adam gibi adamlara kufretmemek ,
avrupada basarilar kazanirken takimlarindan gurur duymak,
sampiyonlar liginde guiness rekorlar kitabina girmeyen bir takima sahip olmak,
en buyuk rakibinle ezeli rekabet yasamak gibi bir zevke sahip olmak,
avrupada nam salmis oyunculara sahip olmaktan gurur duymak,
kufuru sevmemek,
yoneticisine ana avrat kufretmemek,
yenildigi zaman bile karsi takimi alkislamak,
ve turkiyede en cok sampiyonluga sahip iki takimin taraftarindan biri olmak bayagiliksa olsun ben bayagi bir insan olayim.
turk insaninin akil seviyesini gozler onune seren ispanya gol krali. tipi kucuk emrah'a benziyor diye nedense kotu oynamaya basladiktan bir sure sonra cogu kisi tarafindan dalga konusu olmustur. ey zavallilar once kendi ezik tiplerinize aynada bakin sonra konusun , 1 mikrogram aklinizla ahkam kesmeyin , insanlari kategorize etmeyin yoksa hayatta kaybetmeye devam edersiniz.
sahsen daniel guiza yerinde olsam turkiye'yi terk ederim. bu millet hakan sukur , fatih terim , sergen yalcin , tuncay sanli gibi turk futboluna buyuk emekler vermis insanlari bile alaya almislardir. kiminin ingilizcesiyle , kiminin saclariyla , kimisinin de tipiyle dalga gecmislerdir. o yuzden cogu guzelligi hak etmiyorlar. *
hakkinda bu kadar cok entry girildigine gore halk arasinda cok tutulan bir yarisma olmali. daha hic izlemedim ama hakkinda cok guzel bir yazi gozume carpti.
"Yemekteyiz"i izledim, anladım: Çürüyoruz!
Medya dev bir endüstriymiş, reytingmiş, reklam gelirleriymiş, " insanlar bunu istiyormuş " falan filan...
Hepsinin hikaye olduğuna inanmanın eşiğindeyim.
Açık söylüyorum...
Televizyonlardaki bu kötülüklerin başka bir gerekçesi olmalı!
Hatta paranoyaklaştığımı bile söyleyebilirim.
" Reality show "ların (özellikle de yarışmalı olanlarının) yapımcılarının aslında gizli bir tarikatın üyeleri olduğundan ve korkunç bir gaye uğrunda çalıştıklarından kuşkulanıyorum.
Sanki hepimizi " insan "ın yüce amaçlara uygun düşmeyecek kadar alçak; samimi olamayacak kadar sahte ve berbat bir yaratık olduğuna inandırmak istiyorlar.
Anladım artık; " Reality Show "ları seyretmek demek, çürümek demek...
Çünkü seyrede seyrede beş para etmez ödüller için başkalarının manevi cesetlerini çiğnemenin normal bir şey olduğunu düşünmeye başlıyoruz.
Çürüyoruz; çünkü bu programları seyrederken kötülüğümüzle o kadar çok yüzleşiyoruz ki, bu durum giderek kayıtsızlığa dönüşüyor.
***
Geçen gece " Yemekteyiz " yarışmasını izledim.
Yalnız tadım tuzum değil, bütün huzurum kaçtı!
Yazıklar olsun!
En çok da dünyanın en normal şeyiymiş gibi dedikodu yapan, birbirini aşağılayan, hasetten çatlayan, acınacak hallerini yalanlarla örten yarışmacılara yazıklar olsun!
Şimdi baştan başlayayım derdimi anlatmaya...
Tv'de insanlar evlilik için yarıştırılıyormuş, ayıp!
Şimdi de işsizler iş bulmak için yarıştırılacakmış! Rezillik!
iyi de bütün bunların altında ne kadar pespayece de olsa bir tür çaresizlik var.
Peki bu " Yemekteyiz " yarışmasına katılanlar neyin peşinde? Yarışmacılara bakıyorum. Hiçbiri 10 bin liralık ödül için bunları yapacak insanlar gibi gözükmüyorlar.
O halde...
Bunca edepsizlik, bunca duygusal sadizm ve yıkıcı rekabet sonucunda ne elde edecekler?
Ekranda görünmüş olmanın ne idüğü belirsiz kazancı için mi bütün bunlar?
***
Sofra nedir?
insan sıcaklığıdır.
Berekettir.
Yalnız mideleri değil ruhları da doyurur sofra.
Düşmanları barıştırır.
Biliyorum; günümüzün hır gürü içinde kalabalık sofraların tadını çıkarmakta zorlanıyoruz.
Doğru! Ama sofra kurmanın ve yemeği paylaşmanın manevi değerini unutabilir miyiz hiç?
Asla... diyeceğim ya...
Unuturuz! Böyle programları seyrede seyrede unuturuz!
Tamam! Dünya kötüleşti!
Tamam! Hayat rezil bir yarışa döndü!
Hiç değilse sofrayı bu çirkinliğe alet etmeyelim bari!
Yemek yapmayı içgörüden ve kültürden yoksun bir böbürlenme malzemesi ve sofrayı paylaşmayı birbirimizi aşağılama ortamı haline getirmek bir " reality " ise...
Ben pes ettim!
Son notum da şu...
Bu programdaki bazı yarışmacılar yemek yaparken annelerine telefon edip pişirme tarifi için yardım alıyorlar.
O sırada bir anne de çıkıp...
"Kızım sakin ol veya biraz daha tuz koy" demek yerine ne zaman " kızım o saçmalıkta ne işin var " diyecek?
cok dogru demis hasmet babaoglu, curuyoruz. ayrica ratinglerde bu yarisma ust siralarda gezinmektedir. demekki curumeyi izlemek bizim hosumuza gidiyor.
yurtdisinda gerceklesmis olaydir. sahaya giren inek sahadan cikarilip tribunlere konmustur ve taraftarlarla birlikte enteresen goruntuler olusturmuslardir. ulkemizde boylesine bir olay daha yasanmamistir. fakat eminim o tribundeki inek bile kendini yonetici veya taraftar zanneden bazi ineklerden daha anlayisli bir profil cizmektedir.
iyi bir teknik direktor nasil olmali sorusuna cevap olarak gosterilebilecek iyi bir ornektir. bazilari gibi yenilgileri hakeme bagmayan , sorunlari kendinde arayan bir teknik direktordur.
son zamanlarda yaptigi isabetli tahminlerle yetenegini gosteren ridvan dilmen'in bir sinema filminde kahin olarak karsimiza cikma durumudur. kendileri arog filminde kisa bir kahin roluyle karsimiza cikacaktir.
hakkinda abartili basliklar acilmis takim. bu durum benim gibi bir fenerli'yi bile cok rahatsiz etmistir. sonuc olarak derbi macini fenerbahce kazanmistir. insallah galatasaray bu mactan dersini cikirip avrupada basaridan basariya kosar ve beni gururlandirir.
pazar gunu bana futbol izlemenin keyfini yasatacak olan , bizi yense bile 90 dakika boyunca tum dertleri unutturacak olan iyiki varsin dedigim ezeli rakibimiz.
genel izleyici kitlesine uygun bir mac olmustur. liverpool besiktas macindaki gibi siddet iceren , cinsel icerikli sahneler yer almamistir. fenerbahcemiz bir ust tura yukselme umudunu korumustur.
edit: 9 kasimi bekleyen bunyeler 6 kasimi unutmamalidirlar. yoksa cinsel icerikli bir yayinla daha karsilasip 1 hafta aglayabilirler 2002'de oldugu gibi.
buyuk bir habercilik basarisidir. o kadar amerikan , ingiliz televizyonlari dururken babaannesiyle gorusen tek kanal atv'dir. kendilerini tebrik etmek lazim.
ermeni yanlisi obamayi destekleyen bunyelere inat mccain'i sonuna kadar desteklemis yazar. turkiye icin en iyisini isteyen yazar. en azindan inandigini sonuna kadar savunmustur. secim sonuclarida kendisine kapak falan olmamistir, sadece turkiye icin cok ama cok kotu olmustur.
baskan olmasi ihtiyar insanlara umut verecektir. ihtiyar insanlar amerikada kendilerine daha cok yer bulacaktir. ayrica kaybettikleri saygiyi yeniden kazanacaklardir.
kadinlarin yaninda olan baskan adayi. kazanmasi kadin - erkek esitligi acisindan faydali olacaktir. sarah palin gibi kadinlar daha iyi yerlere gelecektir.