sıradan bir yazar ve bugün tamamen gidiyor sözlükten.
sözlüğü ne kadar çok sevdiğimi bi' bilseydiniz keşke...
giderken bile gammazlıyorum formata ters entry'leri. ehe ehe.
"vatanı bir tek kendisinin en çok sevdiğini iddia edip kendi gibi düşünmeyenlere kolayca 'vatan haini', dindarlara 'yobaz' demekte sakınca görmeyen kalbi temiz müslümanlar familyasından birey". bu daha açıklayıcı ama uzun. bu yüzden kemalist en güzeli. hem kısa, hem de o uzun açıklamayla aynı anlama geliyor. şahit olunan tüm kemalistler yaptırıyor bu tespiti bana, kızmayın.
yıkama, yağlama ve yancılık kokan harekettir.
şimdi, oytunkaran'ın sohbeti iyidir, tespitleri aşırıya kaçmadığında güzeldir.
rs ne ayol da keza öyle. ama yine de bu tip başlıkları hiçbir zaman hoş karşılamımışımdır.
nedir bu başkasını övme girişiminiz? neden kendinizi önemsiz, karşı tarafı çok daha önemli şahıs halinde sunmanız?
burada her bir yazar kendi değerinde. lütfen bir bırakın şu haddinden fazla, gereksiz yere balon şişirir gibi ego şişirmeyi...
üstü kapalı bir anlatıma sahiptir bu ifade.
2018'de doğacak kızlar nerede? henüz sperm bile değildir, değil mi?
spermler nerede üretilir aynı zamanda? testislerde.
peki testislerin halk dilindeki karşığı nedir? taş**.
şimdi, cümleyi baştan kuralım:
2018 doğumlu kızların taş** gibi olması.
ne yazık ki etrafta, yanı başımızda bolca bulunan tiplerdendir. siz iki arkadaş sohbet edersiniz yüz yüze. ama arkadaşınız ikide bir cümlelerinizi, sorularınızı havada bırakır ve sohbeti bok eder. neden? sevgilisine mesaj yazarken göz temasını, sizle olan iletişimini kesip siz orada yokmuşsunuz gibi davrandığı için. bazen de bu tiplerin sorduğunuz soruya başka kategoriden yanıt verdiği de görülmektedir...
- ... işte bu yüzden de o xx'in gösterdiği davranış çok yersiz, değil mi?
+ çıt çıt çıt... ( mesajlaşmaya başlamıştır)
- ??
+ çıt çıt çıt...
_____________________________
- işte, ben de bu yüzden çok mutsuzum.
+ ...
-?
+ çıt çıt...
-?
+ ha, evet, hava bozdu bayağı. hava durumunda da söylemişlerdi ama inanmamıştım.
- bsg (iç ses). aynen, bu teknoloji çok bozdu insan ilişkilerini, çok bozdu. öyle böyle değil, çok bozdu.
ne yazık ki zamana yenik düşerek dikdörtgen, yarı dijital fırına dönüşmüş davul fırındır.
ama geri kalan maznara aynı: buzdolabının üzerindedir ve üzerinde dantel işlemeli örtü bulunur. anne, gerektiğinde sandalyeye çıkarak o fırını yere indirir veya size indirtir ve lezzetli şeyler pişirir.
sağda solda dindarları gördükçe "iran'a gitsinler efendim. güzel ülkemizi türkiye'mizi batırıyorlar, yaşabilitesini yok ediyorlar, öyle değil mi monşer?", kendi siyasi görüşünden olmayanları gördükçe "vatan haini bunlar ayol", kendi kültürünü küçümseyip yabancı kültürlere bayılınca "muazzam, incredible yaneeee" diyen vatanı için ölebilecek(!) ebeveynin çocuğudur.
bir kulun haddini nasıl aşabileceğinin kanıtıdır bu söz.
sen kimsin ki bir arkadaşınla konuşuyormuş ve onu yaptığı bir iş dolayısıyla azarlıyormuş gibi bu cümleyi kurabiliyorsun?
ayrıca bu cümleyi kurabilmek için sen ne kadar zeki veya iyisin o beğenmediğin insandan?
"...Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz." (2/216)
kafasına takılan sorulara cevap arıyordur belki, saygı duyulabilir. ama "her ortamda islam'a hakaret eden ateist"se o şahıs, saygıyı hak etmiyordur.
--(#18102855)--
yediremiyor çünkü kendine bu dinin bu kadar mantıklı oluşu.
Hristiyanlığa laf atsa, olmuyor. çünkü kendisi de biliyor onun zaten mantıksız olduğunu.
Yahudiliğe bakınca, kendini övmekten bıkmayan, narsist, egonun cisimlenmiş hali olan bir topluluk.
ateizm de saçmalık. dolayısyla zıt kutuplar birbirini çeker. ateist de bu yüzden mantıklı olana sarıyor tabii.
ütopik bir cümle. bu yüzden yazarların "keşke öyle olsaydı" diye iç geçirmelerine neden olmuştur.
neden bir insan sahip olmadığı şeylerle övünür? halbuki +21 cm'lere sahip olmadığınızı, 1.75'i bile zor gördüğünüzü söylemeniz daha samimi gelir kulağa.
ama türk'üz biz, her şeyi abartmayı, olduğumuzdan daha fazlası olduğumuzu söylemeyi çok severiz.
din/peygamber kavramının varlığını doğrulamaktadır. neden? çünkü bu tür cinsel davranışlardaki rahat hissedememe durumunu peygamberlerin getirdiğini iddia ederler bazı kesimler. madem böyle bir kavram dinle geldiyse, peygamberler öncesindeki insanların bu konudaki davranışları neden böyleydi?
yakında türk kültüründe de yer alacak embesilce davranıştır. artık anne-baba mı bebeği/çocuğu büyütüyor, yoksa çocuk mu anne-babasını yetiştiriyor, belli değil. sanki tüm ebeveynler insanlığın son bireyini doğurmuş gibi bir zihniyetle şımarık bir şekilde yetiştiriyor çocuklarını...
adının kezban ve kamil olanların içlerini cız ettirecek, gözlerini dolduracak, coca cola'nın güzel ama tribünlere oynayan kampanyası. bana da nedense hep özkan ve kıvanç çıkıyor, orası ayrı mesele.
etiketlemeye bayılan türk milleti "hahah, kezban'a bak. kolası da kezban, nihahhhaaa!" veya "kamil'e bak, kolasında bile kamilliğini belli ediyor, huhahaha!" diyecek belki de...
bir tanesi her şeyin en iyisini hak ettiğini düşünür, diğeri düşünmez.
bir tanesi göz göre göre kendisini üzecek birine koşar, diğeri koşmaz.
bir tanesi efendi adam yerine fırlama tipi tercih eder, onun yoluna ölür ama diğeri öyle değil.
bir tanesi yakışıklı + zengin + kültürsüz biri için ölür, diğeri ölmez.
buna rağmen yine türk kızı gözüm(üz)e hoş gelir, damacana gelmez.
iyi ki müzik sektörüne yeniden dönmüş, iyi ki "the 20 20 experience" ve "the 20 20 experience: 2 of 2"yu çıkarmış, canlı performanslarda çok başarılı şarkıcı.
sesiyle, karizmasıyla tam idollük...