içindeki ''this is major tom to ground control, i am stepping through the door'' dizelerinde o meşhur algının kapılarını temaşa eden david bowie şarkısı, oh şifa olsun efendim. herkes kendi boyutunda kendine saykedelik neticede, değil mi?
kinyas ve kayra'yı abartı bulan yazar. william s. burroughs'un the exterminator'ı ya da naked lunch'ı varken, kinyas ve kayra doğu usulü bir kitsch gibi duruyor eğer fikrini soracak olursanız, iyi bir kitsch evet, ama neticede kitsch.
çevrenizde eroin kullanan herkesle iletişiminizi kesmeden, yani kendinizi arkadaş çevrenizden soyutlamadan mümkün olmayan hede. bol bol hastaya düşeneceksiniz, kaşınacaksınız, isteyeceksiniz fakat bir daha geri dönerseniz işin içinden kolay kolay çıkamayacağınızı bilin.
iki kişinin öpüşmesinin sevişmesini sağlayan hoş cümlelerden biri. bir taraftan kendini saf göstermenin yarattığı kızıştırma, diğer taraftan merak duygusunun öne çıkması... ah, doğru anda söylendiğinde büyülü anlara müşterek bir dalış yapmanızı sağlayabilir.
shpongle şarkısı, tales of the inexpressible isimli albümden. ''bir çay büyüsü etrafında dünyayı dolaşmak''tır isminin türkçe karşılığı.
çok derin bir konusu vardır, nörobilimci rodolfo llinas'ın görsel algıya dair bir konuşmasıyla başlar; bütün bir evreni küçük bir zihnin içine katlayarak sığdırabiliriz.'' gibisinden bir cümle sarf etmiştir bu konuşmada kendisi lakin şarkının asıl değinmek istediğim noktasına henüz gelmedim.
şarkı üç farklı dilin mistisizminden örneklemeler içermektedir. hintçe, latince ve türkçe.
şarkının hintçe kısmında ''hara hara manadeva shambho, kashi vishwanath gange'' şeklinde bir hindu mantrası vardır. kashi, dünyadaki en kutsal yer olarak bilinir hindulukta. vishwanatha ise sevgi tanrısıdır. ganga yani ganj ise bilindiği üzere hindistandaki en kutsal nehirdir. mahadeva shambo ise hint mitolojisi'nin zeus'udur.
ikinci kısım ise latince bir ilahiden alınmadır. şöyle bir transkript yapabiliriz sanırım;
meryem'den gelen yüce isa, merhametli isa. tanrım, tanrım bana merhamet göster, merhamet.''
üçüncü ve son kısımda ise bence açıklamaya gerek yok, ''ah! dönülmez akşamın ufkundayız, aziz istanbul!'' halüsinatif madde kullanımı sırasında dinlerseniz algılarınızın arasında ip atlar gibi boyut atlamanıza neden olacak şarkıdır.
belirli aralıklarla dinlenmesi gerekir zira düşünce evreninde kaybolmak kolay.
türkiye'li bir ibrani olan şahsımı endişelendirmiş faşistçe söylem. alkış tutanları da, söyleyenleri de kendi hallerine bırakıyorum. görüyorum ki trakya pogromu'ndan bu yana pek bir şey değişmemiş. antisemitzm hastalıktır.
karşılıklı tatminin, orgazmın sağlanması ve acı. sözlükteki seks guruları da hemen yardırmaya başlamış bakıyorum, kafasına uygun porno kategorisi bulamayıp oflaya puflaya otuzbir çeken kişiler de yazmıştır muhtemelen.
de sade okuyun, sacher masoch okuyun, sevişin, sevişin, sevişin.
medyadır. en tehlikeli organize suç örgütü de devlettir. dünyanın algısı zaten medya ve devletler yasaklanıp uyuşturucu ve organize suç serbest bırakıldığında genişleyecektir fikrimce, başka bir düşüncenin şimdilik iner tutar bir yanı yok gibi.
biriyle beraberdim. ismi olmayan cinsten, salakça bir ilişkimiz vardı.
bu değil, lakin başka bir sözlükten ulaşmıştı bana, ilk buluştuğumuz geceden sevişmiştik. ''iyi bir yazarsın sen'' derken kısıyordu gözlerini. bu kadar sohbet etmeyeceğimi düşündüğünü söylediğindeyse arkasına yaslanıp sigarasından bir nefes alıyordu.
Bu eylemlerin hepsini görüştüğümüz gece defalarca tekrarlamıştı; aynı mimik ve jestler, aynı sözcüklerle.
''Gözleri yumuşak yüzü yorgun bileği sert toprak
Sanma ki harp derdinden geçtim
Düşünme ki dökeceğin kanlar hunhar
Derimin altında ne belalar baygın Bir devlet taşıyorum başımda Bu ev bana dayanmaz
Çöker kızıllar kuduran inleri dünyanın
açık ve net üstünlük göstergesi, hazzın doruk noktalarından biri.
eğer ona aşık olan kişi bunu öğrenirse gözyaşları sizi arındırır tüm kötülüklerinizden. o kadına başka biri aşık ama o sizin, dudaklarından en şehvetli çukurlarına kadar sizin. bundan daha haz verici bir şey var mıdır? o başkasının ona asla dokunamayacağının bilincinde olup, ona hiç kimsenin dokunmadığı gibi dokunmaktan bahsediyorum.
ona bu hazzı hissettirmek, bunun farkında olup hissettirmek, bambaşka bir şey.