çok yanlış anlaşılmalara mahal verebilecek bir durumdur. misal kızlı erkekli oturulur can sıkılır hadi okey oynayalım denir. karşı komşu olan transeksüellerin kapısı çalınır. "bizim çok canımız sıkıldı da acaba okeyiniz varsa verebilir misiniz?" cevap karşısında bir süre mavi ekran verilir:
"ne yapıcaksın yavrum dört erkekle sen? şuncacık kızsın yazık bak."
bazen gözlerinin içine bakıp bunu söylemek istersiniz annenize ama o zaman olmaz, hiç iyi olmaz bilirsiniz, milyonlarca defa içinizden kurarsınız bu cümleyi. dua edersiniz bazen umarım ondan önce ölmem, yoksa çok üzülür diye...
(bkz: bavul hazırlamak)'tan daha sıkıntı yaratan bir şey varsa o da budur. birden kendinizi ufacık bir valizi yerleştirmek için üç saattir motive olmaya çalışırken bulursunuz.
nil karaibraimgil'in bir şarkısıdır. sözleri şöyledir:
çekirdeksiz kabuksuz
bir üzüm kadar yalnızım
hiçbir dalı tutamadım safsızım
birkaç güzel fikir buldum
ama elden çıkardım
inanırsam insafsızım tatsızım
kasa kasa toplanmış
turuncuya boyanmış
portakallar kadar sıkıldım
birkaç güzel anım oldu
ama elden çıkardım
ben yaşarken insafsızım tatsızım
erik kadar aşksızım
dutlar kadar şanssızım
çıksa biri kiraz gibi ansızın
birkaç güzel erkek buldum
ama elden çıkardım
ben severken insafsızım tatsızım
birkaç güzel erkek buldum
ama elden çıkardım
ben aşıkken inafsızım tatsızı