master of mahmuts
42 (uyuyan dev)
on birinci nesil yazar 29 takipçi 305.73 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    ölümü hissederken

    4.
  1. master of puppets çalan sözlük yazarı

    7.
  2. hiçbir kızı umursamayan erkek

    41.
  3. 4 ihtimali var.

    dindardır.

    aşırı yakışıklıdır kızlar onun liginde değildir.

    sürekli reddedilmiştir, reddedilme fobisi oluşmuştur.

    ya da yazları sıcak ve kurak kışları ılık erkektir.
    2 ...
  4. silent ıvy hotel

    1.
  5. zuhal topal ile izdivaçı trolleyen adam

    12.
  6. sanki izdivaç programı denen yer insanların uçmaya çalışabildikleri bir yer değil de milli güvenlik toplantısıymış gibi davranmaya zorlanan tyler durden çakması bir adet troll barındırır.
    0 ...
  7. garsonların trileçe tatlısı ile imtihanı

    2.
  8. güzel kız çirkin erkek ilişkisi

    156.
  9. çirkin taraf için zordur. zaten çirkin doğarak hayata 1-0 yenik başlamıştır. daha bebekken öğrenir çirkin olduğunu. tabi kimse ona "sen çirkinsin" demez. ama insan bilinci "ayyy ne tatlı şeysin sen öyle." diyen insanın yüz ifadesinin yapmacık ve zorlama olduğunu anlayacak gelişmişliktedir. şimdi anlamasa da, aynı insanın hemen yandaki güzel bebeğe bakışındaki farklılığı, içtenliği elbet fark edecektir. farklı insanlardan defalarca kez gördüğü bu yüz ifadesini, kaçmak isteyen gözleri, acıyan ve tiksinen bakışları hafızasının bir köşesine kaydeder.

    en küçük ihtiyacını bile tek başına karşılayamayan, susadığında kalkıp içemeyen, açlıktan ölmemek için ağlayan, tuvaletini altına yapan, hayat için fazlasıyla aciz durumda olan bebek, doğal olarak bu konuda da aciz olduğunu, düşünür. annesi olmasa geberecek bir varlık kendisine yöneltilen bakışları nasıl değiştirebilir ki?
    kısacası, insanlar tarafından sevilmez, sevilmemesinin sebebi çirkin olması yani kendisidir, kendisi dünya için güçsüzdür.

    özgüven dediğimiz şeyin doğuştan geldiğinin söylenmesinin sebebi budur. gücünün yetmeyeceğine henüz bebeklik yıllarında ikna olur.

    nitekim büyüdükçe güçlenmeye başlar. yavaş yavaş ihtiyaçlarını karşılayabilemeye başlamıştır. koşabilir, konuşabilir, düşünebilir. bir türlü yerinde duramaz, bunları yapmazsa patlayacak gibi olur. çünkü artık esaret bitmiştir. güçsüzlük bitmiştir.

    ama tamamen bitmiş midir? kendisi de başka insanları görmeye başlar. çiçekleri, gökyüzünü, çizgi filmdeki karakterleri görür. o da güzel olan şeylere daha bir farklı baktığını görür. çirkin olana bakmak istemez, gözlerini kaçırır. önceden hafızasının karanlık köşesine attığı, insanların anlam veremediği o bakışlar anlam kazanmaya başlamıştır. galiba bazı şeyler hala değişmemiştir.

    geçen senelerle birlikte ergenlik döneminin de gelmesiyle çocuksu tatlılığını yitirir ve çirkinliği tüm çıplaklığıyla ortaya çıkar. dahası çocukken beraber taso oynadığı, solucanlar hakkında derin tartışmalar yaptığı tamamıyla eşit olduğu arkadaşına aynı şey olmamıştır. sanki onun üzerinde kıyafetler daha bir güzel durmaktadır? kızlar ona daha bir farklı bakmaktadır? şaşırır. biraz da kıskanır ama arkadaşını değil güzel olan herkesi kıskanır. çünkü sevilmek için, sevmenin pek de bir işe yaramadığını öğrenir. hayır, sevilmek için güzel olmak gerekir.

    aşık olduğu kız çok seveni değil güzel olanı tercih ettiğinde dünyanın işleyiş şeklini anlamış olur. sadece kızlar ya da aşık olduğu insan değil, hemcinsleri tarafından bile sevilmek için ekstra çaba harcaması gerektiğini fark eder. bu durum istediği herhangi bir şey için geçerlidir. iş görüşmesinde, okul takımı seçmelerinde, trafik kazasında can verip anahaber bülteninde fotoğrafı görüldüğünde, insanların bakışları seneler seneler önce hemen yanındaki güzel bebeğe baktıkları gibi olmayacaktır.

    ancak bu mutlu olamayacağı anlamına gelmez.
    güzel kız çirkin erkek birlikteliği gayet de mümkündür. istatistiksel olarak sözlüğe 8 sayfa entry girdirmiştir.
    tek yapması gereken oyunu kuralına göre oynamaktır.
    3 ...
  10. nuri bilge ceylan

    371.
  11. kış uykusu filminin kamera arkası görüntüleri yayınlanmış geçen gün rastgele denk geldim.
    şöyle ilginç bir olaya tanıklık ettim.

    bilenler bilir filmde nejat işler'in yer aldığı ufak bir kavga sahnesi vardır. nuri bilge başta nejat işler'in oyunculuğunu yumuşak buluyor. bir iki uyarı yapıyor, sahne tekrar tekrar çekiliyor fakat nejat işler bir türlü istediği performansı gösteremiyor. bunun üzerine nuri abimiz, nejat işler in yerine geçerek bir de kendisi oynuyor.
    normalde sahne 1 2 itiş kakıştan ibaret fakat nuri bilge ceylan işi epeyce ciddiye alıyor ve baya kavga etmek istercesine karşısındaki elemanla dikleşiyor. sahne gereği karşıdaki eleman kaçıyor. nuri hala adamı kovalamaya çalışıyor.

    sahne bittikten sonra hırsı hala geçmiyor,"taş yok mu lan" bakışı atıp taş arıyor! kendine uygun taş buluyor! "amına goduğm" tarzı bir şey söylüyor. bunu söyledikten sora artık nejat işler, serhan kılıç, çalışanlar falan yarılıyor.

    https://youtu.be/Y5aHjIDOpeM?t=2m49s
    3 ...
  12. portland trail brazzers ın biraz şey olması

    19.
  13. (bkz: şanssız)

    sakatlık sorunları mahvetti bu takımı.
    0 ...
  14. sevgilim patlak mi

    4.
  15. 1 adet beherglas bulunuz.
    hidroklorik asit (% 10’luk) bulunuz
    bir yemek kaşığı fenolftalein çözeltisi
    bir miktar da su bulunuz.

    bu maddeleri karıştırınız.

    önceden hazırladığınız sevgilinizi çözeltimize banınız. sevgiliniz avatar gibin maviye çalıyorsa patlaktır.

    sevgilinizin renginde. bir değişim yoksa tebrikler sevgiliniz sağlam.
    1 ...
  16. yazarların ilk aşkları için yaptıkları şeyler

    26.
  17. aşık olunan kızla tanışalı 1 2 gün olmuştur.

    "aaa ben aslında seni daha önceden tanıyorum. sen x mahallesinde oturuyorsun değil mi? sabahları servis bekliyosun ya sen bizim servis sizin evin önünden geçiyo."

    bunun üzerine aşık olan kişi sabahları daha bir mesut olmaya başlar. her gün görebilecektir sevdiğini. lakin aşık olunan kızın okulu artık 1 saat erken başlayacaktır.

    ama aşık olan kişi eziklikte ordinaryüslük seviyesindedir dahası çok aşıktır.

    her gün 1 saat erken kalkar. kahvaltı yapmadan, kış-soğuk dinlemeden, sabahın köründe servis bekler.

    aşık olunan kızı taşıyan servis gelir, vıııjjt diye geçer. aşık olunan kişi fotoğraf karesi denecek kadar kısa sürede görülür. çabukça el sallanır. karşılık alınır. kendini şanslı sayar aşık olan kişi. "ehehe bugün de gördüh çok şükür ehe mehe" diye kendi kendine sırıtırken ağzından buharlar çıkar.

    aşık kişi 2-3 ay kadar böyle devam eder ve 2-3 ayın sonunda bırakır aşık olan kişimiz.

    reddedilmiştir.
    2 ...
  18. sözlük yazarlarının itirafları

    129065.
  19. gökyüzüne baktığım zaman gördüğüm maviliği sevmek istiyorum
    içime çektiğim havanın lezzetli gelmesini istiyorum.
    saatlerce yürümeyi, gezmeyi sevmek istiyorum.
    insanlarla tanışmaktan mutlu olmak istiyorum.
    onları anlattıklarımla mutlu etmek istiyorum.
    eleştirdiğim insanları sevmek istiyorum. (çünkü onlar bizden daha mutlular)

    en çok da kendimi bildim bileli nefret ettiğim insanı, kendimi sevmek istiyorum.
    3 ...
  20. özlenen kişiye mesaj atmak

    22.
  21. gece gelen açlık gibidir. yemek yemezsen öleceğini sanırsın ama yarım saat sonra açlığın tamamen geçer. sabretmeyip yemek yersen kendine zarar vermiş olursun.
    1 ...
  22. dünyadaki bütün aşçıların renk körü olması

    1.
  23. az önce fark ettiğim durumdur.

    50 dakikadan beri soğanların pembeleşmesini bekliyorum pembeyle alakası yok hala.

    delinin biri bir pembe demiş herkes de onun peşinden gitmiş arkadaş.

    edit: siyahlaştılar amk.
    0 ...
  24. sözlük yazarlarının canını sıkan şeyler

    261.
  25. tecavüz etmek için arabanın önünü kesen eşkiyalar

    4.
  26. hassiktir hassiktir hassiktir.

    yaşadığım şoku bu adamların alacağı ceza azaltamayacaktır, içimi rahatlatmayacaktır. yorum yapamıyorum

    hassiktir
    1 ...
  27. my least favorite life

    2.
  28. true detective dizisinin ikinci sezonunda çalmışlığı vardır.

    ite kaka zorla sonunu getirdiğim dizinin sezon finali inanılmaz etkileyiciydi. ve bu şarkıyı her dinlediğimde collin farrell in kafasını kaldırıp gökyüzüne bakışı aklıma geliyor.

    iç karartıcı şarkıdır vesselam.
    2 ...
  29. hatunun yanına yaklaşması sakıncalı erkek isimleri

    11.
  30. galiba yazılmamış taylandır.
    genelde pek de korkulacak tipler değillerdir ama kızlar üzerinde iilginç etkiler bırakabiliyorlar anlamıyorum.

    bu arada benim adım mahmut lan. gerçekten mahmut. resmen güvenli bölgeyim değil mi? örneğin bir kızı çok güldürüyorsam bile ortamda kızdan hoşlanma ihtimali olan erkeklerlerde bir gerilme, korku, dert-tasa olmuyor. "arkadaşça şakalaşıyorlar işte" diye düşünüyorlar.

    2 sene önce, dersaneye gittiğim sene şöyle bir olay olmuştu,

    etütteyim. dersanede epeyce büyük bir etüt salonu var ve gelişi güzel oturduğum için yanımdakileri tanımıyorum. tam karşımızda da yüzü bize dönük şekilde oturanlar var. öyle ilginç bir oturma düzeni. herkes ders çalışıyor. neyse, yandan biri dürttü beni bir baktım kız. tanıştık konuştuk biraz, canı sıkılmış kızın. ben de sıkılmıştım, espriler şakalar falan yaptık o gülüyor ben gülüyorum, sessiz olun uyarısı geldi. sustuk kafaları gömdük ders çalıştık. ders bitiminde arkadaşa kızın kim olduğunu sordum. buraya dikkat meğer kızın sevgilisi varmış lan. dahası çocuk bizim oturduğumuz masada tam karşımızda oturuyormuş.

    fark etmiştim onu. bizim tüm o gülüşlerimize, kızın çevreyi rahatsız eden kahkahalarına rağmen sadece 1 kere, yazıyla bir kafasını kaldırıp gülerek bakmış ve dersine devam etmişti. vay be...
    bir müddet boşluğa dalıp gittikten sonra kendime gelmişim.

    bu olay bana çok ilginç gelmişti. galiba benim ruhum da mahmut. ve bunu bir şekilde insanlar hissediyorlar. bu yüzden kendime bir adet saha ismi takmayı düşünüyorum.

    böyle arda, berker, bora falan değil de antonio gibi françesko gibi italyan karakterli isimler seçmeyi düşünüyorum. malum bizim kızlardaki italyan erkeği algısını biliyorsunuz. kendime iyi bir hayat hikayesi çizerek bu yolda ilerlemeyi düşünüyorum.
    2 ...
  31. cizre

    182.
  32. sivil halkın devleti yıkmaya çalışan teröristlere ses çıkarmamış olması, devletin terörle mücadelesinde aynı sivillerin ölebilme ihtimalini doğurmuştur.

    yani, teröristlerden kendini ayıklayacaktın arkadaşım. sırf seni öldürmüyor diye, devlete düşman olanı, ülkeye düşman olanı kendi içinde barındırırsan, ona sempati duyarsan, yardım yataklık edersen, onunla etle tırnak gibi olursan devlet de seni teröristten ayırt edemez.

    bütün bu yaşananların suçlusu da sensin. hepiniz suçlusunuz. boşuna ağlamayın.
    13 ...
  33. gross kreutz

    3.
  34. almanca: aslan parçası demek.

    edit: bir dakka lan noluyor
    0 ...
  35. evleneceksen gel deki ahmet şükrü bey

    2.
  36. ayak görmeye dayanamayan yazarlar

    7.
  37. ölmeye çalışmak

    3.
  38. şu an dinlediği müzikleri sözlüğe yazan yazar

    11.
  39. yeni gelmiş hoş gelmiş 11. nesil yazar. kim bilir kimin feyki. inşaallah kızdır. koştursun dursun bakalım.
    0 ...
  40. portakalı soyup baş ucuna koymaktaki amaç

    1.
  41. (bkz: sen koyma)

    edit: ayrıca başucuna konan kabuğu değildir efenim kendisidir kendisi.

    edit2: bak o da mantıksız

    edit3: (bkz: ben de koyujam ha)
    2 ...
  42. sürekli dedeeee diye bağıran komşu piçi

    1.
  43. cansu taşkın ın madrid e gitmesi

    19.
  44. açıkçası ben bu yaşanan olaylarda ronaldo nun bir alakası olduğunu sanmıyorum.

    bi kere ronaldo kaç sene ingilterede yaşamış bir adam. ingilizceyi şakır şakır konuşmaktadır.
    "give me number" ne amk?

    ya mesajlar fotoşoktu ya da alakasız bir konudandı ya da başkasına atılmıştı netice itibariyle kız bunu insatagramda paylaşarak ilgileri üzerine çekmek istedi. bizde ac dc dinleyen kiz varya işte tam onun yapacağı hareketlerden.

    ara not editi: hele milyonlarin bacisi var ya o mesajlaşma ekranını profil resmi yapar.

    şimdi de öylesine madrid'e gidiyor ki buluşma süsü vermiş oluyor.

    ancak ronaldo ile fotoğrafını falan paylaşırsa bu entry komple bana girer.
    13 ...
  45. dede

    148.
  46. babam memur olduğu için, çocukluğum memleketimden dolayısıyla dedemden uzakta büyüyerek geçti. dolayısıyla hiçbir zaman dedeme çok da derin bir sevgiyle bağlı olmadım.

    ancak insanların genelde dedelerini ne kadar çok sevdiklerini bilirim. dedenin ölmesi başlığına bu kadar çok entry girilmesi de bunun en bariz kanıtıdır herhalde. ancak dediğim gibi benim dedemle çok da fazla vakit geçirmemiş olmam hayatımda büyük bir eksikliğe neden oldu.

    mesela geçen gün bir dede ve torunun konuşmasına şahit oldum

    cuma namazına gidiyordum. namaza geç kaldığımı düşündüğüm için koştura koştura camiye gittim. camiden içeri girdim sağıma soluma hiç bakmadım. tek düşüncem, ayakkabılarımı adamakıllı bir yere koyup çalınmalarını önlemekti. aynı anda yaşlı bir dedeyle şirin bir çocuk konuşuyordu. çocuk heyecanlı şekilde dedesine, "aaaaa dede şu böcek ne böceği çok
    güzelmiş" dedi. dedesi de "ehehe hangi böcekmiş göremedim torunum, göster bakayım" dedi.

    ikisinin de sesleri kulağa çok mutlu geliyordu. ufacık bir böcek küçücük bir çocuğu, o mutlu çocuğun mutlu olması da koskoca bir adamı, dedesini mutlu ediyordu. mutluluğun nasıl da bulaşıcı olabileceğini öğreten böcek, adeta bir mutluluk elçisiydi.

    derken çocuk "şurda dedeciğim" dediği ve parmağıyla işaret ettiği an, ayağımın altında çatırt diyerekten bir şeyin ezildiğini fark ettim. içimdeki ses "yapma volkan ya yapma yapma!" nidaları atıyordu. ezmiştim küçük çocuğun tüm mutluluğunu. ayağımı kaldırdığımda yeşilli siyahlı bir cisim yere yapışmıştı. hatta bir iki tane yamulmuş bacak çırpınıyordu. o an çok güzel bir dede-torun anını mahvettiğimi fark ettim. anlamıştım artık. ben lanetliydim. hem kendi dedemle olan ilişkimi yürütememiştim hem de başka dede-torunların ilişkilerini zedeliyordum. "dedelerden ve torunlarından uzak dur." dedi içimdeki ses.

    çocuk sustu ben sustum dedesi sustu. ezan başladı. hayat devam etti
    3 ...
  47. nurgül yeşilçay

    346.
  48. garson masayı toplarken yardım eden insan

    34.
  49. ben hep yapardım ama artık yapmıyorum.

    üniversiteden arkadaşlarla yeni tanıştığımız zamanlar. kafenin birinde oturuyoruz. üzerimde yeni tanışıyor olmanın verdiği kasıntılık var zaten alışkın olmadığım ortamlarda üzerimde hep bir gerginlik olur. ben de huy olarak garsonlara yardım etmeyi seven bir insanım. iyilik severliğimden falan değil içten içe garsonluk mesleğini sevdiğimden işin ucundan tutmak istiyorum.

    fakat hayatımda hiç garsonluk yapmadım. iyi ki de yapmamışım.

    arkadaş, zaten ortam herkesin birbirine hava attığı marjinal görüncem diye okumadığı kitaplardan alıntı yaparak konuştuğu, tarkovski'yi spartak moskova'nın sol beki sanan adamların "şu filmi biliyo musun?" diye sorarak sen adını bile duymamışsın ama ben her bokunu biliyorumculuk yaptığı bir ortam. neden garsonun işine karışıyosun ki? bırak adam güzel güzel işini yapsın. zaten işi başından aşkın. ama ben tabi bırakmadım. bardağı havaya kaldırıp garsona uzatmaya çalışmamla bardağın devrilmesi, dibindeki sıcak çayın da bileğime damlayıp koluma doğru akması, masadakilerin "napıyon amk" bakışları arasında benim yandığımı belli etmemeye çalışmam, suratımın kıpkırmızı olması ve kapanış...

    yani özetle, galatasarayımıza bu sene başarılar dilerim.
    1 ...
  50. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük