Türkiye’de yüksek lisans yapmış, yurtdışında doktora yapan biri olarak akademideki insan profiline göre zorluğunun değiştiğini çok rahat söyleyebilirim. Türkiye’de kendi danışman hocam tezimin tek bir cümlesini dahi okumamış ve jüri üyelerine paslamışken, yurtdışındaki danışmanım gel senle beraber yayın yapalım. devletten funding aldım, al bu da paramız diyebiliyor. Asistanlık desen 8-5 mesai değil, haftada 10-15 çalıştığın iyi bir gelir kaynağı sadece. Akademisyenler sizi meslektaşı olarak görüyor, öğrencisi değil. Tam anlamıyla sizi akademiye hazırlamaya çalışıyorlar. Akademik kariyer yapmak isteyenlere tavsiyem Türkiye’de değil, yurtdışında doktora yapın. Şimdiki aklım ve kenarda param olsaydı yüksek lisansı bile yurtdışında yapardım.
Eşim felsefeye ve psikolojiye ayrı ilgi duyar. Bir gün kitaplığımda eşimin (o zamanki sevgilimin) hediye ettiği birkaç kitabı gördüler. Muhafazakar aile yapısında genellikle felsefeye sıcak bakılmaz, bilirsiniz. Evde kıyamet koptu neymiş ben de zaten değişmişim, uçuk uçuk fikirlerim varmış bir daha görüşmeyecekmişim (bunu dediklerinde de 27 yaşında, 5 senedir de kendi parasını kazanan biriydim). Her sağlıklı insanın yapması gerekeni yapıp sevdiğim adamla evlendim. süreç beni çok yıprattı tabi ama nasıl ve kimle mutlu olacağınızı çok iyi biliyorsanız, yolunuzdan da dönmüyorsunuz. Şimdi çok güzel giden bir evliliğim var ve 2. Ailem de artık gerçek aileme saygı duyuyor. Kendinizden ve ilişkinizden Eminseniz, vazgeçmeyin.
Akademikten computer based’ten overall 8 aldım geçen sene. Reading ve listening im 8.5 olmasına rağmen writing ime 7 vermişlerdi. Böyle bir muhabbet dönüyor insan okuduğu için writing daha düşük veriyorlar diye. Çalışmaya gelince özel bir şey yapmadım sadece writing ve speaking için bol bol video izlemiştim özellikle grafik yorumlama için farklı kelimeler istiyorlar. Bir de çıkmış sınavlardan çözmüştüm bol bol. Çok güzel bir website bırakıyorum çalışmak isteyenler için. Şimdiden başarılar.
3 ay önce eşimi ve kedimi de alıp arkama bile bakmadan yaptığım insanı büyüten ve olgulaştıran eylem. O istanbul havalimanından dış hatlara geçiyorsun ya işte orası özgürlük kokuyor.
Dünyaya bir daha gelsem seninle tanışana kadar ‘öldürseniz evlenmem’ diye atıp tutar sonra da yine seninle evlenirdim. Sen benim bu yolu bu zamana kadar beraber el ele yürüdüğüm ve sonuna kadar da beraber yürümek istediğim hayat arkadaşımsın.
(bkz: Yukarıdaki yazı sarkastikse komik; değilse daha da komik)
Kadın şahitliği dediğiniz günümüzde hala imam nikahlarında yarım sayılıyor ne eşitliği bu? Varlığımız ve beyanımız yarım sayıldığı, güvenilmediği için şükür mü edelim gerçekten? Ben kadınları erkeklere ‘emanet eden’ veya tarla gibi gören hiçbir zihniyeti eşitlikçi göremediğim gibi evrensel de bulamıyorum ne yazık ki.
Bütün bunlar kadının farkındalık kazanıp hak talep etmesinden korkan bir avuç ticaretle uğraşan zengin erkeğin, kadınları dizginleme çabasından başka bir şey değil.
Ben ürkmesin diye 2 ay sonra başladım. 1.5 yıl oldu hala istediğim şekilde eğitemedim arada kıyafetlerini katlamadan dolaba atıyor. Siz daha erken başlayın o yüzden.
internette anlatıldığı gibi herkesin birbirinden özür dilediği, arkadan gelen insanlara kapı tuttuğu, yolda yürürken gülümseyip selam verdiği bir ülke. yaya geçidini 10 dakikada geçip trafiğe sebep olsanız bile asla korna çalmıyorlar zaten geldi geleli toplam 10 kere korna sesi duymamışımdır. Adamlar bunca zaman soğuk iklimin arkasına sığınıp kendi içlerinde hayali bir ülke kurmuş.
Bugün çalıştığım yerde terfi aldım gibi bir şey oldu. Türkiye’de iyi olduğumu zaten biliyordum ama başka bir ülkede de aynı övgüleri almak çok mutlu ve özgüvenli hissettirdi. işleyen demir her yerde ışıldıyormuş.
Türkiye’de neden 2 kat ücret alındığını anlayamadığım otobüstür. Olay daha fazla koltuk olması ve oturarak gitmekse kalabalık olmayan bütün hatlarda aynı tarife uygulanmalı. Yakıtının da normal otobüsten fazla olduğunu da düşünmüyorum motorları muhtemelen aynı çünkü. Bu 2 kat ücret olayı da bi Türkiye’de var sanırım zaten.
insanların bakış açısını değiştirerek. Başka bir ülkeye taşınınca anladım ki Türkiye’de birçok insan ceza almamak için kurallara uyuyor ya da bir şekilde bir yolunu bulup cezadan kaçıyor. Burada insanlar ceza almamak için değil; doğru olanın bu olduğunu bildiği için kurala uyuyor. Yani ceza almayacaksın, kimse seni yargılamayacak desen bile o kişi öldürsen kırmızı ışıkta geçmez. Türkiye’de insanların ‘bunu ceza almamak için yapmamalıyım’ mentalitesinden kurtulması lazım tabi bunda devletin payı da büyük. Kolluk kuvvetleri burada korku değil; bir güven unsuru, halk için varlar ve bunu hissettiriyorlar.
Bu bir itiraf değil ama geceleri bazen uyandığımda birkaç dakika eşime ve aramızda yatan kedimize bakıp mutlu oluyorum. Ben galiba dünyanın en şanslı insanıyım ya. Öyle anlatasım geldi.
Son yazdıklarınızdan sonra harcadığım vakte gerçekten üzüldüm. Öğrencilerimde gördüğüm değişimin verdiği motivasyon ve mutlulukla belki aynı değişimi ve aydınlanmayı sizde de yaşatabilirim sandım ama olmadı. Ne yapalım, siz bilimden son derece uzak bir anlayışla ve bilime çoğu zaman ters düşen dininizi yaşarken bilimi savunmaya tutarsız bir şekilde devam edin o halde.
Ben de diyorum ki verdiğiniz sayısal örnekler araştırma evrenini kapsamıyor. Araştırmalarda evren ve örneklemler vardır ve araştırmacılar yaptıkları araştırmalarının örneklemleri evrenlerine genellenebilirliklerine göre eleştirilirler. Sizin örneklerimizin genellenmeyi bırak bahsi geçen evrenden başka diyorum. Siz elma tanesi ile büyük bir armutu hesaplamaya çalışıyorsunuz. Daha basit nasıl anlatabilirim bilmiyorum.
Ben felsefeden zerre anlamam hatta eşim bile hayıflanır felsefeden anlamamama. Her düzgün ve kendinden emin konuşanı ‘uçuk felsefeci’ ilan etme geçen yüzyılda kaldı sanıyordum. Kendimden emin konuşuyorum çünkü kendimden eminim. Sizin bilimle gel dediğiniz istatistik benim hayatım. Ben ömrümü akademiye verdim diyorum siz ne diyorsunuz. Burada eğitim seviyemizi ve aldığımız dersleri hatta akademik çalışmaları mı tartışalım? Yani onu da tartışabiliriz tabi de sizin aleyhinize mi olur lehinize mi bilemedim.
Marvel evreni mi? Bilim konuşuyorduk sanıyordum. Çok evrenler teorisi örneğiniz gerçekten marvel mi olacak? Sözün özü kanıtladığınız hiçbir şey olmadığı gibi beni vurmaya çalıştığınız yer de oldukça komik. Bilim konuşalım diyorsunuz iki lafınızdan biri ‘biz sizin gibileri çok gördük’. Hayır görmemişsiniz, keşke biraz görseydiniz de o bozuk ağız yapınız biraz düzelseydi inandığınız dinin emrettiği gibi.
Hani internette bir konunun uzmanına diklenen insanlar sonradan komik durumlara düşüyor ya, bir örnek de sizden gelsin o halde :D bilimden anlamasaydım ömrümü hem yurtta hem de yurt dışında bulunmama sebep olan akademiye vermezdim. Ben mesela iki kere hem Türkiye’de hem de yurt dışında Advanced statistics dersi aldım. Doktora ve yüksek lisans öğrencilerine istatistik danışmanlığı verdim. Siz tereciye tere satmaya çalışıyorsunuz haberiniz yok.
Siz yazdıklarımı anlamıyorsunuz sanırım. Ben diyorum ki bir şeyin var olduğunu iddia etmek kanıt gerektirir zaten. Hiç kimse oturup başka gezegenler yok deyip kanıt aramadı sorular hep ‘var’ üzerinden gitti. Var diyen kişi kanıtlamak zorunda ki az önce bana itham ettiğiniz ‘bir şeyi başka bir şeyi çürüterek kanıtlama’ suçu siz kendiniz yapıyorsunuz. Benim iddiamı çürüterek bir şeyleri kanıtladınız sanıyorsunuz ama doğru tabi dediğim gibi h0 ve h1 hipotezi bunlar tabi ki kendi nedeninizi açıklayacaksınız ama keşke tutarlı olup bana bulunduğunuz ithamı siz yapmasaydınız.
Gelelim diğer konuya, kendi ‘inancınız’ ile ilgili ben herhangi bir kanıt göremiyorum. ‘Senin inancın imkansız o yüzden benimki doğru’ savunması sadece sizin kanıt dediğiniz. Verdiğiniz zar örneği çok sınırlı ve kısıtlı bir örnek. Gerçekten üzerinde 6 tane rakam olan zar ile bu uçsuz bucaksız evrenin (belki de evrenlerin) ve sayısız gezenin oluşma olasıklarını aynı şekilde mi açıklayacağız? :D hakaret etmek istemiyorum ama gerçekten bu benim için komik bir düşünceden fazlası değil. Zarın olasılığı bu kadar, evrenin oluşması o yüzden bundan fazla olmadığı için imkansız???
Son olarak benimle konuşurken kullandığınız dile dikkat edin lütfen. Bana göre bu kadar zayıf düşüncelere sahip olmanıza rağmen size saygımı koruyorsam sizden de saygı beklediğimdendir. O küfürü oradan kaldıralım lütfen önce. Sonra ise ‘ruh’ dediğiniz şey yine kanıtlanmış bir şey değil ve yine sizin ‘doğru’ kabul ettiğiniz ama aslında olmayan bir şey. Bilim de ruhu kabul etmez. O öldükten sonra 21 gr olayı da ruh değil vücudun bıraktığı sıvılardır. Kendi doğrularınızı gerçekmiş gibi dayatmayın. Sıradaki ne? Ayetler var ayetler mi?