kırmızı ışıkta beklemekten sıkılmış sürücü hareketlerindendir. bide o ellerle direksiyona yapışır pis!. aldığınız araba ikinci else direksiyonu, vitesi falan çamaşır suyunda bekletin bir gece yerinden söküp. burun karıştıran, siyah nokta sıkan...
yüksek ses kolonlara verilen "aman bi şarkı yapayım yazın herkeş eylensin poşet, koşet masa, bardak..." türevinde müzikisyenlerin piyasaya salıverdiği şarkı\müzik tıngırtı\zımbırtı v.s dir. sabahtan akşama cıstırıcıs yüksek volum gazla gitsin eğlendirme adına bir ıkınma ki sorma gitsin... kim dedi sana yılda onbeş gün tatile çıkıyorum lütfen bir yazlık şarkı yap da bir yıllık siterisim aksın gitsin mına koyim... veyahut çalma kaaarşim istemiyorum ya...çalma ya, "bodruma da gittik berabüeeer", istersen burkina faso'ya git... bi kafam dinlensin ama ya...
özellikle sıcak havalarda ortaya çıkan geceleri yatağa yatınca başlayan yanma hissi. sürekli çarşafta serin bir yer aramakla uğraşıldığından uyutmaz insanı nalet köpek...duvara dayamak kısa süreli çözüm olabilir veya ayaklara buz aküsü bağlayarak uyumak. uyumak evet.
gece lambası olarak kullanılabilmeliler belki. yanmak falan hani... *
mayıs ayında çıkacak olan ve bu yaza damgasını vuracağı iddia edilen, aleksis stamatis kitabı.
özeti(!),
--spoiler--
despot , hedonist , ahlaksız bir baba . kendini aşırı derecede ailesine adamış , boyun eğen , dindar bir anne . kimsenin yüzleşmek istemediği dayanılmaz aile sırlarından kaçmaya çalışarak dört bir yana dağılmış üç kardeş . ay yüzeyini andıran garip topraklarıyla , ilişkileri bağlayan santorini . uzun yıllar sonra ilk kez , babaları , paskalya bayramını ailece geçirmeleri için , üç kardeşi santoriniye , iadaki baba evine çağırır . oraya vardıkları günden itibaren , hayal bile edemeyecekleri , hayatlarının en inanılmaz ve etkileyici olaylarının gerçekleşeceği on günü yaşayacaklarından habersiz olan üç kardeş , i̇adaki baba evinde buluşur . canlar yanacak , eski ve yeni hayaletler ortaya çıkacaktır . ancak yaşanan olay , insan aklının kolaylıkla alacağı bir şey olmayacaktır . ne kanun , ne inanç , ne de mantık , bu yaşanacak olayı açıklamaya yetecektir .ve o zaman da , üç kardeşin en küçüğü olan alki , aşkın verdiği cesaretten güç alarak , yaşamımızı etkileyen açıklanamayan güçleri öğrenmek için insan doğasının derinliklerine dalış yapacak ve görünmeyeni ortaya çıkaracaktır.
--spoiler--
ayrılmaz aşıklar için, "çifte kumrular serisi" olarak üretilen tişörtlerdir.
çeşitli esprili resim ve yazı baskılıdır bu nadide tişörtler.
mesela "tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş" temalı bir ikili de, erkeğin tişörtünde yuvarlanan tencere, kızın tişörtüne bakıyoruz gülümseyen suratı kırmızı kalpli bir tencere kapağı. evet. gerçekten çok şeker. kuru fasulye - pilav, rakı- balık, lo-ve ve mecburi yön olarak birbirini gösteren gösterdiği yetmiyormuş gibi "ona mecburi" alt yazısıyla süslenmiş muhteşem ikilileri de var. *
tam bir yudum aldığınız anda dilinizi kavuran kahve vs sıcak içeceği can havliyle fincanın içine geri çıkarmaktır. salyayla karıştığı için uzayıp fincanın dışına ve çeneden aşağı süzülebilir. hiç içim kalkmadı desem yalan olur.
bir bahçeyi tasvir eden bir tablo londra kraliyet akademisi'nde sergileniyordu. hunt'in "evrenin işığı" adini verdigi bu tabloda geceleyin elinde duran fenerle bahçede duran filozof kılıklı bir adam görülüyordu. adam, serbest kalan eliyle bir kapıyı vuruyor ve içeriden bir cevap bekler gibi görünüyordu. tabloyu tetkik eden bir sanat elestirmeni hunt'a dönerek:
"güzel bir tablo dogrusu, ama manasını bir türlü kavrayamadim" dedi, "adamın vurdugu kapı hiç açılmayacak mı? ona tokmak takmasını unutmuşsunuz da...."
hunt gülümsedi: "adam alelade bir kapiya vurmuyor ki...." dedi. "bu kapı, insan kalbini temsil ediyor. ancak içeriden açılabildigi için dışında tokmaga ihtiyaç yoktur?"..
post tarvmatik stres bozukluğuna bağlı hafıza yetmezliğini kapsar.
ve tam olarak tanımı;
duygusal körleşme ya da duygusal tepki verme yetisinin kaybını, bilinçli algılama ya da hatırlama eksikliğini ifade eder. Buna bağlı olarak derealizasyon ya da depersonalizasyon durumları ortaya çıkabilir.
yazarın öforik ruh halini yansıttığı entrylerdir. kah, böyle aşık kuş modunda "laylaylay bahar mı geldi ne?", gibi yersiz bir neşe patlaması, bir vurdumduymazlık havası vardır. kah, "bunu yazan taysın okuyana kaysın ahaha!" gibi yazanın aslında dişlerini gıcırdatıyorken süper bir yaratıcılıkla yazdığı ama belki sadece kendinin eğlendiği bir koyar geçerlik, kah,..............söz konusudur.
(noktalı yerleri doldurunuz.) ***
bir facebok ricası.
sağ üst köşede dikkatinizi çekebilir. falanca filanca nın yalnızca 19 arkadaşı var. ona arkadaşlar öner. "almışsın yanına seksen küsür arkadaşı ohhh sıcacıh. yazık değil mi? buna..hepsi senin mi?" der gibi profil resminin yanında.
banane halbuki ve hatta sanane. yaw! delireyim mi illa fecisi?..
yeşil çaydan sonra binbir derde deva yeni çay.
hemen faydalarını aşağıya kopyalayalım.
*romatizma, yorgunluk, kan dolaşımıbozukluğu, yüksek tansiyon, sinirsel ve kalp kuvvetlendirci, ağrı kesici, sinüzit, idrar yolları enfeksiyonları, egzama yaraları, beyin tümörlerinde, akciğer ve kan kanseri gibi hastalıkların tedavisine yardımcı olur.
*hemoroid(basur) oluşmasını önleyici ve tedavi edici etkisi vardır. içerisinde 1.8 cineole sebebiyle, antibakteriyel, antialerjik, sakinleştirici, enfeksiyon önleyici(antirhinitis), tansiyon düşürme(hipotansif) rahatsızlıklarının tedavisine yardımcı olur.
*genel olarak yirminin üzerinde antibakteriyel özellikli etkin madde içermektedir. özellikle içerdiği caryophyllene, stafilakok vede stereptokok maddeleri bakterilere karşı spesifik olarak çok güçlüdür. akciğer ve kan kanserlerinin ilerlemesinde ve beyin tümörlerininin ilerlemesine önlemede yardımcı olur.
*içerdiği geraniol maddesinin kansere karşı koruyucu ve tümör yok edici özelliği
varmışşş.
bir fincan kaynamış suda beş on dakika bekleterek, şifa niyetine içebilirsiniz. afiyet olsun.
--spoiler--
taksimetre türkiye´de kullanılan sistem nedeni ile taksimetre saatini sıfırlamak mümkün değil, ancak yarı yarıya hareketini azaltmak mümkün. derginin araştırmalarına göre eğer sol ayakkabınızın önüne küçük mıknatıs parçaları yerleştirebilirsiniz ve taksinin önüne oturup ayağınızın burnunu taksimetreye yakın tutmaya çalışırsanız taksimetre yavaşlamaya başlıyor. ve üç milyonluk yere birbuçuk milyon liraya gidebiliyorsunuz. gazeteden denedim. havaalanı normalde 5 milyon lira tutuyordu. mıknatıslı ayakkabıyla bindiğimde 2 milyon 600 bin lira tuttuğunu hayretle gördüm.