şimdi bazı sözlük yazarları yapıyor bunu önce bir başlık açıyor tanım yazıyor. pisa kulesine pizza kulesi diyor mesela.
sonra millet dalga geçince de *ay sanki ben bilmiyorum pisa olduğunu ironi yaptım diyerek yazdığı tanımı değiştirip aslında gerçekten pizzalardan bahsetmiş gibi yapıyor. o pizzaları küçük yaptır da kuşlar yesin bebeyim /evladım.
penis'in tüm diğer şey'lerden farkı bir düşünce ile kaldırılabilmesidir. başka hiç bir şey düşünce ile kaldırılamaz. kaşık bükenler var fakat orda "kesin ip var" dersek başımız ağrımaz.
bir de ergenleri düşünün sürekli penis boylarından dert edinip google'a saldırıyorlar. neden? çünkü düşünme kabiliyetleri yok. kaldıramıyorlar.
7 haziran seçimlerinden sonra hdp yani pkk'nın siyasal uzantısı meclise girdiyse bir sonraki seçim için yeni bir parti kurulsun ve şehit ailelerini milletvekili adayı olarak göstersinler. en azından içimizdeki hainler onun bunun emrini değil de vicdanını dinleyip hdp yerine şehit yakınlarının partisine oy versin. gerçi zannetmiyorum oy vereceklerini. mesela nişantaşı'nın %45'i hdp'ye oy vermiş ve asla şehit ailelerine oy vermezler. çünkü yüzde 90'ı çocuklarını askere bile yollamamış kendileri de askerlik yapmamıştır. ne anlasın şehit anasının halinden. göğsünü gere gere gider pkk ya oy verir.
bunu diyen ancak bir götü boklu pekakalı teröristtir. ışid bunların üzerine atlayınca türkiye ye dönüp kahrolsun teeeceee diye yırtınıyorlar. fistanlı teröristler ağlamaya devam edin. tece size emziği de gönderecek.
liseli ergenlerin övünmek, hava atmak ve insanları etkilemek için kullandıkları yöntemlerden biridir.
şu kadar votka kasa kasa bira şişe şişe rakı içmiş ama dim dik ayaktaymış. madem dimdik ayakta durmak istiyorsun bi tane bira şişesini götüne sok zaten bi daha oturmazsın amısına koyduğum.
içki içmek değil içmemek marifettir. aklın çalışır durumda olması insanın avantajınadır. ama istersen 10 kasa iç istersen hiç içme zaten o beynin çalışsa neye yarar çalışmasa neye zarar.
dünya için zerre faydan olmayacağı için sen istiyorsan kamyonla iç. 3-4 sene sonra zaten bununla övündüğün zaman ergensin diye götüne tekmeyi basacaklardır. aklın o zaman başına gelir.
"geh geh geh liseli liseli geh gel oğlum hadi yuvarlan amca görsün."
kemal kılıçtaroğlu'nun 2015 yılı haziran ayının ilk gününde yaptığı seçim vaadidir.
konuyla alakalı şu bilgi çok önemli bir bilgidir;
"Et ve Balık Kurumu Genel Müdürlüğü'nün ismi, Bakanlar Kurulu kararıyla 27 Nisan 2013'te "Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü" adıyla değiştirilmiştir."
acaba kemal kılıçtaroğlu'nun vaadi hangi ülke için geçerli şu an merak konusu olmakla birlikte türkiye için söylediyse "yapılmışı var" olduğu için komik bir vaat olmaktan öteye gitmeyecektir.
sadece 1 tane olumlu oy almış amk sanki yapılmış olanı tekrar yapacağız diyen benim. git kılıçtaroğlu'nu eksile götelek.
en başta dediler ki müslüman alemine hizmet ediyoruz. bedduadan önce ve sonra fetullah gülen in mehdi olduğu iddia edilmeye devam ediliyor. "iki asker diz çöker ateş eder" hareketi ile günümüz hizmet hareketi arasında hiç bir fark yok. el hareketinde sadece 3 parmak günahkar belki ama hizmet hareketinde binlerce suçlu var. çok organizeler ve hainlikte sınır tanımıyorlar. israil dost filistin düşman terörist mantıklarıyla gönüllerde yer etmeye devam ediyorlar. büyülerle cifirlerle uğraşmaya tam gaz devam ediyorlar. şimdi nah ile hizmet hareketi arasında ahlaksızlık yönünden çok fazla aynı nokta görülebilir.
2014'ün ekim ayında, 'mâneviyat tâcirliği' kapak konusu ile ilk defa raflardaki yerini alan muşta dergisi, aylık 'akıl fikir dergisi' olma gayreti ve iddiâsı ile ortaya çıktı.
farklı meslek gruplarından ve birbirinden farklı ilgilere sahip, lâkin müşterek dertler ile dertli bir grup 'genç aklın' uzun zaman boyunca dost meclislerinde, kendi aralarında mütâlaa ettikleri mevzûları derleyip toparlama fikri ile, muşta dergisini oluşturmaya karar verdiler.
muşta dergisinin önümüzdeki süreç içerisinde gündeme getirmeye niyet etmiş olduğu mevzûlar, genel itibâriyle modernizmle ve neticeleriyle sınav hâlinde olan günümüz müslüman toplumunda müşâhede edilen yozlaşmışlıklar ekseninde toparlanmak üzerine olacağı bilgisi verildi. muşta ekibi, can yakıcı sosyal sıkıntıları, 'aklı olan her ferdin tefekkürden mesul olduğu' hakikatine yaslanarak, bağımsız, hür ve kendinden gelişen; irâdesinin ipleri bizzat kendisinde olan bir sorumluluk refleksi ile irdelemek gayretinde olduklarının altını çiziyor. bugüne kadar söylenmemiş yahut söylense de müstakil bir sayıda toplanmamış; belki dikkat edilmemiş, gözden kaçırılmış, belki de birilerinin çıkarlarına ters düştüğü için kimse tarafından dillendirilmemiş, maddî ve mânevî muhtelif kaygılar sebebi ile dillendirilmeye cesaret edilememiş mevzuları yalnızca müslüman olma hassasiyetiyle konuşup, yazıp, dile getirmeyi hedefliyor.
islam camiasının sıkıntısı ne?
genel olarak muşta dergisi, siyasi, sosyal ve ekonomik olarak son on yıl içinde gittikçe büyüyen 'dindar' kitlenin, bütün bu gidişâtın dünyevî getirileri ile başının ne derece belâda olduğunun; bu dünyevî mânâdaki hızlı büyümenin, dinî boyutta değil, tamamen sosyal boyutta karşımıza çıkardığı arızaların farkına varılmasının bir neticesi olarak vücûd bulduğunu ifade ediyor. derginin temel gâyesinin ise, karşı karşıya geldiğimiz bu zamanın güncel çarpıklıklarına parmak basarak, belki de yaralara tuz basarak bu tedirgin edici tabloyu işaret etmek; akabinde de bu yaralara iyi gelecek olan merhemlerin keşfedilmesine uygun bir fikrî laboratuar zeminini kurmaya teşebbüs etmek olduğunu ve iğneyi başkasına, çuvaldızı kendisine batıran geleneğimizin verdiği ilhâm ile içinde bulunduğumuz dönemin çuvaldızı olmak niyetinde yayın yapacaklarını dile getiriyorlar.
muşta dergisi, arkasında ideolojik ve finansal mânâda hiçbir kurum, cemaat, oluşuma; kendisine liderlik ve öncülük eden bir 'abi' varlığına yâhut başka herhangi bir temasa sahip olmayarak; sadece birbirleriyle dostluk ve yol arkadaşlığına sahip bir grup insanın, hem fikrî hem de maddî olarak bizzat kendi varlıkları ile yola koyuldukları bir yapıya sahip olduğunu belirterek, özgün ve özgür bir çizgide yayın yapacaklarının ipuçlarını veriyor.
derginin sorumlu yazı işler müdürlüğü'nü muhammed cemal ünal yaparken yayın yönetmenliği'ni ise şahin aslan ve raşit ulaş yürütüyor.
muşta'nın ilk sayısı 'mâneviyat tâcirliği' kapak konusu ile mukaddes değerlerimizin, mânevi varlık ve birikimimizin modern platformlarda bir ticaret unsuru haline getirilmesi; dinî hassasiyetlere sahip kitlenin de sırf bu hassâsiyetleri sebebiyle bağımlı bir müşteri kitlesi hâline getirilip sömürülmesini sorguluyor.
Osmanlı döneminde eve bir misafir geldiğinde hemen kahve ikram edilirdi.
Misafir aç mı tok mu buradan anlaşılırdı. Misafir ilk önce kahvenin yanında gelen sudan içerse karnı aç olduğu anlaşılırdı. Önce kahveyi içerse karnı tok olduğu anlaşılırdı.
Ne gerek var diyenler için not; Bazı insanlar aç olsalar bile "karnın aç mı?" sorusuna cevap vermeye utanırlar ve açım diyemezler. Misafiri bu zor duruma düşürmemek için de böyle yapılırdı. Hiç bir şekilde abartı veya efsane değil.
Bazen sokaklarda görürsünüz kızların ve erkeklerin el ele,kol kola yürüdüklerini. fakat bazı erkekleri görüyorum ki kıza komiklikler yapıyor sonra elleriyle kızın dokunmadığı yerini bırakmıyor. kız ise durumu dışarıdan görse eminim tokat atar lakin gülüyor ve farkında değil. o avcı erkeği 3 tekil şahıs olarak kınamakla kalıyorsunuz. kıza da kaşar diyebiliriz. **
edit: farkediyorlarmış. böylelerini sokak ortasında bile götürebilirsiniz işte.
Sözlük aleminde boş atışmalara sebebiyet veren kavgalardır.
müslüman ateiste sövüyorsa dingildir.
ateist müslümana sövüyorsa dingildir.
ötesi yok işte. yani ne kadar tartışılırsa tartışılsın, bir müslüman inanmaktan vazgeçmeyecek, yada bir ateist müslüman olmaya karar vermeyecek. çünkü kavga sırasında insanoğlunun saf değiştirme konusunda bir atılganlığı bulunmamaktadır.
zevk mi alıyorsunuz birilerinin inandıkları ile dalga geçmekten,
zevk mi alıyorsunuz inanmak istemeyen ateistler ile dalga geçmekten,
ilkokul çocuklarına sorun diyeceklerdir ki " dalga denizde olur"
bırakın dalga denizde olsun.
bırakın şu kavgayı.
yada bi ayrılın.
aynı dilden konuşun
burası sözlük değil mi yoksa?
konuşacak onca güzel şey varken sürekli kavga sürekli tartışma sürekli bir laf sokma yarışı.
afedersiniz ama bu kadar kıt mı kafanız,
bu kadar az mı çalışıyor beyniniz,
bu kadar mı lan??
ateistsen ateistsin, ister inan, istersen inanma neden sürekli insanların değer verdiği şeylere küfrediyorsun. adamlar bu şekilde huzurlu değil mi? sen bunu yaparak huzur mu veriyorsun?
müslümansan müslümansın, inan ama bu şekilde sözlüklerde milleti kızdırmak bir müslümana yakışır mı? adamın inanacağı varsa, kalbinde ufacık bir sevgi kırıntısı varsa şırraaak diye söküp atıyorsun belki ama farkında bile değilsin.
hiç kusura bakmayın ama bu kavga devam ettiği sürece bilin ki zerre kadar insanlıktan nasibinizi almamışsınız demektir.
aheste aheste içip modernlikten taviz vermemektir. maddi imkansızlıklar pipet bulmanızı imkansız hale getiriyorsa o halde susuzluktan ölebilirsiniz. çünkü elit bir insan pipet ile içmeli. öküzler de pipetle içmiyor.
tanrı diyenler dinsiz ilan edilmez. Sırf arapça kelime kullanmamak için Allah demek istemeyen insanların kullandıkları cümlelerin içerisinde bir çok arapça ve farsça kullandığı defalarca görülmüştür.
arappça kelimelerden tiksinip embesilce ingilizce kelimelerle türk dilinin önemini vurgulamak isteyenler de aynıdır. aralarında hiç bir fark yoktur.
insanlar tanrı da diyebilir. ama ne dediğini bilecek. sırf allah dememek için tanrı diyorsa hatalıdır.
allah emretmiyor mu? beni çokca zikrediniz diye. tanrı tanrı tanrı diye mi zikredecek insanoğlu. adam ingiliz. müslüman oluyor ve o bile tanrı demeyip allah diyorsa asıl sorgulanması gereken tanrı yada allah kelimeleri değildir. inançtır.
Embesil kitledir. müslüman denildiği zaman hemen kusur arayıp çamur atmak için var gücüyle çalışırlar. şakşakçıları da sıraya dizilip desteklediler mi tamamdır. nerede olursa olsun. Müslümanları ezmek her zaman hoşlarına gider.
Müslümanlar soykırıma uğrasa gıkını çıkarmazlar bu tipler. ama fok balıklarına üzülürler nesilleri azalıyor diye.
ateist gördüğünde saygı duyarım deyip, müslüman gördüğünde öldürmek isterler. totoşluk bu tip insanların kanlarında vardır.
Sürekli din ile başlayan kelimeler kullanan ama hiç bir dinin kutsal kitabını okumayan yada öğretilerini zerre kadar bilmeyen insanların,
ağzını sakız çiğner gibi boş boş açıp kapamalarıyla * belirtiler gösteren hastalıktır.
tedavisi: hiç değilse azcık anadan, birazcık da babadan gelen ahlaktır.
edit: hani o ıyy igrenç isimli tuşa basanlar var ya. işte siz bu totoşlarsınız malesef. siz gidin uçan spagetti canavarına tapın.
