Biz bezirganlar
Sanal dünyamızın miras müsveddeleri.
Biz
Tapınak turizminde cennet promosyoncusu
Haham papaz ve imamlar.
Biz
Yaşam pazarcıları
Üçkağıda
Muskalar, nazarlıklar
Talimli rahipler çeyizli gelinler
Tazminatlı evlilikler
Faturalı diplomalar
Sanatsız sanatçılar.
Biz
Her dilden anlayan
Her parayı tanıyan
Falcılar
Hep birlikte öğrendik
Değerlerimizi fiyatlandırmayı
Cürümlerimizi meşrulaştırmayı
Hayatlarımızı sigortalayıp
Dostluklarımızı pazarlayıp
Çocuklarımıza yatırım yapmayı
Biz
Samanyolunun ucunda
Uzayın belirsiz noktasında
Paralel evrenlerden birinin
Kara delikli sonsuzluğunda
Tarihi kendimizden ibaret bilir
Bunca canlı arasında
Heykellerimizi dikip dikip devirir
DOĞRUYU BiLiRiZ.
Biz
Tükettikçe eksiliriz.
iki kişi, trende, aynı kompartımanda seyahatte
"Soğuk oldu" der birisi. "Kaloriferi açsam?"
Az sonra
"Sıcak oldu" der öteki
"Kıssam?"
Aç kapa, aç kapa
Başlar tartışma.
insana özgü
anlaşamamanın
acizliği
zorunlu kılar
otoriteye mahkumiyetini
çağırırlar konduktörü.
düzenin ayarını
vücutlarına kabullendirecekler.
Kondüktör
DEVLET CiDDiYETiNDE
devlet gibi çaresiz
bir ona bakar bir buna
kollarını açar
"bildim bileli" der
"bozuk bu kalorifer"
insanın doğaya hayranlığı
Üstünlük kompleksini
Sergileme fırsatı.
Afrika'da safari:
Fil, aslan, timsah, orangutan
Uyur beslenir
Gezinir sevişirken
Bizler
Rezervasyonlara tıktıklarımızın
Dürbünlü tanıklığında
Röntgen turizminde
Beteri
Hayvanat bahçesinde
Hücre hapsi
Bununla da yetinilmedi
işte sapıklığımızın
Son rezaleti
Brezilya ormanlarında.
Yerliler
Tepelerinde onları keşfeden
Helikopter
Uzakta tutamadı okları
21. yüzyıl insanını
Kültürlere saygı sözlerimiz
LAF KAMUFLAJI.
Kaçınılmazdı
Antropolog eşliğinde
MERAK PEŞiNDE
medeniyet saldırısı.
Labarotuvar hayvanı inceler gibi
Amazon insanını
Ekrana yerleştirdiler
Teleobjejkifli kameralarla
Ses kayıt cihazlarıyla
Gasp ettikleri yerliler
24 saat canlı yayında
Hatırlıyor musunuz
Bosna savaşında sniper turizmini
Keyfine adam öldürmeye gelenleri?
Amazon abonmanları
"VAHŞiLERi SEYREDiN!"
Çağrısında
Ekran başında
Kim bilir
Benden sonra tufancılar
Kaçtıklarında uzay kolonilerine
Dünyada bıraktıkları bizleri
Böyle mi izleyecekler?
Çıkmaz sokak yolcularıyız
Yazdığımız masalın
iNSAN, insan olduğunu bileli
HAYVANLARI aşağılayıp
Kendini yüceltti.
Tanrı dedi
KENDiSiNE BENZETTi.
Bilim tahtından Darwin
"Yeryüzünün şanı şerefiyiz" dedi
HALT ETTi.
insanın hayvanlardan farkı?
Ne söylediysek yanlış çıktı.
Ruhları yok
MERAKSIZLAR
Tecrübeyle öğrenemezler
Çevrelerini değiştiremezler
Haberleşemezler
Alet yapamazlar
Beyinlerini küçük vücutlarına oranla düşük
"ÖTEKi" yaratmaya takmışız kafayı,
Yadsıyoruz yalınlığın sırrını.
Kedi, köpek, sıçan, papağan,
Kulak, bacak, beyin, bağırsak.
Gezegenimizde tek atamız
DNA'mız.
Ne var ki
Hakaret ettik mi
Tek kelime yeterli
"HAYVAN!"
Yükümüzü çeken
Eşşeoğlu eşek
Sadık dostumuz
it, köpek
ihanet eden
Yılan
Kabalık yapan
Ayı
Hakaret ettiğimiz
Baykuş bakışlı
Keçi inatlı
Karga burunlu
Kuşbeyinli
Şairimiz de kervana katılmış
"Akrep gibisin kardeşim"
Böyle değildik.
Gün geldi
insan
Hayvan ları köleleştirip
Medenileştim dedi
Mal mülk edindi,
Yazıyı icat edince
Önce servetini saydı,
Elinde sazı
Övdü kendisini
Homo erectus
Homo habilis
Homo sapiens
"Ben hayvanlardan farklıyım,
iki ayak üstünde yürür
alet yaparım!"
Filleri köleleştirdi,
Develeri güreştirdi
Kucağında pedikürlü süs köpeği,
Elinde bahs-i müşterek bileti
Atları altılı ganyanda kırbaçlattırdı
ilk tanrıları
Kaplana kartala
Dünyayı sırtında taşıyan kaplumbağaya,
Kapıları kapayıp
Kendisine benzettiği tanrısının cennetinde
"Hayvan değilim" diye kükreyip
"Düşünüyorum o halde varım"
Dedi.
Düşünen insan heykelini dikti
Farklı olana DELi deyip
Tımarhaneye tıkınca aklını
21. yüzyılda aşkı da fethetti.
"Deli divane, duygusal olmamalı
mantıklı davranmalı
seni aşkına kavuşturacak
algoritmalı bilgisayar programları."
Astsız, üstsüz
Rütbesiz, apoletsiz
Canlılar aleminde
Kendini taçlandıran
HAYVANLIĞININ iNKARINDA HAYVAN
Tahtına yapışmış
ŞIMARIK iNSAN
Sokrates'ten, " kendini tanı" sözünü aldı
"Ben kimim?" saplantısında
Sazı elinden bırakmadı.
Sözümüze kandık
Suretimize müzeler yaptık.
Sana düşman
Ona düşman
içimdeki ben bana düşman
Kötülüğümüzü
Yılandan, elmadan, kadından bildik
Biz ademoğuları
KENDiMiZi TANIYALIM DERKEN
KENDiMiZE TAPTIK.
Yetti "Ben kimim? felsefesi!
Tanımak istiyorsak insanı
insandan uzaklaşmalı.
Dünyalı 3.4 milyon tür var
(Çoğu dinazorlardan yaşlı)
Hepsinin var olma tılsımı
Birbirinden farklı
KiM OLUYORUZ Ki BiZ?
Tarihte çok yeni izimiz.
80.000 yıl oldu
Gencecik türümüz
iki ayağa üstünde yürüyerek
Afrika'dan yola çıkalı.
shih-tao.deniz,sonsuz bir sel görüntüsünü içinde taşır.dağ ise bir gizliliği saklar içinde.deniz,yutar ve dışarı atar.dağ eğilir ve yerlere kapanır.deniz tinselliği açığa vurur,dağ ise uyumsallığı taşır içinde.
boşluk ve doluluk-çin resim sanatının anlatım biçimi-françois cheng
uzaya giden ilk kedi felix in maceralarını hatırlayan yok.bu parisli sokak kedisi yolculuk için titizlikle eğitilmişti.18 ekim 1963 te cezayir deki fransız üssünde veroniqua sondaj roketine yerleştirildi.atmosferin ötesindeki o muazzam boşluğa fırlatıldı.felix bir yörüngeye oturtulmadıysa da uzayın derinliklerinde 200 küsür km. yol aldı.sonra uzay kapsülü yine atmosfere girdi,paraşütü açıldı ve felix yeryüzüne dönmüş oldu.
sam stall
1882 doğumlu matematik,fizik,felsefe ve dinbilimi okudu.moskova güzel sanatlar akademisinde sanat yapıtlarında mekan çözümlemesi konulu dersler verdi.1930 lu yıllarda kayboldu.tersten perspektif adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim.heyecan verici.
toprak altında toz toprakla birlikte yaşayan bir hayvandır solucan,toz topraktır.bu türden bir imge öneren kişi,tanrısal ışığın,figüratif biçimleri öteleyerek,figüratifin ardında aranmasını önermektedir.bir bakıma görünenin ardında görünmeyenin,benzeşimin ardında benzeşmeyenin aranışıdır bu,tanrısal ışığa kendini görünür kılmak isteyen insan bunu ancak aşkınlığı kendiyle benzeştirmediği sürece gerçekleştirebilcektir.*
rock tınılarını klasik müziğin formel yöntemleriyle birleştiren sanatçılar arasında,pek çok kişi için uç örnek BRANCA'dır.branca'nın gürültülü, delidolu ses örgüsünü bunun altında yatan ciddi kaygılarla bağdaştırmak zor gelebilir fakat bu açık uyuşmazlık onun yapıtlarını daha da ilginç kılmaktadır.
1981-symphony no.1(tonal plexus)
1982-symphony no.2(the peak of the sacred)
1983-symphony no.3(gloria)
1983-symphony no.4(physics)
1984-symphony no.5(describing planes of an expanding hypersphere)