hogwarts savaş sahnelerinin kısalığı ve genelde arka fonda kalması, önemli yan karakterlerin ölümlerinin gösterilmemesi gibi kusurlarına karşın, efektlerinden müziklerine, oyunculuklarından senaryosuna kadar kesinlikle iyi bir kapanış filmi olmuştur. en sevdiğim sahne, snape'in anısını ziyaret ettikleri sahne ki gözlerim dolmadı değil! alan rickman kesinlikle mükemmeldi. ağlarken rolü gerçekten yaşamış gibi. 19 yıl sonra sahnesi biraz sönük kalmış gibi ama yinede hikayenin kilit yeri, hogwarts'a geçiş mekanı olan king's cross'da filmin son bulması önemli detaylar.
filmler kitapların yerini tutamaz, yüzeysel kalırlar ama yinede bu 10 yıllık süreç içinde çekilen 8 filmde başarılı uyarlamalardı ve bence hepsinin ayrı bir yeri var hayranlarında. bitti diye üzüldük elbette -burada çocukluğundan itibaren oyuncular gibi hp ile büyüyen birçok kişinin paylaştığı gibi- sonuçta benim gibi birçok fan için bir 'devir' kapandı diyebiliriz. ama bir yandan da onlarca yıl sonra bile hatırlanacağını düşünüyorum bu serinin, başta kitaplar olmak üzere filmlerinde. (bu arada bence en iyi kitap 5. bölüm, en iyi film 3. bölüm)
evet harry potter fanatikleri, seri bitti! aslında 2007'de bitmişti ama belki sinemanın görsel olarak daha etkili bir yanı olduğundan kitabın bitişine filmin bitişi kadar üzülmemiştir bir çok kişi. evet, mendillerinizi çıkarıp ağlayabilirsiniz o zaman *
filme puanım: 10/7.9
edit: duygulandımm lann, bundan faydalanarak tüm hp fanlarının yorumlarına benden + oy! :D
kıyamet alametidir. bu nasıl bir cesarettir demiyorum, türk halkının yeterince yüz vermesinden kaynaklıyor bu tür şahıslara. böylece anlamını ve değerini bile bilmediği eserleri bok edebiliyor. melodisi çok hoşuna gitmiş galiba, davullarda vokal olmuş. konsere giden seyirci sayısı kadar tüyler ürpertici bir vaka!
ata sözüymüş. bunu söylenenin ta.. sanırım uçkuruna sahip çıkamamanın ve kendini engellemenin zor olduğu durumlarda, abazanın kendini kurtarma amaçlı söylediği bir laf olabilir. böyle düşünen şerefsiz krolar vardır ve onların.. neyse.
bir insan bir ırktan ya da bir milletten nedensiz yere nefret ediyorsa, geçmişten şu zamana kadar beynine doldurulan 'nefret pompaları'ndan itibaren kendi başına düşünememiş koyun ya da faşisttir. nedeni varsa eyvallah.
80'lerin ve 90'ların elektronik müziğini günümüze uyarlamış ama yine de nakaratın yetersizliği yüzünden sadece müziği ve giriş sözleri güzel olan şarkıdır.
uma thurman, jude law, roberrt de niro.. bu üç amerikalının ne işi olduğunu bilemediğimiz bir jürinin hiç beğenilmeyen drive ve genelde olumsuz eleştiriler alan ve parfüm reklamına benzetilen, güzelliği adına pek umudum olmadığı the tree of life'ı ödüllendirmesi şaşırtıcı değildir. ( jüri toplantısına bile katılmayan malick'in filmlerini severim ama benim yönetmenim değildir hani.) yani yine sanattan anlamayan amerika kazanmıştır, aman ne mutlu! uma thurman spider-man 3'te izleyip çok beğendiği kirsten dunst'a oyunu vermiştir muhtemel. bari emily browning'e verselermiş, daha iyi bir oyuncu olduğu kesin bu kızımızın. erkek oyuncu ödülünü botokstan yüz ifadeleri anlaşılmayan brad pitt'e gitseymiş şaşırmazdım.
hadi de niro neyse de saçma salak hollywood filmlerinde oynamış uma thurman ve jude law gibi ismlerin ceylan'ın sinemasını anlaması mümkün mü? bir amerikalı yetmiyor mu jüriye? orada bile parmakları eksik olmuyor. aslında de niro bile şüpheli benim için. bir 1900'ü var hatırladığım dünya sinemasından filmi. ünlenmesini sağlayan şişik amerikan filmleri. büyük oranla mallick'i kayırmışlardır diye düşünüyorum. ne de olsa amerika dünya sinemasına hep temkinli, şüpheli yaklaşır, kendi ülke sinemaları dışında yayılmasını istemez, sermayeyi ve koltuğu her yerde aramak ister. bu açıdan hiçte güvenilir bir sonuç değil bence. ha yine ceylan'ın en azından bir ödül alması sevindirici.
saksafon ve elektroniğin uyumu dışında hakikaten vasat bir şarkı. born this way ve judas nerde bu nerde? istersen bin kere dinle, yine vasat. alışmayla ilgisi yok.
beni hayal kırıklığına uğratan lady gaga şarkısı. the edge of glory içinde böyle. zaten bu tarz rock altyapılı vasat yabancı şarkılar var piyasada. yani gaga yapınca ilginç mi oluyor? hayır.. nerde alejandro, nerde judas? umarım albüm iyi olur, guardian albümü dinleyip 4 yıldızı basmış zaten.
gürcistan ve almanya'nın hakkı feci yenmiştir. gürcistan başarılı bir rock şarkısıyla (bizim kellerin şarkısından kat be kat iyi olan), almanya (yani lena) ise house altyapılı bence yarışmanın en iyi şarkısı ve en 'şık' şovuyla birinci olabilirdi (geçen senenin birinci şarkısından kat kat iyiydi bu da), ikisi de olsa farketmezdi yani. ama ödül sıradan bir eurovision şarkısına ve itici azeri tiplere gitti. bir yandan komşumuz olması açısından ve şarkının berbat olmaması açısından gelip geçilebilir bir durum, en azından diğerleri kazansaydı üzülürdüm ama böyle ne üzüldüm ne de sevindim diyebilirim. ayrıca nigar'ın türk bayrağı sallaması ise milliyetçi şahısları bayağı bir sevindirdi, ee ancak kendilerini böyle avutabilirler zaten..
kısa süren, hızlı ilerleyen, kafa ütüleyen detayların olmadığı, yani diğer türk dizilerine benzemeyen, kaliteli oyunculara sahip gerçekten güldüren bir dizi. (tabii trt'nin tüm dizileri kısa sürüyor o ayrı).
