tayyip dediğin, genel mutabakat sonucu işe alınmış memurdur. parasını ödeyen biziz, kasanın anahtarını kendisine veren biziz. şimdi yönetici diye işe aldığın bu elemanın iş yapış şeklini, tavırlarını, pozisyonu doldurup dolduramadığını, istediğimiz gibi bir eleman olup olmadığını değerlendirmek gerekirken, bu osmanlıdan kalma genlerimize işlemiş koyun-çoban ilişki şekline teslim oluveriyoruz. tayyibin ekmeğini veren biziz sevgili süser.
not: bu arada "biziz" derken genel iş sahipliğinden dolayıdır. yoksa ben olumsuz görüş belirten gruptaydım tayyip'in iş görüşmesi sırasında.
bulaşıcı ve bünyeyi hızla saran bir ergen rahatsızlığı. sürekli küfürlü konuşmak, garip sesler çıkartarak gülmek ve klavyeye salya damlatmak gibi semptomları bilinir. hafif geçirenlerin tedavisi kiz arkadaş edinmekle çözülse de, 7/24 sözlüğe mahkum yaşayanlar için yapacak birşey kalmamıştır. salyalı genç sıçıcılar olarak sürdürürler yaşamlarını.
edit: bunların 13 tanesi şu an online, eksileme yoklamasında el kaldırmış yavrucaklar. aman dikkat. şu klavyelerinizi bir dökün gelin lavaboya, halı ıslanacak bak.
dial-up bağlantısı vardır bunların. ayrıca verilecek adrese yığabilecekleri 1 kamyon adamları olduğu iddiaları vardır. internet cafeden sabaha karşı kançanağına dönmüş gözlerle çıkıp uyumaya giderler. yurdum öküzleridir, hep böyle böğürürler.
inananlar için hikmetinden sual edilemeyecek kadar büyük ve kutsal olan herşeye karşı durup sorgulayan ve sonrasında inanmamayı seçen insanlara "ezik azınlık" diyebilmek sadece bir yansıtma psikolojisi olmasın ? öyle ya bu nasıl bir güçtür, nasıl bir kendine güvendir, nasıl da kolayca ve alenen inanmıyorum diyebilir bu insan, ben her türlü cümlenin önüne bile aman yanlış anlaşılmasın diye "haşa" sözcüğünü getirmeyi unutmamaya çabalarken hem de. şimdi bir daha tekrar edelim, ezik mi ? ulan adam senin sormaya bile tırstığın şeylere tanımam sallamam diyor, ne eziği ? allaaan eziği.