zaten hep böyle ifade edilerek dini kendi tekellerine alanların vazgeçilmez ifadesidir. yüzyıllar boyunca benzer söylemler kullanılmış ve din insanların kendi başına öğrenemeyeceği, doğru yolu bulamayacağı, doğru yolu bulmak için bir rehbere ihtiyaç duyacağı -ki bunlar her dinde mevcuttur- bir konu olarak empoze edilmiştir.
zaten şunu da yazmadan geçemeyeceğim, bir insanın bir dinin genel bilgilerini, uygulamalarını bilmeden kafadan bir dinin kitabına dalması doğru değildir ancak bir kişi kendini geliştirerek tek başına meal okuyabilir.
bu üniversiteye bakıyorum üniversite sınavları açıklanmış tercihlerin sonuna kadar her sözlükte bazı yazarlar yardırıyor üniversite hakkında, aman gitmeyin şöyle kötü, böyle kötü.
bir de yazarlara bakıyorum ya 2007 yılından beri okul hakkında aynı şekilde giydirenler, ankara'daki bir üniversite hakkında olumlu görüş bildirip diğer üniversiteler hakkında giydirenler ya da sanki bütün bölümlerinde okumuş gibi örneğin hem hukuk fakültesi hem de mühendislik fakültesi hakkında giydirenler.
bir de utanmadan diyorlar ki bunların ekibi var, üniversite çalışanları, öğrenciler sözlükte lehinde yazıyorlar. üniversitenin lehinde yazarlara bakıyorum toplasanız 2-3 kişi, bunlar da örnekler vererek niye beğendiklerini anlatıyorlar, bunların diğerlerine göre organize olmadığı çok belli.
vaktim vardi entryleri araştırdım tüm sözlüklerde sürekli olumlu yazan bir ekip bulamadım ancak hakkında sürekli olumsuz yazan ve bunu özellikle milletin sözlükleri okuyup bilgi almak istediği tercih günlerinde yapan bir ekip var. tercih günleri ayın 18'inde bitti, bu üniversitenin aleyhinde yazılar da kesildi.
isterseniz bakın örnek olarak bir yazar burada okumayın, şurada okumayın ama şurada okuyun diye yazıyor.
o zaman ben de diyorum ki belirli çıkar karşılığı aleyhinde yazılar yazılan üniversite.
zamanının marka bilgisayarları el yaktığı için milletin yana yakıla istediği bilgisayarlardır. artık anakart ile ekran kartı mı uyuşmaz, kasanın içindeki güç devresi anakartı mı yakar, o senin sorunun...
adama sana iş bulacağım dersen alakası olmayan insanları dağa çıkmaya cezbedersin. ondan sonra azalmıyor aksine artıyor olur, sadece yaşlıları, hastaları yurtdışına çıkar.
bu ülkede 10 yıl içinde milletin birbirine düşman olmasını sağlamış, ayrımcılığı sonuna kadar desteklemiş, kişileri "bendensin veya değilsin" diye sınıflandırmış, geldiğimiz noktanın sorumlusu siyasetçidir.
gökhan gönül gibi bir performans beklenerek transfer edilen adam. ancak görülüyor ki daha önce roberto carlos, santos ve ziegler'in doldurduğu koltuğu pek dolduramıyor.
erman toroğlu'nun rating'leri düşüp de tv8'e kadar yollanınca ratingini canlandırmak için yaptığı harekettir. hemen de hurriyet web sitesinin manşet haberlerine girivermiş.
bu adamlar yattıkları yerden kalkıp mahkemeye gitmiyorsa, ifadeleri alınırken savcılar önlerinde ceketlerini ilikleyip soru sorma teşebbüsünde bulunuyorsa bir işe yaramayacağı belli olan davadır.
yılmaz vural show izlediğimiz maçtır. bugün şunu gördüm ki, bu adam çoğu kişi tarafından sevilmektedir. ilk golden sonra yaptığı hareketi başka biri yapsa herhalde kulübeden çıkamazdı ama sempatikliği sayesinde doğru dürüst tepki almadı.