Aklın yok galiba kardeşim ne diyelim. Bu devirde evlilik? Yani şu devirde mi? Vah kardeşim Allah akıl fikir versin. Sevsen de evlenme, inan bu kardeşine. Ev len me
Yok oluyoruz. Tükenmekteyiz. Değişim olacaksa şayet bu ya çok kanlı olacak ya da aman vatana millete bir şey olmasın diyeceğiz ikinci yolu seçeceğiz. Basit olanı seçemeyiz. Gerçekten 15 sene içinde geliştik geliştik eğer de gelişemezsek bir daha bataklığa girip ordan bir daha çıkamayacağız.
tek bir fırsatım daha olsaydı her şeyi düzeltmeyi ne kadar da isterdim. öyle içten dolu dolu bir istek ki. uzak olmanın kendine daha iyi geldiğini bildiğimden bunları bile söyleyemiyorum. tekrar isteyemediğim bir şans için bile her şeyi yoluna sokmanın istencini barındırıyorum. ateşin üzerine su atmışım sanki. dönüşü yok biliyorum. her şeyi mahveden kendimle yaşamak zorunda olmanın acısını çekiyorum. Allahım lütfen bir mucize olsun.
Kaybetmek çok iyi başardığım bir şey'e benziyor. Bunca hayatınca en iyi neyi yaptın deseler kaybetmek derim. Hayallerimi, ailemi, sevdigim kadını, arkadaşlarımı her şeyimi kaybettim. insan başka birisi oluyor... allahın sefil bir yalnızıyım ben.. evde, arabada, işte, sahada her yerde... herkese bir hayat verebilirim kendilerinin ne kadar harika insanlar olduklarını ve hayatların da tanıdıkları en muhteşem insan olduğumu inandırabilirim. Bunu yapabilirim. Istediğim zaman.. fakat sorun en eski, çok eski..
Seni unutmamak için ne kadar çok savaş verdim bir bilsen. Kaç kişi yıkmaya çalıştı. izin vermedim. izin verirsem eger senden baska sevecegim kimse kalmaz bu dünyada. inan bana ilk gün gibi her şey..
Uyuşturucu batağına düşmeyen bilmez. Bazen geriye dönüp bakınca nasıl çıktım o bataktan ben bile bilmiyorum. irade gerçekten de en büyük silah. Aylar içinde eriyip bitmek ne demek bilemezsiniz. Ölümü istemekle eşdeğer.
Uyuşturucu batağına düşmeyen bilmez. Bazen geriye dönüp bakınca nasıl çıktım o bataktan ben bile bilmiyorum. irade gerçekten de en büyük silah. Aylar içinde eriyip bitmek ne demek bilemezsiniz.
Beni unuttun mu bilmiyorum ama ben seni unutmadım. Yüreğimi dağladım paramparça ettim. Beni bilirsin, derdimi iyi anlatamam ama unutma ki dört duvar arasına da koysalar seni unutamam. Saklımdasın, saklımsın. Hala yüreğimin en tenha sokaklarında gezinip duran bir sarhoşsun.
Siz hiç gecenin soğuğunda tek başınıza uyuşturucu sattınız mı? Beliniz de bir kör bıçakla, kulağınız polis sireninde.. tek başına kalmışsın da hayatı öğrenmişsin de neyde ne? Geçtik abi biz oraları.. bi manası yok o onların..
Kızı seversin, kız ölür. Başkasını seversin tutar o da ölür. Hayat bu aynı yerden vurur, aynı yerden vurur da sen de daha deşilecek yer kaldı mı? Bi' kere daha sevdiğinin kanı elinde, kalbinde, yüzünde, her yerinde.. hele de senin gibisi.. senin gibi gözü karası.. hem de o babanın kızı.. her gün hedefte..... yazık lan bana.. senin kalbin kırılıyo, benim ki taş mı?
merhaba. uzun zaman oldu değil mi? aslında bunu çok daha önce yazarım diye düşünüyodum. bu zamana kalması beni şaşırttı. her neyse. buraya niye geldim? bir iki haftadır yaşayan bir ölüden farksızım şu an böyle hissetmiyorum. tek bildiğim gerçekten söylemeyemediklerim, kafama takılanlar, anılar artık durmuyo içimde. seni özlüyorum. hani benim hislerimi küçümsemiştin ya sorgulamıştın kendi kendine, düşündüğün gibi olsaydı şu an bu başlıkta yardırmak yerine hayatıma daha anlamlı şeyler katıyor olurdum. aşardım, biliyosun güçlü bi insanım. ama aşamıyorum. çünkü fark ettim ki seni sevmeye devam etmek için sana ihtiyacım yokmuş.
giderken sadece “sana karşı güçlü hislerim vardı ama ileride çok üzüleceğiz şimdiden bitirelim ilerlemeden hepimiz için daha iyi” demeyi seçtin. bu saçma şeyle bıraktın beni. korkularından mı sorumluluklardan mı hislerimden mi kaçtın bilmiyorum, ve bu beni gerçekten yiyip bitiriyor.
her şey bitmişken ortada büyük kavgalar kırgınlıklar varken olmayacağını biliyorken gitmek bitirmek çok daha kolay olurdu ama böyle olmuyor. tek sorunumuzun uzaklık olduğu gerçekken bu hissi bu güveni bu inancı bu frekansı bu güzel şeyleri bırakabilmeni gerçekten anlayamıyorum. hep böyle değildi biliyorum, sen de söyledin.
bugüne kadar biriyle ciddi ilişkisi olmamış sevmemiş sevilmemiş biri olan senin, benim büyük sevgim karşısında tüm korkularını bu çekimserliğini yabancılığını anlıyorum. her zaman inanmakta zorlandığın sana olan sevgim. ben yalnızca seni sen olduğun için sevdim, sorun değildi yaralarını kapatmak için ordaydım..
aptal aşıktım gerçekten.. karşıdan öksürdüğünde bile içim cız ediyodu. bilirsin ben sevgimi belli etmeyi pek seven bi insan degilim senin aksine.. ama sadece aptal aşıktım işte mantıklı bi açıklaması yok. karşıdan nasıl göründüğünü nasıl hissettirdiğini hiç düşünmedim. hatam bu kabul ediyorum ama sana karşı hep dürüsttüm hislerimle düşüncelerimle sana hiç yalan söylemedim kötülüğünü hiç istemedim hatamın bu salaklıktan dolayı olması çok trajikomik ...
Daha sonra da yapamadım işte. bir süre mücadele ettim kendimle, ağladım sızladım, galiba halisünasyonlar da gördüm ama olmadı. Korkaklığıma kızdım hep. Bu sela sesleri senin sela seslerin olmalıydı dedim kendi kendime. Insan az biraz bile yaşadığını hissettiğinde vazgeçiyormuş ölmekten.. tamamı mavra..yaşamakta neyin nesi.. nefesim tükendi benim.. yapamadım kıyamadım kendime, canıma
Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma yeniden boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı, özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna...
Lise 1 ve 2'de ayda 8-9 tane hap attığımı bilirdim. Double double attığımızda olurdu tabii... acayip bir yürüme isteği oluşurdu.. Yürüyüşten bağımsız hapların etkisiyle 5-6 kilo vermiştim. Kendimi kaybetmiştim kendime noluyor bile diyemiyordum.. rabbim tekrar düşürmesin o yollara.. geçen sene universite ortamından ve arkadaş ortamından tekrar başlamıştım.. yine ara sıra bokunu çıkartmadan atıyorum orda burda iyi oluyor.. tabii verdiği haz hiç bişey yok orası ayrı mesele..
Düştük yine analize, bugün kadrolar aşağı yukarı belli olur. Hiçbir eski sevgilisini stalklamayan ben, şimdi Instagram'dan futbolcu futbolcu dolaşıp milli takım kampında fotoğraf paylaşmış mı diye bakıyorum. Nasıl bir batağın içindeyiz dostlar.
Benimle birlikte oldukları zaman genellikle gülerler. öyle alıştırmışım. kimi görsem, seni andık geçen gün: bilsen ne kadar güldük, der. iki yıl önce birlikte içerken ne demiştin, hatırlıyor musun? diyorlar. hatırlamıyorum. onlar hatırlıyor. tekrar anlatıyorlar. anlatırken bile dayanamayıp gülüyorlar. ben gülecek bir şey göremiyorum ortada.
kıskanç ve intikamcı bir duyguydu bu: biraz unutulmaya gelmiyordu. gizlice büyüyor, eskisinden daha şiddetli bir biçimde ortaya çıkıyordu hiç beklemediği bir anda...
...hem örtülmesi gereken, hem de örtüldüğü ona hissettirilince kuvvetlenen bir duygu.
Nerdesin çocuk..