dile kolay koskoca 30 sene boyunca hayatını boş yere geçirmiş adamdır.
bu türler sosyal hayattan ve araştırma yapmaktan uzak tiplerdir. genelde evde takılırlar hiç bir yer, mekan, semt bilmezler. sorulan hiçbir soruyu cevaplayamazlar çünkü araştırma yapmaktan acizdirler. hele ki istanbul\'da oturup da hiç bir yer bilmemeleri karşısında kendilerine sadece acıyan gözlerle bakabilirsiniz. hayata dair herhangi bir beklentisi de yoktur. ezik deyip geçmek gerek.
--spoiler--
ilk olarak 14 yaşında elite look 1999'da türkiye güzeli seçilen yeliz mete, best model of turkey'de de oldukça dikkat çekti. 18 jüri üyesinin bulunduğu yarışmada yeliz mete, jüriden tam not aldı ve 1988 yılından beri düzenlenen yarışma tarihinde ikinci defa bütün jüri üyelerinin oyunu alarak birinci olan kadın yarışmacı oldu.
[null ]
1996 yılında best model seçilen güzide duran da oy birliğiyle seçilmişti. aradan geçen 14 yıl içinde hiçbir yarışmacı aynı başarıyı gösterememişti
--spoiler--
her ne kadar tipsiz olsalar da garip bir çekiciliğe sahiptir bu kişiler. iri, kaslı vücutlarından mıdır yoksa ıslak saçları ve vücutlarıyla sahada artist artist salınmalarından mıdır bilinmez. farklı bir duruşları vardır her zaman. şu ilyasovanın bile bir gideri var yani o derece.**
aradaki dengesizliği görebiliyor musunuz? erkek istediğiyle yatıp kalkar. çünkü o erkektir. erkeğin sevgilisi olur, aileleri gururla söylerler ama kızlarının olduğu zaman öldürmeye kalkarlar. doğduğunda bebeği çırılçıplak soyup gezdirirler, yiğidin malı meydandadır derler ama kızları etek giyince kıyamet kopar. erkek aldatır çapkın olur, kadın aldatır kaşar olur. kadın yatmazsa tutucu olur, yatarsa kaşar olur. açık giyinir yine kaşar olur, sevgilisi olur ayıp olur. bakire olur geri kafalı olur, olmaz patlak olur, kaşar olur.
nasıl bir toplum yapısıdır bu? nasıl bir dengesizliktir, tutarsızlıktır?
sahsen bana çok ilginç geliyor bu konular.
başlık parasına satılanlar yine kızlar. erkek çocuğu doğuramayınca zulüm gören yine kadınlar ki burda ki sorun sadece erkektedir.
hayır, feminist falan değilim. ama bu salakların ne yapmaya çalıştıklarını cidden anlayamıyorum.
rengini belli ediceksin ve ona göre davranıcaksın. ne yani sevgilisiyle yattı diye kaşar mı oldu bu kız? erkek ne oldu o zaman? bir zar ki tutturulmuş gidiyor. yok hazine yok namus yok bilmem ne. ulan siz onun amacını anlayamamışsanız yaşamayın be. tanrı kadına güvenseydi zar koymazmışmış. yazık... sadece yazık diyebiliyorum bunlara.
günde kaç entry giriliyor ve çoğu bunlarla ilgili. kızların kaşarlığı, kızların bakireliği, kızların zarı, kızların kokusu, pisliği. siktir lan kokuşmuş önce sen kendine bakıcaksın da konuşucaksın.
bu kadar ünlü olmadan önce son derece normal bir insan gibi görünen megan fox, kazandığı şöhretle birlikte hayranı olduğu angelina jolieye benzemek adına çeşitli estetik ameliyatları geçirdi. evet, bu durum erkeklerin pek hoşuna gitmesede muhteşem megan fox tam manasıyla estetik harikası.
ilk olarak olmayan göğüslerini yaptırdı.
sonra kemerli ve hafif büyük olan burnunu,
kaşlarını kaldırdı,
dudaklarını bir çok kez büyüttü,
cildini defalarca kez gerdirdi,
elmacık kemiklerini belirginleştirdi.
kadınların, belli bir yaştan sonra saçlarını kapatması ve vücut hatlarını belli etmeyecek kapalılıkta giyinilmesi gerektiği söyleniyor dinimizce. tamam eyvallah. peki ya, kendi saçını saklayıp başkasının saçından yapılan peruğu takmak nasıl bir mantıktır allah aşkına? madem ki burada ki amaç saçı saklayıp karşı cinsin ilgisini vs. * çekmemek, o zaman peruğu takma arkadaş. din öğretmenleri yapıyor bunları. sen peruk takacağına saçını açta en azından alay konusu olma.
evet, doğruya doğru. türk kızlarına oranla rus kızları güzeldir. fakat hepsine potansiyel bir verici (!) olarak bakmak ne kadar doğru tartışılır. karşısındakinin rus olduğunu duyan erkeklerin bakışları bile değişiyor. tanışmadığınız birinin bile rus olduğunuzu öğrenince kıçınızın dibinden ayrılmadığını görünce türk erkeklerinin rus kızlara ne tür bir anlam yüklediğini anlayabiliyorsunuz. hele ki kızlar sanki size düşmanmışsınız gibi davranıyorlar. bir rekabet içindeler sanki. anlam veremediğiniz dedikodular çıkartılır arkanızdan. neden? çünkü siz russunuz. çünkü siz küçük orospularsınız. saf ve temiz bakire türk kızları yoldan çıkmış ruslarla neden görüşsünler ki? abartılmış bir ayrım görülüyor arada fakat her iki ırkta insandır. nedir bu ön yargı anlamış değilim.
misafirlerden nefret bir şey olabilir mi? peşlerinden koşmalar, çay mı, kahve mi, bok mu sidik mi diye sormalar. bir de çok kişilerse çekirge sürüsü gibi gelip sömürürler şerefsizim. biri bitirirken önündekini öbürü yeni başlar ve bir türlü oturamazsınız. birde bunun üzerine evdeki tek büyük sizseniz vay halinize.. çay ver, şeker ver, çayım bitti, bu demli olmuş ama hadi neyse, kola yok muydu ya, schweppes yoksa hiç içmiyim ben tarzındaki laf sokmalar da cabası. kıtlıktan çıkmışcasına sömürürler bir de bazıları. çay koyiyim dersiniz "amaaaaaaannn yok canııım biz almayalım yeni içtikkk" derler ama bir bakarsınız iki demlik çay bitmiştir. hani toktunuz? noldu?
sırf konuşmak olsun diye konuşulur zaten çoğu konuda. yok halı fiyatları, yok bilgisayar oyunları, yok çocuğun öss si kgs si, yok anasının.. neyse.
tamam, biliyorum. kültürümüzde misafir ağırlamanın yeri ve önemini ama napayım? sevmiyorum işte. birisi geldiğinde odama kapanmayı ya da kendimi evden dışarı atmayı tercih ediyorum. sonra da arkandan dedikodunu yaparlar yok bu kız depresyonda mı, yoksa siyah giymiş siyah oje sürmüş* satanist midir* diye. şimdi de aşık mı lafı çıktı anasını satıym. dedikodunun ardı arkası gelmez çoğu zaman. zaman da akıp geçmez. akreple yelkovan mıhlanıp kalır resmen yerinde. sizin uykunuz gelir ama onların ki gelmez. ah tabii, neden gelsin ki? 2 demlik çayı kim içti?
ayaklarım ağrıyor sözlük. yemin ediyorum sağ ayağımın ağrısından yerimde duramıyorum. hiçte becerikli değilimdir üstelik. babama yemek yapayım dedim adam yutkunamadı resmen*. mutfak desen savaş alanına döndü. bir de misafir derdi.. aman yarebbi. hayatım da kaç kez misafir ağırlamışımdır ki şunun şurasında?
çevremizde de görürüz. kadının göğüsleri tamamen ortadadır fakat ucunu ya bantlamıştır ya da bir şekilde gizlemiştir. çok merak ederim göğüsün her bir tarafı görünürken özellikle ucunun saklanmasının nedeni nedir? sansür yapılırken de sadece uçları sansürlenir. ne yani sadece ucu mu görünürse ayıp olur?
sokakta öyle mahzun mahzun dolaşan fenerlinin durumudur. bir de kutlama yaparaktan kendilerini rezil etmişlerdir. yazıktır. utansınlardır ve o üstlerindeki cisimi hemen kendilerinden uzaklaştırsınlardır. bir de asiliz diye ortada dolaşır böyleleri.
vardır tabii böyleleri. doğuştandır napsınlardır. lise ye falan geldiklerinde de hala bu şekildelerse cidden kötü görünürler. insan bi alır şunları dimi ama? kimisinin annesi izin vermez kimisi de ilgilenmez. hele de benim bir arkadaşım vardı annesi bir kereliğine izin vemişti almasına *** sonra da çıkmaya başlayınca abuk bir görüntü oluşturuyordu.* "şunları bi al be" diyesi geliyor insanın ama ne çare.
müjde! müjde ey ahali!
beren saatin artık göğüsleri var. * evet eskiden yok muydu, vardı fakat belli olmuyorlardı. o da sadece belli etti o kadar. yokken neler yapıyordu varken neler yapar kim bilir? reklam filminde göğsünü gere gere oynadı. 'evet ben göğüslerimi yaptırdım' der gibi. adnana yaradı ne diyelim. hayırlı olsun.*
malumunuz adam yaşlı. öldü ölecek. peki ya bizim sorunlarımızla kim ilgilenecek? gelecek nesil ne yapacak? mazaallah adam iş başındayken kalp krizinden giderse.. büyük acı.
adamlar resmen birebir telefon yapıyorlar yahu. ilk görüşte anlamak pek hatta hiç mümkün olmuyor fakat menüye bakıldığında anlaşılıyor. en basitinden kamerası vga falan oluyor. tabii birde fiyatı var... aman siz siz olun sakın kazık yemeyin. güvenmediğiniz yerlerden elektronik eşya almayın.
saçları kıvırcık hatta başka bir deyişle bonus kafa olan erkektir. çok tatlı görünürler. her ne kadar ağzı burnu kayık olsa bile asla tipsiz olamazlar. çoğu kızın kıvırcık saçlı erkeklere karşı zaafı olduğu bir gerçektir.
(bkz: yemede yanında yat)