öyle bi unutuluyor ki ya da ben de bi sorun var ki ben unuttum. deli divane aşık oluşlarım o kadar nadir geliyor ki aklıma. zaten hatırlayınca da ne salakmışım diyorum o kadar.
gereksiz duygu sömürüsü yaparak reyting amaçlayan tecavüz sahnesinden sonra birdaha izlememeye karar verdiğim dizi. üstelik böyle pis bir olaya ufacık bir çocuğu da karıştırdılar ve bunu sadece olayın trajedisini arttırıp insanları daha çok ürpertmek için yaptılar.
böyle olayların gerçek hayattta olup olmaması umurumda bile değil. gerçek hayatta olan herşeyi tv ekranında gösteremezler. öyle olsaydı küfür sahneleri biblenmez, sigaraların üzerine çiçek resmi konmazdı.
bu bir sinema filmi olsaydı tamam olmuş derdim ki böyle şiddet sahnelerinin alenen gösterildiği pekçok film izlemişimdir. ama bu bir tv dizisi. çoluğunla çocuğunla annenle babanla izlediğin bir dizi. dizinin amacı insanları eğitmek bilgilendirmek felan değil. amaç her zaman daha fazla reyting, reyting reyting. ali kaptandan zaten yeteri kadar nefret ediyorduk bir de böyle bir şeye ne gerek vardı ki. tecavüzü bu kadar olağanlaştırmak sadece ahlaksızlıktır bu sebeple de bu diziyi bir daha izlemeyeceğimi burdan herkese bildiriyorum. bir sezona iki tecavüzlü dizi fazla geldi bünyeme.
meltem in milletvekili babası gerçek hayatta olsaydı bu davaya dilediği gibi müdahale ederek olayın üstünü örterdi. hele de akp milletvekiliyse savcının vay haline. artık fizana mı sürülürdü yoksa uzaya mı bilmem. tabii dizide böyle olmadı. iyi ki de olmadı. senaryo icabı bile olsa adaletin işlediğini görmek insanın içini huzurla dolduruyor.
bu cümlecikle neler denmek istendiğini biraz düşünelim.
1. dakikası sözcüğü ile, aradığınızda ilk dakikayı operatörü dinleyerek geçirecek, ikinci dakikada müşteri temsilcisine ulaşacak ancak üçüncü dakikanın içinde aradığınız numarayı öğrenebileceğinizi;
2. sadece sözcüğü ile, kendilerinin aslında rakiplerimizden daha ucuz olduğunu, diğer hatları ararsanız daha çok söğüşleneceğinizi;
3. 117 kuruş ile, ucuzmuş hissi uyandırıp ihtiyaç durumunda diğerlerini değil de 118 lerin 33 lüsünün aranmasının daha karlı olacağını düşündürürken reklamı izleyenler arasında 117 kuruş un 1 tl 17 kuruş olduğunu bilecek bir akıllı zatın zaten çıkmayacağını;
4. ve tüm cümle ile eskiden ücretsiz veya normal telefon görüşmesi ücretinde olan bilinmeyen numaraları öğrenme hizmetinin size artık 3 tl ile 5 tl arasında bir ücrete mal olacağını anlatmak istiyor bu küçücük cümlecik.
en iyi on eurovision şarkısının 2005 yılında seçildiğinden habersiz zatın önermesi. sertap erener de o listeye girmişti ve en iyi şarkı abba nın şarkısı waterloo muydu neydi işte o seçilmişti.
ne de çok seveni varmış meğersem. ölümü 28 şubat a da denk geldi ya öve öve bitiremiyorlar zat ı muhteremi. günlerdir yaşam öyküsü ve kurmuş olduğu cümleler ekranlarda yayınlanıp duruyor. bir allah ın kulu da çıkıp 80 öncesi ecevitle olan koalisyonunda erbakan arkasından iş cevirdiği için ecevit in yurddışına bile çıkamadığından ve 28 şubat öncesi verdiği asıl mesele kanlı mı kansız mı olacak diye biten demecinden hiç bahsetmiyor. üzerinden çok uzun zaman geçmedi unutulmuş olamaz. ancak çok dikkat ettim tarafsız medyamıza bu cümle bir saniyecik bile olsa hatırlatılmadı insanlara.
berrin in çirkin sivilceli suratından ve bakımsız giyinişinden sıkıldım artık. bu kız dizinin ilk bölümlerinde daha güzeldi. kıyafetleri de kendisine daha çok yakışıyordu. şu sırık boyunu iyice ortaya çıkaran paltoyu çıkarsın artık üzerinden.
abartılı ağlama, sinirlenme ve bayılma sahnelerinden sıkıldım artık. bu geceki bölümde berrin in herkesin ortasında bağırarak ağladığı yetmezmiş gibi bir de ahmet e tokat attı. yuh yani. aylin soner in murat için ona yaklaştığını öğrendiğinde restoranı yıkmıştı. cemile carolin in onun yatağında yattığını öğrendiğinde odayı dağıtmıştı. ha bir de bugeceki bayılma sahnesi. gençkız baygın halde sayıklar soner götür beni burdan ardından gözlerini açar ve sorar ben nerdeyim?
ve dizideki her kadının zengin talibi olmasından sıkıldım artık. aylin murat la evlendi. berrin milletvekilinin oğluyla anneleri de balıkçıyla evlense üçü birlik olup tüm türkiye yi satın alırlar valla.
hani saat 23.00 gibi dizinin en önemli anında birden reklam giriyor ya, hah işte ben tam o anda ya başka kanala geçiyorum ya da tv yi kapatıp yatmaya hazırlanıyorum. çünkü biliyorum ki dizi bitti. uzuun bir reklam arasından sonra son sahneyi 5 saniye daha gösterip bilmem kaçıncı bölümün sonu diye yazacaklar. senelerdir her gece aynı şey oluyor çözdüm artık olayı.
nedendir bilmem deli miyim neyim kendisi için gereksiz endişelendiğim artist. bu şimdi hep ses getiren projelerde çalıştı ya bir sonraki işi sıradan olacak ismi başarısız bir projede geçecek diye ödüm kopuyor.
1 ay farkla kurtulduğum isyan. daha 1 ay önce oradaydım ve hala orada olabilirdim. sorma sözlük şoktayım. daha kendime gelemedim. libyadaki son gecemde de isyan çıkmış ama onu askerler bastırmıştı. o gün de ödüm bokuma karışmıştı ülkeden çıkamayacağız diye. kaddafi bu sağı solu belli olmaz. çıkışları durduruverir birden. verilmiş sadakamız varmış. ordaki arkadaşlarım bu gece havaalanında sabahlayacaklarmış. 5 -10 dak internete bağlanabildiler, öyle öğrendik. cep telefonu bağlantısı kesilmiş. kimseye ulaşılmıyor. yarın thy uçağı inecekmiş trablus a onu bekliyorlarmış. türkiyede ki eşleriyle konuştum kiminin. korkudan ölüyorlar kocaları için. kalbim onlarla çarpıyor bu gece. inşallah herkes sağsalim kavuşur vatanına.
reyting rekorları kıracak olan dizi. bu kadar büyük tepki uyandıracak bir durum yok bence dizide. biraz fazla abartıldı. bir de sultan sülüman ın ilk karısına çok acıdım ya. bir kadın olarak kabullenmesi ne zor bir durum kocanı başkasıyla paylaşmak.
şimdi birkaç sorum olacak bu diziyle ilgili.
1. istanbul daki bütün zengin pçleri aylinlerin okulunda mı okuyorlar?
2. neden hizmetçilik hep utanılacak bir iş olarak gösterilir bizim dizilerimizde?
3. dilençilik ya da orspuluk yapması daha mı iyi?
destansı bir savaşta binlerce şehit verilerek düşman gemilerinin çanakkale yi geçip istanbul a girmeleri engellendi. sonra osmanlı devleti 1. dünya savaşında yenilince padişah boğazı düşman gemilerine kendi rızasıyla ardına kadar açtı. 2 yıl sonra düşmanlar çanakkale boğazını geçeceklerdi de onca şehit niye verildi.
bugün hükümet açılım, anadil, iki dilli hayat teraneleri ile kendi eliyle ülkeyi bölmeye çalışırken 90 bin şehit ne için verilecek? yönetenler ülkeyi satarken asker savaşsa ne olur ki?
adet dönemleri ve bu dönemde yaşadıkları sıkıntılar da oldukça sık yapılan muhabbetlerdendir. yaş ilerledikçe bunlara doğum anıları da eklenir. erkeklerin askerlik anıları gibi ısıtıp ısıtıp anlatırlar doğum anılarını.
bu geceki tarihin arka odasındamurat bardakçı, söylememeye söz verdiğini ancak sözünü tutmayacağını dile getirerek steven spielberg ün erhan afyoncu yu telefonla arayarak istanbul un fethiyle ilgili çekeceği filmde afyoncu nun kendisine tarih danışmanı olmasını istediğini söyledi. bardakçı, fatih sultan mehmet in dünyaya kötü tanıtılmaması için fayoncu nun bu teklifi kabul etmesinin yerinde olduğunu dile getirirken, afyoncu filmin ismini beğenmediği için teklifi düşünmekteymiş.
her şeyi yakıp yıkmak istemek bazen
hiçbir şey yapamadan kendini hırpalamak.
bazen kalp kırmak sözcüklerle
can yakmanın hazzını yaşamak soğuk bir gülümseme ile.
ta ki pişmanlık bütün ağırlığıyla yüreğine oturana kadar
evet kandırılmışlar, hem de 1950 lerden hatta daha da öncesinden beri. türkler için en büyük tehlike komünizmdir diye kandırılmışlar. komünistlerden nefret etmeleri telkin edilmiş türklere her zaman. komünistlerin en kötü işkencelere layık oldukları düşündürülmüş. komünistlerin (inanışı ne olursa olsun) ateistlerle beraber cehennemin en alt katına gidecekleri duyurulmuş din adamlarınca. komünistler ülke bütünlüğüne tehdittir, vatanı bölecektir değil mi?
komünist diye suçlanan okumuş yazmış türk gençliği hapishanelerde çürütülürken devlet başkanlarımız ve çevresindekiler iç rahatlığıyla ceplerini doldurmuş, ülkeyi küçük büyük parçalar halinde batılılara peşkeş çekmiş, amerikalı dostlarının sözünden hiç çıkmamışlar. türkler bunları hiç farketmemiş çünkü onların bütün derdi komünistlermiş ve devlet komünizmle savaşta büyük başarılar elde ediyormuş.
sonra gün gelmiş sovyetler yıkılmış, soğuk savaş bitmiş dolayısıyla komünizm amerika için bir tehlike olmaktan çıkmıştır. yeni düşman komünistler değil müslümanlardır. artık komünistlerden değil müslümanlardan nefret etmemiz gerekir ama bu komünistlerden nefret etmemiz kadar kolay olmadı sanırım. ha bu arada komünistler ülkeyi bölemedi ama birkaç çapulcunun gizli devlet desteği ve aleni basın pompolaması ile 10 yılda bölecek gibi görünüyor maalesef.
benim sadece 24 saatimi almıştı yazar olmak 3 gün de bir şey mi. ekşi sözlükte ne durumdayım orasını sormayın çünkü ben de bilmiyorum. son 1 yıldır bakmadım.
bence mustafa her şeyi öğrenip selim le erdoğan ı çekip vursun. selim le erdoğan ölsün mustafa ya da muebbet versinler böylece dünya hem iki pislikten hem de mustafa gibi bir gerizekalıdan kurtulsun.