hayatımızda bu tür insalarla karşılaşma oranımız çok yüksektir ve büyük ihtimalle karşı, yan, alt, üst komşudur...şekerim bitti, kahve bitti, tüpüm bitti sizin tüpü kullanabilir miyim, sigara aldıracak kimse kalmadı sigaran var mı?
“Al karısı”,’al basması’ halk arasında, çocuğu boğarak öldüren bir canlı olarak kabul edilir. “Al
karısı” hane halkına, onların tanıdığı birinin tasvirine girerek görünür. işte bunlar; sinek, kedi, köpek biçiminde evin içine girip, daha sonra da kırkı çıkmamış çocuğu boğar.(N.BAY)
“Al karısı”ndan korumak için, beşiğin yanına erkek ceketi asılarak, onu koruyacağına
inanılır. Kırkı çıkana kadar, oda aydınlık olur. Ayrıca çocuğun yanına Kur’ an-ı Kerim, iğne, süpürge ya da koynuna ekmek koyma adeti de vardır.(Z.BAY)
Bu ve buna benzer tehlikelere karşı loğusa ve çocuk 40 gün boyunca yalnız bırakılmaz ve gece geç
saatte yanında birileri olur. Genelde bir erkek yanında kalır. Bütün bu önlemlerin
yanında, hoca tarafından yazılmış yatağın başına ”muska” ya da Kuran-ıKerim iliştirilir. Al basmasına uğrayan çocuğa halk arasında “ecürük”(zayıf,çelimsiz) denir. Ecürük olan çocuk ,sakin durmayıp tedirgin olur, sürekli ağlar.(A.BAY)
Bütün alınan bu tedbirlere rağmen, al basan loğusa ve çocuk, bu etkiden korunmak
için evliya ocaklarına götürülür ve hocalara götürülerek okutulur
korkak yazardır.
eleştirilmekten korkan yazardır.
nicinin tıklanıp yorum yapılacak diye endişe duyan yazardır.
ee sonuç olarak gereksiz görür düşüncelerini.
neden hep lise kızları konuşulur, birde liseli erkekler vardır, yeni yetme olular, genelde sivilcelidir yüzleri, çok çabuk sinirlenirler, eee ne de olsa artık kocaman adam olmuşlardır.
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme
Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme
Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme
Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme
Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme…
Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mahvediyorsun etme
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
isyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme!!
bu başlıgı atarken tek düşündügüm,elini suya sabuna vurmadan, herşeyin güzel olması gerektigine inanan aciz insanın bir anda çekip gitmesi ve sende öylece arkasından kısık bir sesle hoşcakal demesi gözümde canlandı.
neden hayatımız boyunca birine ihtiyaç duyarız, bu soruyu hemen hemen birçok kişi kendine sorar sanırım yaradılışımızdan kaynaklanıyor, ama aşk denilen illet var yaa o gelsin bizi uslandırsın istiyoruz.
bu olay bir çok kişiye çok saçma gelebilir,ilerde birçok problem de yaratabilir, ama tek gecelik bir ilişki sonrasında dogan çocuktan da daha iyidir, yada yaş kemale ermiştir evlenilememiştir ve bir çocugun sorumlulugunu alabilecek konumdaki insanların tercihi.
son günlerde işi gücü bırakıp, acaba kim ne yazım yanlışı yapmaıi kime mesaj atsam diye düşünen yazarlar, birde bilmemek değilde ögrenmemek ayıp çalışıyoruz işte ögrenicez...
bir şeylerden yoruldugunu hissetmek, allahım bu yüz benim mi aaa sanki şuramda bir kırışıklık oluşmuş,ama eskiye nazaran hayatı, kendini daha iyi anlayan kişidir.