joe dassin'in unutulmaz şarkılarından biri.
salut, c'est encore moi!
salut, comment tu vas?
le temps m'a paru tres long
loin de la maison j'ai pense a toi.
j'ai un peu trop navigue
et je me sens fatigue
fais-moi un bon cafe
j'ai une histoire a te raconter.
il etait une fois quelqu'un
quelqu'un que tu connais bien
il est parti tres loin
il c'est perdu, il est revenu.
salut, c'est encore moi!
salut, comment tu vas?
le temps m'a paru tres long
loin de la maison j'ai pense a toi.
tu sais, j'ai beaucoup change
je m'etais fait des idees
sur toi, sur moi, sur nous,
des idees folles, mais j'etais fou.
tu n'as plus rien a me dire
je ne suis qu'un souvenir
peut-etre pas trop mauvais
jamais plus je ne te dirai:
salut, c'est encore moi!
salut, comment tu vas?
le temps m'a paru tres long
loin de la maison j'ai pense a toi.
kızıl meydan dışında beni pek de etkilemeyen şehir. genel olarak karamsar bir havası var. insanları çok kaba ve kuralcı. kesinlikle ingilizce bilmiyorlar. çok pahalı. metroya binmem diyorsanız özel taksi beklemenize gerek yok çünkü neredeyse her araba taksi olarak kullanılıyor (araba vergisi olmadığı ve benzin fiyatları ucuz olduğu için herkesde araba var) pazarlık yaparak herhangi bir arabaya binmeniz yeterli.
rivayete göre burayı yaptıran 'korkunç ivan' ortaya çıkan eseri o kadar beğenmiş ki bir daha böyle şaheser yapamaması için mimarın gözlerini oydurmuş. gerçekten de insan mükemmelliğinin karşısında kalakalıyor.
buyuk beklentılerle gitmediğim halde beni yanıltan, son zamanlarda izlediğim en güzel türk filmlerinden biri. cansel elçin hariç başrol oyuncularının performansı mükemmel. bana biraz uzunharmanlarda bir davetsiz misafir kitabını hatırlatsa da türk filmlerine göre çok orjinal bir senaryoya sahip. özellikle başak köklükayanın enkaz altından çıkmasından sonra gösterilen istanbul manzarası, çoğu kişinin hayran olduğu istanbul boğazının o yıkık görüntüsü insanın tüğlerini diken diken ediyor.
ashley montagu'nun gerçek bir olaydan yola çıkarak yazdığı eserdir. kitabı okunduktan sonra filmi izlenmeli. filmde john merrick'in 'ı am not an animal, ı am a huma being' sözleri insanın gözlerini yaşartır. ayrıca soundtracki de çok başarılıdır.
insan en yakın arkadaşını nasıl anlatabilirki? dostum kardeşim ruh ikizim desem yeter mi? yetmez. istanbul hukuğun bana kazandırdığı en güzel şey, her şeyin yalan olduğu bu dünyada en gerçek insan. sanki çocukluğumdan beri yanımdaymışçasına çok şey paylaştığım ve ölene kadar da yanımda olacağına emin olduğum kardeşim.
''karşıdan karşiya geçerken önce sola sonra sağa sonra tekrar sola bakın''
araba geliyorsa patinizi geri atın yok gelmiyorsa karşıya geçebilirsiniz. ezdirmeyin kendinizi.
yanındakiler tarafından aaa evet abi süpersin diye iltifat beklerken seni bizim göz doktoruna götürelim cevabını alıp göt olması gereken kendini beğenmiş erkek modeli.
bu tip erkekler genellikle kadınlar izleyince başka işin mi yok diye dalga geçerler ama kendilerini de izlemekten alıkoyamazlar hatta gizli gizli izleyip de odaya girince dalga geçilme korkusuyla kanalı değiştirdikleri görülmüştür. buradan çıkardığım sonuç erkekler dedikoduya en az kadınlar kadar meraklı.
gece geç yattığımda üşendiğim için değiştirmediğim lensi temizlemeye yarayan (bende yaramıyo) sıvı. gözleri kör ediyomuş bazı solusyonlar birçok ülkede yasaklanmış diye duydum ama ne derece doğru bilmiyorum.
genellikle tarık akan gülşen bubikoğlu filmlerinde çalan ve bende her şeyin yolunda gideceği hissi uyandıran şarkı. sözler çiğdem talu'ya aittir.
hosgeldin bahar la la la
hosgeldin dostum la la la
nese getirdin la la la
dünya ya la la la la la la la
hosgeldin bahar la la la
hosgeldin dostum la la la
yeniden dogmus gibi simdi bütün dünya
birden zaman dursa hergün bahar olsa
bugün açan güller hiç bir gün solmassa
kirilan kalplerin yerini sevgi alsa
kimse gücenmese kimse aglamasa
ümitsiz günlerin sonu gelmis olsa
yedi den yetmise herkes mutlu yasasa
dünyada..
hosgeldin bahar.....
yüzyillar boyunca hergün bahar olsa
gecesi gündüzü hep aydinlik olsa
yeryüzü gökyüzü nesemizi paylassa
dallardaki kuslar bize örnek olsa
kimse darilmasa kimse ayrilmasa
yedi den yetmise herkes mutlu yasasa
dünyada..
1993-1998 yılları arasında okuduğum, bana saliha gür gibi mükemmel bir insan, mükemmel bir öğretmenin öğrencisi olmamı sağlayan okul. hala önünden geçerken her koşarken düştüğüm o yokuşu görünce duygulanırım.
kitabını da okuyup çok beğenen biri olarak ilk bölümünden gördüğüm kadarıyla çok başarılı bir dizi olacak. oyuncuların yeteneği ve başarısı zaten malum.. oturdukları evin çemberimde gül oya'daki konak olması da en baştan bir artı vermemi sağladı diziye.
kuzguncuk'ta deniz kıyısında 1951 yılında açılan sosyetik yerlerin aksine fiyatı uygun ve çok kaliteli bir balıkçı. kapısının girişinde her bir kadehle aramızdan ayrılan dostlarımız adı altında meyhanenin eski müdavimlerinin resmi var. bir tarafı meyhane diğer tarafı aile bölümüdür.