senaryosu ken follett romanından uyarlamadır. ikinci dünya savaşı yıllarında ingiltere'de almanlar adına casusluk yapan bir adamı konu alır. casus, elindeki bilgiyi arkadaşlarına ulaştırmak için her yolu denerken çok acımasızdır. filmin karanlık fonları falan da biraz ürpertir insanı. gerilim yüklü bir casusluk öyküsüdür yani.
dead can dance'in "into the labyrinth"te yer alan harikalarından biri. müzik yok bu parçada, sadece sözler var. ama ne sözler! anlamı hakkında zerre kadar fikriniz/bilginiz olmasa da sizi kendinizden geçirmeye yetecek kadar ürpertici ve müthiş dizeler. öylesine efsunlu bir şey bu parça.
gregory house'a büründüğünde bir şeye benzemiş olan adam. o rolle karizmaya tavan yaptırdı ama, biz biliriz onun "stuart little" ve bilumum başka filmlerdeki şapşal hallerini.
her bölümde başka bir masalı zamana ve kurgusuna uyarlayan dizi. ilginç başladı, ama "kimse farkında değil biz farkındayız" ikilisi nereye kadar gidebilecek ya da konu nereye bağlanacak bakalım.
uzun soluklu olmasını ve de çizgisini bozmamasını dilediğimiz yapım; zîrâ hem jonathan nolan'ı hem j. j. abrams'ı hem de -en önemlisi- james caviezel'ı kadrosunda barındırıyor.
clive cussler'ın 1994 yılında yayımlanan romanı. bizde inkılap kitabevi tarafından yayımlanmıştır.
konusu orta amerika'da iç denizlerden birine saklanan inka hazinesi, yüzyıllar sonra hazinenin peşine düşen bir çete ve peşlerindeki dirk pitt, hazinenin hiç umulmadık bir yerde bulunuşu üzerinedir. tatillerde, yolculuklarda okunursa eğlenceli gelen sürükleyici bir romandır.
clive cussler'ın 1976 yılında kaleme almış olduğu kitap. orijinal adı "raise the titanic!"tir, bizde remzi kitabevi tarafından bu adla yayımlanmıştır.
yazar bu kitabında dünyanın kurtuluşu için gerekli olan bizanyumu elde etmek için titanic batığının numa ajanı dirk pitt tarafından su yüzüne çıkarılmasını kurgulamıştır. sürükleyici bir konusu vardır. ama filme uyarlanmaya kalkışılarak mahvedilmiştir konusu.
yazarın çoğu kitabında olduğu üzere bu kitapta da yine batık bir gemi, yine sırlı bir hazine, hatta ay'da kurulmuş olan bir koloni ve sürükleyici bir macera vardır. tabii baş karakter yine dirk pitt'tir.
kitap çoğu cussler kitabında olduğu üzere sırlarla birlikte batan bir geminin son anlarıyla açılış yapar, yıllar sonra devreye başka olaylar ve dirk pitt girer, denizin dibinde yatan gemi ve hazinenin sırrı bağlantılı olaylar sayesinde su yüzüne çıkarılana kadar macera devam eder. edebi bir yönü olmasa da çerez niyetine okunabilecek eğlenceli ve de sürükleyici romanlardan biridir.
kitap ülkemizde altın kitaplar tarafından yayımlanmıştır.
trt belgesellerinden programlarından kulaklarımızın epey bir âşinâ olduğu chris spheeris müziği. yanni'nin de bu adla bir çalışması vardır ama, spheeris'in bestesi daha bir tanınır ülkemizde. bestecisinin adı bu müzik kadar bilinmez hattâ.
anladığım kadarıyla bünyesine dahil olanları çaylaklık sırasında işkence dolu bir bekleyişle imtihan etmek yerine yazarlık sıfatını kısa sürede takdim edip öyle takip eden/gözlemleyen bir oluşum; ki, bu daha faydalı bir değerlendirme, hem kendisi hem de katılımcıları açısından.
uygulamalarından bir diğer güzellik de çaylaklığın sona erdiğini kısa mesajla müjdeliyor oluşları. mail adresini kontrol etmeyi unutabilecek olanlar için güzel bir çözüm bu da.
sol frame'de görmek istemeyeceğiniz başlıkları mini bir sansüre tabii tutma seçeneği ise çok çok iyi düşünülmüş gerçekten. sözlükte ne aradığına bağlı olarak huzurla zaman geçirebilir insan.
niceliklerinin nitelikli bir şekilde artması temennisiyle.
kitaplarının sade ama bir o kadar da hoş kapak tasarımlarını değiştirerek ve hattâ boyutlarını da gereksiz yere büyüterek farklılıklarını kendi elleriyle imha etmiş olan yayınevi.
rufus sewell'ın soğuk ingiliz simasıyla italyan bir dedektifi canlandırdığı ve gâyet de başarılı olduğu dizi. her bir bölüm film gibi, ama yine de beklenileni veremiyor polisiye film/dizi açısından.
necip fazıl kısakürek üstâdı daha iyi anlamak için mutlaka okunması gereken eser. satırları arasında kardeşi selma'yı ve ona dâir pişmanlıklarını öyle bir anlatır ki, kardeş acısı yaşamış olanların yüreğini ayrı bir dağlar!
fanatikleri tarafından mehdi(!) ilan edilecek kadar abartılmış olan kişi. ki o fanatikler dergi vb. yollarla samimi müslümanların kafalarını karıştırmaya ve kendi hâlinde bir yaşantı sürmeye çalışan önemli cemaatlere sızmaya kalkışmalarıyla da bilinirler.
hakkında yazılanları okuduğumuzda anlıyoruz ki, kırsal bölgeleri diğer eyaletlere nazaran daha fazla. yeşilin en güzel tonlarını barındırmasının yanısıra ormanları sonbaharda kızılın ve sarının da birbirinden hoş tonlarını sergiliyor. bu sebeple de oraya dâir kırsal fotoğraflar her zaman müthiş oluyor.
filmin haricinde çok çok önce martin mystere maceralarında tanıştığımız, dünyanın gizemlerinin üstü kapalı kalsın, klâsik tarih değişmesin diye büyük çaba gösteren "kara adamlar".