Benim için bugündür. Keşke stajım bitmeyeydi de boşta boşlukta kalmayaydım dedirtir. Insanın meşguliyetinin olması güzel şeymiş. Evde durmamak için dışarı çıktım, bir avm nin bankında boş boş tek başıma oturuyorum aq.
Abimlerin Benim yanımda bilgisayarı televizyona bağlayarak yapmalarına anlam veremediğim eylem. Sene içinde sürekli okul yurt arasında mekik dokuyorum, bu yaz da 2 stajla tatilimin içine sıçıldı. Tamam siz gideceksiniz de burada okulun açılmasını kös kös oturarak bekleyecek olan bana yazık değil mi, neden deniz, havuz resimleriyle özendiriyorsunuz ki diyesim geldi. Baksınlar bilgisayarlarında kendi kendilerine, niye televizyonu işgal ediyorlar anlamış değilim.
Tanım olarak Tatile gitmek üzere gidilecek hem hizmet hem de fiyat açısından uygun oteli araştırmaktır.
Zaman zaman olan hissiyat. Sanki sağlam bir deprem oluyormuş gibi hissediyorum, herhangi bir binanın içinde değilken bile. Sokakta yürüyorum ya da otobüs bekliyorum diyelim, sanki ayağımın altındaki yer kayıyor. Inşallah bir sağlık problemine işaret değildir.
Tarafımca yapılmış salaklıktır. Cumartesi günü köyüme, daha doğrusu evime döneceğim diye beklerken bayramın haftaya olduğunu öğrendim. Fazladan 5 gün daha burada olacak olmak... beklemediğim bir şeydi.
Goodbye istanbul, uzunca bir süre görüşmeyelim mümkünse diyecekken fade to black havasına girdim. Allah'ım sen bizleri hayırlısıyla bayrama kavuştur.
Şu aralar kalp atışı adlı dizide oynayan, kadir has üniversitesi tiyatro bölümü mezunu oyuncu. Daha önce emanet adlı bir filmde ve parpali adında bir kısa filmde oynamış.
Dizinin en yakışıklı oyuncusudur bence. Ancak karizma açısından gökhan alkan yürüyüp gidiyor her zamanki gibi.
Sahurda deliler gibi su içmenizin ardından uyursunuz ve bir sıkışma peydah olur. Ardından uyanır ve sahurda içtiğiniz suyu bir çişe kalkışta atasınız gelir ama bünyeniz buna müsaade etmez. sizi illa ki bir kez daha uyandıracaktır. Tatlı tatlı uyuyom şurada bi dur uyanınca gel dimi. Hiç.
anlayan varsa kırmızıları yaksın dediğim simülasyon programı. müşkül durumdayım genç yetenekler, abilerim, ablalarım. bir kaç soru sorum olacak. yardımcı olabilirseniz çok dua ederim. *
Bu gece tam anlamıyla hissettiğim durum. Ciddi manada çok fazla konuyu bir anda öğrenmeye çalışınca beyin alev alıyor bildiğiniz. Anlayacağım diye oturduğunuz yerden kalkamıyor, adeta düşünen adam heykeli gibi kalakalıyorsunuz. Sonrasında kafa bi dünya.
Lisenin bitiminde, Üniversite başlangıcında verilen tavsiye. Üniversiteye başlamadan önce verilecek onca yararlı tavsiye varken böyle tavsiye mi verilir demeyin, veriyorlar işte. Başlarken gereksiz ve dahi ziyadesiyle yararsız bir tavsiye gibi gelse de son sınıfa gelince kafaya dank ettikten sonra başlıyor "lan acaba sahiden evde mi kalacam" şüphesi.
Bunu ilk duyduğum zaman sallamamıştım. Amaan bulunur ne olacak sanki, daha ölmedik ya du bakalım derken şaka maka 4 olduk. Zaman nasıl geçti bilemedik. Velhasıl 4 e kaldık ve hayırlı bir izdivacın üniversite dolayısıyla olacağından ümidi kestik. Bakalım mezun olup iş bulunca bi enayi çıkacak mı karşımıza, hayırlısı.
Daha doğrusu hesaplamaya çalışan yani muvaffakiyeti muamma olan mühendistir. Tamam güneşin günün belli saatlerinde hangi taraftan gelecegi açıktır. Ancak şöyle bir durum var ki bu mühendis şehirlerarası bir yolculukta değil de şehir içi otobüsündeyse o zaman işler karışıp tüm hesaplar sarpa sarabilir. Yahut bu konuda kendini geliştirip güzergâha göre güneşin hangi taraftan daha çok geldiğine yönelik bir istatistik çıkarır, şanslıysa ya da bindiği durağın ilk durak olmasından dolayı otobüs boşsa o istatistiği kullanarak istikrarlı bir şekilde belirlediği yere oturur.
Hiç bir mana taşımayacağı gibi daha da üzecek seni seviyorumdur.
Madem seviyordun bunu neden daha önce söylemedin eşşoğleşşek tepkisi verdirebilir. E bunu evde kaldıktan sonra duymanın bi manası olmaz takdir edersiniz ki.
Gerçekten çok zor olan eylem. Geceleri çalışmak yetmiyor finallere. Öğlen kalkıyorum, çalışma kağıtlarımı koyuyorum önüme ama çalışamıyorum. Enerjim olmuyor çünkü, sanki beynim çalışmıyormuş gibi geliyor.
Önceden beri hazırlandığım dünkü sınavımı bile yapamadım başkasına anlattığım soru 1 saat sonra sınavda çıktığı halde. Saat 17.00 da başlıyordu sınav. Zaten o saate bitik vaziyette olduğum için kafamı da toparlayamadım.
Rabbim kolaylıklar versin finalleri olan tüm öğrencilere. Oruç tutmak farz ibadet biliyorsunuz. Şimdi tutmayıp kazaya bırakıldığında da ramazan orucuna benzemiyor. Allah güç kuvvet versin.
Kalbinden gelen kırılma sesini adeta gök gürültüsü misali duymuş kişinin aklından geçen ilk cümle.
Öyle duvara konuşuyorum sanki. Hayır, duvar bile değil aslında. Benim yatağımın yanında kalan duvar bile bu tepkisizlikten iyidir. kalp şeklinde aynalar var çünkü.
Allah'ım ben kafamda teoriler üretmekten çok yoruldum. Mübarek ramazan ayına giriyoruz, Ne olur benden bu hissiyatı al.
Dün gece başıma gelen, üzüntüden adeta 10 yıl yaşlandırmış hadise. Tüm gece kabus gördüm, öyle ki uyandığımda dinlenememiş ve yorgun hissediyordum. ilk kabusum hakikaten etkiledi. Ikinci kabusumda ilk kabusumun beni hayli korkuttuğundan bahsettim birilerine. Sonrasında kuzenim gözümün önünde intihar etti. Oğuz'un ölümü, o yaştaki bir çocuğun neden intihar ettiği kafama takıldı durdu rüya boyunca. Ailesi zaten perişan gerçekte, o öldükten sonra iyice perişan oldular rüyamda. Rüyada aklıma o sahne geldikçe ağladım. Ölümünü bir türlü kabullenemiyordum çünkü. Zeki ve inançları olan bir çocuk, ailecek yaşadıkları durum ağır da olsa yapmaz bunu diyordum. Ancak o sahne bir türlü kafamdan gitmiyordu. Mani olamamam...
En yakın zamanda aramalıyım onu, halini hatrını sormalıyım. Bir nebze olsun motive edebilirsem ne mutlu. Aramam için illa ki böyle bir şey görmem gerekmiyordu. Ihmal etmemem gereken insanları ihmal ediyorum.