Durumun vehametini açıklayan cümle. Çocuğun sağken size yazdığı ben yokken'li mektup bir hayat öpücüğü olabilir zira ben de 50cc'lik bir mektup var ve de diriltiyor. Hiçbiri yoksa; kısır da değilsen o yeni çocuğu getirecek leyleği bekle. (bkz: Ölenle ölünmüyor)
Vardır evet. ilki asosyallik çünkü o dünyaya daldıkça gerçek dünya sıkıcı gelmeye başlar bu yüzden arkadaşlarınıza ailenize ayırdığınız vakit azalır . ikincisi her şeyi kafanızda kurgulamaya başlarsınız hastalık haline gelir. Üçüncüsü ki en önemlisi gerçek ve kurguyu ayrımsayamamaya başlamak; bütün dünyayı oğuz atay gibi asil , sabahattin ali gibi lirik orhan kemal gibi vicdanlı sanar olursunuz. Sonra aşık olduğunuz insan wc'ye giriş yaparken da-daaan diye bir farkına varma hali. Böyle insanın beynine beynine çarpan bir soğukluk. Çünkü o kişinin kafanızda kurguladığınız haline vurulmuşsunuzdur.Kurgu karakteri s*çmaz çünkü duygusal nutuklar atar kederlenir. Henüz wc`ye giden bir kitap karakteri görmedim ben.
Hani ölü ozanlar derneğinde bir edebiyat öğretmeni vardır ; 1998 yapımı Glory diye bir film vardır, orda matthew broderick'in oynadığı feci havalı karakter vardır, hepsi vardır da bu ikilinin birinin ruhunun birinin görüntüsünün harmanlandığı bir insan yoktur.
(bkz: çok mu şey istiyorum.)
Deli Gibi Uykum Var Nermin - alper Gencer
deli gibi uykum var Nermin gözlerimi yumsam mayınlar patlayacak çobanlarımda kuzular geceye kırık bir kaval gibi dizilecekler elimden hiçbir şey gelmiyor inan dünyasız kaldıkça böyle aklıma seni düşürüyorum karnıma bir tank giriyor gibi seni düşünüyorum alnımda harp kaşlarıma basa basa yürürken çehreme çalınmış hilal kalbimden küllerle fışkıracak neredeyse dönüp baksan ölümün elimden olacak bir terazi bozacak eski bir teraziyi morga mor çalacak pıhtılaşan kan terlemeyen bir at patlayacak koşarken dönüp baksan Şeddad’ı indirecek kıyamet! tül rüzgarla değil artık güneş bile battı savrulan balyoz içinden geçiyor buharın tutan el yarıyor suyu kan zerk aleminde seninle dolanırken kuyumu kıyıldı nikah ölsem de durur nişanı ben bir tek damarımı bilirim onun da adı Şah! deli gibi uykum var Nermin şuramda sen gecenin üçünde çevirmeme girmişsin o dakka telsizime ela gözlü türküler çalmışlar ve devletin dinlenmeden dinleyen dinlileri dillerimi işkenceye sağmışlar anlatamıyorum Nermin bu dudak öpemez deyince bana inanmıyorlar kimin içine değebilmiş bir dudak? mühür verilmiş ateşe ve erimemişse mühür bülbül ne için ölsün ki güle? o çekiç gözlü, bahçıvan mı sanıyormuş kendini? bizi elindeki çivilerle mi döndürecekmiş çöle? deli gibi uykum var Nermin elimden hiçbir şey gelmiyor inan ben her gün bir emevi asıyorum içimde azalmıyorlar Nermin omzumda bir gülünç ağrısı nereye gitsem varır varmaz arıyorum seni kendime yapacak bir şeyim yok çok sağanak yağdın zarlarıma beni içime kadar ıslattın Nermin zührevi bir felçsin arlarıma şuramda sen şuramda… son sürat kan kaybediyorken devrilen bir ambülansın içinde kadar şuramda… açıp gösteremiyorum Nermin yasal tedbir koymuşlar gözyaşlarıma deli gibi uykum var Nermin bir mengene ile şakaklarımı yeniden sipariş ettim kendime urlarımı cellâdıma bahşiş bıraktım zaten nereye uzansam ölüm içime bir gardiyan kaçmış gibi ben koğuşlarımdan sana daraltılmışım ipin koptuğu yerden boşanan bir çığlığınsın iki el sıksan havaya iki kuş düşer verir kalbini ama beni bir bahane bulup da… kurbağaları tartmaktan dönen bir yılgınlığınsın deli gibi uykum var Nermin gözlerimi tankerler boşaltıyor gözlerini gözlerimden al beraber bir şeylere bakalım elimden hiçbir şey gelmiyor inan elimi çabuk tutman lazım ben ki böbreklerimle hayata bağışlanmışım anlamak istemediğim bir şey var gülüşünde istimlak edilmiş gövden ne kadar da kanlı duruyor sermayenin dişinde böyle ru be ru böyle eli belinde müteyakkız sittin sene geçse anlaşamayız beraber bir şeylere bakalım Nermin bakmayalım hiç birbirimize deli gibi uykum var Nermin gövdemi söküyor şafak ipliğim çözüldükçe içimde ağırlaşan bir ittifak cebimde Marx boynumda dükkan kapatan esnaf dünya elindeki aynayla açı kuruyor omuzlarımın ortasına uyumuyorum Nermin kustuğum kükürt soluduğum azotla akraba birbirini bulan iki açık pencere gibi cereyan yapıyoruz seninle hayata artık kabullendim: beni karşılamıyorsun burada! ben senin uyuduğun yerlerde geziyorum sen benim sürülerimi sürüyorsun bozkırlarına deli gibi uykum var Nermin elimden hiçbir şey gelmiyor inan ben nasıl uyurum sen uyanmazsan Allah biliyor hiçbir şeyim yok sevilecek şeyler ağaçların arasından geçip gidiyor seni sevmek de öyle orman! yanınca bitiyor her şey yanınca bitiyor kalanlarla avunmuyorum Nermin sen yoksun her nasıl olmayacaksan bu imtihan bu debi o terli atın külündense bu kalp çok sevinirim ya Rabbi beni her yerimden kapatırsan
Flamingoların halk ağzındaki karşılığının allı turna olduğu öğrenildikten sonra feriştahı (Abdal) gelse aynı hüzünle dinlenemeyecek şarkı.
(bkz: ignorance is bliss)
Başkalarının dayattığı kitabi okuma! Gerekirse saçma sapan bestseller'la başla kitap okumak deneyim ister. Okuya okuya geliştirirsin kendini. 8. Sınıfta sefilleri anlayabilmemizi bekleyen zihniyeti boşver. El yordamıyla Ses ve öfkeye ulaşacaksın. Kitapların dilini çözdüğünde zaten bağımlısı olcaksın. Sıkıysa bırak.
(bkz: bir kereden bir şey olmaz)
(bkz: 2009 yılındayız. 2009'un sıfırlarının üzerine çarpı koyun, atın. iki sıfırı kaldırdık. Ne kaldı 29. 11 ile 29'u toplayın ne oldu, 40. Milliyetçi hareketinin 40. yılı. Bunlar tesadüf olamaz...”)
(bkz: Her ülküdaşıma bir görev düşüyor. Hayatında MHP’ye hiç oy vermemiş ilkokuldaki 5 arkadaşını bulacaksın. Ortaöğretimde 5 arkadaşını bulacaksın. Askerliğinizi yaptığınıza göre 5 asker arkadaşınızı bulacaksın. Mahalleden 5 arkadaşını bulacaksın, sokaktan da 4 arkadaşını bulacaksın. Toplayın 24. 49 milyon seçmen var, bunu 24’e bölerseniz ortaya çıkan rakam ülkücülerin oy temin etmesini gerektiren hane sayısını verir. Demek ki 19 milyon alabilirsek MHPiktidar olur. Bu inandırıcı olmayan bir hesap mı?)
Beyanlarının sahibi olan eşsiz dehadan(!) çıkan bir tespit daha.
Bir sünni olarak soruyorum:
Sizin kültürünüzü bu kadar sahiplenmeniz olmasa biz bu kadar kaliteli halk türkülerini nasıl dinlerdik.
(bkz: Abdal) (bkz: Erkan oğur)
insanlar birbirlerini asit kuyularına atar. Fırınlarda yakar. Kendilerini bomba olarak kullanır.insanlar tercih ve etnik kimliği yüzünden linç edilir.Biri çöp karıştırırken biri mağaza kapattırır.