“Kim ne derse desin, mutlu insanın en mutlu anı, uykuya daldığı andır ve mutsuz bir insanın en mutsuz anı, uykudan uyandığı andır. insan hayatı, bir tür hata olmalı.”
Schopenhauer
ah güzel kardeşim, arkadaşım. seni kaybettiğimden beri aklıma her geldiğinde bir hüzün alır beni. en büyük cahilliğim seni kaybetmekti belki de, çocukluk işte. keşke bir hatam olsaydı da onu düzeltmek için çaba sarf edebilseydim. ama çocukluktu benimki işte, geçmişe dönüp de bir çocuğun çocukluğunu değiştirmek de pek olur iş değil. ne yapalım artık seni aklımızda taşıyacağız bazı günler. o kadar da hatrın var merak etme. benim sende olmayabilir, ona da kızmam gücenmem.
hep sağlıcakla kal, iyi kalpli annenin ellerinden öper, iyi kalpli ablanı da sevgiyle selamlarım. hoşçakal.
lan bugün düşündüm bunu ben, meyve veren ağacın taşlanmasını imgelerle anlatmayı hayal ettim bir tuval üstünde.
sembolizmin dibine vurup mitolojiyle harmanlasam ne güzel olurdu diye de düşündüm.
rüyada bir kırılma anı vardır, gerçek hayatta asla elde edemeyeceğiniz şey tam olmak üzereyken gerçeklik algınız birden açılır ve bunun reel hayatta asla olamayacağını söyler ve rüyada olduğunuzu fark edersiniz.
o çok istediğiniz şey önünüzdedir, gercek gibi gözükür ama gerçek değildir.
işte kimilerine göre hayal kırıklığı istediğine ulaşamamaktır, bana göreyse ulaştığında bile gerçek olduğuna inanamamak.
iş yoğunluğundan dolayı nadir giriyorum sözlüğe. böyle göz gezdirip çıkıyorum hemen. arada sıkılganlık ve duvarların üzerime gelme kombinasyonundan kurtulmak için kendime yeni badiler edindim burada. problem şu ki bu birkaç kişinin bundan haberi yok. platonik badiyiz biz yani. canım sıkılınca bunlara kendini komik sanan enişte kıvamında mesajlar atıp içlerinden hasbinallah çekişlerini sapıkça bir keyifle hayal ediyorum.
hakkında bu kadar az yazılmış olması beni üzen müzisyen.
bir tarafı hırvat, diğer tarafı sırp olan ve saray bosna'da doğarak yugoslav sentezini en iyi temsil eden simalardan birisidir.
balkan ezgilerini dünyayla buluşturmuş renkli birisidir kendisi. doğu avrupa kökenli bir film izlediğinizde yerel ezgileri çok beğenirseniz yüksek ihtimal goran bregovic imzalıdır o eserler. emir kusturica filmlerindeki birçok müziği yaparak ölümsüz eserlere imza atmıştır ve birlikte bff olmuşlardır gözümde.
dün akşamki harbiye konserinde yıllardır süren hayranlığımı canlı diyerek taçlandırdığım şahsiyettir ayrıca. artık ayrılsak da beraberiz.
lise sıralarından sıyrıldığım yıllara tekabül eder.
kendimi başkalarıyla kıyaslamak yerine, dünümle bugünümü karşılaştırdığım andır benim için.
sonrası huzur, sonrası boş vermişlik.
--spoiler--
esas kızımızın, mektupta, kendini para için sattığını söylediği kısımda inanılmaz bir sinirle allah senin belanı versin diye kitabı fırlatmıştım. sonra durup düşündüm ve ablamızın zerre kadar suçlu olmadığını fark ettim.
o zaman "r" bey amca suçlu olmalıydı, öyle ya kızı buna mahkum etmişti. tekrar düşününce r'nin de etrafta olup bitenlerden en fazla bir bebek kadar haberdar olduğuna kanaat getirdim.
ortada bir öfke yumağı ile baş başa kalmıştım ama buna sebep olanı bir türlü bulamıyordum.
sonra farkına vardım, suçlu olan insanlar değil hayatın kendisiydi.
--spoiler--
“Zira her türlü aşkın kökü, ne kadar ulvi görünürse görünsün, cinsel güdüdür; evet, aslında aşk dediğimiz şey, sadece inceden inceye tespit edilmiş, özelleşmiş, hatta kelimenin en dar anlamında bireyselleşmiş bir cinsel güdüdür.”
sitenin içinde bir kedi 1 saattir miyavlıyor, 120 daireden kimse inip ne derdi var diye bakmadı. hiç mi ayakta olan yok be insafsızlar, kimseyi mi rahatsız etmiyor acı acı miyavlaması anlamıyorum.
evde aradım taradım yiyebileceği hiçbir şey bulamadım, açık market falan da yok ki gidip yiyecek bir şey alalım garibana.
en kötü tutup kolundan çöplüğe götürecem rızkımızı ordan çıkartalım diye ama hayvanlara da dokunamıyorum.
ne olacak şimdi bu iş, gece gece dert sahibi olduk.
çaresizliğinin ve yalnızlığının bir bataklığa dönüştüğünü fark eden, çabaladıkça daha kolay batacağının farkında olan bireydir.
olduğu durumu sahiplenip, ilahi bir el onu ordan kurtarmadığı sürece nafile çırpınışlarda bulunmaz.