ilgi gerektiren zorlu bir iştir. öyle alıp bu kendi kendine yaşar diye kenara koyamazsın. bunun kumunu temizlemek var,mamasını vermek var,suyu var,ilgisi var. bide yazın ortasında bile cam pencere kapı balkon açık tutamazsın. yoksa benim beterböcek gibi çamaşır iplerinin üzerinde yürümeye çalışır kendini aşağıda bulur. yaşıyor hala. bide halılar var. evde kenarda köşede yuvarlanmış halı koymayın. yoksa furby gibi o halının arasında çıkışır ve ölür gider. ilk kedimdi kendisi. bide haydar vardı. onun başına gelen en kötü olay beterböcekti.
gitme diyemiyorum ona. aslında bunu söylemeye hakkımda yok. bir ses var içimde ama durdur onu diyor. aynı şehirde olun ayrı olsanda. güzel bir hayatı olmalı bunun için sırf ses çıkaramıyorum belkide. ama gitmesin istiyorum. 30 dakika sonra o kalkacak otobüse binmesin.
Kişiyi bir yerden sonra yıpratan durumdur. Karşı taraf ilişki için hiçbir adım atmıyorsa bir taraf ne kadar çaba gösyersede bir yerde olay patlar. Kişiyle beraber ilişkide tükenmeye başlar.
insanı hayattan soğutan süreçtir. Büyük bir asosyallik başlar. Hergün el ele dolaştığınız uerlere gitmemek için eve kapatırsın kendini. Kimseyle konuşmak istemezsin,onu soracaklarndan korktuğundan. Müzik dinleyemez,film izleyemez olursun çünkü bunları senelerce bir tek onunla yapmışsındır. "Şimdi yanımda olsa.." ile başlayan cümleler kurarsın. O kişi tek sevgilin değil herşeyin olduysa hele daha zorlaşır herşey. Kötü bir ayrılık yaşasanda onun hakkında kötü sz edemezsin. Dolu dolu kimseyle yaşayamadığın zamanlar geçirtmiştir sana. O günleri özlersin. Kalbin paramparça olur. Mutlu olmasını istersin. Çünkü bilirsin o gülümseyince çok güzel oluyor.
yağmurlu bir günden söz ederek başlattığı ve ölümünden kısa bir süre önceye kadar devam ettirdiği çaresizliğin ve tıkanışı anlatıma dönüştürdüğü kitapdır.
kafka için mektup yazmak ; ''..hayaletlerin önünde soyunmak demektir ki,onlar da aç kurtlar gibi bunu bekler zaten.yazıya dökülen öpücükler yerlerie ulaşmaz,hayaletler yolda içirip bitirir onları.''
bazı insanların hikayelerinin başladığı yerdir. hafif esen aralık ayında birer simit alıp ,ışıldayan güzelliğin karşısına oturursun arkasında galata ışıklarını yakmış olur. yanındaki insana başını yaslarsın ve bir hikaye anlatır sana. bir hikaye başlar o an.
Bir kere güveni kaybettikten sonra zor olan durumdur. O güvenini yok edecek ne yaparsa yapsin sen ona güvenirsin ama senin en ufak yanlışnda sana hayatı işkenceyede çevirebilir. Ve der ki; "güven bir kere olur gerisi hep şüphe."
Kapadokya benim için listenin başında gelir. Sabah gün doğumu ile beraber o gökyüzüne yükselen balonlarn görüntüsüyle uyanmak mutluluk ve huzurun kendisidir.
3 saatlik uyku ile sabah 6 da kalkış işe gidiş saat 8de işte oluş ve 3 e kadar aç susuz durma. sonra yemek molası reyon düzeni derken ayaklarını öldüren babetle savaşma ekleniyor bide. akşam 6 da çıkış eve geldikten sonra dinlenme umuduyla yatıp düşüncelerle başbaşa kalma.