türban takmak en önce mütedeyyin olmak demektir. bu da insanın sevgilisi olması önünde bir engel değildir. olacaktır tabii. o da sevecek sevilecektir. hatta istediği yerde de öpüşecektir. sanırsın herkes din alimi. neyin yapılıp neyin yapılamayacağına karar veriyor. bir bırakın, bakın o zaman nasıl her birşeycikler düzeliyor.
canı ne istiyorsa onu söyleyebilen kızdır. takdir edilmesi gerekir. erkekler ağızlarından salya aka aka beğeni listelerini sıralarken o neden geri kalsındır. keşke herkes bu mevzuları rahatça konuşabilse dedirtendir. öte yandan olaya bu kadar feministçe yaklaşmasak da olur tabii.
yaşadığın döneme değil yaşadığın ana ait olamamaktır aslında. bir şeyler senin için ya çok erkendir ya da çok geç. ortası yoktur. ya hep bir geç kalmışlık hissi ya da henüz hazır olamama arasında gidip gelirsin. hayat bu yüzden sana zevk vermez. ne yediğinden anlarsın ne gördüğünden. en iyisi yatıp uyumaktır.
nazlanmaktan bir hal olan, triplerden tribe giren erkek tipidir. böyleleri genelde anneleri tarafından 'aslan oğlum' diye yetiştirilmiştir. kendilerini bir halt sanırlar. yeni gelin gibi kapris yapıp insanı hayattan soğuturlar. bir süre sonra sevgilinizle değil 3 yaşında bir oğlan çocuğuyla geziyor hissine kapılırsınız.
'...rivayete göre "gecekondu" kelimesini tarihte ilk kullanan, bir gecede on iki evin duvarını yükseltip içine girilecek hale koyan Erzincanlı bir duvar ustasıydı ve yaşlılıktan ölünce Duttepe mezarlığına ona dua etmeye binlerce kişi gelmişti..' diye anlatıyor Orhan Pamuk son kitabı 'Kafamda Bir Tuhaflık' ta.
beni benden alan yazar. entrika, aşk, tutku, ihtiras ne ararsan var. sayfayı çevirdiğinde bir bakmışsın her şey ters yüz olmuş, şaşırtmasını çok iyi biliyor. ha edebi yönü tartışılır tabii. buyurun tartışın..
dışarıdan çok ukala, küçük dağları ben yarattım havası var. tanıyınca çok mütevazi olduğunu görüyorsunuz. ayrıca sıfır ego. bu kadar tezatlık iyi midir bilemedim. bir de hep gülen bir yüzü var. ha bir de makyajsız doğal hali çok daha güzel.