bazı yargı kollarının ceza keserken baz aldığı bir tutardır. örneğin sigortasız işçi çalıştınırmanın cezası, sigortasız çalıştırılan işçi başına asgari ücret X 38 olarak belirlenmektedir.
tahliye ile beraat ayrımının gözetilmesi ve habere sevinç ya da üzüntü gibi tepkilerin o şekilde verilmesi gerektiği durum. bir diğer karışıklık örneğini cübbeli ahmet'de de yaşamıştır canım ülkem. tahliye edilmiş olması ne suçlu ne de suçsuz olduğunu görtermemektedir.
sözlüğe kayıt yaparken "koşulları okudum ve kabul ediyorum"da adı geçen koşullarda "ya da" yarine yazılmış olduğunu görünce gülümsediğim yazım hatası. doğrusu için (bkz: ya da)
"kışlık" ve "şort" gibi birbiri ile alakasız iki kelimeyi birleştirme çabasıyla ısınmaya çalışan, anlam veremediğim azınlığın, üniversite hayatı ile başlamış olabileceği ama üniversite ile sonlanmayacağı durumun ana karakterliğini üstlenen kişi.
merkez bankasının birbuçuk, iki yıl aradan sonra ilk defa faiz oranlarını 50 puan değerinde düşürdüğü düşünülürse, piyasaların durgun geçmesi beklenildiği, büyümenin çok da iç açıçı olmayacağını ve bunlara dair önlemler aldığını söyleyebiliriz. hele de zorunlu rezerv oranlarında değişiklik yapacaklarını belirtmeleri, 2013'de düzgün politikalar izlenmezse, büyümekten eser görünmeyeceğinin işaretidir. gerçi 2012 son çeyrek rakamları fena değildir. fakat bu 2013'ün de iyi olacağı anlamına gelmemektedir. %4.5 ya da %5 ülke için mükkemmel bi sonuç olacaktır, hele de avrupa bu haldeyken...
Marksist, Liberal, Sosyalist ve Radikal Feminizm olmak üzere 4 gruba ayırabilir. 20. yy. son çeyreğinde gün yüzüne çıkmıştır. evvveliyatı yok mudur, tabi ki vardır fakat bu dönemde gelişimini tamamladığını söyleyebiliriz.
Sosyolojik alanda değişimler yapmışlar ya da yapmaya çalışmış olsalar da, uzun ömürlü bir akım olduğu söylenemez. Kesinlikle sadece "erkek düşmanlığı" demek değildir.
benim değil de, bi tanıdığım, evli barklı kocaman adamın sözü geldi birden aklıma. hakkını vermek lazım, o ablayı görünce böyle bi tepki verilebilirdi ancak ve o da bunu yaptı sadece:
-"şuna bak şuna ! elalem manken, biz maymun !"
oha diyemedim tabi. hak da veremedim. böyle mal gibi baktım kıza.
çoğu ingiliz post-rock gruplarına nazaran, daha az elektronik temalar içeren ve insanı tribe sokan müzikler yapan grup. yeni albümde efsane 4 şarkısını katlayıp katlayamacağı merak edilesi. fakat başarırlar ve kalitelerini daha yükseğe taşırlarsa, sonuçlarının ne olacağını da kestiremiyorum.
murat kekili dinleyip intihar eden bir toplumun uzak durması geken grup.
zeitgeist'den sonra ülkedeki tanınırlığının arttığını söyleyebilirim. haddime değil muhakkak fakat 1960'lardan sonra şiddetini arttıran post-modern değişimin, sosyoloji ve felsefedeki öncülerinden olduğunu söylemekle hata işlemeyiz sanırım. "değişim"in eski ile olamayacağını, "devrim"i eskiyi yıkıp yerine ideal olanı değil yepyeni birşey getirmek olduğunu savunur. hindistan asıllıdır fakat amerikadaki konuşlarında devleştiği söylenebilir. "farkındalık" her konuşmasında dikkati çekmeye çalıştığı anafikir olmakla birlikte "ben dahil kimse size doğru yolu gösteremez, kendiniz bulacaksınız." diyen düşünür.
bildiğim kadarıyla yazılı eser bırakmamıştır. kitapları konuşmalarının band kayıtlarından yazıya aktarılmasıyla doğmuştur. omega yayınlarının çevirisi fena değildir.
"kişisel gelişim" ile ilgili düşüncelerini okuyup benzer fikirlere sahip olduğumuzu fark edince dikkatimi çekmiş, "sonunda bunun saçmalık olduğunu düşünen birileriyle karşılaştım" dedirtmiş ve kitaplığımdaki en güzel yerlerden birini almıştır.
severim kendisini dinlemeyi, "kendini" dinlemeyi öğütleyen insanları dinlemeyi sevdiğim gibi...
en ideal çarşaftır. tütünün tadını bozmaz. golden'la iyi gider, holborn ile de iyidir. üzerindeki metinlerde ne yazdığını merak etsem de henüz çözemedim ama "ne duası bu ? cevşen falan mı ?" diyenine bile rastladığımı söyleyebilirim.
mutlak butlandan ayrım için şu 4 kavram kafidir: hata, hile, ikrah, gabin. olaya bunlar karıştı ise, olay ya da eylem veya sözleşme (artık her ne ise) nispi butlana tabidir. mutlak butlandan farklı olarak, hakim resen dikkate alamaz.
"yokluk" değildir. yokluk, kurucu unsurlarda eksikliktir. butlan ise daha çok iptal edilebilirlikle alakalıdır, geçersizlik de denilebilir. nispi ve mutlak olmak üzere ikiye ayrılır. bir de tek taraflı bağlamazlık vardır ki, ne hikmetse, genel kitle bu dört kavramı birbirine çok karıştırır. aslında ayrım basittir.
Arkadaşının az olmasıyla falan alakası yoktur. Sadece yalnızlığı gerçekten tanıyordur. Yalnızdır fakat bundan şikayetçi değildir. Zira, birlikteliği, yalnızlığıyladır. Bu O'na kafidir. Fiziki varlıkların azlığı ya da çokluğu, konuyla alakasızdır. Bu adam hep yalnızdır, yalnız kalacaktır ve hiç şikayetçi olmayacaktır. Oha !
Yeni zamlardan sonra fiyatının ne olacağını ve daha zor mu bulunacağını merak etmeye başladığım bağımlılığım. En iyi arap çarşafıyla gider, gerisi hikaye.
Olur da kurur ya da nemliliği azalırsa, paketin içine küçük bi parça elma atılıp bir gün beklemek kafidir.
"düdük" anlamının yanında "ıslık" anlamı da vardır. Sanırım bu yüzden, bisiklet markası olmaya layık görülmüştür. Türkiye'ye ithalatı durduruldu diye duydum fakat bilmiyorum. 13 modellerinin gelmeyeceğini duyunca, iyi ki zamanında almışım diye sevinmedim değil...
aldığım road bike modeli ile beni mtb'den uzaklaştıran bisiklet markası. meğer ben yol aşığı olacak adammışım da farkında değilmişim'miş. fiyat-performans konusunda kullanıcılarını tatmin edebilecek modelleri var. örneğin dynamic modeli için konuşacak olursak, as 20 jant seti taşıyan modeller genel de 5000 lira civarlarındadır, fakat kron büyük bir risk alıp alt bir modele bu seti layık görmüştür. geçen seneki modellerinde de malum r 500 vardı. burdan çıkaracağımız sonuç şu: kron daha iyi yerlerde olmak istiyor. bu yüzden de kesinlikle kullanıcılarını kemikleştirmeye çalışıyor, yeni kullanıcıları cezbetmek için elinden geleni yapıyor.
Yukarıdaki tanımlar doğru ya da kısmen doğru olmakla birlikte eksiktir. Şöyle ki; ticari işletmeyi sadece işletmek yeterli olmamaktadır ya da tacir sıfatının kazanılabilmesi gerçek ve tüzel kişilerde farklılık arz etmektedir.
Gerçek kişilerde ticaret siciline kayıt edilmeden önce, işleme başlanıldığı ya da başlanılacağına dair kesin bir ilan verildiği an "tacir sıfatı" kazanılırken, tüzel kişilerde ticaret siciline tescil edilmeden tacir sıfatı kazanılamaz. Genellemede muhakkak ki istisnalar var, örneğin veli ya da vasi'nin işlettiği ticari işletmeler.
Daha ayrıntılı bilgi için Ticaret Kanunu Md.11 - Md.23. incelenebilir.