fen fakültelerine gelmeyin, sakın ola yazmayın! büyük ihtimal işsizsiniz.
edit: eksileyen insan, ne iş yapmaktasın bana bir mesaj at ben de başvurayım.
şimdiye kadar çekilen diziler arasında mükemmelik sıfatını en çok hakeden dizidir. fantastik kurgu sevmeyen şahsıma bir solukta izletmiştir kendini.gerek krallıklar arasındaki bağlantıyı kuruşu, gerek güçlü karakterlerin şaşırtıcı ölümleri, fakat bu ölümlerin yerinin hızlı bir şekilde dolduruluşuyla kurgusuna hayran bırakır. oyuncu-karakter uyumu da cuk oturmuştur. izleyin, izlettirin.
facebook listemdeki tikilerin, videosunu paylaşıp, "6 mayıs 1972 <3" yazdığıdır. görseydi böyle anıldığını, oturur ağlardı heralde. hoş, görse de olurdu, yeter ki hayatta olsaydı.
içildikten sonra yarım saat içerisinde kişiyi uyku moduna geçiren ve en düşük ihtimal 10 saat aralıksız uyutan ilaç. ertesi gün de mal gibi dolanılmasına sebep olur. ancak huzurlu bir uyku için, en azından yatakta kıvranmayı engelleyerek, zemin hazırlar. ve ertesi güne bütün kaygılarınızdan uzaklaşmış, belki daha hissiz ama daha sakin biri olarak gözlerinizi açarsınız. eğer düşünmekten yorulmuş bir beyne sahipseniz mala bağlamak için birebir!
annenin "çabuk ortalığı toplayın" nidalarıyla kabul edilen misafirdir.ama eğer öğrenci evindeyseniz diafondan yapılacak çeşitli işkencelere maruz kalacak misafirdir.
-kim o??
+ebeeen.
4+4+4 sisteminde sınıf öğretmenleri dahi branş öğretmeni olabiliyorsa, fef mezunlarıyla alıp veremediğiniz nedir dedirten karar. şunu göz önünde bulundurmak şart; zamanımızın tecrübeli sınıf öğretmenlerinin çoğu işletme vs. gibi alakasız bölümlerden mezun olan insanlar. zamanında kendilerine verilen öğretmenlik hakkına sahip olan ve bunu bu zamana kadar sürdüren kişiler. sen bu kişileri alıp branş öğretmeni yapmaya razı oluyorsun da fen edebiyat fakültelerinde bilimin dibine vuran insanlarla uğraşmayı mı akıl edebiliyosun ancak? madem eğitim-öğretim reformu amacın, o zaman önce diğer sökükleri onaracaksın.
matematik bölümü öğrencisi olarak, matematik alanında yeterinden fazla bilgimin olduğunu düşünüyorum. bunu başkalarına aktarmakta sıkıntı yaşayacağımı düşünmemekle beraber, böyle olsa dahi formasyonla eğitim fakültelerindeki ders açığının kapatılacağını biliyorum. ayrıca mezun olmama 2 ay kala bu hakkımın elimden alınmasını kesinlikle doğru bulmuyorum. 4 sene önce bu hak varken bölüme girdim ve bu sebepten kazanılmış hakkım olduğunu düşünüyorum. umarım çok kısa bir zaman içinde geri adım atılır ve bu kocaman yanlışın köşesinden dönülür.
ne zaman ak gül,siyah gül dense akla gelen sezai karakoç şiiridir. şair, büyük aşkına bir ömür boyu sadık kalmış ve bu sebepten ömrü boyunca kimseyle evlenmemiştir.
yirmili yaşlarda gerçekleşmesi,kişiyi ileride yaşayacağı zorluklardan alıkoyan operasyondur. dişçinin dediğine göre dişin baş gösterip de senelerce ağızda tutulması, geçen süre zarfında daha da kemikleşmesine ve köklenmesine, bu sebepten de çekiminin uzun ve sancılı olmasına ortam oluşturur. gömülü olan 20 yaş dişimi farkettiğim an çektiren biri olarak tavsiyem, korkmayın ve ertelemeyin! bir hafta çilesi çekilecektir ama operasyon sırasında pek bir zorluk yaşamazsınız(diş çok çarpık değilse tabii). ileride çenede yaratacağı daralmadan kaynaklı diş çarpıklıklarından da kurtulmuş olursunuz erkenden.
kılıbık değil, erkeğim diye geçinen birçok tipten daha erkek olandır. psikolojik açıdan sağlıklı,karşısındakine saygılı ve sevgisini doğru biçimde ifade edendir. aferindir.
hayretler içinde izlediğim/okuduğum haberlerden maalesef ki biri. ideolojik eğitimden bahseden biri, gençliğe hitabeyi yerden yere vururken, tek milli metni istiklal marşı olarak gösterebiliyor.eğer illa eşelenecekse bu değerler, en basit örnek olarak; "Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklal" sözünde hiç mi rahatsız edici bir nokta görülmüyor? yahut madem eğitim-öğretim tabanlı bir şikayetin var, milli güvenlik dersi kaldırılırken zorunlu din dersinin hala yürürlükte olması normal mi? bu zamana kadar gençliğe hitabeyi de istiklal marşını da seve seve okudum. ikisi de o zamanın şartlarına göre yazılmış yazılardır. rahatsız edici noktalar ,kişiye göre, olabilse de milli değerlerdir ve yurdum insanını bir araya getirebilen maalesef ki ender niceliklerdir. gençliğe hitabe zaten andımız ve istiklal marşı gibi düzenli aralıklarla okutulan bir eser olmadığından kaldırılı kaldırılmamasının tartışılması son derece gereksizdir.
ataürkçülük, evet bir ideolojidir. ama buna ideoloji yaftasıyla bakmayıp anlattığı,öğütlediği noktalara odaklanmak ve bunu özümsemek gereklidir, suistimal değil!
bu geceki gidişatı şiir dinletisi tadında programdır.teması ise yalnızlık.
"sen gelsen,
yatağımın kenarına otursan,
ellerin üşümüş olsa.."
gece gece dağıttı bünyeyi.
bir zamanlar dahil olduğum grup. it besleyeceğine fakir doyur anlayışıyla da ne alakası olduğunu da anlayamamışımdır hiç bir zaman. yeri gelir fakire yardım yapılır, yeri gelir hayvan beslenir,bakılır. illa tek bir seçenek varmış gibi düşünülmesi komik.zamanında köpek beslemiş biri olarak çıkardığım en önemli sonuç ise, hayvanların hiçbir karşılık beklemeden ,ki bunu çoğu insan yapamaz, sonsuz sevgilerini sunması. bu sevgiyi tatmış biri, hayatının sonuna kadar hayvan sevgisini içinde barındırır.
(bkz: black)
ince ince işlenen emek,geçip giden yıllara karşı koyamama, yaşlanma korkusu, çaresizlik..
insani duygulara dokunan,insanın içine oturan cinsten.