Halil ibrahim sofrasına kusura bakma kardeş ama hdp denen bölücü terör örgütü uzantısıyla oturmam. Toplumun bütün kesimleriyle oturmak istediğimizi kim söyledi. Atatürk’ün partisinin başısın beyim sence Atatürk bu gerillalarla oturur muydu. Bye bye Kemal. incenin hitabet olarak tırnağı olamazsın.
Sinan ateşin defnedildiği gece mezarına dört tane kart bırakıldı. isimlerin yazıldığı. Acaba bundan haberi var mı merak ettiğim parti başkanı. Ülkücülerin sevmediği ve oy da vermeyeceği parti
Eskiden hastalık, afet olduğunda para istiyordu şimdi ev istiyorlar. Deprem vergisini ödediğimiz evleri de alacaklar yakında sanki kurtuluş savaşı var. Hükümet ittifak falan yok bu ülkede sadece tek adam var.
Eskiden hastalık, afet olduğunda para istiyordu şimdi ev istiyorlar. Deprem vergisini ödediğimiz evleri de alacaklar yakında sanki kurtuluş savaşı var. Hükümet ittifak falan yok bu ülkede sadece tek adam var.
Harry potter evreninde 1890’lı yıllarda geçen büyücülük oyunu. Oyun Erken erişime çıktığından beri oynuyorum. Grafikleri rdr2 ve last of us 2 seviyesinde olmasa da Harry potter fanıysanız düşünmeden almanızı tavsiye ederim. Ana hikaye cincüce isyanlarını anlatıyor. Bence biraz yavan kalmış. Daha derinlikli olabilirdi. Bir tane ancient magic öğreniyorsunuz ve oyunun sonuna kadar sadece o kalıyor. Daha fazla çeşitlendirilebilirdi. HP evrenindeki diğer büyüler derslere girildikçe öğreniliyor. Affedilmez lanetleri ise slytherin öğrencisi sebastian isimli yavşak arkadaşımız sayesinde öğreniyoruz. Hogwarts ve hogsmeade grafikleri güzel. En ince ayrıntısına kadar düşünülmüş ve uğraşılmış. Aklıma geldikçe editlerim.
toplamda yazdığı sayfa sayısı 1000'i geçmez ama modern türk edebiyatına yön vermiştir. aylak adamda ve anayurt otelinde hayatın tekdüzeliğini, kişilerin iç dünyalarındaki arayışları ve yalnızlaklarını çok güzel ifade etmiştir. anayurt otelinde gelişen olayların çarpıcılığı kısa kalmasına rağmen ( sanki bir parmak bal çalıp bırakmıştır üstat) tutunamayanlar gibi bir şaheserin yazılmasına vesile olur. sorgulattırır, insanlar arasındayken dalarsınız onların hayatlarının anlamsızlığı düşünürsünüz, tutunabilmeye çalıştıklarını düşünürsünüz. ehem işte candır, büyüktür üstat.
(bkz: aylak adam)
(bkz: anayurt oteli)
(bkz: tutunamayanlar)
masum insanlara kötülük ediyorlar, gerçek olaylara karşı güvenimizi sarsıyorlar. inanarak dinlememizi güçleştiriyorlar. insan her sözü kuşkuyla karşılıyor artık. gerçekle düş birbirine karışıyor; yalanın nerde bittiğini anlayamıyoruz. tutunacak bir dalımız kalmıyor. tutunamıyoruz.
not: kitabın içinden olan bu bölüme neden spoiler ibaresi koymadığıma gelince; zaten şu paragrafta senin benim yaşamımı anlatmıyor mu? hayatımızdan geçiştirdiğimiz günlerden bir kesit değil mi. insan kendi hayatına alıntı diyebilir mi...
maçtan sonra timsah yürüyüşü yapan fenerlilere kına ve balon dağıtılmıştır. balon lig kupası şeklinde sevinsinler diye kına da tam göte sürmelik tasarlanmıştır.
filmlerin posterlerini yükleyebilmek için 35 dolar film resimleri için 10 dolar para isteyen film istesi. bende bi akşam akşam bi hayır işliyeyim demiştim. olmaz olsun.
dinsel öğelerin anlaşılması zor film izlenmeden bunların bilinmesi gerekiyor. mesela ceylan çakal ve karga'nın hristiyanlıkta ne tip imgesel anlamları içerdiğini bilmediğimden filmde üçünün biraraya geldiği sahne çok havada kaldı.*
bir köyde adamın birinin ineği varmış. adam ineğiyle hep ilgilenir, ona iyi bakari, iyi beslermiş. inekte her ay 60 kilo süt verirmiş, çok verimliymiş. köylü bu inek sayesinde kısa sürede köşeyi dönmüş, çiftlik falan almış hali vakti yerinde bi insan olmuş. bi gün köyün muhtarı bu köylüye gidip yahu senin durmun bayağı iyi, hiç biişye ihtiyacın yok bu ineği biraz bize ver köyün durumu da düzelsin demiş. adam da neden köyümüz de zenginleşsin, yollar düzene girsin, okul olsun açılsın diyerekten ineği muhtara vermiş. inek muhtarın ahıra gittikten sonra ilk bi kaç ay gene 60 kilo süt vermeye devam etmiş. sonra 40 kiloya 30 kiloya derken 5 kiloya kadar düşmüş. ineğin yediği ot aynı sıçtığı bok aynı. muhtarı bi telaş hemen koşa koşa ineğin sahibine gitmiş : yahu arkadaş durum böyle böyle besliyom ediom tık yok. sen ne veriyodun bu ineğe demiş. köylü şaşırmış gel bi gidelim ineğe bakayım demiş. gitmişler ineğin yanına, adam bakmış inekte bi değişiklik yok. oklamış başını ineğin ne oldu sana demiş. inek demez mi 'ben artık devlet memuru oldum.'
filmi izleyip beğenen yada beğenmeyen çoğu kişinin belirttiği gibi minyatür olayı hoş olmuş lakin kardeşim dönem filmi çekiosun sen burda giysidir, konuşmadır, evler kısacası arka plan o dönemin özelliklerini yansıtmak zorunda dönem filmi çünkü. konuşmalar da bre kelimesinden başka o dönemin konuşmasını yansıtacak tek kelime dahi yok; ki o da 15 dakika da bir söyleniyor kulak tırmalamaktan,izleyeni filmden koparmaktan başka bi işe yaramamış. en azından evliya çelebinin seyahatnamesi okunup bir fikir alınabilirdi. daha iyi olabilirdi ama sonuçta sinemamız bu alanda emekleme aşamasında ve cenneti beklerken ümit vaad eden filmler arasında. bir diğeri için:
(bkz: hacivat ve karagöz neden öldürüldü)
kişi çok sıkıştığında dünyadaki en rahatlatıcı duygu. orgazmın bile yanında sönük kaldığı anlar yaşatır insana. evet işemekten bahsediyorum. hele bazen öyle bir an gelir ki o sıvının vücudu terki diyar edebilmesi için bütün mal varlığınızı verebilirsiniz.