Bemimdir bu. Tekrar tekrar yapılan hatalara rağmen affederim. Bir bebek yürümeyi öğrenene kadar 200 defadan fazla düşüp kalkarmış. Bana göre hata yapanlar bebek misali birgün öğreniler. Ancak henüz öğrenene denk gelmedim. Lanet olsun içimdeki bu insan sevgisine...
Genelde yakışıklı ve güzel insanların işidir. Çünkü kimseyle konuşmasalar bile bazı dangalaklar çok cool diyip muhabbeti başlatacak ve sürdürecektir. Dış görünüşü itibariyle normal olanlar ise genelde sıcak kanlı olur. Çirkin olan modellerin ise her iki çeşiti vardır.
1.çeşit soğuk olanlar. Kendilerinin çirkinliğinin farkında olmayı cool takılmaya çalışırlar
2.çeşit soğuk olanlar. Kendilerinin çirkinliğinin farkında olup kimseyle konuşmaya cesaret edemezler
3. Çeşit sıcak sıcak olanlar. Salla gitsin kafasıyla hayatını yaşarlar umursamazlar. Ki candır bunlar
içler acısı durumdur kendine göre. Başkasına göre devenin yanında kulaktır bu. Belki sevmekten yorulmuş bir kalptir, sonsuz dinlenmeye çekilen. Belki duman dolmuş ciğerlerdir, oksijene hasret kalan. Görmeyen gözlerdir bazen, olduğu şeyden daha güzel hayaller kurmamızı sağlayan. Kurumuş bir dal yapraktır yere düşmek için zamanını bekleyen. Bazen bir damla göz yaşıdır belki de gelecek mutluluk için temizlik hazırlığında olan.
Çekip giden sevgililer, tükenen ömürler, her biri tek tek acı çeken hücreler, beyni kemiren düşünceler hiç bir zaman gerçekleşmeyen o mutlu hikayeler, temiz ve saf hayaller.
Ve ölüm. Düzeltilemeyecek tek şey. Yerine getirilemeyecek, hiç bitmeyecek tek hüzün. Sonra devenin yanında kulak sözü gelir aklına. Yerin üstündekilerden çok altında yatanlarla var oldupu gelir. Vatan için doğmamış çocuğunu yetim bırakan babalar gelir. isyanların doğruluğunu sorgularsın. Kulağın büyüklüğünü sorgularsın ve adamlığını sorgularsın sonra.
Fox un bu haberi hiç göstermemesi kadar yanlıdır. ikisi de yanlıştır. Haberle siyaseti karıştırmayın. Böyle olursa milleti doğru olandan mahrum edersiniz denilesi durumdur.
Az önceki konuşmasında, "Türkiye musul operasyonuna katılan tek temiz ülkedir. Peşmergenin büyük bir bölümünü iranın şiileri kontrol etmektedir" demiştir ve gözüme girmiştir.
Sözde ülkücü mü, özde ülkücü mü ayrımı yapan insandır. Ülkücülüğü parti fanatikliğinden ibaret sanan bir nesille ve ülkü sözcüğünün anlamından haberi olmayan kişillerle, ülkücülüğü benimsemiş, parti gözetmeksizin milliyetçi ve ülkesini seven vatandaşları kardeşi saymış, kabadayı gibi değil, efendi gibi ülkesini savunmuş insanların ayrımını yapan kişidir. Ama maalesef ki böyle kişiler ülkemizde yok denecek kadar azaldı. Sorsan türk tarihinden zerre haberi olmayan kişiler, başkan, reyis adı altında genç üniversite, lise hatta ve hatta ortaokul öğrencilerini kanser gibi sarmaya devam ediyor.
sevgi bambaşka şeydir.
Tohumu seversin, çiçek olur, ağaç olur.
çiçeği seversin, koku yayar,
ağacı seversin meyve verir.
insanı seversin, sadece seversin.
ya acı çekersin veyahut şişelerin dibinde kaybolup gidersin.
çiçeği,böceği, tohumu ve ağacı sevdiğini nice söylersin,
onlar susar . sadece susar ve seni dinler.
sonra su verirsin,
insana söylersin sevdiğini, ya haykırır, ya soğur, ya da çekip gider.
sen de gidersin.
ve yavaş yavaş eriyip bitersin.
'ya benimsin ya kara toprağın.'
sevgi midir bu,
seversen fedakarlık edersin.
ölürsün, o yaşasın diye tekrar dirilirsin.
mutlu olsun diye, çekip gidersin bazen.
bazen o giderken susarsın.
ama sana su veren olmaz.
gözyaşlarınla beslenirsin.
alıp gidersin bir başına,
gidersin de, ruhun nerede?
o da gelir mi seninle sanırsın.
sonra bir daha seversin
bir daha ve bir daha.
bir bakmışsın, sevgi sen olmuşsun.
bir bakmışsın, o elin olmuş,
bir bakmışsın, bir daha bakamamışsın.
NSA olarak bilinen Ulusal Güvenlik Dairesidir. Bazı kaynaklara göre Abd'nin en çok istihbarat toplayan teşkilatı olduğu belirtilmektedir. Gizli ve şifrelenmiş belgeleri çözmede uzmanlaşmış bir teşkilattır (bkz: kriptoloji). Resmi olarak 04.11.1952 tarihinde kurulmuştur
Sözlükte yeni yetmelerin bilmişcesine darbeyi desteklediklerini görmek,
cahil bir gençliğin her duyduklarına inanıp resmi belgeymiş gibi yayınladıklarını görmek
ve gerçekten bilgili yazarların darbenin ülkeyi geri çekeceğini görmeden, daha doğrusu gördüğü halde darbe taraftarı olması bunların başlıca sebepleridir.
Eminim benim benim gibi düşünen çok fazla yazar vardır.
Bu millet darbelere boyun eğmeyecek, demokrasiye sahip çıkacaktır. Sizin gibi korkaklar ise darbe başarısız olunca, sahteden vatan millet sakarya mavalları okuyacaktır.
Hadi şimdi klavye delikanlılığı zamanı. Sözler paylaşın, fotoğraflar paylaşın ne de olsa oturarak vatanı kurtardınız. Bu hep böyle olmadı mı? Sonradan gelip hazıra konmak güzel olmalı.
Kendi ayaklarının üzerinde durmanın başlangıcıdır. Daha önceden bir aile ferdini kaybetmemiş ise durum böyledir. Eğer daha önceden bir aile ferdini kaybetmişse bu kişi 18 yaş onda pek fazla birşey değiştirmemiştir. O kişi zaten kendi ayakları üzerinde duruyodur.
Yenilgilerle dolu bir hayattır. Nereye elimi attıysam kurudu doatlar. Aile, ölümler, işler, kadınlar. O yüzden artık herşeysen elimi çektim. Çünkü ne olursa olsun sonu hüsranla bitecektir.
Güya anlaşma maddelleri diye mavallar okuyan genç arkadaşım git araştır bakalım o maddeler öyle mi. Anlaşmada 3 büyük şart var.
1- israil gazze ablukasını kaldıracak
2- türkiye gazzede elektrik santrali kuracak
3- israil mavi marmara için tazminat ödeyecek, özür dileyecek ve gazzeye yardımların gitmesine engel olmayacak
Her gördüğüne atlayan gezizekalı arkadaşlarım, sizleri orayada bir ağaç için topladıklarını sanıyordunuz, oradaki ajanlardan , darbe girişimcilerinden haberiniz olmadan
Sığır gibi yaşayıp ezberlediğiniz mavalları okumaya devam edin. Edin ki mallığınıza bakıp gülme şansımız olsun.
Dış ilişkiler çok kötü diye bağıran sığırlar yine kıvırdı. israil özür dilesin diyenler yine kıvırdı. israil tazminat ödesin diyenler yine kıvırdı.
Bu ülkede bu iş herzaman böyle yürüdü. Ne zaman doğru bir adım atılsa tam tersi istenildi. Ben israille ilişkilerin düzelmesini doğru buluyorum diyemem. Ancak siz de iyi olana iyi diyin ki iyiyi kötüyü gelecek nesiller ayırt edebilsin.
Sizler iyi olana da kötü dediniz, kötü olana da kötü dediniz. Hatta ve hatta kötü olana iyi bile diyip yutturmaya çalıştınız. Hdpkklıların kötü dediğine ve iyi dediğine destek verdiniz.
Sizler ya bu ülkeyi içten fethedip romayı geri getirmek isteyen şeref yoksunu ajanlarsınız, ya da gerizekalısın.
Türkün türkten başka dostu olmaz diye söylemler içerisinde olanlara bir bakıyorum da, arabın, pers in, yunanın düşmanlığından ve yapılanlardan rahatsız.
Hayırdır, birşeyler mi değişti?
Hayır hiç bişey değişmedi dün neyse bugün de o.
Dün kim düşmansa yarın da o düşman.
Ateist olan bir kişi kararsızlık içerisinde değildir. Biz nasıl hayaletin olmadığını kesin bir düşünce ile doğruluyorsak, tanrı için de aynısını onlar yapıyor.
Onlar için olmayan bir şey hakkında bilgi vermek, bizlere hayalet karşısında nasıl hayatta kalacağımızı öğretmeleri kadar saçma olur.
Lakin türkiyedeki ateistlerin çoğunluğunu, tanrıya kızmış, kadere kızmış ve yaşadığı hayattan ve başına gelen olaylardan mutsuz olan kişiler oluşturmaktadır. Buna da ne kadar ateist denir orası görecelidir. Bunlar olmayan birşeye kızıyorsa delilerdir, eğer olan birşeye kızıp varlığını reddediyorsa ateist değil sadece inançları kör olmuş kişilerdir.
(inanç kavramını sadece müslümanlar ve islam için düşünmemek gerekir, bütün dinler ve düşünceler inançı kapsamaktadır)
Doğu-batı düsünce yapısı arasındaki farkları tespit etmek artık imkansız bir duruma gelmiştir. Öyle ki batı, gerek medya ile gerekse ilgili yazı,kitap ve romanlar ile doğuyu kendine benzetmeyi başarmıştır. Sanmayın ki bu benzeme doğuya batıdaki huzuru getirecektir. Tam tersine bunu kullanarak yıllarca enerji kaynaklarını sömürdüler ve artık zihinleri sömürneye başladılar.
Dizi ve romanlarla sadece müslümanların değil hristiyanların da inançlarını sömürdüler. Din ibaresinin sadece lafta kalmasını sağladılar. Özgürlük adı altında insanları içkiye zinaya ve kumara yönelttiler. Oysa ki bunlardan büyük esaret olmayacağını bu millet çok iyi biliyordu önceden.
Özet olarak; batı görevini tamamladı ve doğu insanını özellikle müslüman kesimi kendine benzetti. Geleneklerini, atalarını ve dinini yoksaymasını sağlayıp, damarlarındaki asil kanı büyük bir sivrisinekmiş gibicesine içine çekti. Beyinlerdeki fikirleri, icatları "ben yapamam, dünyayı ben mi kurtaracam, üşenirim" gibi düşüncelerle doldurup görünmez iplerle elimizi ayağımızı bağladı
Ve bizlerde aşk acısıyla, para sevdasıyla, fakirliğin isyanıyla, güzellikle, yakışıklılıkla kafayı bozar duruma geldik. Bizleri ayakta tutmak için toprağa düşen binlerce şehidi, ağırlıklarca kanı unutarak.