-200 kelimeden türeme kelimelerden oluşuyorsa kusura bakılmasın ama yabancı kelimeler kullanılmak zorundadır. bunca yıl yüzlerce kelime dilimize nasıl girdiyse bundan sonra da girebilir, girmelidir. dillerin mevcut kelimeleri türeterek değil, böyle böyle zenginleştiğini düşünmekteyim. kullandıktan ve anlaşıldıktan sonra hiç bir kelime yabancı değildir.
    5 ...
  18. marmaris te magandaya hollandalı dayağı

    1.
  19. http://haber.mynet.com/ma...rist-dayagi-650324-yasam/

    haber videosunun sonunda görünen 4 adet fıstık gibi hollandalı kız olayı özetliyor aslında. %1000 ihtimalle bizim magandalar yanlarında erkekler olmasına rağmen bu hatunların peşine takıldı ve sonunda sağlam bir dayak yediler. hollandalı gençlerin iriliğine ve fit vucutlarına dikkat lütfen. ne cesaret a.k inşallah iyice dövmüşlerdir.

    elleri dert görmesindir.
    8 ...
  20. türkçe deki tı tı tı efekti

    1.
  21. hani dilimizin ucunu ön dişlerimizin iç kısmı ile damak arasında bir bölgeye yerleştirip 'tı' diye bir ses çıkarırız ya 'cık' diye yazılır genelde . başımızı geriye doğru iteriz bu sesi çıkarırken ''istemem, yok, olmaz,hayır, görmedim,duymadım'' gibi sorulan soruya göre olumsuz cevap anlamına gelen bir efekttir.

    bir de bunun seri hali vardır üst üste ''tı, tı, tı, tı'' sesleri çıkarılır ama özel bir vurgusu vardır onun ve belli bir ritmde yapılır ve başka ritimlerde yaparsanız anlamını yitirir. ayıplama manasına gelir. kafayı yavaş bir şekilde sağa, sola doğru çevirken 60-70bpm hızla ard arda 4 ila 8 kere çıkarılan bir garip ses.

    türkiye de bir çok anlamlara gelebilen bu sesin dünya genelinde hiç bir anlama gelmemesi nedeniyle, ülke sınırları dışında kullandığınızda dişinize bir şey kaçmış olduğu düşünülebiliyor. bir garip bakıyorlar insanlar o anda.

    peki ama dilimize nereden gelmiş? neden gelmiş? ağızla yapılabilen onlarca efect varken neden sadece bunu bulup bırakmışız. keşke daha çok efect kullanabilsek.

    edit: başlıkta doğru olarak kullandığım efekt kelimesini yazı içerisinde ingilizce 'efect' olarak kullanmış olmam tamamen bir dalgınlık eseridir. başlıktan da anlaşılabileceği gibi efekt kelimesinin türkçe yazılışını bilmiyor değilimdir.
    2 ...
  22. akp döneminde yapılmış en iyi icraat

    1.
  23. türk lirasından 6 sıfırın atılması

    1usd 1.850.000tl iken çok paçoz bir imajımız vardı.
    mesela bundan çok değil 10yıl önce ülkemize gelen amerikalı turistler 1usd bahşiş verdiği her türk vatandaşını zengin ettiğini falan zannedebiliyordu.

    şahsen avrupalı olsaydım 1euro nun 2milyon270bin tl olduğu bir ülkenin insanlarına en fazla 5euro bahşiş verir ve çok iyi kalpli olduğumu düşünürdüm tüm gün.

    ekonomiye bir katkısı olmamıştır belki ama imaj olarak çok daha iyi olduğuna ve en azından bahşişleri arttırdığına kesinlikle eminim.

    1usd 1.85tl yani o kadarda büyük para değil artık.
    5 ...
  24. burası yeniçeri ocağı değil

    ?.
  25. fb teknik direktörü aykut ile futbolcu alex arasında geçen sürtüşme nedeniyle fb cumhuriyetinin başkanı aziz yıldırım tarafından sarfedilmiş sözdür.

    adam coşmuş ve apaçık osmanlı askerini aşşağılıyor durduk yere. ''burası yeniçeri ocağı değil'' ne demek amk.

    ''burası yeniçeri ocağı değil, biraz ciddi olun amk '' der gibi.

    yeniçeri ocağı neydi ki, soytarılık mı yapılıyordu orada?

    fenerbahçe kulübü ne ki amk. devlet mi? askeriye mi?

    http://www.sabah.com.tr/S...rasi-yeniceri-ocagi-degil
    0 ...
  26. otel odalarında kuran uygulaması

    1.
  27. az önce trt1 de yer alan haber. arap müşterilerin yoğun isteği üzerine gerçekleşmiş. şahsen doğru olduğuna inandığım geç kalınmış uygulama.

    http://www.sabah.com.tr/Y...llere-17-bin-kurani-kerim
    2 ...
  28. 9 aylar

    1.
  29. mübarek recep,şaban ve ramazan aylarından sonra gelen, yılın 9 aylık kutsal olmayan bölümüdür.

    ramazan'ın son gününü yaşadığımız bu günden, yani 7dk sonrasından itibaren başlayacak olan 9 aylarda isteyen herkes gönlünce yiyip,içip,zina edebilir,alkolün dibine vurabilirdir. lakin ki öyle değildir.şimdi bu türban olayını çok karıştırdılar. arada bir fark vardı onun da içine ettiler.
    2 ...
  30. inananların da cehennemi tadacağı gerçeği

    ?.
  31. inanarak,bilerek günah işlemenin daha büyük suç olduğunu hesaba katarak varılan sonuçtur. sadece inanmanın yeterli olmadığı, çoğu inananın, bir çok ateistten çok daha büyük günahlar işleyebileceği gerçeğidir. hatta en beteri, çoğu ateiste sebep olan,dinden soğutansa sözde imanlı kişilerin saçmalıklarıdır.

    örneğin ramazanda oruçluyken sigara içemediği için strese girip ailesine türlü eziyetler yapan adamlar tanıyorum. tüm ramazan oruç tutar ama bu adam sayesinde ailesi ''yaşasın ramazan geliyor'' yerine ''eyvah ramazan geliyor'' cümlesini kurmak zorunda kalır. sırf babalarının agresifliği yüzünden ramazan ayından nefret eden gençler ileride ateist dahi olabilirler.

    ben inanıyorum, ben oruç tutuyorum, ben namazımı kılıyorum demekle bitmiyor. hepimiz gideceğiz cehenneme, inanmak kurtarmayacak bir çoğumuzu. ateist bile son anda iman edip kurtulabilir ama ben oldum diyenlerin çoğu acınacak haldedir.
    1 ...
  32. 12 ağustos esrarengiz şimşekler

    ?.
  33. şimşek demeye bin şahit ister ama yaklaşık 1 saattir hiç durmaksızın sanki temassızlık yapan bir florasan gibi gökyüzü bir yanıp bir sönüyor. bu manzara şu an istanbul un bir çok semtinden izlenebiliyor. istanbul dışında bursa, izmit, yalova gibi marmara bölgesinin çeşitli yerlerinden vatandaşlar videolar çekip yüklüyorlar şu an. ben de çektim ama malesef sadece büyük parlamalar görünebiliyor videoda halbu ki gökyüzünde sigortalar gidip geliyormuşçasına bir ışık hakim. ha yandı, ha yanacak bir ampul.

    ben 30küsürlük hayatımda böyle bir şey görmedim. gök gürültüsü duyan da yok, ne istanbul da ne diğer illerde. bir şeylerin alameti gibi resmen.
    3 ...
  34. oruçlu musun diyette mi

    1.
  35. her ramazan olduğu gibi bu ramazan da da gündeme gelen başlıklardan anlayabildiğim kadarı ile toplumumuzun büyük bir kısmı zorla, istemeden, gönülsüz bir şekilde oruç tutuyor ve olayı sadece bir çeşit diyet gibi algılayıp ''açlıkla bedeni terbiye etmek'' sloganından yola çıkanların oruç tutmayanlara karşı antipatileri devam ediyor. ''ramazan da otobüste su içen insan'', ''oruçlunun karşısında geviş getiren insan'' gibi başlıklar ve devamında sırf açlık, yeme içme muhabbetleri.

    ramazan da küfreden, başkasının kalbini kıran ya da kavga eden birilerini görsek ''aaaa ne günah ramazan da kavga ediyorlar'' gibi tepkiler vermeyiz genellikle ya da ''ramazan da kavga eden insanlar'' tadında başlıklar açmayız sözlüklerde. ramazan da açık saçık gezen kadınlar bir de yemek yiyenlerdir en sevmediğimiz şeyler çünkü çoğunu ilgilendiren sadece ''yemek, sex'' ve olayı sadece bunlardan uzak durmaktan ibaret zannetmek. kendi tuttukları oruç çok profesyonelmiş gibi tutmayanlara laf etmekten de geri kalmazlar.

    koca yıl yiyip içip 1 ay sadece boğazını tutmakla, boğazını tutmayan insandan daha üstün, daha ruhani, daha bir allah a yakın olunmaz sanıyorum. kimisi ilaç içiyor, kimisi hamile, kiminin tansiyon sorunu var, kimi yeterince inançlı değil...vs kimseyi eleştirme ya da kendimizi kimseden üstün görme hakkına sahip olmuyoruz oruç tutarken. kendimi bildim bilelli oruç tutarım, toplasak en fazla 2 ramazan oruç eksiğim vardır ama ömrü boyunca hiç oruç tutmamış bir müslüman ya da son anda imana gelen bir gayrımüslim bile benden daha imanlı olabilir bir gün.

    hayatı boyunca hiç oruç tutmamış ama benden daha az günah işlemiş insanlar olduğunu düşünerek ibadet etmekten yanayım. ne oruçlar var ki çoğu nafile. evde karısına, çoluğuna çocuğuna psikolojik gerilim yaşatarak oruç tutan nikotin bağımlısı adamlar var mesela. ramazan da otobüste su içmez, dışarıda yemek yemez, oruç tutar ama evde görün bir de siz onu ya da işçisine, çalışanına eziyet eden oruçlu patronlara ne demeli?

    hiç kimseyi oruç tutmadığı için yargılama hakkına sahip değiliz, oruç tuttuğu için de adam alkışlanmaz. tutacaksın işte, kimseye de bakmayacaksın bu devirde. mesele ona buna tutulmadan huzur içinde, istekle oruç tutmaktır. sanki istemeden, zorla aç bırakılıyormuş ve çevrende yemek yiyen gaddar insanlar varmış gibi tutanlar son derece sammiyetsiz geliyor bana. beni bile kandıramazken allah ı mı inandıracaksın gönülden yaptığına. önce bir düşün, senin tuttuğun oruç oruç mu? yoksa sadece diyette misin?
    4 ...
  36. illimunafık

    ?.
  37. illumünafık

    ?.
  38. fenerli askerlik

    ?.
  39. bedelli askerlikten faydalanamayanlar için alternatif askerlik biçimi olarak gündeme gelebilir. farzı misal sadece fenerli olmanız yeterli olsa. ben fenerliyim diyen herkes faydalanabilse falan. isteyen 5 yıl boyunca kale arkası, isteyen 3 yıl boyunca numaralı da ya da 1 yıl boyunca vip tribünlerde maç izlese, biletlerin geliri de profesyonel orduya aktarılsa fena mı olurdu.

    bir de askerliğini yapan ancak doyamayıp bir kere daha yapmak isteyenler için de ''nedenli askerlik'' çıkmalı. ''kız arkadaşından ayrılıp, aşk acısını unutmak isteyen'', ''hiç pkk lı öldürmedim, denemek istiyorum'' ya da ''fazla kilolarımdan kurtulmam gerek'' gibi çeşitli nedenlerle gelenleri tekrar askere alsalar.

    sadece zorunlu askerlik ve 10 yılda bir çıkan bedelli askerlik ile olmaz. umarım hükumet bu gibi farklı uygulamaları da gündeme getirir.
    1 ...
  40. insan neden tc başkanı olmak ister

    1.
  41. hiç anlayamıyorum bir insan koca bir ülkenin ve milyonlarca insanın sorumluluğunu almayı neden ister? kendine nasıl bu kadar güvenebilir ? hele ki türkiye gibi bir ülkede. resmen akıl işi değil gibime geliyor. normal bir insan böyle bir yükün altına girmek istemez.
    sıradan bir aile babasına 3-5 kişinin sorumluluğu bile ağır gelirken milyonlarca insanı memnun etmeye çalışmak resmen deli işidir. şahsen ben olsam ay sonunu getirememenin, çoluğuma çocuğuma et yedirememenin, kirayı denkleştirememenin, kredi kartı ekstresini ödeyememenin verdiği sıkıntıyı yeğlerim.

    hani isveç, norveç,finlandiya gibi sorunsuz, küçük bir kuzey avrupa ülkesi olsak neyse ama ortadoğu nun kalbinde, yıllarca çözülemeyen sorunların yaşandığı türkiye cumhuriyetinde iktidara aday olmak bana göre normal insan işi değildir. bu adamlar, kadınlar psikolojik olarak cidden sorunlular.

    gece uyuyabiirsen yat, sabah kalk, oradan oraya koştur, konuşmalara hazırlan, halka hitab et, ülke ülke gez, toplantılara katıl, başka ülkelerin liderleri ile görüş.. birilerini memnun et, birilerini madur et, düşün, düşün, konuş, anlat, git, gel, ona cevap ver, berikine para ver, dışarıdan borç al, borçları ödemeye çalış, ekonomiyi, enflasyonu, çiftiçiyi, memuru, emekliyi, kürdü, türkü, ermenisi, romanını, öğrenciyi, öğretmeni memnun etmeye , terörü bitirmeye çalış. düşüncesi bile yorucu resmen.

    ben şirketinde 1500 kişiyi çalıştıran patronumu bile anlamıyorum. yaşı olmuş 60 bi ton parası var hala eşşek gibi çalışıyor. satsa herşeyini, bankaya yatırsa aylık faizi ile dünya turuna çıkar, ömrünün sonuna kadar komforlu, lüx bir yaşam sürer çoluğuyla, çocuğuyla, torunlarıyla ama adam hala çalışıyor, benim kadar eğlenemiyor, benden daha sıkıntılı bir hali var. resmen acıyorum adama, o kadar para içinde köle gibi hala çalışıyor. büyük başın derdi de büyük olurmuş misali benim babam emekli maaşı ile daha tasasız görünüyor.

    amaçları çok para kazanmak, servetlerine servet eklemek olsa bir süre başbakan ya da cumhurbaşkanı olan herkes görevi bitince kaçar giderdi ama bunların çoğu mezara girene kadar o koltuk için mücadele etmekte. iktidar olmak, devleti yönetmek için canla başla çalışıyorlar.
    sonra çok paralar kazansalar bile cumartesi-pazar, bayram, tatil, gece gündüz demeden sürekli görevde olma durumu var. ''bugün pazar balığa çıkayım, avlanmaya gideyim veya bugün ata bineyim, cumartesi felekten bir gece yaşayayım, karımı şununla boynuzlayayım'' gibi seçenekleri de yok. suikaste kurban gitme olasılıkları da yüksek. çok ciddi hedefler haline geliyorlar. tüm gözler üzerlerinde, korkunç sıkıcı bir yaşam.

    bunların derdi para değil, paraya maddiyata önem veren insanlar keyiflerine de düşkün olurlar. keyfine düşkün insan uğraşmaz 80milyon insanla. bunların psikolojik sorunları var. liderlik saplantıları tavan yapmış. kendi akıllarını milyonlarca insandan üstün görüyorlar. ''ben bu ülkeyi yönetirim, adam ederim'' iddiasında bir takım tipler. iktidarı da muhalefeti de aynı.
    kaddafi nin onca servetine rağmen kendini linç ettirene kadar ülkesinin başına geçmek için uğraşması da en çarpıcı örnektir. bu adamlar normal değil. belediye başkanlığından, bakanlıktan ötesine geçmek isteyen herkeste ciddi bir ego sorunu olduğunu düşünmekteyim. hitler in normal olmaması gibi her lider diktatördür aslında. sadece şartların elverdiği ölçüde belli ediyorlar.

    edit: başlığı kısaltmak zorunda kaldığım için başbakan yerine başkan yazdım, pek zeki sözlük yazarlarının anlayabileceğini düşünerek.
    4 ...
  42. kürtler den pkk ya tepki

    1.
  43. gerçekten kürtler mi katılıyor, açan kürt mü bilemem ama böyle bir site yapmışlar
    http://benimicinoldurme.com/index.php
    0 ...
  44. şehitlerin 26 8 i kürt kökenli

    1.
  45. hürriyet yazarı yalçın doğan "şehitlerin yüzde 26.8’i kürt" başlıklı köşe yazısında, prof. dr. ümit özdağ’ın yaptığı bir araştırma sonucuna dikkat çekti ve "pkk’nın iddiasını ve amacını yerle bir eden bir gözlem bu" lorumunda bulundu.

    yalçın doğan, "terörle mücadelede şehit düşenlerin yüzde 26.8’inin kürt olmasını "müthiş bir oran" olarak değerlendiriyor ve bu yüksek oranın pek çok tercümesi olduğunu savunuyor: bunların ilki yalçın doğan'a göre, "pkk’ya karşı sadece türkler değil, aynı zamanda kürtler de savaşıyor. ve ölüyor. ve ölenlerin sayısı hiç de az değil. bu oran, bu bulgu, türkiye’deki türk-kürt ayrışmasına çok başka bir bakış açısı getiriyor. kürt çocuklarının bir bölümü dağa çıkarken, bir bölümü askere, polise yazılıyor. ve onlar birbirlerine karşı savaşıyor. belki de, iki kardeş, iki akraba, iki arkadaş.

    pkk işte burada zayıflıyor. kentleri burada yakmaya çalışıyor. terörü bu nedenle daha da azgınlaştırıyor. korkuyu bu nedenle yaygınlaştırıyor."

    yalçın doğan'ın bugünkü köşe yazısının tamamı şöyle

    doğum yerleri adıyaman, ağrı, batman, bingöl, bitlis, diyarbakır, hakkari, iğdır, mardin, muş, siirt, şanlıurfa, şırnak, tunceli, van. onlar kürt.

    terörle mücadeleye türkiye’nin dört bir yanında doğan asker, polis ve köy korucusu katılıyor. türkiye vatandaşı olarak.

    terörle mücadeleye katılan eden asker, polis ve köy korucularının bir bölümü yukarda sayılan illerde doğuyor. onlar kürt ve türkiye vatandaşı.

    terörle mücadele sırasında hayatlarını kaybediyor. yukarda sayılan illerde doğan asker, polis ve köy korucusu, doğum yerleri dikkate alındığında, doğum yerleri üzerinden kimliklerine gidildiğinde, ortaya çarpıcı bir sonuç çıkıyor.

    şehit düşen asker, polis ve köy korucusu arasında 2 bin 800’ü bu illerde doğuyor. onlar kürt. onlar terörle mücadelede şehit düşüyor.

    o şehitler kürt.

    ümi̇t özdağ araştirmasi

    pkk’nın iddiasını ve amacını yerle bir eden bir gözlem bu. bir araştırmanın sonucu.

    pkk’nın maskesini düşüren çalışma prof. dr. ümit özdağ’a ait. uzun süredir pkk, terör, kuzey irak ve istihbarat konularında çarpıcı kitaplar yazan ümit özdağ, son olarak ilginç gözlemlerde bulunuyor.

    prof. özdağ terörle mücadele şehit düşenlerin kimliklerini araştırıyor. ve hepimizin yeniden düşünmesini, siyasal denklemlerin yeniden yazılmasını gerektiren bir sonuca varıyor.

    terörle mücadelede şehit düşenlerin yüzde 26.8’i kürt.

    müthiş bir oran. bu yüksek oranın pek çok tercümesi var. i̇lk tercümesi şu.

    pkk’ya karşı sadece türkler değil, aynı zamanda kürtler de savaşıyor. ve ölüyor. ve ölenlerin sayısı hiç de az değil.

    bu oran, bu bulgu, türkiye’deki türk-kürt ayrışmasına çok başka bir bakış açısı getiriyor.

    kürt çocuklarının bir bölümü dağa çıkarken, bir bölümü askere, polise yazılıyor. ve onlar birbirlerine karşı savaşıyor. belki de, iki kardeş, iki akraba, iki arkadaş.

    pkk işte burada zayıflıyor. kentleri burada yakmaya çalışıyor. terörü bu nedenle daha da azgınlaştırıyor. korkuyu bu nedenle yaygınlaştırıyor.

    mersi̇n-si̇verek hatti

    araştırmanın bir başka tercümesi şu. bunu destekleyen farklı unsurlarla birlikte. i̇ki dikkat çeken anektod.

    kürt karı, koca. kürt erkek evde roj tv’yi izliyor. kürt kadın evde, kürt kocasına itiraz ediyor:

    "kapat şu pkk’nın televizyonunu."

    siverek doğumlu bir kürt vatandaş uzun süredir mersin’de seracılıkla uğraşıyor. siverek’e gelip giderken, bir şey fark ediyor. siverek’te seracılık daha çok para getiriyor. on yıl sonra, mersin’den siverek’e dönüyor.

    hayatın normalleşmesi. ülkeyle bütünleşme. asimilasyon değil, bütünleşme.

    i̇drara bakarak karakter tahlili yapmıyorum. i̇ki örnekten yola çıkarak, kürtlerin hayatın normale dönmesini istemeleri ve ülkeyle bütünleşme arzuları gibi bir tez değil. bunu destekleyen pek çok örnek ve olgu var.

    rafa kaldirmak deği̇l

    kürt vatandaşların bütünleşme ve normalleşme istekleri pkk’yı çılgına çeviriyor. onun için bu kadar saldırıyor. onun için kentlerde terör estiriyor, kendi yandaşlarını ayaklandırıyor.

    prof. özdağ’ın görüşüne göre, nihai bir bulgu var:

    devlette, pkk ile mücadele zor biter, gibi yanlış bir psikoloji var. oysa, teröre rağmen, hayatın normalleşmesini isteyen, ülkeyle bütünleşmek isteyen ve hatta ülkeleri için şehit düşen kürtler varken, pkk adım adım sona yaklaşıyor.

    mesele bunu görüp, ona göre politikalar üretmek.

    1999’da apo yakalanıyor, terörü kökünden kazımak için iki yüze yakın önlem belirleniyor. sonra hepsi rafa kaldırılıyor. öyle değil.

    yalçin doğan -

    http://www.haber7.com/hab...mizin-yuzde-kaci-kurt.php
    0 ...
  46. son konuşmasında babasından postal isteyen şehit

    1.
  47. bugün toprağa verilen şehittir. babasını aramış ''postalım yok baba'' demiş. babası postal göndermiş. sonra yine aramış şehidimiz ve arkadaşı için de bir postal istemiş. işte şehidimizin son istekleri. bizim askerimiz postal a muhtaçmış biz ise sınırı geçip savaşmaktan, taş taş üstünde bırakmamaktan bahsediyoruz. yazıktır be! günahtır! askerin postal istemesi nedir ya gel de ağlama, gel de üzülme!
    7 ...
  48. toprağa gömülürken evine elektirik bağlanan şehit

    1.
  49. elektirik ve su bağlantısı olmayan barakadan bozma evine kendisi kara toprağa girerken elektirik bağlanan şehittir. halbu ki o evde artık sonsuza kadar sönmüştür tüm ışıklar. anasının babasının ocağı sönmüş, tepesinde ampul yansa ne yazar yanmasa ne yazar. yanan yanmış bi kere.
    5 ...
  50. müzik evrensel değildir

    1.
  51. ünlü müzik insanı ayşe özyılmazel in engin müzik bilgisi ile yapmış olduğu tespittir.

    şöyledir ki; http://www.sabah.com.tr/g...7/muzik-evrensel-degildir

    ingiliz veya amerikan vatandaşı olmakla o dili kullanmanın aynı şey olduğunu zannetmiş sanırsam. ülkemizde ve avrupa da ingilizce müzik yapanlar vardır ama yine de evrensel olamazlar çünkü küçük ve daha az gelişmiş ülkelerde yaşıyorlardır. mtv ve müzik sektörünün en gelişmiş olduğu ülkeler amerika ve ingiltere olduğundan evrensel sanatçılar oralardan çıkar. en iyi klipler oralarda çekilir ve tüm dünyaya pompalanır. buraya kadar tamam. madonna italyan olsaydı ingilizce müzik yapsa bile belki madonna olamayabilirdi ama yine de tüm dünyanın dikkatini çekebilirdi. yine evrensel olurdu ama dünya starı olamazdı sadece. edith piaf fransızca ile tüm dünyayı sallamadı mı, efsane olmadı mı? madonna kim ki? mtv nin şişirmesi, 3den fazla şarkısı gelmez aklıma.

    youtube a ''holocaust'' yazıp 10milyondan fazla tıklanmış olan videoyu açıp altında yazan yorumlara dikkat etmesini öneririm. her dilden, dünyanın hemen hemen her yerinden ceza ya gelen yorumları okumalı. mercan dede nin videoları altındaki yorumları da okumalı, dilin değil aslında müziğin evrensel olduğunu belki o zaman anlayabilir. müzik evrenseldir, her ne kadar evrensel ruha hitab edebilecek sanatçılardan çok yerel zihniyette müzisyenlerimiz olsa da, her ne kadar dünyayı etki altına alabilecek büyüklükte produksüyonlar yapılamıyorsa, klipler falan çekilemiyor, yüzbinlere konserler verilemiyorsa da ulaşabildikleri her dilden insanı etkileyebilen müzisyenlerimiz vardır. onlar da evrenseldir, popüler olmasalar da.
    2 ...
  52. şilili öğrencilerin öpüşmeli protestosu

    1.
  53. harç ücretlerinin düşürülmesi, eğitim standartlarının yükselmesini bahane ederek ulu orta öpüşüyorlar. bizdeki gibi şifre skandalları yaşasalardı çok daha pornografik bir protesto yaparlarmıydı acaba sorusunu akla getiren eylem.

    http://video.cnnturk.com/...opuserek-protesto-ettiler
    3 ...
  54. 10 yaşında çocuğuna facebook kullandıran ana baba

    1.
  55. Kesinlikle cezalandırılması gereken ana ve babadır. 10 yaşında çocuk koşup oynamalı, yaşıtları ile bire bir sosyalleşmeli, hem kemik -kas gelişimi, hem de zihin gelişimi açısından çocuk dediğin pc başına oturtulmaz. sanal ortamlara 15 yaşından önce sokulmamalıdır bu veletler. devlet bu konuya el atmalıdır, şikayet edilen profiller ip numarasından bulunup ailelerine cezalar kesilmelidir. gözlerim ergenlere hasret kaldı, çocuk yuvasından farksız. twitter ı bile ele geçirdi veletler.

    not: 1 tanesi orjinal, gerisi çakma olmak üzere toplamda 6 tane facebook profili olan 13 yaşındaki yeğenimin, orjinal profilinden paylaştığı fotoğrafına çakma profillerinden yorum yaparak ''vaay çok karizmasın'', ''çok yakışıklı çıkmışsın abi'' ...vs şeklinde kendi kendini pohpohlaması kadar vahim bir olaya şahit olmuş bir bünye olarak çocuk yaşlarda edinilen facebook yüzünden şizofren bile olunabileceğini sanıyorum. çok ciddi kişilik sorunlarına neden olabilir.

    aman dikkat! çoluğunuza, çocuğunuza, yeğen,kuzen,komşu çocuğu falan dikkat edin. ailelerini uyarın mutlaka.
    4 ...
  56. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük