daha tesettürün ne anlama geldiğini bilmeyen, sırf kendi düşünceleri doğrultusunda küçücük kız çocuğunun başını, tek bir saç teli görünmeyecek şekilde kapatma eylemi.
hayır türban kişisel bir özgürlüktür, insanların kendi üstlerindeki insiyatiftir ancak; birey olmuş, belirli bir yaşa gelmiş insanlar için bu böyledir. ebeveyn baskısı ile küçük bir kız çocuğuna takılan başörtüsünü kabul etmiyorum. daha başörtüsünün neden dolayı başına geçirildiğini bile bilmeyen bir kız çocuğu düşünün, elleri ve yüzü hariç hiç bir yeri gözükmemekte. hani çocuklarımıza aldığımız cicili bicili etekler, askılı elbiseler olur, o çocuk onları hiç giymedi, giyemeyecek, sırf ailesinin yanlış yorumladığı din anlayışından mütevellit.
bulunduğum şehirde bir süpermarkette karşılaştım böyle bir küçük kız çocuğu ile 2 gün önce. görünüşünden en fazla 7-8 yaşında olduğu belliydi, giyinişi ve başörtüsü sebebi ile çok çabuk farkediliyordu, bu ne acele? alelacele tesettüre bürülmüş bir çocuk! sonuçta daha çok çok küçüktü, farkedilmesi tesettürlü olmasından değil, daha yaşının çok küçük olmasından kaynaklı bu şeyi kuvvetle muhtemel aile baskısı neticesinde takmasıydı. zaten bakışları neşe saçmıyordu nedense? bana bakışlarını farkettim bir süre sonra, korkarak bakıyordu, acaba dışarıdaki insanlar ona ne şekilde öğretilmişti? daha o yaştaki çocuğun psikolojisiyle ne şekilde oynamışlardı ama bir şeyi bilmiyorlardı, bu oynayış o çocuğu tüm hayatı boyunca etkileyecekti.
hiç bir kız çocuğu yoktur ki daha ergenliğe bile girmemiş, ergenliğe girmesine bile seneler varken kendi hür iradesi ile bu şekle bürünebilsin. onun daha bir çocuk olduğunun bile farkında olmayan insanların evinde dünyaya gelmiştir, çocukluğunu yaşayamadan, istediği elbiseleri giyemeden büyüyecektir zamanla... ileride de kaba beyinli bir insanla evlendirilerek hayatı elinden alınabilir...
buradaki görüş tesettüre karşı gelmek değil, aksine insanların özgürlüklerine karşı gelen bir anlayışı eleştirmektir. insanlar her şeyi kendi istekleri doğrultusunda yapmalılar, ebeveyn baskısı ile değil, çocuklara çocukluklarını unutturarak değil...
modernist geçinen çevrelerce medeniyet timsali olarak görülmedin hiç bir zaman, sadece o başını örtmek için kullandığın başörtüsü yüzünden geride kalmış gözü ile bakıldı belki de senelerce sana. sözünü ettiğim modernist insanlar aslında bilmiyorlardı modernliğin aslında insanların özgürlüklerine saygılı olmak olduğunu. konu açıldığında özgürlük konusunda mangalda kül bırakmayan kişiler, sen başörtüsü taktığın için adeta bir özgürlük düşmanı oldular. che guevara tişörtü giyen, bozkurtlu materyaller kullanan insanlar, siyasi simge olarak görülmedi de, sırf sen o örtüyü senelerdir inancım bunu gerektiriyor diye taktığın için bir siyasi simge olarak görüldün, çelişkiye bakar mısın? sen ki oğlunu üniversiteye kayıt yaptıracağın zaman bile türbanlısın diye içeri alınmadın, bazıları tarafından yabani bir insan olarak görüldün.
başına bir şey geldiğinde eşini, çocuğunu, kardeşini aramak için kullandığın cep telefonu bile, bazı kendini bilmez insanlar tarafından sana çok görüldü, senin cep telefonu kullanmaya hakkın hiç yokmuş, olamazmış gibi sen sanki insan değilmişsin gibi...
bilgisayar kullanmıyorsun ama heves ediyorsun ya, işte o da suç anne! sen onu kullandığın zaman anormal bir durum ortaya çıkıyor sanıyor bazı insanlar.
sırf o taktığın başörtü yüzünden arap, iranlı şeklinde benzetmelere maruz kaldın (#2955159). oysa sen bunu kendi özgürlüğünle takmıştın, herhangi bir dayatma olmadan, hiç bir zaman teokrasi yanlısı olmamıştın ki sana iran'ı yakıştırırlarken. sen çocuklarını vatana millete hizmet etsin diye yetiştirdin anne, senin çocukların polise molotof atmadı ama sen yine de kötü görüldün.
bir gün bu hayattan gittiğinde, o başörtü zaten çıkacak, insanlar o zaman acaba kimle uğraşacaklar, ha unutmuştum, yaşayanlarla tabiki.
tanım yapalım: annenizin başörtülü olması durumudur.
yalçın çakır programları bu tür programlara kuvvetle dahil edilir. adam nerede kavga dövüş varsa programında konu ediyor e hal böyle olunca da kavgaya meraklı milletimiz çekirdek ve gazoz eşliğinde bu tür programları izliyor.
1787 yozgat doğumlu tanzimat dönemi devlet adamı, şair ve yazarıdır. osmanlı devleti'nin ilk hariciye nazırı olması açısından önemlidir.
en önemli eseri daha o güne kadar şiire konu olmamış şekilde karamsarlık duygusunu ifade ettiği adem kasidesi dir. türkçe anlamı yokluk olan adem kelimesi üzerinden hayatı bir yokluk olarak görmüştür. aslında akif paşa nın bu eseri yazmasındaki en önemli etken hiç şüphesiz ki pertev paşa dır. pertev paşa ile olan iç çekişmeleri sonucu hariciye nazırlığı görevine son verilen paşa, görevinden azledilmesi sonucu bu eseri kaleme almıştır. akif paşa bu eseri ile tanzimat dönemi yeni türk edebiyatı na kişisel duyguların da özellikle karamsarlığın, yokluk felsefesinin, ön plana çıkarıldığı bir şiir anlayışı getirmiştir.
1845 yılında iskenderiye de yaşamını yitirmiştir.
eskişehir-ankara arası yapılan hızlı trende müzik yahut yayındaki filmi dinlemek için dağıtılan kulaklıklardır, geri toplanmamaktadır. sanıldığının aksine dayanıksız boktan kulaklık değildir bunlar doğru kullanıldığı takdirde. üstüne basarsanız, çok oynarsanız kırılır ancak güzel güzel kullanır çekiştirmezseniz ideal bir bilgisayar kulaklığı görevini üstlenebilmektedir uzun süre.
1877-1878 osmanlı-rus savaşı, diğer bir ismi 93 harbi olan savaştan sonra imzalanan barış antlaşmasıdır. osmanlı devleti'nin imzalamış olduğu en ağır şartlar içeren atlaşmalardan biri olması bakımından önemlidir.
bu antlaşmaya göre: sırbistan, romanya ve karadağ ın sınırlarının genişletilerek tam bağımsız olmaları, girit ve ermenistan da ıslahat yapılması,
rusya'ya 30 bin ruble savaş tazminatı ödenmesi, bosna hersek in iç işlerinde bağımsız olması, kars, ardahan, batum ve doğubeyazıt ın ruslara bırakılması, teselya nın yunanistan'a bırakılması gibi ağır maddeler kabul edilmiştir.
edit: iş bu anlaşma ingiltere nin çıkarlarına ters düştüğü için iptal edilmiş yerine 1878 berlin antlaşması imzalanmıştır, maddeler benzerdir.
sözlükte bulunan bir derdim var butonunun yazarlara anımsattıklarıdır.
bana göre:
bana bir devlet dairesini anımsatır, yazarlar* ne kadar çabalarsa çabalasınlar moderatörler* sorunu çözeceğiz derler, kısaca he deyip geçerler.
derdi olup ta anlatmak isteyip içinde tutamayanlar için ise mor ve ötesi nden gelsin:
namık kemal in* 1870 li yıllarda kaleme aldığı ve ilk defa vatan kavramını ortaya attığı makaledir. namık kemal bu makalede o dönemde zuhur eden kürt sorunu ve yunan sorunu gibi olaylara da değinmiştir. insanlar için vatanın ne demek olduğunu belirten en etkili sözü ise bu makalede şu şekilde geçer:
--spoiler--
... süt çocukları beşiğini, çocuklar eğlendiği yeri, gençler geçimlerinin sağlandığı yeri, ihtiyarlar dünyadan ellerini eteklerini çektikleri yalnızlık köşelerini, evlat anasını, baba ailesini ne türlü duygularla severse insan da vatanını öyle duygularla sever.
--spoiler--
sözlükten soğumakta olan, format tanımayan, sözlüğü adeta bir forum sitesi görüp anket sıçan, sol framede radikal islamcı, laik çatışmasını sürekli yaşamak istemeyen, sözlüğe her girdiğide cinsel içerikli yoğun başlıklar yerine burada kaliteli başlık ve entryler görmek isteyen yazarın haklı serzenişidir.
sakin ol şampiyon sözlerini duyar gibiyim sanki...
öncelikle ben her gün sizin zenci penisli, bilmem kaç cm lik penisle olan işinizi, bilmem ne vajinalı başlıklarınızı, saçma sapan entrylerinizi okumak zorunda değilim. çoğu yazarın ve sözlüğe bilgi amaçlı giren okuyucuların da böyle düşündüğünü hesap edersek istenmiyorsunuz ha şu var sizi isteyen varsa da sizin gibi olduğundandır.
suçu sadece bu akılsız yazarlarda bulmak aslında biraz da yanlış. moderasyon denen bir şey var değil mi bu sözlükte? peki ne yapar bu moderasyon? hiç bir şey demeyelim yapıyorlar ama yeterli değil, onları da anlamak lazım malum yazarlardan oldukça var çünkü.
not: dediklerime katılmayanlar ellerini vicdanlarına koyup şöyle bir sol frame denen zımbırtıya ve başlıklara girilen entrylere baksınlar. mütemadiyen dediklerimi göreceksiniz.
önemli bir konunun çözüme kavuşmadan, kaçarcasına karşıdaki kişi tarafından, konunun müdavimlerinden birinin çabası ile üstünün örtülme çabasıdır.
bir konu sizin için önemli olabilir aslında her iki taraf içinde önemlidir. karşınızdaki kişi bunun bilincinde değildir, sizin için önemli olan konu belki onu yaralar belki hatalı olduğu içindir bilinmez, konuyu kapatmak ister. hayatta çoğu kişinin muzdarip olduğu bu durum her an başınıza gelebilir böyle bir durumda çözülmeyen konu ileride çözülmek açısından zamana bırakılır. ama güzel midir tabiki değil.
2013-2014 eğitim öğretim yılında gerçekleştirilmesi planlanan yeni sistemdir. nitekim genel liselerin * kapanması ile anadolu liselerini kazanamayan öğrenciler mecburen meslek liselerine yönlendirilecek, yani üniversite hayalleri tamamen yok olacak düzeye gelecek.
evet efendim bu şekilde bir sistemle sınıflar 30 ar kişilik olacakmış, öğretmen ve okul sıkıntısı yaşanmayacakmış. bu ne kadar doğru olur, ne kadar işe yarar bilinmez ama üniversite hayali olup, üniversiteye gitmek isteyen insanlar anadolu liselerini kazanamazlarsa direkt meslek liselerine yönlendirilecekler ve üniversite biraz daha hayal olacak bu insanlar için.
şimdi soruyorum suç üniversite okumak isteyen, artık üniversite mezunlarının bile işe giremediği bir ülkede üniversite mezunu olup biraz şansını artırmak isteyen insanlarda mı yoksa bu insanların hayalleri ile oynayan zorla meslek liselerini teşvik eden gerçekleştirilmesi muhtemel planda mı?
tanım: istiklal marşı nın telifinin olmaması, kamulaştırılmaması durumudur.
evet efendim bugün ortaya çıkan acı durum. almanya da bir okulda istiklal marşımızın okunması ile almanya nın telif istemesi ve bizim de verecek cevap bulamayışımız, büyük bir ihmalkarlık. millet meclisinde kabul edilen, senelerce her yerde söylenilen ulusal marşımızın telifi yokmuş, kamulaştırılmamış türkiye adına!
az önce ekşi sözlük te denk geldiğim, gördüğüm anda beni dumur eden hadisedir. evet sonra da neden bu kadar kalitesiz
başlıklar açılıyor diye sorgulanıyor. ekşi sözlük te adamlar yazar olabilmek için en az iki senelerini harcarken,
uludağ sözlük te bir günde yazar oluyor, sonra sen bu adamdan seçici, güzel, mantıklı başlıklar ve entryler bekle.
evet acı ama gerçek niyetine girsen yazar oluyorsun!
--spoiler--
10 entry ile 2 günde de yazar olunabilen liseli sözlüğü. neredeyse niyetine girsen yazar oluyorsun, enteresan bir yer.
--spoiler--
--spoiler--
4 entry ile 11 saatte yazar olunabilen yer. arada fa$istiyle, yobaziyla eglenmek istendigi surece gayet eglenceli bir sozluk haline geliyor. ancak isler ciddiye alindigi takdirde sinir harbi yasatmasi muhtemeldir.
--spoiler--
tanım: bir ülkenin gelişmesinin ve kalkınmasının en önemli yolunun nitelikli ve çoğu konuda bilgili bireylerle gerçekleşebilecek olmasıdır.
bu gece de tekrar tekrar doğruluğunu anladığım bir kanıdır. nitelikli bireylerden kastım yeterli tarih, coğrafya, edebiyat, sanat, kültür, ilim ve teknolojide nitelikli bu konularda donanımlı gençler yetişmesidir fakat görüldüğü üzere bunlar bizde olmadığı için geri kalmaya mahkumuz. geçmişten günümüze bakıldığında batının sadece ilmini almamız, kendi öz kültürümüzü de aynı zamanda korumamız söylendi. peki şimdi nasıl? batının pisliğini ve çamurunu aldık, kültürümüzü mahvettik, ilimleri onlarda kaldı. nerede kaldı peki atatürk'ün ilim ve fen anlayışı. evet biz devam etmeliyiz anal seks, oral seks, ataistlerin şöyle böyle yapmaları, örümcek kafalıların kıt anlayışları, ramazan ayında seks olur mu olmaz mı düşünceleri bize hiç birşey kazandırmadığı gibi boşa zaman kaybıdır. evet geri kalıyoruz geri kalacağız.
öncelikle genelleme yaptığımı belirtir istisnai durumları kabul ederim.
tanım: mühendislik bölümlerinde fazla kız bulunmaması, olan kızların ise yüzde yetmişbeşinin bıyıklı olması sorunsalıdır.
bunda etkili olan kanaatime göre mühendislik bölümüne kızların fazla rağbet göstermemesi. nitekim ortalama 50-60 kişilik sınıfta sadece dötr kız görmeniz şaşılacak bir durum değildir. ikinci bir durum ise neden mühendislik bölümündeki kızlar bıyıklı olmakta, onlara mühendisliği kazandıran pala remzi vari bıyıkları mı? eğer bu ise neden bölümü kazandıktan sonra bu pala remzivari bıyıklarından vazgeçmedin? nolar sana vizelerde ve finallerde çan yapman için yardımda mı bulunuyor?
anlamadım gitti sadece bizim üniversitedeki mühendislikte mi böyle yoksa bütün mühendisliklerde mi böyle. buna bir çözüm gerek.
evet acı ama gerçek bir durumdur. paranın herşeye hakim olmasından kaynaklanan bir durumdur. çiçek alacaksın para, yemek yiyecek olursunuz para, hediye alacak olursunuz para. peki yoksa ne olacak? sevemeyecek misin, sevmemeli misin? bu günden bir şeyler bekleyebilirsin sevgilim ama sana sadece bir sevgi verebilirim kabul edersen, sözleriyle son bulacak durumdur. daha sonrasını kimse bilemez.
berbat bir durumdur affedilmesi de güç bir hadiseler zinciridir. eğer erkek kişisi bu durumu iş veya okul hayatındaki yoğunluktan dolayı farketmemişse, dikkat etmemişse biraz olsun durum hafifler ancak hiç bir sorun yokken bu durum farkedilmemişse sonu ayrılığa kadar gidebilir. dikkat edilmesi gerekir.
bunun bir de değişik bir versiyonu vardır o da: