eskisi gibi değilim artık her şey o kadar çok değişti ki hayatımda neye nereden başlıcağımı bile bilemiyorum. her şeyin bir tadı vardır. o tat bile artık kalmadı. bitti hep olmak istediğiniz yerde olmak için elinizden geleni yapıyorsunuz. hiç bir şekilde yardım almadan ve bir o kadarda zorlu bir yola çıkıyorsunuz. ancak her zaman için sonuç aynı başaramıyorsunuz. işte bende tıpkı öyleyim. neye adım atsak olmuyor hiç bir şekilde olmuyor. umutsuzluğa kapıldığımı iyice fark ettim. şanşın benden yana olmadığını sürekli olarak başkalarından yana olduğunuda ancak şu var ki. başladığım yolu bitirmek zorundayım. önüme engeller muhakkak çıkıcaktır. önemli olan engelleri aşabilmektir. hayat'ta eğer ki. engelleri aşıp amacına ulaşabilirsen ne mutlu...
kadın nasıl olsa köledir. erkek ne derse onu yapar. gitme derse gitmez. yap derse yapar. yapmadığı zaman vur tokatı gitsin. ne kadar basit öyle değil mi? ve şuda var ki. '' bir erkeğin gücü ancak kadına yeter. '' kadınlar inci gibidir. parlak ve narindir. lütfen onları kırmayalım. ve gereken şevkat ve sevgiyi gösterelim. vurmak çözüm değildir. tabi gerekmediği sürece.
geçen hafta başlayan ve başladığı günden itibaren değişik olay ve durumların meydana geldiği yarışmadır. evet daha ilk hafta'dan kavgalar isyanlar çıkmaya başlamış bile. gönüllülerde turabi isimli yarışmacı ada'da kendini herkül gibi gösterip insanları kışkırtıyor. son fragmanında yemek paylaşma mevzusu vardı. '' gücü yeten alsın '' gibisinden bir söz kullanmış. burda bir amaç var aslında yarışma formatı herhangi bir şekilde kavga mevzusu olursa diskalifiye olunuyor. fakat burada ki amaç. bu türden konuşmaları, tartışmaları ve kavgaları insanlara gösterip reyting'te artış sağlamaktır. eğer ki. iş uzarsa müdahale edilir. acun ılıca'nın sandığı ayağına getiren teknolojisi beni gülmekten yerlere sürükledi. ama adam işini biliyor. saygı duymak lazım.
ister tutar isterse tutmaz. bu onun biliceği iştir. yani kimse kimseye sen neden oruç tutmuyorsun? neden namaz kılmıyorsun diyemez. sonuçta islam dini herkesi özgür kılar. tutanda kendine tutmayanda kendine. hem ateist oruç tutar mı?
hepimizin başından geçen ölüm anıları muhakkak vardır. benimkisi ise çok farklıydı dağ'da yürürken hiç olmadık bi yerden kaymıştım ve eğer ki dala tutanmasaydım şuanda hayatta olmayabilirdim. buna benzer daha bir çok şey var.
bir galaxy s4 kullanıcısı olarak şunu söylebilirim ki ; galaxy s5 donanım olarak gayet iyi olucak fakat 2800 mah batarya düşük olmuş. diğer rakiplerine göre 3200 ve 3400'e kadar çıkabilirdi. tasarım olarak s4 ile hemen hemen aynı sadece arka kapak kısmı noktalanmış bir tasarıma sahip. kamerasında değişmeler mevcut. 4k video çekebilme özelliği ilk hdr kamera olması. 0.3 saniyede odaklanması gibi yenilikler mevcut. işlemci olarakta snapdragon'un üst segmendeki işlemcileri kullanılmış. cihazın bir diğer yeni özelliği olarak kalp ritmi ölçebiliyor. yani kalp atışlarınızı artık ölçebiliceksiniz. aynı zamanda power saving özelliği ile cihazın görünüşünü siyah beyaz yaparak batarya tasarrufu yapabiliceksiniz. menüler arası geçişler yine eskisi gibi aynı yani ortalama bir hızda. touchwiz olarak bu sefer daha iyi yapmışlar. android 4.4 kitkat sürümü ile geliyor. 5.2 inç fullhd amoled ekran.
samsung galaxy s5 cihazının artıları ve eksileri.
artıları :
+ gelişmiş işlemci
+ parmak izi sensörü
+ gelişmiş kamera
+ touchwiz arayüzü
+ su ve toz geçirmemesi isterseniz cihazın yanında banyo yapın hiç bir şey olmuyor.
eksileri :
- tasarım s4 ile tamamen aynı ve hiç bir değişiklik yok arka kapak kısmı hariç.
- ekranda herhangi bir değişme yok fullhd amoled ekran.
- batarya 2800mah. düşük.
- arayüzlerde geçiklemeler örn. (rehber ve kamera'nın geç açılması.
hayat kimisi için 1-0 önde başlar. kimisi içinse 1-0 geriden başlar. ve en önemli kısımlardan biriside hayat adaletsizdir. siz her ne yaparsanız yapın. aynı şekilde hayatınızı sürdürmeye devam ediceksiniz. sürekli zengin olan insanlara aşağıdan bakıcaksınız. işte en kötü tarafı budur. olmak isteyipte olmadığınız şeyler için kafanızı yorucaksınız. her ne kadar çalışsanızda aldığınız maaş zaten bellidir. ve onunla yapabiliceğiniz her şey sınırlıdır. elbette ki. bu herkes için geçerli bir durum değildir. ancak çoğu insan bu durumdadır. hayal kurarsınız olmaz. bir şeylere adım atarsınız olmaz. çünkü şanş sizden yana değildir. hayatta bir çok şey karmaşıktır. yeri geldiğinde hayatınızı değiştiricek fırsatları kaçırırsınız. ve sonrasında düşünüp. '' keşke kabul etseydim. '' tarzında sözler söylersiniz. hayatın bir gerçeği vardır. hatta tek bir gerçeği oda bir kağıt parçası olan ancak bir dünya kadar değerli olan '' para '' dır. ve para ne yazık ki. her şeyi satın alabiliyor. insanları, gururunuzu, haysiyetinizi, karakterinizi ve buna benzer her şeyinizi değiştirebiliyor. her şeyin paraya baktığı bir dünyada yaşıyoruz. para her şeyi satın alabilir. fakat manevi olarak alamıcağı bir çok şey vardır. çok paranız olabilir. ancak mutlu olmadıktan sonra çok paranız olmuş neye yarar? parayla mutluluğu satın alamazsınız. sevgiyi satın alamazsınız. para sadece karşınızda ki. kişinin size bakış açısını değiştirir. yani her şey karşılıklıdır. sokaklarda peçete satan çocuklar, uyuşturucu ortamına düşmüş gençler, ailesi tarafından terk edilmiş. veya buna benzer bir çok acımasız durumlar görebiliyoruz. bu durum için tek bir açıklama yapılabilir aslında. din kavramı '' islam '' her zaman için saygı duyduğum bir dindir. fakat bir çok insanın bunu düşündüğünü tahmin edebilirim. '' bir tanrı insanları yaratıyor. ve onların kendisine iman etmesini istiyor. fakat yaratmadan önce seni yaratıcam demiyor. ve sen dünya'ya geliyorsun. kimileri sakat olarak doğuyor. kimileri ise kör, kimileri kimsesiz. bu insanların şuçu ne? hayat bir sınav deniliyor. fakat yaşamak istemediğiniz bir dünya'da acımasızca yaşamanın anlamı nedir? çoğu insan intihar etmeye çalışıyor. bir çok sebepten dolayı kimisi ediyor. kimisi cesaret bile edemiyor. siz doğmadan önce size böyle bir hayat yaşıyacağınız söylenmiyor. görmediğiniz, duymadığınız bir tanrı insanların kendisine ibadet etmesini istiyor. ve sonunda cennet ve cehennemin var olduğu yazılıyor. bu ne kadar doğru? tartışılır. amacım islamı kötülemek değildir.
en önemlisi iki sevgilinin birbirlerine olan güvenidir. eğer ki. güven yoksa o ilişki zaten yürümez. belli bir sonra biter. ve bir daha kolay kolay eskisi gibi olmaz.
itiraf etmek gerekirse. hayat sıradan her şey sıradan. hiç bir şekilde farklı bir şey yok. aynı film kaldığı yerden devam ediyor. ve bizler bu filmin ne zaman nerede biteceğini hiç bir zaman için bilemiceğiz. o yüzden hayatta farklı şeyler deneyip. farklı hisler yaşamaya bakın. kısacası hayatınızı yaşayın. günler çabucak gelip geçiyor. hayatta hiç bir zaman yapmak isteyipte yapamadığınız bir şey olmasın. aklınızda ne varsa yapın. eğer ki. yapmazsanız sonrasında pişman olan yine sizler oluyorsunuz.
insanı işin içinden çıkmaz hale getiren noktalardan birisidir. dönüm noktası. fakat iki türlüdür. birisi ailevi veya herhangi bir sevdiğiniz yakınlarınızı kaybettiğiniz zaman başlayan durumdur. diğeri ise hayatınızda ki. en doğru şeçimi yaptığınızda birden bire oluşan maddi ve manevi işlerinizdir.
uyuşturucu çeşitleri arasında en masum rolü oynayan maddedir. zararlarına gelirsek içtiğiniz bir sigaradan veya bir alkolden daha az zararlıdır. tıp olarakta kanıtlanmıştır. uruguay'da yasallaşmıştır. aslında olaya şöyle bakarsak bağımlılık yapan bir madde değildir. tek bağımlılığı piskolojik olarak '' tekrar kafanızın güzel olmasını istemenizdir. '' yani o yaşadığınız kafayı tekrar tekrar yaşama isteği uyandırır insanda. çünkü içtiğiniz alkol her ne olursa olsun. hiç bir zaman için esrar'ın etkisini gösteremez. yani hepsi apayrı bir şeydir. içmedim diyen çoğu insan hayatında bir kezde olsun denemiştir. beyin hücrelerinizi öldürür. kalp, akciğer ve buna benzer organlarınızda ilerleyen zamanlarda çeşitli hastalıklar görülebilir. bir çok çeşitte içilebilen bir uyuşturucudur. illegaldir. yani yasal değildir. o yüzden başlamanızı tavsiye etmem. başlayanların çoğu pişmanlık duyabiliyor. tabi belli bir zaman zarfı süresince bağımlı olmadıklarını zannediyorlar. fakat sonra piskolojik bağımlılıkları başlıyor. ve bunun esiri olarak hayatlarına devam ediyorlar. etkisi içkiden çok çok daha farklıdır. paronoyaklık gösterebilirsiniz. aşırı derece heyecanlanma, konuşmada bozukluk, sürekli olarak boş yere gülme istedikleri vs. vs. bir çok etkisini gösterir. eğerki uzun zamandan beri içiyorsanız. gözlerinizin altı morlaşır. ve içen birisi direk olarak gözlerinizden anlar. içtiğiniz zaman 15 gün boyunca kanınızda durar.
neden başladım diyemezsiniz. illa ki bir yerde bir ortamda bu illete başlarsınız. ve sonrasında hayatınızın vazgeçilmez bir parçası olarak hep yanı başınızda kalır. aslında sigara güzeldir. ama nasıl güzel? sabahın erken saatinde yakılan ilk sigara içtikçe içesiniz gelir. kahvaltı bile yapmadan gündüzü geçirebilirsiniz. birde yanında kahve varsa tadından yenmez. içki içerken daha da farklı olur. her türlü içkiyle sigara içebilirsiniz. zevkinize zevk ekler kısacası. yani bu illet hayatımın vazgeçilmez bir parçasıdır. pişman mısın? diye sorsanız kesinlikle hayır! zararlı çok olabilir. hatta ilerleyen yaşlarda önüme bir engel bile açabilir. ancak ben sevdiğim ve zevk aldığım şeyleri yapmazsam hayatın ne anlamı olabilir ki?