sözlük yazarlarının henüz azınlıkta olan fakat yakında koloniler kurup sözlüğün gündemini bir anda değiştirecek başlıklar açması muhtemel, yeni ergen yoğunluğu bakımından yüksek bu yeni nesilden beklentileridir.
Benim beklentilerim ve önerilerim;
-ilgi çekmek için troll olmak, dikkat çekmek için götünü açmaya benzer.
-gececi yazarların ağır bir ortamı vardır, başlıklarla kirletmeyiniz.
-nicki bayan nickine benzeyen yazarlara sarkıntılık yapmayınız.
-sol frame in apış arası kokması için bütün gayretlerinizi sarf etmeyiniz, zira cinsellikten başka şeyler de konuşma becerisine sahipsiniz.
-reklamın iyisi kötüsü olmaz diye düşünerek, siyasete, dine vs fazla girip insanların tepkilerini toplamak size bir şey kazandırmaz.
-sözlük formatını daha da iyi kavramış bir nesil olacağını umuyorum.
-gönül ister arabamı yıkadığım günler yağur yağmasın, hamilelik 3 aya insin vs :D
Onları insanı yemeye bayılan yaratıklar olarak tanımaktır, halbuki onlar cinsel hayatlarına da pek bi düşkündürler. Bir rivayete göre;
bir grup yam yam yakaladıkları adamı kazanın içine atmışlar kazanın altını yakmışlar ama bir türlü adamı nasıl yiyeceklerine karar veremiyorlarmış. biri demiş haşlayalım, öbürü demiş ateşte çevirelim. başkası demiş közde pişirelim. en arkadan yaşlı bir yam yam yahu adam yanıyo önce bi sikelim.
yilbasi gecesinin yorgunlugu ve buruk tebessumuyle, yilin sonunu kutladigim gecenin sabahinda ankara metrosu karanfil sokak cikisini kullanirken yuregimden gelen sestir. Oyle ki mendil satan 9 yaslarinda merdivenlere oturmus, betonun sogukluguyla kucucuk kalmis, belki yilbasindan dahi haberi olmayan fakat yuregi okuma istegiyle sicacik bir kiz cocugu. elinde kitap, yeni almis yan taraftaki dost kitabevinden belli. bir poset var, yipranmamis, icinde de birkac kitap. Butun kanitlar destekliyor sattigi mendillerle okumaya calistigini. Attiginiz mendil parasin bakmiyor bile.. kimileri yilbasinda alkol komasina, tacizden karakola girerken, kimimiz icip sicarken, kimimiz sicacik evinde ondan geriye sayarken eminim o cocuk yine ayni merdiven basamaginda mendil satiyordu. adini sordum, sokak cocuguyum iste gerisi anlam ifade ediyor mu senin icin dedi. dogru hakliydi, gormezden gelmeye calistiklarimiz Ama hep ayni yerde karsilastiklarimiz. cocugumu dusundum, gozlerim islandi. onun ne sucu vardi? adaletin nerede dunya?
Hala bas ortusunun namus olarak algilandigi bir takim kimselerin carpik anlayislari hasebiyle basi kapali kici acik kizlarimizin cogalmasi neticesinde yeni bir turdur. edindigim tecrubelere gore bu oyle bir sey ki yukaridan baski yapinca asagi taraf firliyor ve aciliyor. nitekim mine etekli ve turbanli kizlarimiz azimsanmayacak derecededir. daha fazla ilgi cektikleri de barizdir.
gündüz saatlerinin ergen akımıyla israf edilmesi münasebetiyle gündüz adam akıllı sohbet edecek bir yazar bulamayan kişinin geceleri de eli penisinde mikrofon gibi tutmadan konuşamayan kişiler yüzünden geyik yapılacak yazar bulamamasıdır.
Yeni moderatör alımlarıyla da gördük ki bu gidişle herkes bir gün moderatör olacak. zaten 1000 mesajınızı doldurun, arkadaşlarınızdan rica edin az biraz da karma kassınlar size, moderatör yazıp 5252 ye yollayın anında moderatörsünüz. çünkü zall artık iş hayatında risk almak istediğini beyan etti ve yeni moderatörlerle ilgili şöyle dedi;
"yıllar yılı biz bu işi bildiğimizden mi yapıyoruz sanki"
3 tane daha taze kan kıpır kıpır, düz duvara tırmanan, sözlük aşkıyla yanan, gammazların dostu, gammazlananların düşmanı yazarın terfi günüdür.
çok bir beklentim var mı? hayır tabiki yok. ne demişler: "düzen değişir ama düzülen hep aynı". siz de beklemeyin bir değişiklik, dönmez bu geminin dümeni.
ama gönül ister ki sistem onları da çarklarında ezmesin. efendi efendi olan, bir zamanlar yazar olduğunu hatırlayan, yazarların dertlerini dinleyen güzel insanlar olmaları dileğiyle. Ha zannetmesinler sözlüğü falan kurtaracaklarını. efendi olsunlar yeter, zaten bu sözlük yazarlarının da baka bir beklentisi yok sizden. yeter ki dikdatörler gibi davranılmasın...
tabuları yıkan, küçük olduğu halde hiç de mide bulandırıcı olmayan şeylerdir. Mesela sineğe nispet uğur böceği hiç de mide bulandırıcı değildir. Yine penise nazaran vajina...
genellikle bahanesi "Diyete başlıyorum zayıflayacağım" şeklinde olan kadınlar içine sığamayacağı kadar dar elbiseler almasıdır.
Daha küçük beden kıyafetlerin daha hoş görünmesinden olsa gerek, kendisinin sığmayacağı bir elbiseyi her şeye rağmen üstünde hayal eden kadın o elbiseyi ne yapar ne eder alır. Bu sebeple askılarda hiç giyilmeden bekleyen onlarca elbise...
yaşananlara bir çizik atacak takati bulamamaktır. tıpkı insanın mümkün olsa yine de kötü anılarını unutmak istemeyeceği gibi. yaşanmıştır ve hatırlanacaktır.. zor olsa bile... çünkü nasıl ki çiğ köfteyi pişiren acıdır, insanı olgunlaştıran güzelliklerden tat almasını sağlayan da acılardır... geriye ne kalırki yaşananları atsak.. insan acı ile doğar, acı ile ölür. budur insanı insan yapan.
Sabah 6 da kalkıp okuluna giden, kimizaman ulaşım imkanlarının kısıtlı ve maliyetli olması sebebiyle öğle yemeğini dışarıdaki tozlanmış raflardan aldığı yanık bir simitle geçiştirmeye çalışan, derslerinin bitiminde ilk soluğu babasının zar zor gönderdiği dersanesinde alan ve akşam olup eve dönmek vakti geldiğinde belki de ayakta duramayacak olan gence anlayışlı bir yaşlı tarafından yer verilmesiyle yerine gelen ihtiyaçtır.
Tamam kabulüz geleneklerimiz gereği hep gençler yer veriyor fakat yaşlılar bir kez de onları yanına çağırıp "evladım paran var mı? Karnın aç mı? Bak iyi gözükmüyorsun kendine dikkat et" dedi mi? Hep saygı, saygı, saygı... Fakat sevgi bunun neresinde?
Ben demiyorum ki hep yaşlılar yer vermeli.. fakat ortada saygı varsa, sevgi bunun neresinde? Bir teşekkür dahi etmeyen, bazen de "ben yaşlı mıyım?" diyenlerden bahsetmiyorum bile...
ankara nin butun semtlerini didik didik eden ve ne izmir kadar canli ne de istanbul kadar ortamli olmadigini bilen tipik universitelinin tespitidir. belli ki denizdir bir memleketi yasanir yapan. degismem gorkemli avm leri izmir imin arnavut kaldirimli deniz kokan sokaklarina. yapacak seyler o kadar kisitlidir ki can sikintisindan oturdugunuz kafede wifi internete girdirir insana.
Uzun bir sure sozlugu takip edememis, problemlerini halletmesinin akabinde sozluge istahla girmis fakat ne gececi yazarlarin buyuk kisminin eskisi kadar kaliteteli, ne de trollerin eskiler kadar komik ve yaratici olmadigini gormus, hayalleri yerle yeksan olmus, eski dostlarinin birer birer kafa iznine ayrildigini farketmis bir yazarin kendini biraz olsun motive edebilmek icin aradigi nedenlerdir.
eklemeden gecemeyecegim, tabiki herkese degil sozum. zaten boyle uzun, dusundurucu bir entry yi okuyan kisi muhtemelen bu elestirilerin yanindan dahi gecmeyen kisilerdir.
onceden bir gececi tayfa vardi. gunduzleri sozlugu esir alan trol ve yeni ergen akinindan sikilinca gecenin karanligina siginirdik. ama gecelere bile kilit vurulmus artik.
Dusunen, elestiren, uygun cercevelerde tartismayi bilen insanlar vardi usulunce. Birak dusunmeyi, artik iki satir yazmak bile zul gelir olmus herkese.
Biz onceden forum oldu burasi derdik ama, forum bile degil artik.
Okan in iyi bir baslangic yapmasini saglayacak olsa da orhan baba icin durum oyle degildir.
madem kral ile sohbet edeceksin sen git kral in ayagina. ha kral da artik populeritesinden supheleniyor olmali ki gecenin 2 sinde kosa kosa gelmis. yakismadi..
Yıllarını askeri liselerde harcamış gençlerimizin KHO intibak kampını sefillerle(sivil kaynaklılar) yapmasının akabinde 4. yılın sonundaki son menteş kampında sesi kısılasıya kadar haykırdığı mottodur. bu kamplarda askeri liselilere öyle insan dışı muameleler yapılır ki zaten bir avuç kalan askeri liseliler de ayrılmaya zorlanarak sivil kaynaklı sefillerin 4 te 1i oranına düşürülür. aileler dumansız hava sahasına destek verene kadar "no more menteş"e "no more military school"a destek veriniz. saygılar, sevgiler..
sizinle çok zaman geçirmiş bir yazarın içine düştüğü zor durum.
Ben bu yazıyı sana yazdım sözlük. Artık yokum, sağlığım tekrar el verirse tekrar gelirim, ama yokum uzun bir süre. Özleyecek miyim? evet özleyeceğim, özlememek mümkün mü?.. Bu gece son gecem seninle ve gececi tayfa ile. Bu gece son gecem msn ve facebook umdakilerle. Bu gece son gecem atışacağım trollerle. Bu gece son gecem evimde sigaramı içeceğim, bu gece son gecem entry oylayacağım. Son kez yazacağım nick altlarına, son kez basacağım "bir derdim var"a.
Ama bana en çok koyan da 2 haftadır bekleyen "bir derdim var". Ben gidiyorum artık sayın "zall". belki önemli ama belki değil yetiştiremediniz bana cevabınızı. "yeni yönetim şekli" dediniz bana kısmet olmadı bunlar, belki de göremeyeceğim hiç.
Gidiyorum dostlar, kısmet olursa dönmek yine olacağız beraber...
`
gidiyorum ben`
gidiyorum bu son bakışım olsun sana
hırçın dalğalara yelken açıp uzaklara
rüzgarla uçan sonbahar yapraklarıyla
gidiyorum bu son gülüşüm olsun sana
gidiyorum elveda demeden
merhaba diyen ellerin üzülerek söyleyen dilin
titrek sesiyle söylüyorum sana
gidiyorum ben
gidiyorum ben aydınlıgın karanlıkla başladıgı
yerde sesizlikle biten zamanda
sana son bakışımda
gidiyorum ben
bir dünüm vardı birde bugün oda bitti kalmadı günüm
sen üzülme yer yoksa kalbinde sözlüğüm
geldim ve işte gidiyorum
gidiyorum ben