dün akşam kadıköy kargart'da sergilemiş olduğu standup gösterisiyle harika bir performans çıkarmış, izleyenleri yarmış olan insan evladıdır. severek takip ediyoruz.
cinselliğe aç hayvan topluluğu.
devlet hala daha youporn'a erişim yasağı koysun. bu kadar cinselliğe aç bir millete sahip olduğunu bile bile. hiç olmassa pc başında pisliklerini akıtır, bir nebze olsun durulur bu hayvan topluluğu.
hiç kimsenin beğenmediği albüm. * oysa ben gayet güzel buldum albümü. çoğu insanın beğenmemesinin nedenini ise tarkan'ın eski albümleriyle kıyaslama yapması olduğunu düşünüyorum. oysa adam günler öncesinden, albümün isminden farklı bir şeyler ortaya çıkaracağının sinyallerini vermiş. daha ne yapsın.
evet bu albümün altyapısı diğer hiçbir tarkan albümüne benzemiyor. tarkan albümlerinde ki o alışıla gelmiş alaturka müzikten eser yok bu albümde.
kendini tekrar etmek yerine farklı şeyler denemeyi yeğlemiş. helal olsun.
zamanında öyle albümler ortaya çıkardı ki (karma, şımarık gibi) tüm şarkıların dört dörtlük olduğu, yıllar geçse bile dinlenebilirliğinden hiç bir şey kaybetmeyen albümler. haliyle bu noktadan sonra yeni gelenin beyeni kazanması zor oluyor.
son olarak bir karma ya da şımarık albümü kadar sükse yaratacak olmasa bile dinlenebilirliği yüksek olan albüm. zamanla kendini sevdiren cinsten bir şey.
--spoiler--
Odtü Sözlük
Bi ara yazıcaz buraya komik bir şeyler...*
--spoiler--
admini gruggeo'nun canla başla çalıştığı sözlük. lakin şu an ben sol frame'i göremiyorum. ya benim pc'de herhangi bir sorun var ya da admini gruggeo yaptığı fazla mesai sonucu yazarları ve kendini yılbaşı tatiline çıkardı.
kendisinin yanlışlıkla, çalıştığım turkcell bayiisine gelip istemeden de olsa benimle muhatap olmuş yazar kişisi.* her ne kadar beni hatırlamasa da yüzünü sözlük zirvelerinden birinde gördüğüm için hatırlamak benim için kolay olmuş, ve devamında kendisine -uludağ sözlüktensin di mi?- sualini sorarak kafamdaki tereddüte verdiği yanıtla son vermiş yazar kişisidir kendileri.
işemek için 30 dakika wc aranan yegane mekan. ne idüğü belirsiz, sevimsiz, düzensiz bir nevi labirentten bozma iş merkezi. neyin nerde olduğunu çoğu çalışanı bilmez.*
görüldüğü yerde kaçılması gereken bayan modeli.
ne halt yediklerini bilmedikleri gibi bunların nelere gebe olacağını düşünmekten kaçınırlar. çoğu karşısındakini yakar; yoluna devam eder.
çok da abartılcak güzellikte bir parça olmamasına rağmen, bünyede ara ara dinleme isteği uyandıran james blunt parçası. dinledikçe güzelleşen parçalardan olsa gerek.
kate çocukluğundan beri beynini kurcalayan soru işaretlerinden bir nebzede olsa kurtulmuştu. bütün bunlar ada ve brendın sayesinde olmuştu. artık yıllardır beynini kurcalayan sorulardan kurtulmuş, küçük çaplı bir beyin orgazm'ı yaşamıştı. her ne kadar şahin k gibi birinden çıktığına inanamasa da anlatılanların gerçek olma ihtimali bir hayli yüksekti.
brendın mickey mouse'lu boxer'ını götüne geçirdikten sonra, sözde halay ekibi'nin halay başısı olan rıfat'tan sigara istedi. sigarasızlık başına vurmuştu brendın'ın. rıfat cebinden samsun 216'yı çıkardı ve brendın'a içerisinden bir dal verdi. brendın duman'ı ciğerine çekerken bir yandanda gözleriyle rıfat'ı süzüyordu.
hafta'da bir, bir takım ipnelerin sürdüğü uçan daireden bozma helikopterle tuvalet kağıdı'da dahil bütün ihtiyaçlar ada'ya atılıyordu. brendın kapağı sağlam yere atmıştı.
brendın sahilden eve döndüğünde şişe'deki mesajı düşünüyordu hala. 1 hafta nasıl geçicekti? adaya kim gelicekti? merak ediyordu. pc'nin başına oturdu sayıları girdi. sonra lan facebook'a da girilmiyor ne sikik bir pc bu dedi. kim bilir facebookta neler dönüyor kim kimin götünü parmaklıyor diye meraklandı.
brendın istediği cevabı alamadığından olsa gerek. sahile gitti. sahilde mal mal yürürken yerde bir şişe buldu. şişe'nin içinden bir not çıktı her zamanki gibi. not da aynen şunlar yazıyordu. "rakı sofrasını kur haftaya piiz yapmaya geliyoruz adacak!" oha dedi brendın birileri benimle fena daşşak geçiyor. peki haftaya adaya gelecek olan kimlerdi? brendın ın beyninde bir sürü soru işareti oluşmuştu. sahile geldiğine de pişman olmuştu.
ama sementa brendın'ın söylediklerini pek de sıcak karşılamamıştı. seninle koskoca ömrümü bu boktan ada'da geçirecek değilim. bakışı atmıştı kendisine. brendın boynunu büktü. öküzün trene baktığı gibi sementa'ya baktı.
çocukluktan beri robinson crusoe okuyorum. haliyle ıssız bir ada'da napıcağımı çok iyi biliyorum dedi brendın kendine güvenerek. istersen seninle burada küçük bir hayat kurar birlikte ölene dek yaşarız dedi sementaya.
karşısında duran sementaydı. gerçek olduğuna inanamıyordu. gerçek olup olmadığını anlamak için silikonlu gögüslerine parmak attı. evet gerçekti. karşısındaki sementaydı. hayatında aşık olduğu tek kadın. peki ama sementa'nın burada ne işi vardı? içinden "neyse laa dedi bokunu karıştırmaya gerek yok". içimde zaten hep bir ıssız ada fantezisi vardı diyerek sementaya bakmaya devam etti.