Dünyanın bana inat gaza basıp hızlı hızlı döndüğü şu dakikalarda yüzüme çarpan gerçek. Bana ne garezin var sayın dünya? Efendi efendi dönsene nedir bu acele?
Şu an halen var mı onu da hiç bilmiyorum ya; mavi/siyah önlüklere yakalık olayı vardı. Önlüğü tamamlayan bir parçaydı fakat acayip yakardı bu yakalık.
Yakalık demişsin ama yakmalık olmuş bu. Yakacak falan olmuş. Ateşten gömlek olmuş da yakamıza tutturmuşlar.
Ne biçim keserdi o boynumu bir bilseniz. Terleyince de o çizip kestiği yerleri bir yakardı sormayın. Tıknaz, kilolu filan değildim de değdiği yeri acıtırdı namussuz.
Karşımdaki çok konuşuyorsa yaptığım hareket. Bir olayı beş altı kelimeyle özetleyebilecekken dostoyevski olup suç ve ceza’yı yeniden yazmaya soyunuyorsunuz ya; işte ona gerek yok. Çok anlatıyorsunuz diye çok dinlemiyoruz ki. Sıkılıyoruz.
Tabu’daki 15 kelime ile anlatma olayı keşke diyaloglarımızda da olsa.
Dünyanın en şanssız insanı. Yazık. Allah yardım etmiş de benzemiyorum biyometrik fotoğrafıma; benim bile bi yere bonba falan atasım geliyo baktıkça. Tövbest.
Artık bıktıran durum. Gerçekten. Sinirli bile değilim. Yıldım. Masaüstü kullanımda allah razı olsun adblock var ama mobilde anasını bellediniz bu reklam işinin. Açık ve net. Vallahi bıktım. Hatta şöyle de bir şey oluyor inanmazsınız; alternatifi varsa eğer, reklamını çok sık gördüğüm bir şeyi asla almıyorum.
Sanal reklama hayır. O bahis sitelerine de kafam girsin.
Korumasız gezmek şov ise yaklaşık seksen milyon şovmenden oluşan bu dev müzikalde siz de yerinizi almayı unutmayın. Aa bi dakka, çoktan aldınız zaten? Ajshdkdj güzel kafalar güzel. Zehir maşallah.
Şov mas go on diyerek iyice zıvanadan çıktığım tespitimsi.
Yüzüme tokat gibi çarpan gerçektir. Bir insandan soğumaya yeter. Yeni keşfedilen kaşıntı gibi insan taktıkça da takıverir. Ayh. Evlerden ırak. Sürekli muhatap olmak zorunda iseniz hayat size zindan olur. Karşınızdaki kasıntı kasıntı işler peşindeyken siz götünüzle gülersiniz bir kenarda. işte böyle sözlük.
Özgüven iyi hoş da insanın sadece kendine güzel geliyor doğrusu.
Yaz mevsimi denen illetin kökünü kurutmadığımız sürece bize uyku haram. Bişiyoruz sözlük. Haşlanıyoruz. Ve ben katlanamıyorum.
Buradan bütün yetkililere seslendiğim kampanyadır. Kışı en kötü ihtimalle ağustosa çekebilirseniz en azından temmuzu söve söve de olsa atlatırız. Ama şimdi haziran bitti, hadi bir şekilde temmuz da sonlanacak; peşine ağustos, sonra eylül; vay efendim pastırma sıcağı yok aman yüzyılın en sıcak sıcağı... tvlerde deniz havuz; giden yok ki anasını satayım. Yok. Hepimiz mesaiciyiz. Kim gidiyor bu havuzlara bu aqua parklara anlayan beri gelsin.
Allahını seven şu kışı başlatsın. Mandalina falan gelsin yeniden. Rica ediyorum ne olur yetkililere sesleniyorum. Ne olur!
Şu an televizyonu açsanız veya herhangi bir haber sitesine girseniz karşınıza çıkan sözde yayıncı kılıklı, özde ise yalayıcıların sıfatıdır. Sıfat da değil hatta bizzat kendileri. Dilleri uzun olur bunların böyle upuzun. Seni daha iyi yalayabilmek için. Sen kimsin? Sen bu ülkenin anasını sattın be.
Devekuşunu bile utandıran bu kaypak hareketleri hiç kimse unutmaz merak etmeyin.
Sonra gelip ağzıma burnuma çimento döktüler nefes alamaz oldum. Perdeleri kapattılar güneş göremez oldum. Uyuyamayınca uyanamaz oldum.
Ama tabi evet Hayat devam ediyor. Sana devam ediyor ona bir şey demiyorum.