Hayvanseverlikle salaklık arasında saçma bir şekilde kalmamıza
sebep olan durumdur.en kötüsü ise kedinin de otobusten hemen sonra "amk malı" der gibi bakıp sakin ve hızlı bir şekilde yanınızdan uzaklaşmasıdır.
Kendisinin de farkında olmadığı, acısını çok sonra kendisinin ve kabilesindeki yamyamların çocuk ve torunlarının çekeceği hatadır.
"nedir bu hata" diyenlere anlatayım;
efendiler, hepimiz bu kabileye mensup kişilerin siyasi görüşlerini çok iyi biliyoruz. tabii ki demokraside bu görüşlere de ihtiyacımız var fakat ülkemize çok ileri demokrasiyi getirmeyi başaran bu kabile, son zamanlarda gördüğümüz üzere "benden olmayan ölsün" mantığına bürünmüş durumdadır.
bildiğimiz üzere bu kabile mensupları yıllardır "ezildik biz" diye ağlamakta, kendilerini ezdiği söylenilen onların diliyle "cehape zihniyetine" düşmanca bir yaklaşım sergilemektedirler. ve kimse inkar etmesin, dış güçlerin de yardımıyla en sonunda iktidara gelmeyi becerebildiler.
peki günümüzde kendileri o çok eleştirdikleri "cehape zihniyeti" nden farklı birşey mi yapmaktadır? "biz ezildik" diye ağlayan bir kabilenin, başa geldiğinde başkalarını ezmesi ahlaklı ve insanlığa yakışan bir davranış mıdır? o çok bağlı oldukları islam dininde bunun yeri var mıdır? bu intikam hırsı nedendir?
bir ülkenin başbakanı, milletvekili olan bir gazeteciyi cezaevinde tutmak için elinden geleni yapar mı? ülkesinin ordusunda görev yapan önemli mevkilerdeki subayları, olası riskleri göz ardı ederek cezalandırmak için çabalar mı? ülkesinin güvenliğini tehlikeye atar mı? maalesef bu kabileye mensup bir başbakan bunu yapıyor. peki ama neden?
tabii ki o söylenen "ileri demokrasi" getirme hikayeleri falan büyük yalan. bunu kendisini körü körüne savunan şahsiyetsiz şahsiyetler de bal gibi biliyor. amaç "intikam almak". bu fikir doğrultusunda da devletin en önemli mevkilerine kendi yandaşlarını getirip, ezdiler bizi diye ağlaştıkları "cehape zihniyetine" sahip insanları hızla tasfiye ettiler, psikolojik baskı ve haksız suçlamalarla kendilerince "ezmeye" başladılar.
şu anki kadrolaşmayı sağlamak için çok çalıştıkları belli. 10 yıldır devletin başındalar, diyelim ki bir 10 yıl daha kalmaya devam edecekler. hadi 20 yıl olsun. peki bu kadrolaşmayı sağlayanlar geberip gittiklerinde ya da sürekli iktidar olmalarını sağlayan sistem çöktüğünde ne yapacaklar?
işte efendim tayyip erdoğan ve kabilesindeki mega mantık hatası burada başlıyor. yıllarca bahsettikleri "ezilmişliğin" intikamını almaya çalışıyorlar. fakat o koltuklardan indikleri gün intikam sırasının kime geleceğinin farkında değiller.
sen ezilmiş olabilirsin, bu durumda ezilmenin ne demek olduğunu çok iyi bilip, bir müslüman olarak bunu başkalarına yapman doğru mu? bu durumda ezme sırası diğerlerine geldiğinde başına neler gelecek düşünmüyor musun? çocuğun, torunun, kardeşin, eşin dostun nereye kaçacaklar senin sistemin çöktüğünde? bugün haksız yere cezaevlerinde tuttuğun adamların yerine kimler geçecek senin sistemin çöktüğünde bunu düşünüyor musun?
20 haziran 2013 tarihinde saat 18.40 sularında içinde üst düzey komutanların bulunduğu helikoptere teröristler tarafından hakkari de yapılan saldırıdır.
şimdi geçen gün sorduğum soruyu tekrar ediyorum o akp şakşakçılarına:
üstün terörle mücadele kabiliyetine sahip başbakanınız ne bok yiyor?
5 aydır şehit haberi gelmedi diye seviniyorsunuz, içinde bir korgeneral ve tümgeneralin bulunduğu o helikopter düşseydi ne diyecektiniz?
pkk nın gerçekten çekildiğine inanıyor musunuz?
pkk nın istekleri yerine getirilmezse gelecek şehit haberlerinden ve ölecek sivil insanlardan kim sorumlu olacak?
şimdi utanmadan aşağıya (bkz: ağzında salya şehit haberi bekleyen muhalif) diye entry gireceksiniz. onun için sizi yerecek birşey yazmıyorum. yüzünüze tükürsek "ya rabbim şükür" diyecek kadar yüzsüzsünüz.
kimileri tarafından ulu önder diye nitelendirilen gerzek herifin* üstün terörle mücadele hamleleri sayesinde çekildiği söylenen pkk nın "biz gereğini yaptık sıra devlette, meclis kapanmadan siz de gerekli yasaları çıkarın" diyerek açık açık tehdit etmesi durumudur.
neymiş efendim, karakollar yıkılacak, koruculuk sistemi lağvedilecekmiş. apo piçine tecrit kalkacak, dağdakilerle rahat görüşmesi sağlanacakmış, türk silahlı kuvvetlerinin bölgede yaptığı keşif çalışmalarına son verilecekmiş.
peki olmazsa ne olacakmış? asker keşif araştırması yapıyorsa onlarda teröristlere "siz de gidin devlet ve güvenlik kuvvetlerini keşfedin, eyleme hazırlanın" diyeceklermiş.
şimdi aylardır şehit haberi gelmiyor diye sevinen, akpkk yı savunan mallara soruyorum;
bu adamların istedikleri verilmezse ne olacak? iyice bir düşünün bakalım..
an itibariyle star da yayınlanan popstar programında serdar ortaç ın osman tan erkır hakkında çıkan söylentileri yalanlarken bülent ersoy un müdahalesi sonucu ortaya çıkan durumdur.
s.o: osman tan erkır yayın esnasında kesinlikle bize monitörlerden "hızlanın, onu yapın bunu yapın" gibi birşey yazmamaktadır.
Büyük bademlerden Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu nun açıklamasından bir kesittir. Orjinali şu şekildedir.
--spoiler--
Sürece karşı çıkanları sert bir dille eleştiren Ahmet Gündoğdu, "Çobanla konuşuyorum dün Ardahan yolunda. Çoban diyor ki "Başkanım biz bayram ediyoruz. Sığırlarımın bile yüzü güldü"; diyor. Nasıl güldü diyorum, "Yaylalara çıkacaklar"; diyor. Şimdi çözüm sürecini hayvanlar bile anlamış ama bazı insanlar anlamıyor" dedi.
--spoiler--
Evet bazı hayvanlar hala bu çözüm sürecinin ülkeyi nereye götürdüğünü anlamıyor. Herifin resmen götünü kaldırdınız amk çocukları. Dünya tarihinde bir ilk gerçekleşti sayenizde. Binlerce insanın ölüm emrini veren şerefsiz şimdi "dediklerimiz olmazsa iç savaş çıkar" diyebiliyor.
rte nin japonya ile yapılan bir nükleer anlaşmanın arasında japonya başbakanından "olimpiyatları siz daha önce aldınız, çekilin bunu da biz alalım" isteği sonucu ortaya çıkan zıbındırık.
lan bu herif iyice yedi kafayı. hadi yalan dolan hileyle geldin bu millettin başına çöktün, kendini padişah sanıyorsun, her boka burnunu sokuyorsun*. japonya seni sikine takar mı? çocuk gibi "önceki penaltıyı sen attın olm, çekil kenarı bunu da ben atacam" muhabbeti yapılır mı?
yine de bu herifi ilk defa takdir ediyorum sanırım, en azından bu konunun ülkemiz açısından elle tutulacak bir yanı var, o da en sonunda bu ülke için faydalı olabilecek bir şey yapmaya çalıştığıdır.*
hangi dizesinde hakaret olduğunu anlayamadığım bir kaç satır şiir sonucunda, düşünce özgürlüğü demokrasi diye kıçını yırtan bademlerin hışmıyla yapılan zulümdür.
ya biri de kalkıp demiyor ki böyle yargıya sokayım.
o şiirde hakaret varsa ben de yarın hacca gidip müslüman oluyorum amk. karıncalar ziksin sizin aklınızı*.
yıllardır türkiye cumhuriyeti tarafından yenilen kürt haklarının geri verilmesidir.
evet efendim yanlış okumadınız. benim gibi milliyetçi bir yazar tarafından yazıldı bu. verelim haklarını, istediklerini herkes rahatlasın. neymiş bu haklar diye soranlara birkaç örnek yazayım.
1) 4 dağ arasına kurulmuş 3-5 haneli köylere verilen kilometrelerce yol, su, elektrik, iletişim hatları.
2) yeşil kart sayesinde tüm sağlık imkanlarından 7 kuşak faydalanma.
3) ekilmeyen araziye teşvik primi.
4) türkiye cumhuriyeti sınırları dahilinde her noktada mülk sahibi olabilme.
bunlardan bir kaçıdır. evet efendim adamlar haklıdır. türkiye cumhuriyeti kurulduğundan beri bu hakların hiçbiri kürtlere verilmemiştir.
ayrıca onlara devlet olma hakkı tanıyalım ki dünyanın kaç bucak olduğunu görsünler. devlet kurmayı kağıttan gemi yapmak gibi kolay zannedenler kıçının üstüne otursun hele.
Ülke vatandaşı gibi görünen, aslında kimliğini taşıdığı ülkeyle hiçbir alakası olmayan şerefsizlerin statüsüdür..
türk vatandaşlarının bu puştlar hakkındaki genel tanımı "vatan haini" dir. Fakat gözden kaçırılan bir durum var ki, pkk denilen it sürüsünün % 95 i türk kimliği taşımasına rağmen türk değildir. Bu durumda bir şekilde türk kimliği elde etmiş fakat aslı türk olmayan, bütün ihtiyaçları onları destekleyen dış güçler tarafından karşılanan bir grup homoseksüel, bu vatanın evladı olmadığı için de "vatan haini" olamaz.. Olsa olsa kendini bir sik (süper güç) zanneden ülkelerin maşaları ve türkiye cumhuriyetinin düşmanı olabilirler. Bunu vatan hainliği ile karıştırmayalım.. Pkk denilen orospu çocuklarından oluşan topluluk vatan haini değil, tam anlamıyla düşmandır.
http://www.uludagsozluk.com/ adresindeki bazı ergen(biyolojik olarak ergenliği geçmiş olsa da zeka seviyesi o kadardır) ve yobaz yazarların, arkadaş ortamında sözlüğe yazı yazmak, daha doğrusu entry ya da başlık sıçmak için kullandıkları müsaade cümlesidir..
son yıllarda yaşanan gelişmelerden sonra birçok insanın aklına gelen sorudur..
tanım kısmını geçtiğimize göre "entry" ye devam edebiliriz...
ben müzisyenim, 28 yaşındayım ve gerek mesleğim gerekse hayat şartlarından dolayı birçok ortamda bulundum ve bir çok insan tanıdım.. ayrıca insan davranışlarna ve psikolojisine özel ilgimden dolayı onları tanımakla kalmayıp kendimce objektif olarak gözlemlemeye çalıştım.. ve en sonunda bugün bir düğünde şahit olduğum bir sahne bu yazıyı yazmama sebep oldu..
bu yazıyı, kendini bir iş yapıyormuş gibi görüp her şeyi provoke etmeye çalışan insan müsveddeleri çok iyi okusun !!
yıl 2005 aylardan şubat.. acemi eğitimimi tamamlamış yemin törenine çıkmıştık.. annem babam gelmiş, yemin töreninden sonra kışlanın içinde dolaşırken, aynı bölükten bir arkadaşımı iki kişinin kollarında salya sümük ağlarken gördük.. annem nesi var deyip yanına gitti tabii bizde arkasından, ailesi gelenleri görünce içi burkulmuş, kendi ailesi gelemediği için ağlıyor.. annem belki hayatımda bana öyle sarılmamıştır, sardı arkadaşımı kendince teselli etti bir "ana" olarak.. "elazığ" lıydı bu arkadaşım...
aynı günlerde bir arkadaşım soğuktan üşütüp hasta olmuştu, verilen iğneler ağır olduğu için iğneyi yedikten sonra anca 2 kişinin kolunda koğuşa kadar gelebiliyordu.. o iki kişiden biri izmirli olan ben, diğeri antalyalı bir arkaşımız.. taşıdığımız kişi "şırnaklı"
acemi birliğinden ayrılırken otobüslerimiz geldi, bende binecektim... çavuşumuz izmirli, giderken dönüp yüzüme bakmadı.. otobüsüme giderken yanımnda olan o "şırnaklı" arkadaşım ağlıyordu "ben senin gibi bir arkadaş bulamam" diye.. kürt mü? evet kürt.. insan mı? insan...
bunun gibi bir çok örneği çoğumuz yaşamış ya da dinlemişizdir..
şu an oturduğumuz semtte en iyi komşumuz uşaklı, karısı "van"lı.. dinibütünlerdir ailece.. baba bildikleri "van"lı abileri de karşı komşumuz.. geçen komşunun evini su bastı yağmurda.. herkes elinde bir kova suyu attık dışarı.. kimse ona sen "vanlısın" kimse de bana "sen gavur izmirlisin" demedi..
bugün bir düğün vardı izmirde.. gavur izmirde...
davetliler geldi, salona şöyle bir göz attım, mini eteklisi var, türbanlısı var, kürt var, çerkez var, bulgar var, laz var.. diyeceksiniz ki düğün bu herkes gelecek tabii ki kimse ideolojisini karıştırmaz bu ortama.. % 80 i başörtülü, bazılarımızın dışarıdan bakınca "yobaz" diyeceği türden giyinme tarzları.. kocası yanında, onun yanında kayınçosu, yan masada nişanlısıyla gelen kuzeni..
herkes halinden memnun, kimse türbanlıya "yobaz" kimse de mini etekliye "orospu" gözüyle bakmıyordu.. ankara havasından girdik, zeybeğinden tut, halayına kadar.. kimse de demedi "bu benim oyunum değil oynamam" bu bana namahremdir yanaşmam demedi.. herkes eğlendi.. herkes güldü.. kimse salonu terkedip gitmedi "burası bilmem ne" diye..
gecenin sonuna gelindiğinde o istek geldi bize "10. yıl marşı".....
o dışarıda görüp "yobaz" dediğimiz insanlar ilk önce ayağa kalkanlar oldu.. belki kürttü, geldi bilmem ne halayı istedi... o da ayaktaydı.. belki ermeniydi belki atesit, belki de gürcüydü ayaktaki insanlardan bazıları.. ama herkes ayaktaydı...
kimsenin "gelin damat mutlu olsun" diye bunu yapacağını sanmıyorum.. kimse oradan kaçmadı, aksine marş bitene kadar, belki de gece boyunca olmayan bütün enerjileriyle söylediler "10. yıl marşını"
türküz cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi..
türk e durmak yaraşmaz..
türk önde türk ileri !!
o an bütün müzisyen arkadaşlarım "oh be iş bitti" diye düşünürken, ben gördüm ki, bu insanlar, bu halk, bu türkiye birileninin oyununa gelmezse bölünmez, yıkılmaz!!!
yüzyıllarca yaşanan bu topraklarda yapılan savaşlar, ya yeni toprak, yeni ganimet kazanmak için yapılmıştır, ya da sınırları korumak için.. ayaklanmalar, isyanlar olmuştur elbet.. her toplumda da, 1 den fazla insanın yaşadığı her karış toprakta bunlar olacaktır.. ama 1071 den bu yana bu topraklarda yaşayan insanoğlu, hiçbir zaman kendi içinde savaşmamıştır..
bu ülke bölünmüyor arkadaşlar.. bu ülke bölünmeye çalışılıyor.. "türkiye" isminden bu sınırlar içinde yaşayan hiç kimse rahatsız değil.. dışarıdakiler bu bütünlükten rahatsız olduğu için "türban, kürt, ermeni, yahudi, gavur, ateist" ayrımı yaparak bunu bozmaya çalışıyorlar.. çünkü bu insanları, bu dayanışmayı, ayırmadan, birbirine düşürmeden kıramayacaklarını biliyorlar.. bu ülke, "türkiye" bölünmüyor ama "bölüşülüyor"
bu ülkeyi bölmek ve yeni ganimetler elde etmek niyetinde olan şerefsizlerin oyununa gelmeyelim...
% 99 unun yeşil olmasına anlam veremediğim 1 ya da 1.5 lt lik şişelerdir.. Neden allahım? neden gazoz şişeleri yeşil olur? biri bunu bana açıklasın yoksa uyku tutmaz bu gece.
Not: evet gördüğünüz gibi, işim gücüm yok, bunlarla uğraşıyorum.
En kötü koşullardan biraz daha iyi olanına katlanabilmeyi göze aldığını belirten cümledir.
Kimisi "ya öyle böyle biri tutsunda bölümü önemli değil, hangisi olursa ben razıyım arkadaş" der.
Kimisi "elime 100 lira fazla geçsin, 2 saat fazla çalışmaya ben razıyım arkadaş" der.
kimisi "sevdiğim benim yanımda olsun, ben aç kalmaya razıyım arkadaş" der.
kimisi "bal tutan parmağını yalar, şu memlekete biraz faydaları dokunsun, sevmesem de destek vermeye razıyım arkadaş" der
kimisi de "bu nasıl başlık böyle amk, ne güzel yazıyordu bozdu fesemenk. ben şok gazetesi okumaya razıyım arkadaş" der.
ve bunların alayı eksilere döşenir.
Efendim tabii ki ödül sistemi güzel bir teşvik aracıdır. Fakat özellikle futbolda görüyoruz ki bu primler yılda 5-10 trilyon para kazanan adamın umrunda değildir.
peki ya maçtan önce "takım kaybederse her oyuncudan 25.000 dolar alınacak" açıklaması yapılırsa? o parayı vermemek için bir türk ün neler yapabileceğini görmek isterdim.
Anamız bizi doğurmuş. hadi şanssızlık laik ülkeye denk gelmişiz. atatürk denen biri yasaklamış çarşafı tekkeyi hacıyı hocayı. ama namazımızı kılmışız ibadetimizi yapmışız kimseler birşey dememiş. ne zaman demişiz ki şeriat o zaman binmişler tepemize. hırslanmışız. hocalarımız el vermiş. gelmişiz devletin başına. e ee keser döner sap döner gün gelir devran döner deyip koyulmuşuz intikam yoluna. aman ya rabbim. neyin intikamını alayım ki ben? namazımı kılmışım kimse birşey dememiş, orucumu tutmuşum kimse hapse atmamış. anacığım başını örtmüş kimse kırbaç vurmamış aç başını diye. demişler ki "her kim ki bu ülkeyi bölmeye çalışır o devlet düşmanı bölücüdür" şimdi ben neyin intikamını alayım? ha kızım türbanla okula girememiş, devlet memuru olamamış.
ben bir devlet adamı olarak çıkıp "ey vatandaşım zamanında ülke bütünlüğünü sağlamak için, o dönemin şartlarında bazı kararlar alınmış. ama bu kararların bir kısmı bazı kardeşlerimizi arkadaşlarımızı vatandaşlık haklarından mahrum etmekte. ben isterim ki herkes kıyafetine, görüşüne bakılmaksızın ülkemizin imkanlarından faydalansın" diyemedim günlük (idare et).
ne yapayım ben? düşman olduk bir kere atatürke. hazır başa gelmişken yıkayım en iyisi kurduğu devleti. nerden başlasam diye sormadım bile kendime. belediye başkanlığı cart curt derken hocamız sağolsun başbakan oluverdim sevgili günlük. ilk önce kuruş kuruş hesabı yapılarak kurulan bütün kuruluşları fabrikaları satıverdim. o beni yasaklayan devletin elinde birşey kalmadı. yıllardır ihraç ettiğimiz ürünleri ithal etmeye başladık. o kadar abarttım ki, hayvancılığın geçim kaynağı sayıldığı bu ülkeye dışarıdan hayvan almaya başladım. laiklerin cebine para girmesin diye ne kadar imkanları varsa almaya çalışıyorum ellerinden. bütün muhalif medya sahiplerini borçlu çıkarttım hepsini batırdım. o şeriatımıza karşı çıkan subayların hepsini cezaevine attım (aramızda kalsın daha doğru düzgün bir suç bile atamadık üstlerine). gazeteciler mi? ohoo ağzını açana takıyoruz kelepçeyi. eh beni yalayanları da bi ince görüyorum tabii el altından. oğluma gemicik aldım bu arada günlük. o da uyanık çıktı bursla gönderdik amerikaya ama kelepir ev bulmuş alıverdik 300 bin dolara. çiftçileri soracak olursan analarını da alıp gidiyorlar yavaş yavaş. kpss denen sınav olayını da hallettik artık. badem bıyıklı bir din kardeşimizi getirdik başa.(din kardeşi ama az kul hakkı yemiyor kerata seviyorum bu merinos kafayı) sağolsun bütün talebelerimize cevapları dağıtıyor sınavdan önce.
ee günlük daha anlatacaklarım var sana şimdilik bu kadar. devleti yıkmak için daha yapacak şeylerimiz var. ya laf aramızda nasıl bir milletimiz var anlamadım ben. siksek haberleri olmayacak. neyse günlük. yarın gidip obamaya domalmam lazım. onda da bi barrack var sorma gitsin. hadi kal sağlıcakla.
akp anlayışına göre beyin takımı böyle olur herhalde:
bilmem ne kurumu mehmet ali şahin bey in -sömüredursun-
cart kurumu ekrem erdem bey in -akrabaları yerleştiredursun-
curt firması mustafa şentop bey in yandaşlara -torpil yapadursun-
bir kaç mehmet şehit oldu kurumu hüseyin çelik bey in -beyni dursun-
döneklikte sınır tanımayız örgütü numan kurtulmuş bey in -dönedursun-
falan filan.. akp nin beyin takımı ancak böyle olur.
Kafatasında minimum 1 gram beyin barındıran bir insanın böyle birşey olmadığını, acınacak haldeki sözde müslüman badem bıyık tayfasının batıya doğru domalmak sureti ile "siker misin sabaha mı bırakırsın" düşüncesiyle başkalarının emellerinin maşası olduğunu anlamasıyla, koltuğunun altında bir paket makarnayla peşinden gidenleri hayal kırıklığına uğratmasını beklediğim emellerdir.
biri bana ne dediğimi açıklasın.
edit:
1: chp li değilim mhp li hiç değilim. bu memlekette ucundan kenarından tutulacak parti yok.
3: bir ülke sınırları içerisinde farklı dillerin eğitiminin verilmesi ve konuşulması o sınırların bölünmesinin uzak olmadığını gösterir. adam devletin başındakine kürtçe olarak yolum yok suyum yok derse nasıl anlayacağız bilmediğimiz dili? devlet dairesindeki kürtçe bilmeyen adama nasıl diyecek şu lazım bu lazım? bir süre sonra der ki "benim dilimi anlamıyorlar bende kendi devletimi kurayım benim dilimi bilen insanla konuşayım" bunu mu istersiniz?
4: yarın senin çocuğun bir devlet görevlisi olup o bölgeye gittiğinde(ki sizin götünüz yemez oraya gitmeye ondan böyle atıp tutuyorsunuz) kasaptan eti nasıl isteyecek? markette derdini nasıl anlatacak? komşusuna nasıl günaydın diyecek bilmediği dilde? Tek dil devletin değil! milletin bütünlüğü için gereklidir ve şarttır.
5: kafası çalışan her insan bu ülkede istediği işi yapsın kimsenin birşey dediği yok. akıllı insanın yaşadığı ülkeye mutlaka faydası olur. o irticayla suçlanan rahmetli necmettin erbakan bile bu ülkede ilk motor fabrikası olan gümüş motor u kuran insandır. keşke 1 gıdım olsun onun yolundan gidebilseydiniz. bunu da görüyor ve biliyoruz.
6: zamanın koşullarında ve savaş ortamında alınmış yanlış kararlar tabii ki değiştirilecek. ama bugün savaş olmayan ortamda oturup doğruyu yanlışı düşünme fırsatı varken de benim çocuğum haberim olmadan o yavşak "imam hatip liselerine" kayıt edilmesin arkadaş.
7: artık şu at gözlüklerinizi çıkartın da 10 sene sonrasını görmeye çalışın. açın ülkenin mali durumunu araştırın. iki paket makarna 5 torba kömüre, devlet kapısında 3 kuruş maaşa satmayın kendinizi. kendi götünüzü kurtarmak için benim çocuğumun torunumun geleceğini karartmaya kimsenin hakkı yok !!!
allah din kitap diye yardırıp, fantasik mucizelerden bahsedip, burnunun dibindeki hergün şehitler verilen çatışmaları görememe durumudur. o yıllardan 1900 lü yıllara gelip, mucizeden ve sırdan medet umarak değil, imanla birlikte, aklı ve milletinin gücünü kullanarak nasıl bir savaş kazanıldığını görmekten kaçınma durumudur. atatürk ün hz. muhammedin kazandığı savaşlara binaen söylediği
"Hz. Muhammed'in bir avuç imanlı Müslümanla mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin Kureyş ordusuna karşı Bedir meydan muharebesinde kazandığı zafer, fâni insanların kârı değildir,o'nun peygamberliğinin en kuvvetli delili işte bu savaştır.
sözünü görmezden gelip, atatürk e ve onun yolundan gidenlere dinsiz deme durumudur.
yadigar;
ali güven'in seslendirdiği duygusal bestedir.
Bu gece canım yalnız kalmak istiyor
Herkesten uzak her sözden gözden uzak
Bu gece canım yalnız kalmak istiyor
Hiçbir şey konuşmadan insandan dosttan uzak
Böyle değildim ben sensizliği bilmeden
Bu garip huylar senden yadigar
Ne varsa gönlümde sen aldın götürdün yar
Bu hüzün bana senden yadigar
içimde ağlayan bir çocuk bıraktın yar
Bu acı bana senden yadigar
malumunuz, başta olan iktidarın kanırta kanırta, ite kaka bir yerlere getirdiği, geldiği makamın daha ne olduğunu bilmeyen, abilerinden icazet almadan konuşamayan yöneticilerdir.
şöyle kabaca bir baktığımızda özel örnek vermeye gerek kalmadığını, her yanımızı bu sikilesi badem bıyıklı insancıkların sardığını görebiliriz.
edit: bir şiir yazdım az önce:
sözlüğe gece girer rte ciler
aksi görüşleri toptan eksiler
başını örter, makarnayı iç eder
lafı koyunca kendinden geçer.
25-30 yaşına gelmiş, belki kariyer olarak çok sağlam yerde olan, fakat sosyal aktiviteleri ve gönül ilişkileri hala annesinin onayına bağlı olan erkektir. pekala anne sevilir, saygı duyulur hatta tapılır. lakin senin halin ne olacak be adam?
birde bunların şerefsiz sayılabilecek tipleri vardır ki, sevdiği kadından sırf annesi istemiyor diye ayrılır. "kusura bakma annem hakkını helal etmeyecekmiş seninle evlenirsem" diye kendince haklı olmaya çalışır.