bir aykut kocaman beyanatıdır. tam olayı çözemedim ama boynumuzda ip var, o ip elden ele geçiyor. kim isterse o dolaştırıyor bizi, demiş sanırım. samimi itiraf, bazı gerçekleri kabul etmekte güzeldir.
bu tipler çevrenizde kesin vardır. pikniğe gidildiği an mangalın başına geçer, tam bir lider havasına girer.
kimsenin karışmasına izin vermez, o yakıp büyük bir işi başarmış olacaktır.
o kadar ciddiyetle yapar ki, sizinle muhattap olmaz, sağa sola emirler verir ve sonunda savaşı kazanmış komutan edasıyla kızartılan etlere gururla bakar.
edit: ne nefret etmişim böyle, ben de şimdi yazınca farkettim.
mangalı yakan tip; eğer ordaysan, bunu okuyorsan bir daha sakın bana, koş kuru dal bul bir işe yara deme, odunla girişirim şerefsizim.
uydurulacak fazla yalan yoktur, ama hesap kabarıksa denemeye değer bir kaç bahane mutlaka bulunmalıdır.
-ben bu dünyada kimseye hesap vermedim, vermem de... ulan ben babama bile hesap vermemiş adamım, bunlara mı vericem.
-allah belanı vermesin nihat , ödememek için yaptığın oyunlara bak! tamam ben öderim.
-ya aşkım kusura bakma,bu aralar biraz sıkışığım, ehe ehe...
m.ö. 600 yıllarında yaşamış yunan filozof. siros adasından gelmektedir ve yedi sanat'ın ortaya çıkışıyla çağdaştır, onlar üzerinde farklı yetkilere sahip sayılmaktadır.
maddeci filozoflar olarak adlandırılan grup tarafından benzer bir materyalizm doğrultusunda oluşturdukları ve geliştirdikleri atom düşüncesiyle anılan felsefe okulu.
bir takım düşünün ki; 2004-2005 sezonunda 3.lig'den tff 2. lig'e, 2005-2006 sezonunda ise tff 2. lig'den bank asya 1. lig'e yükselsin. 2007 sezonunda da turkcell süper lig'e çıksın. süper lig te top koştursun. 2004 te 3.lig, 2007 de süper lig...2002 de iktidar olan kasımpaşa lı başbakan ın etkisi kim ne derse desin yüzde yüzdür.
neşeli ve mizahi yönü kuvvetli olan nasreddin hocayı bir an sinirli, gergin, agresif olarak hayal edince düşündüm, böyle biri olsaydı acaba bu hikayeler nasıl gelişirdi? ya da bunlar günümüze hikaye olarak gelir miydi?örneğin;
hoca bir gün göle maya çalmaya başlar,yoldan geçen biri sorar:
-hocam napıyorsun?
-görmüyo musun göle maya çalıyorum.
-hocam göl hiç maya tutar mı?
-işine bak yaraam. kalkarsam skerim ağzını yüzünü.
sırf erkek olan bir topluluğun* içinde bulundurabileceği şirindir. kaslı şirinden şüpheleniyorum, ibne kız mız yok ne demeye, kime göstermeye vücut çalışıyosun.
edit:gey demek ibne demektir, gay diye de yazılabilir, bunları sorun etmeyin.
valla zor oluyordu her gün tutmak. aramızda paylaştık biz. salı günü ben tutuyorum. pazartesi hikmet abi, perşembe ziya abi filan. gidiyoruz öyle işte.
normalde asla kavga etmeyecek olan tiplerin bile, sevgilinin 'aşkım yapma, sakin ol aşkım' tarzı lafları karşısında gaza gelmesi ve coşması sonucu, karşısındakine uçan tekme atmaya çalışması kaçınılmazdır.
hayatta yaşanan çok güzel anlar olabilir fakat, misafirlikte alınan haz çok başkadır. düşünmek gerekirse, gittiğiniz evde tamamen size hizmet etmeye hazır insanlar, sanki hiç sorun yokmuş gibi gülen yüzler, elinin bile kıpırdamasına bile izin vermeyen insanlar...
size özel olarak hazırlanan yemekler, 'bacanak arkan rahat mı? yastık getirsin mi bizim hanım' diyen düşüceli mi düşünceli bir adam, genellikle vasat bulunan her esprinize ve her zaman saçma bulunan şakalarınıza dahi aşırı gülümseme ile tepki veren bir ortam...
'hanım hadi bize bir kahve yap' dediğiniz de, 'başım ağrıyo hiç kalkamam bütün gün öldüm çalışmaktan' diyen eşinizin, bir anda komutanından emir almış asker gibi hemen görevine fırlaması, 'tamam bey sen orta şekerli içiyosun di mi' demesi ve derken gözlerinin içi gülmesi...
yıllarca içmeye kıyılamayan içki şisesinin bir anda gaza gelerek sizin için açılması, muhteşem şekilde kurulan yemek sofrası, ilgi odağı olunması, işte dostlarım misafirlik böyle özel ve güzel bir olaydır...