merhaba, urb. aniden gelişen ve bir dinamo kiev atağını anımsatan röportajımla seni selamlıyorum. aşağı bak aşağı;
Evet Pelin, ben Türkiye nin en seksi komünitesinden geliyorum, görünüşe aldanma. Gözlemlediğim kadarıyla sen de oldukça genç ve seksisin. M.m.ler de yerinde. Neden evleniyorsun?
- Ahaha. (kızacak mı diye tırsıyorum fakat gülüyor). Teşekkür ederim. Yaşadığım çevre ve benim de içinde olduğum gençlik oldukça dejenere. Evlenmeden önce bekaretin kaybedilmemesi taraftarıyım ama çevreme uymak üzereydim, bu nedenle evleniyorum. Sayılır.
yani evlilik öncesi cinsel ilişkiye karşısın?
- aslında karşı değilim; ama erkeklerin bekaret takıntısı var; bu nedenle evlendiğimde kilometre olmak istiyorum.
0 kilometreyim diyorsun. (şaşkınım). Peki kendini sık sık arabaya benzetir misin?
- evet.
peki sana dört fil nasıl biner?
- ahaha. Evlenmeden olmaz. (buna da kızmadıysa hiçbir şeye kızmaz diyerek otokontrolümü üstümden çıkarıyorum).
ilahi.. gençliğin dejenere olduğunu düşünüyorsun lakin gençlik de dahil herkes böyle düşünüyor artık. gençlikte bozulmuş veya yozlaşmış olarak gördüğün nedir?
- yani şöyle. x üniversitesinde tıp fakültesi son sınıf öğrencisiyim, üniversiteye girene kadar egede yaşıyordum (röportaj gereği bilmiyor gibi yapıp dinliyorum). Eteklerim dizi geçmezdi, erkeklerle pek iletişimim yoktu. Ama istanbula neredeyse ilk geldiğim günlerden itibaren burasının farklı olduğunu anladım. Yurtta kızların konuşmalarını hayretle dinliyordum. Seks, alkol, uyuşturucu, sabah tanımadığın insanla uyanmalar, yakın arkadaşlarla sevişmek gibi şeyler. Hatta şunu unutmam hiç, bir kız arkadaşım sarhoş olmadığı halde sarhoş numarası yaparak bir erkekle seviştiğini anlatmıştı. Ben bunlara çok uzaktım ve ayıplıyordum aslında, ama ne derler bilirsin bu şehir rakıyla yaşar, bu şehir cigarayı çeker.
yani?
- yani bir süre sonra ben de o muhabbetleri yapar olmuştum. Aslında önceden öğrendiklerimin ve alışık olduğum yaşamın beni bu durumda rahatsız ediyor olması gerekirdi. Ama etmiyordu. Cinsel birleşme hariç her türlü cinsel aktiviteyi denedim. düz ilişki olmak kaydıyla
düz ilişki derken?
- Heteroseksüel yani.
ohh, afiyet olsun. Peki bu ortam sana çekici mi geliyordu yoksa karşındaki tek seçenek bu muydu?
- tabi ki çekici geliyordu. Yoksa.. sonuçta tıp okuyordum yani.
nasıl yahu? Tıpla ne alakası var? Hemşire fantezisi?
- hahaha (gülüyor ve güldükçe daha seksi oluyor?). hayır, yani tıp okuyorum. Dersleri ile ilgilenen ve burada, benim istanbula gelmeden önceki hayatımı sürdüren arkadaş gruplarıyla da takılabilirdim. Ama kabul ediyorum, seks, dırags end rakın roll her zaman daha çekici gelmiştir bana.
bu ortamlardan biraz daha bahsedebilir misin? Mesela benim de evde bazen canım sıkılıyor, diyorum ki oh şöyle seksli meksli bir ortam olsa da kaynasam. Ama pek de bilgim yok bu konularda.
- ya şimdi. Yani dışarıdan bakıldığında birbirlerine çok sadık bir arkadaş grubu dururlar. Arkadaşlıkları gerçekten sağlam görünür ve siz de böyle arkadaşlıklar edinmek istersiniz. Fakat onlardan herhangi biriyle kısacık bir süreyi bile yalnızca konuşarak geçirsen, ne olduklarını hemen gösterirler.
sen bunu gördüğün halde o ortamdan neden uzaklaşmadın peki? Ya da o arkadaş çevresinden mi demeliyim?
- bunu şimdi şimdi daha net görebiliyorum. Sanırım ilk zamanlarda bir küçük yerden gelme sorunuydu. Kendimi kanıtlamaya, onların yaptıklarını benim de yapabileceğimi anlamalarına ihtiyacım vardı. Sürekli kendimi bir yarışta gibi görüyordum. Her an kendimi ispatlamalıydım.
mesela?
- mesela.. anı bekliyorsunuz sanırım..(bir miktar düşünür). mesela kötü bir finalden çıktığımız bir gün, yanımda iki tane çift vardı ve onlardan birinin evine gittik. Ben sevgilimden 4-5 gün önce ayrılmıştım. Aslında dost muhabbeti arıyordum. Ama iki çift sevgili benim de olduğum odada birbirlerini tatmin etmeye başladılar.
oha! (inisiyatifi kaybediyorum)
- vallaha. Daha devamı var. Onları öylece görmek canımı daha da sıktı.
ayrıntıya girmek istiyor deli gönlüm, giyinikler miydi?
- işe yarayan kısımlar değil.
vay babam. Sonra?
- kız arkadaşlarımdan biri canımın sıkıldığını fark etti ve sevgilisini benimle öpüşmesi için yanıma yolladı. Aslında şaşırdım.. ama işte. Sürü psikolojisi mi dersin, ne dersin, çocukla sevişmeye başladım. Kız arkadaşım yanımdan geçerken rahatına bak dedi ve içeri gitti. O zaman yaptığı bu hareket bana çok ince ve dostça bir hareket gibi gelmişti.
Ne diyeceğimi bilemiyorum. Yani aslında biliyorum da.. neyse. Peki bu işler açık seçik mi oluyordu? Yani olayların kanıksanmış gibi bir hali var. Böyle pek çok anın var mı?
- aslında tepki gösterenler de oluyordu tabi. Üniversitenin ikinci yılında kendi evim oldu. Gece hayatı ve alkolü ikinci ve üçüncü senemde oldukça yakından tanıdım. Arkadaşlarımızla toplandığımızda esrar da içiyorduk. Artık cinsel anlamda da flört evresi beni tatmin etmiyordu. Mesela on kişilik bir erkek arkadaş grubunun yedisi ile çıktım. Yedisiyle de öpüştüm, seviştim. Bunlar birbirlerini tanıyorlardı ve arkamdan konuşacaklarını da biliyordum, önemsemedim. iş cinsel birleşmeye geldiğinde hep durdum. Ama bu da gittikçe daha da zor olmaya başlıyordu. Üçüncü senenin sonuna doğru en yakın kız arkadaşımla kavga ettim. Sebebi bana o..... diye bağırmasıydı.
Ağır itham. Tepkin ne oldu?
- sessiz kalıyordum çünkü kendimi haklı görüyordum. Sonuçta ben o..... değil kaşarım.
ahahahaha (gülüyorum ama kaşlarını kaldırıyor. Demek ki ciddi.) ehm.. ikisi arasındaki belirgin farklar neler peki?
- her şeyden önce bekaretimi koruyorum; tamam her türlü cinsel ilişkiye girmiş olabilir ama hiçbirinden maddi kazanç sağlamadım. Erkeklerle bana bir şey almaları veya vermeleri için beraber olmadım. Bana bir şey ısmarladıklarında onları daha çok sevmedim. Bu önemli bence. Tek kuruş para dahi düşünmedim ilişkilerimde.
bundan sonra düşünür müsün?
- ahaha. Maaşın yetmez.
avans çekerim.
- cidden ben hala da yanlış anlaşıldığımı düşünüyorum. Sence de bu o.....luktan farklı değil mi? kaşarlık yani.
burada soruları ben sorarım. Ayrıca kaşarlarla o.....lar arasında taraf olmak istemiyorum. Bence asıl mevzu evlilik mevzusu. Böyle bir çevreden sonra ve henüz 23 yaşındayken nasıl karar verdin evlenmeye? Çünkü farkında değilim sanmayın, yaşıtlarım, arkadaşlarım etrafımdaki çağdaşlarım, takır tukur evleniyorlar. Evet, nedir? Beni delirtmeye ant mı içtiniz?
- hahaha. sanırım benim durumum biraz özel. Ben kendimi gittikçe kaybediyordum. Uyuşturucu, alkol, okulda devamsızlık. Bu nedenle üniversitedeki üçüncü yılımın sonlarına doğru ailemi yanıma çağırdım. Ailem gelince olacakları da biliyordum üstelik. Kendi evimde dilediğim gibi yaşarken, akşam sekizden önce evde olmak zorunda kalacaktım. Babam biraz tutucudur, kıyafetlerime de dikkat etmem gerekiyordu. Onlar istanbul’a varmadan mini eteklerimi falan toplayıp attım. Sakin yaşamıma geri döndüm kısmen.
bu kısmen biraz yersen gibi oldu ya neyse. Gargara yaptık diyelim. Evleneceğin insan da bunları biliyor mu?
- bilmiyor. Çoğunu bilmiyor.
işte şimdi s.çtın. alosu neydi arkadaşın?
- ahaha. Yani şöyle söyleyeyim. Çoğu erkek için kızın namusunun göstergesi bekarettir. Biliyorum bunu böyle söylediniz mi gene çoğu erkek karşı çıkar. ama bu böyle. Bu nedenle Ona, bekaretimi kaybetmemiş olmam yetiyor sanırım.
konuşma sıtaylından sezdiğim kadarıyla aranızda dağları delecek bir aşk yok gibi. belediye reisinin verdiği yetkiyi merak ettiğin için mi evleniyorsun?
- ne desem ki. Yani, bildiğim iki şey var. ilki, artık cinselliği doğru düzgün yaşamak istiyor oluşum, ikincisi ise içinde huzurlu olacağım bir ev. x (burada sevgilisinin adını söylüyor) iyi bir insan ve beni seviyor. Neden evlenmeyeyim ki?
ben de sıkça soruyorum bu soruyu kendime. Bunlar evlilik için gerekli olabilir, bilemem, lakin yeterli olmadığından eminim. Bu tercihte tek merak ettiğim nokta kalıyor o vakit; tek eşliliğe inanıyor musun?
- bunun cevabı aramızda kalsın
tabi tabi..
- evlilik cüzdanı, pek çok yasak getiriyor aslında ama bence getirdiği özgürlükler çok daha fazla.
bu amerikanın demokrasi getirmesine benziyor sanki. Evlendikten sonra çok eşli de olabilirsin yani? Öyle mi?
- ne olur bilmiyorum. Belki hayatımın geri kalanını tek eşli geçireceğim, belki de hiç bir zamanında tek eşli olmadan öleceğim. Ama nasıl gelirse öyle. Şöyle olacağım böyle olacağım demek istemiyorum. Sevişmek istersem sevişirim.
numaranı telefonumdan silmiyorum o zaman.
- ahaha. iyi ki seninle evlenmiyorum.
şu röportajın başından beri katıldığım ilk cümlen. iyi ki diyor ve mutluluklar diliyorum.
-----
aciip bir doğumgününde, aylar sonra yeniden gördüğüm bir arkadaşım bana evleneceğini söyledi. ilk tepkim "hass.." oldu. zira kendisini yukarıda da bahsettiği civelek dönemlerde tanımıştım. "insan nasıl evlenecek ruh haline gelir?" başlıklı çalışmam için envanter topluyordum, röportajı da bunun için yapmıştım. ama yukarı şöyle bir bakıyorum da, asıl sorun evlilik değilmiş.. oh no.
yine de sever sayarım kendisini ve daimi mutluluklar dilerim. adı Pelin değildir, x diye bir üniversite yoktur; ha keza x diye sevgili de olmaz. bunlara kafanızı takmayın. zira kendisi yakınınızda olabilir. aman diyeyim.
bu belirtilerden;
Güçlü duygular yaşamazlar
Arkadaşlık ilişkisi kurmayı istemez yada zevk almaz
insanlarla iletişim gerektiren bütün sosyal aktivitelerden kaçar
Başka insanlara yabancılaşma yada duygusal olarak soğukluk
Hiç bir arkadaşı yoktur
Övgü yada eleştiriye karşı hiç tepki vermez
Soğuk ve umursamaz davranır
Duygularında hemen hemen hiç değişim olmaz
bir yada bir kaçına sahipseniz en yakın psikologla iyi görüşmeler denmesi gereken durum.*
Türk kahvesinin çeşitli tonları durumu.
düşünün eve görücüler gelmiş
-kahvenizi nasıl alırdınız?
sade orta şekerli damla sakızlı çikolatalı vs. vs. gibi durumlara yol açması olasıdır.
(bkz: çikolatalı türk kahvesi)
üstüne 93 sayfa bir sürü entry girilmiş 72 cihan farklı dünyalarda farklı topraklarda hep birşey demeye çalışmış ama farkeden birşey olmamış insanın başına gelen bir ruh hastalığı olurlar kendileri inanmıyorsan dene .
bu millete böylesi gibi bir durum olmuş.osman abimiz halkın nabzını tutan derin devlet gösterimi yaparken bu şekil dönmesi acaba diziyi nerden derinleştirecek diye düşündürmüyor değil.
çekilenlerin ardından
kopan fırtınlardan
bir ülkeyi aileyi
sevdiğini sevildiğini
yırtarak yürekelri giden insan
sen nerden bileceksin
hala dinliyoruz seni...
ilk yazarlık deneyimlerimizin başladığı yerdir.zamanla çok şey değişmektedir ama her sözlük gibi bir çok şey kazandığımız yerdir.her sözlük yazarlarıyla var olur ve sözlük iyi birşeydir.
enginlere sığmaz taşar.kendi içinde yaşar.kendi kendine konuşur.bildiğini gösterir.sonuca gelince dönüp arkasını gider ben ne yapayım oturupta kimseye birşey anlatamazsan seni.
ben şarkımı söylerken, babam oğlum,buradan göçerken, herkes bilsin istedim.
gözlerimin etrafındaki çizgiler, göz yaşlarımın tadı aynı, korkarak yaşıyorsan, her şey insanlar için.
yağmurlar, yorgun, nereye kadar, firtina, ben şarkımı söylerken, vazgeçtim dünyadan.
şarkı isimleri bile düzgün cümleler oluşturacak kelimeleri uzaydan gelen hatun.
sakat olanların da zorla götürülmesi durumuna yol açar.sonra sporcular sıfır çeker.alır hoca olarak havluyu atarsın arkanı döner gidersin.küçük bir ayrıntı 4 sene önce bütün madalyaları toplayanda aynı kişiydi.
not:
-dohtor bey sporcular ne alemde
-sakatlıkarı düzelmedi gidemezler
-sen bi kaç ağrı kesici ver gidelim biz
-ama ama ama olmaz
-olur olur onlar Türk yaparlar.