Bugün katledilen gencecik bir kız. Artık eller lal oldu yürekler dayanmıyor. Nerede bu istanbul sözleşmesi? Nerede adalet? Gerçekten çok sıkıldım bu devirden de bu devrin insanından da ülkeden de.
17 yaşında öldürülen bir çocuktu duygu.
Giyimi sorgulandı.
Utanmadılar.
Yaşamı sorgulandı.
Utanmadılar.
Ailesi sorgulandı.
Utanmadılar.
Otopsi raporu saklandı.
Utanmadılar.
Gizlilik kararları verildi.
Utanmadılar.
Ben o biz yanındayız. Susmadan bıkmadan usanmadan. Bu pislikler utanacak. O pis yaratık gençliğini bir delikte geçirecek. Ben inanıyorum. Vicdani susturamazsınız. Katilleri serbest bırakamazsınız.
Kendisi duygu'nun katili. Duygu'yu daha 17 yaşında hayattan alıkoyan daha 17 yaşında tüm hayallerini yok eden. Ailesini sönmeyecek bir ateşin içine atan. Insan demeye bin şahit isteyen bir yaratık. Umarım hak ettiğin cezalarin en ağırını en kötüsünü alırsın. Pislik.
Kendisi leş bir tecavüzcüdür. Haber sitelerinde ismini sildirmeye filan çalışması da gülünçtür. Son nefesinden sonra da bir tecavüzcü aşağılık bir pislik olarak anılmaya devam edecektir. Umarım emsal olur.
90lar sonu milenyum başına denk gelmiş bir nesil olarak,
Sabah 7 de başlayan çizgi filmler, okuldaki beslenmenin kokusu, yeni alınan defter mutluluğu, içinden uyduruk oyuncaklar çıkan sakızlar, gazete külahında çekirdek... daha nicesi.
Bugün covid 19 olduğumu öğrendim.
Süreç başladığından beri oldukca dikkat ettiğime inanıyorum. Market dışında dışarıya iki kez çıktım.
Korunduğum için bana bulaşmaz kafasındaydım. Sonucta maskemi takıyorum, elimi yıkıyorum, kimseyle temas etmiyorum.
Neden olayım ki?
Ancak böyle ilerlemiyor mevzu.
Sadece sen değil görüştüğün insanların da senin gibi dikkat etmesi gerekiyor.
Sadece senin maske takman yetmiyor. Herkesin maske takması gerekiyor
sen düğüne gitmiyorsun diye hasta olmayacağını mı sanıyorsun?
Ben bu kadar dikkat etmeme rağmen yengemin dıdısı düğüne gidiyor ben bu kadar dikkat etmişken bir anlık temas ile bugün covid 19 olduğumu öğrendim.
Şu an koku alamama dışında problemin yok. Ama yarın ne olur bilmiyorum. O kadar bilmiyorum ki hicbir şey elimden geldiğince gün gün editlemeye çalışıcam. Bu arada herhangi bir kronik hastalığım yok ve sigara kullanmıyorum.
1.gün: koku duyusunda azalma/yer yer kayıp. Yorgunluk ve biraz da baş ağrısı(stres kaynaklı da olabilir)
2.gün: Burun tıkanıklığı, nezle. (Pozitif çıkmasam net gribim derdim. Grip aşısı olmak gerek.)
3.gün: Hala tat ve koku alamıyorum. Halsizlik ve baş ağrısı da var ama öyle rahatsız edici seviyede değil. (Bu süreçte hastaneye test ve ilaç için 3 kez gittim ve hepsinde de çok yoğun bir kalabalık vardı. Çoğu kez insanlar kendi aralarında pozitif olduğunu konuşurken duydum. Muhtemelen veriler gerçeği yansıtmıyor. Mart nisan mayıs ayında olduğu gibi dikkat etmemiz gerekirken yurtdışından bir çok kişi alıyoruz. Tatil beldeleri taşıyor. Sadece kendiniz değil çevreniz için de evde kalmaya çalışın, işte kendinize dikkat edin. Ben hafif atlatmama rağmen zor bir süreç olduğunu belirtmek istiyorum. Sağlıkla kalın.)
4.gün: şiddetli baş ağrısı ama çok şükür şiddetli bir semptom yok. Umarım böyle biter. (Instagramda gördüğümüz totosu yere değmeyen grup yaklaşık bir ay sonra evde kal çağrıları yapacak. Hazır mıyız?)
6.gün: ciğerlerimin ağrıdığını hissediyorum. Yerinizde durun sözlük. Maskenizi takın
9.gün: göğüs ağrım azaldı. Tat ve koku dışında bir sorunum yok. Sadece çok az boğaz ağrım var. Sanırım bir haftaya bitmiş olur. Dua ediyorum, bitsin.
11.gün: iyiyim. Yalnız tat koku alamıyorum o biraz uzun sürebilirmiş.
Evleniyorum. Sanırım 2013'te girmiştim ilk kez sözlüğe üniversite sınavına hazırlanıyordum ikinci kez. Hayatımda neyi istediğimi bilmediğim karışık bir dönemdi. Sözlük iyi gelmişti derslerden stresten bazen hayattan kaçmalık bir alem. O zaman da vardı sosyal medya çılgınlığı ama bu kadar hayatın içinde değildi sanki. Icimi dökebildiğim istediğim gibi saçmalayıp eleştirebildiğim kaçış oldu. Hala ne zaman bunalsam gelip bakınıyorum bazen kızıp bazen gülüyorum öyle little little middle durumu. Çok arkadaşım oldu gerçek hayatta oturup çay kahve içip sohbet ettigim. Hala görüştüklerim de var muhtemelen bir daha hiç görüsmeyeceklerim de. Dindarından hovardasına hatta masonuna bir sürü insan tanıdım. Bana gerçek hayatta asla yüzünü göremeyeceğiniz insanların gerçeklerini gösterdi. Şimdi hayatımın öyle bir dönemindeyim ki bir taraftan sevdiğim adamla bir dünya kurmaya çalışırken diğer yandan gelin çiçeğim lale mi lilyum mu olsun diye bakarken buluyorum kendimi ve bu o kadar sacma ki. Hayatımda bir kere yaşayacağım diye saçma sapan şeyler yaparken buluyorum kendimi. Çok sinirlendiğimde ben bu adamı bırakıp uzaklara gitmeyi düşünüyorum şimdi anca mutfağa giderim. Onu sevdiğime bu kadar eminken bu evlilik meselesi hemen bitmesi gereken bir ayrıntı gibi geliyor. Bitsin ve biz biralarımızı alıp avrupa yakası izleyip gülelim istiyorum. Hemen.
Arkadaş nasıl iğrenç bir dönemde yasıyoruz. Sanki amerika ölse tüm dünya serbest kalacak. Sahi tüm dünyadaki aşırı sağcı siyaset arttıkça barış ortamı kaybolup, sivrileşlemeler gözleniyor. Bu turp biraz daha kalırsa bu başkanlıkta başta ortadoğu tüm dünya kan ağlayacak. Olan türkiye ye oluyor. Bir güvenli bölge ayağına tampon bölge de olduk. O orta asya'dan hiç çıkmayacaktık arkadaş. Ne leş oldu her taraf!
Bir anne olarak aldatmanın, maymun iştahın iyi bir şey olmadığını öğretmek ha bir de karşısındakinin de duyguları olduğunu saygı duyması gerektiğini tembih etmek olabilir.
Bir erkeğe adam olmasını ailesi öğretir, eşi sevgilisi değil.
Korumaya yönelik bir proje ise çok mantıklı zira son zamanlarda düğün fotoğrafıydı, mangal yapanıydı, tatil yapanı vs çok kirletmisti. Yani iyi düşünelim iyi olsun. Sevmiyoruz diye her projeleri tü kaka değil.