çoktur. anlat anlat bitmezdir. bunu, yazdığı köşe yazısında somali'de yaşananlar üzerinden farkında olmadan anlatıvermiştir. ama bu yardımseverlik evdeki yardımcıları, şirin mi şirin, güzel mi güzel, mükemmel mi harika zehra'yı, zehra'nın pek datlu arkadaşlarını bile yıldırmış yardımseverliktir. fakat yardımcıların ve zehra'nın bu işi abartı bulmasından, avşar kızımızın zekasına gölge düşürmesinden dolayı artık kaka olmuş bir yardımseverliktir. derhal bırakılmalı.
The Friends with Benefits filminden sonra aralarında çıkan aşk dedikodularına 2011 mtv sinema ödülleri'nde robert pattinson'a en iyi erkek oyuncu ödülünü vermeden önce basın açıklaması yapıp "öyle bi' şey yok yea!" diyen sevgili justin bunu hepimizin gözleri önüne de serdi.
ödülü mila kunis ile birlikte verecek olan justin abimiz "yok öyle bi' şey. biz kardeş gibiyiz. o yüzden bakın, mıncıklayabiliyorum." diyerek mila ablamıza şaka yaptı.
facebook'a girer, bir dolanırsınız. maksat ders çalışmamak için yapılan anlamsız hareketler deryasında yüzmektir. evlilik meraklısı kız arkadaşlarınızdan birinin gelinlik giymiş bir kızın fotoğrafını paylaştığını görürsünüz. yorumlarda burcucum çok güzel çıkmışsını görmek için hemen tıklarsınız. işte tüm düğüm o tıkla çözülür.
bu resim bir paylaşım değildir. bu gelinlikli kız resmi arkadaşınızın arkadaşı tarafından eklenmiş ve arkadaşınız etiketlenmiştir. resmi ekleyen hatun kişisi yakın tarihte evlenecektir ve gelinlik seçimiyle boğuşmaktadır. bu boğuşumu tek başına yüklenmek istemez ve gelinlikçide giydiği her bir gelinliğin tek tek fotoğrafını çekerek "denediklerimsss hihihi =))" şeklinde bir albümde toplamıştır. bu arada albüm adının tamamen copy-paste yöntemiyle bu satırlara aktarıldığını da belirtmek isterim sevgili okurlar. bu albümdeki resimlerde etiketlenen hatun kişiler de "straplessss <3", "bunun tarlatanı çok şişik, olmass!!bir1", "kırmızı kuşak çok gelenekselce bence" gibi yorumlarla arkadaşlarına desteklerini vermekte, seçiminde yardımcı olmaktadırlar. ve elbette ki tüm bu yorumlar da birer copy-pastedirler.
şimdi size sorarım ey yazarlar. hangimiz bir günden bir güne birbirimizin tarlatanının şişik olduğunu söyleyebiliyoruz, hangimiz gelenekselce şeyleri yıkıp, karanlığa ışık olabiliyoruz. yazık bize. bunları başarabildiğimiz gün, işte o gün bizim zaferimiz olacaktır.
can bonomo'nun meczup albümünün giriş parçası. hiper eğlenceli bir şarkıdır, dinlerken el, kol, göt, baş ayrı oynar*. sözlerini de yazayım tam olsun.
haydi
yalan oldular ama yalanlar söylediler
ama sen beni sev bi'
bak yine bulduğunda kaçarım ben
kimlere kandın
alem yine batmış bak çıkarım ben
diner mi sandın
ama sen kendini zorlama böyle
kala kala kimlere kaldın
hayat sana zormuş çok zormuş yandın
aşık mı oldun
ama korkma geçiyor
yaranı sarma
ziyan
beni ne sandın
bak dünya dönüyor
sevdim de yandım
dünya yalan
bana bir saz verin
çalarım atarım tutarım keyfimden
bana bir yaz verin ısınır içim güneşinden
bana bir naz yapan olur ah ölürüm ben aşkımdan
bana bir caz yapan olur ah kızarım alev gibi ben
ama kendini bul bi'
şeytana kandıysan söyle
kala kala kimlere kaldın
mutluysan üzgün bakma öyle
geçer mi sandın
bana alem durmuş mu söyle
yalan mı sandın
delikanlı severse sever böyle
bel gamzesi kadar tanınmasa da en seksi gamzelerde birinciliği zorlayan gamzedir. ortaya çıkması için sırıtmak, kolu havaya kaldırmak ya da spagat açmak gibi hareketlere gerek olmaksızın her daim capcanlı durur oracıkta.
sıradan bir günde bir başınıza amaçsızca dolaşıyorsunuzdur. arkanızdan kıkırdayarak gelen iki kız aniden 'pardon!' diyerek sizi durdurur ve parfümüzün çok güzel olduğunu, markasını öğrenmek istediklerini söylerler. gülümseyerek tabi ki yalan söylersiniz. ne yani? madem o kadar güzel, sizin teninizden kaynaklanıyordur. kızlar teşekkür ettikten sonra yola devam edersiniz. lakin artık o silik yürüyüşten eser kalmamıştır. kibirli kibirli yürürken, yolun kenarındaki mağazaların camlarından poponuzun ne kadar yükseldiğini görünce 'noluyor lan bana?!' deyip toparlanırsınız.
normal öğrencilerin fuar alanında gezip tozduğu, ineklerinse kitap, dergi, mecmua, ne bulurlarsa stokladıkları eylem.
bir de beleşçiler vardır. üniversite 1. sınıfta, bir yayınevinin ücretsiz dağıttığı kpss kitabından alırlar. neymiş, 4'e hazırlık olsunmuş. hem yalancı hem cimri.
edit: sevgili sözlükdaşlar;
ben biliyorum, yeminle biliyorum. evet, tüm tanrıçalar kadındır. zaten bu başlığın tarafımdan sözlüğe taşınma sebebi de budur. hatta inanmayacaksınız ama kafası güzel dememin sebebi de sadece buydu. umarım "cümlede yanlışlık var, doğrusu hede hödö olmalıdır." şeklinde ayar veren/vermeye çalışan sözlükdaşlara yardımcı olabilmişimdir. esen kalın.
* Bana Nazlıcan'dan önce 50 kız getirdiler, onları beğenmedim.
* 25'lik erkek gibiyim. Eskisinden yüzde 100 iyiyim, bu bana Allah'ın bir ikramıdır.
* Bu ülkede benim gibi 5 erkek daha vardır ya yoktur.
* Testosteronumu ölçtürmedim ama galiba hormonlarım fazla.
* 60 yaşından sonra sekse daha fazla kafayı taktım galiba.
* ikinci eşim Özlem'den sonra bu işe ağırlık verdim. Ben kadın olsam beni seçerdim.
* Ayrıca son günlerde el konan ve satışa çıkarılan malları ile ilgili neler düşünüyor.
bunları söylediğine göre kendisi yüksek ihtimal bir karpuzla evlenmiştir. zira bizim bildiğimiz karpuz seçilir, kız değil.
bir kaç gündür gördüğümüz "avea'lı aslı ve avea'sız emre'nin telefonları karışır bakalım sonrasında neler olur?" replikli bir reklam filmi. bu sözden devamının geleceğini anladığımız reklamda ozan güven'in eski haline döndüğünü görmüş olduk. *
gözleri bozulacak olan ama asla alzheimer olmayacak insandır.
ayrıca annem de böyledir. deli gibi sudoku çözer. bir şey söylemeye kalkınca da "alzheimera iyi geliyor sen de çöz." diyerek en zorundan bir tanesini burnunuza sokar.