levent bulut'un sosyal medyada paylaşılan sözü. çıkan tapelere montaj, dublaj diyen, parelel devletin işleri bunlar diyen yandaşları düşündürtmüşür. sözün tamamı aşağıda, hadi bunuda açıklayın ak şakirtler.
Şaşırtmıştır. zira Erdoğan'ın, Modern şehirçilik için örnek gösterdiği Kadıköy ve Bakırköy, CHP'nin kalesi. Erdoğan'ın övdüğü her iki ilçe de bugünü kadar hiç AK Partili başkan tarafından yönetilmedi.
Levent Bulut'un habur rezaletini eleştirdiği yazısının adıdır. Yandaşlara ve aynı dağın bülbüllerine verip veriştirmiştir. Okunmalı, okutulmalıdır.
Efenim yazı şöyledir:
"Güzel şeyler olacak"la başlayan, "orada iyi şeyler oluyor"la sonuçlanan, dağdan gelenlerin kahraman gibi karşılandığı Habur rezaleti üzerinden dört yıl geçti.
Peki ne değişti? Ne sonuç alındı?
isteklerinden mi vazgeçtiler? Hayır PKK mı bitti ? Hayır
Aksine daha çok güçlendiler.
Nasıl mı?
Hatırlatalım;
13 vatan evladının şehit edildiği 14 Temmuz 2011'de Diyarbakır'da toplanan sözüm ona demokratik toplum kongresi devlete meydan okuyarak özerklik ilan ettiklerini duyurdu. Türkiye şehitlerine ağlarken, Şırnak'da özerklik kutlamaları yapıldı.
4 Mart 2012'de ise açılımın mucidi bugünki iktidar sayesinde bir hayal daha gerçek oldu ve Diyarbakır'da Kürt Ulusal Dil Konferansı yapıldı.
Türk bayrağı yerine salona Barzani'nin bayrağı asıldı. Toplantıda istiklal Marşı yerine ey ragip (rakip) marşı okundu.
Sözde polis teşkilatı kurup yol araması ve kimlik kontrolü yaptılar. PKK'nın ilk saldırısını kahramanlık destanı diye kutladılar.
PKK bunları yaparken ülkeyi yönetenlerde çözüm süreci adı altında boş durmadı.
Ne Mutlu Türküm Diyene vecizesi dağlardan silinirken, Andımız kaldırıldı. Teröristler tanık ve itibar görür oldu. "Farklı dil ve lehçelerde eğitime" izin verilmesiyle özel okullarda Kürtçe eğitimin önü de açıldı.
Yani görüldüğü gibi PKK silahla yapamadığını, müzakere ile bir bir yapar oldu.
Peki bütün bunlar olurken "Nerde bu devlet, nerde bu teröristlerle mücadele edecek asker" diyorsanız eğer, hemen söyleyelim;
Devlet müzakerede, teröristle mücadele eden kahramanlar ise içeride.. Dışarda olanların ise eli kolu bağlı bir halde.
Habur'da ayaklarına hakim, savcı gönderilip, "önderlik istedi geldim, pişman değilim" diyenler pişmansın denilerek serbest bırakılmışken, artık tencere tava çalana, twit atana soruşturma açılır oldu.
Peki bütün bunların sorumlusu kim derseniz eğer;
Ülkeyi yönetenlere göre, şehit cenazelerinde yaygara kopartanlar, bir kaç Mehmet şehit oldu diye meclisi toplamaya çalışanlar, tencere tavacılar, muhalefet partileri ve medya.. Sanki ülkeyi ve devleti bunlar yönetiyor.
Üstelik iktidar, terör politikası yüzünden muhalefet partilerinden eleştiri geldiğinde, muhalefetin bizi suçlaması terör örgütüne güç verir diye açıklamalar yapıyor.
Peki ama sormak gerek;
Habur'da dağdan inenlerin ayağına hakim ve savcı gönderip, yargılandıkları salonda rahatsız olmasınlar diye, Türk Bayrağı ve Atatürk resmini indirip pişman değilim demelerine rağmen serbest bırakırken, "Sizinle mücadele eden Ordu içeride" itirafı kimin ekmeğine yağ sürüyordu, kime güç veriyordu acaba?
Şehit haberlerinin gösterilmesi teröre güç verir derken, terörle mücadele eden paşaları, komutanları içeri almak, o haberleri çarşaf çarşaf yayınlamak kime güç veriyordu?
Andımızı kaldırmak, Ne Mutlu Türküm Diyene'yi ve TC'yi kamu binalarından silmek kime güç veriyor kimin ekmeğine yağ sürüyor acaba?
11 yıl önce terör bitme noktasındaydı. Askeri başarısız gibi göstermek kime güç vermiş olabilir acaba? Üstelik asker elinde silahı olan ve karşısına çıkmış teröristle mücadele eder, terörle değil.
Terörle mücadele devletin ve devleti yönetenlerin işidir. Ekonomik ve siyasal boyutunu devlet, doğal olarak devleti yönetenler planlar. Terörün azalması veya güçlenmesi devleti yönetenlerin izlediği politikalara bağlıdır.
Peki ülkeyi yönetenler ve aynı dağın bülbülleri, bunu ne zaman anlayacak acaba!
Çözüm süreci ülke için bir şans gibi sunuluyor. Peki ama silahla alamadıklarını masada vermek midir çözüm?
Şu açık bir gerçek ki, açılım safsataları terör örgütünü siyasallaştırmış, açılımın başladığı Habur rezaletinden sonra, sanki yeni bir parti kuruluyor da iktidara gelecekmiş gibi, örgüte katılımları arttırmıştır.
doğru önermedir. Beşiktaş'ı alavere dalavere ile yenip trip atanlara, Fenerbahçe gerçeğinin hatırlatılması sonucu nasıl saldırganlaştıkları, nasıl morallerinin bozulduğu açık ve net görülmüştür.
Aysal'ın Fatih terim ile çalışmak istemediğinin en belirgin kanıtıdır. zaten aralarında sürekli bir gizli çekişme vardı. artık bu gün yüzüne çıkar oldu.
rezil çifttir. Çektikleri videoları internete koyunca rezillikleri ortaya çıkmıştır. bu arada erkek görünüşünden belli ediyor zaten sapık olduğunu ama, kadın resimde masum çıkmış sapığa benzemiyor hiç.
bir soru. fenerli biri olarak ben bu akşam bağırdım. fenerimin 6 farklı galibiyet rekoru gidiyordu yoksa. real yeterden anlamadı ama umut büyüksün, o gol olmasa şimdi Real'de ortaktı rekorumuza.